03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ndektir: arıdan aca onulan mokrat ran tin Ali ır. Döisimdergi. Derının en, yaisi, ayın or minkatılan calı pidan simçuk’un abında irinde bam e derep” msüz aktır. belirtbam Sıu kez arak siyımlaile alanan uruş v bark, yerek, yüzsüztün fı tiyatyönetigişe, yapımz sahama, , imzabir yaen bir n Ilyıllarrdınluca saptara en Sınıfı’ı ken onun tümüyle farklı bir ses bulmuş olması, ayırt edici bir özellik olarak değerlendirilmiştir (…) 60’lı 70’li yılların işçiköylü hareketlerinin onu çok heyecanlandırdığına dair bir işaret şiirlerinde yoktur. Grevler, toprak ve fabrika işgalleri, Rıfat Ilgaz şiirine öğrenci gençlik hareketi ve Vietnam halkının savaşı kadar girmemiştir (‘Güneşten Uzakta’, ‘Elifin Babası’/ ‘Güvercinim Uyur mu?’, 1974). O heyecanlı çağrılar, bildiriler yazmaktansa, ülke ve dünya koşulları karşısında bilgece bir ‘tartma’ ve halkça bir öfke içinde kalmayı yeğlemiştir. Bununla birlikte, dönemin atmosferini derin bir bilinç ve duyarlılıkla kavradığına, şiirini de böyle kurduğuna hiç kuşku yoktur” (7). Ilgaz, 1969’da yayımladığı Karakılçık isimli kitabının, bir önceki yıl kaleme aldığı “Aydın mısın” şiirinde şöyle seslenir: “Kilim gibi dokumada mutsuzluğu/ gidip gelen kara kuşlar havada/ saflar tutulmuş top sesleri gerilerden/ tabanında depremi kara güllelerin/ duyuyor musun// kaldır başını kan uykulardan/ böyle yürek böyle atardamar/ atmaz olsun/ ses ol ışık ol yumruk ol/ karayeller başına indirmeden çatını/ sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm/ alıp götürmeden büyük denizlere/ çabuk ol// tam çağı işe başlamanın doğan günle/ bul içine tükürdüğün kitapları yeniden/ her satırda buram buram alınteri/ her sayfası günlük güneşlik/ utanma suçun tümü senin değil/ yırt otuzunda aldığın diplomayı/ alfabelik çocuk ol// yollar kesilmiş alanlar sarılmış/ tel örgüler çevirmiş yöreni/ fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende/ benden geçti mi demek istiyorsun/ aç iki kolunu iki yanına/ korkuluk ol” (8). Şiir, öykü, oyun, roman ve çocuk edebiyatı türünde örnekler veren Ilgaz’ın yapıtlarını, bütünlüklü olarak ele almak gerekir. Ilgaz’ın eserlerinde görülen başlıca ortak benzerlik kendi yatağını oluştururken, ele aldığı konulardaki anlatımın sadeliğidir. Şiirde dille oynamalardan kaçınması, aliterasyonlardaki yerli yerindelik, romanlarında karton tipler yerine kanlı canlı kurgulamalarla karşımıza çıkması, mizahında kullandığı mizahın aşırılıklara kaçmaması, sanatsal biçemine verdiği ortak özellikler. VE 12 EYLÜL... ¥ mek neredeyse olanaksız görülür renen oğlu, babasının yanında alır soluğu: “Ya baba, sen ne yaptın? Madem böyle bir olay vardı, niye bana söylemedin? Niye rahatını kaçırayım ki?.. Baba oğul oturduk içtik. Eğer öldüreceklerse öldürsünler!” (9) yanıtını alacaktır. 12 Eylül cuntasının mimarı, “Bir sene önce yapacaktık ama olgunlaşsın diye bekledik” diye açıklamada bulunacaktır. Darbeye zemin hazırlamak için, 838 kişinin daha öldürülmesi beklenmiştir. Bu karanlık dönemde, Rıfat Ilgaz 70 yaşındadır. Bu yaşına rağmen Ilgaz, elleri kelepçeli olarak “Cide’nin papazını yakaladık!” denilerek beş kilometre yürütülecek, tüm hapishanelerin tıka basa dolu olması nedeniyle, Kastamonu Et ve Balık Kurumu mezbahasında kendinden geçtiğinde tekme ile uyarılarak, dört gün boyunca ayakta bekletilip sorgulandıktan sonra tutuklanacaktır. Rıfat Ilgaz 12 Eylül karanlığını da aşacak, yılmayacaktır. Girdiği her sıkıntıda, kimi zaman kendisine verilen gümüşten ödülünü sattırarak kimi za man kitaplarını imzalayarak ayakta kalacak bir direnç sergileyecektir. Ta ki 2 Temmuz’a, Sivas kıyımına kadar. İşte buna yüreği dayanamaz, 7 Temmuz 1993 tarihinde aramızdan ayrılır. 1987 yılında yayımlanan Ocak Katırı Alagöz kitabındaki “Son Şiirim”, halk sevgisinin, toplumsal bilincin, sanat anlayışının göstergesidir: “Elim birine değsin/ ısıtayım üşüdüyse/ boşa gitmesin son sıcaklığım!” (10). Notlar: 1 Aydın Ilgaz, Sınıf’ın Efsanesi, Çınar Yayınları, İkinci Baskı Şubat 2010, s. 1213. 2 Rıfat Ilgaz, Bütün Şiirleri, Çınar Yayınları, Üçüncü Baskı Ocak 2010, s. 287. 3 Aydın Ilgaz, a.g.e, s. 1214 4 1940 Kuşağı’nın Ulu Çınarı Rıfat Ilgaz, Hikmet Altınkaynak, “Rıfat Ilgaz Sempozyumu”, Çınar Yayınları, Birinci Baskı Ekim 2007, s. 415. 5 Yirmi Altı Yıl Sonra Yeniden Rıfat Ilgaz, Osman Şahin, “Rıfat Ilgaz Sempozyumu”, Çınar Yayınları, Birinci Baskı Ekim 2007, s. 74. 6 Rıfat Ilgaz, a.g.e., Bütün Şiirleri, s. 286. 7 Rıfat Ilgaz’da Sınıf Kavramı ve Sınıf Karşıtlığı Anlayışı, Aydın Çubukçu, “Rıfat Ilgaz Sempozyumu”, Çınar Yayınları, Birinci Baskı Ekim 2007, s. 669674. 8 Rıfat Ilgaz, a.g.e., s. 210. 9 Aydın Ilgaz, a.g.e., s. 143. 10 Rıfat Ilgaz, a.g.e, s. 295. 31 MART 2011 SAYFA 15 ce özyükdüzeTürkiye ız na daın örnıf müstırılda anata nı koindeki dir: opüler malande ndan ¥ 1102 12 Mart’ın ardından, toplumsal istemler durmak yerine daha da artmış, sokaklar kan gölüne dönmüştür. Türkiye,“Milliyetçi Cephe” hükümetlerinin elindedir. Öğrenci gençlikten sonra kanlı eylemler, gazetecilere, bilim insanlarına kadar uzanmış; Kahramanmaraş, Çorum, 1 Mayıs katliamları gibi kitlesel saldırılara geçilmiştir. Memleketi Cide’ye yerleşen Rıfat Ilgaz, sıkıyönetim ilanı içindeki ülkede, aydınlar üzerindeki baskı ve sürgünlere tanıklık etmektedir. Kendisini görmeye gelen oğlundan bile gizlediği sırları vardır. Balkonda oturulup kafa çekilen günün ardından, günler önce evinin önüne “Rıfat Ilgaz, bu apartmandan çıkarılmazsa 31 Ağustos gecesi taranacak” pankartı asıldığını öğ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1102
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle