Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Hasan Fehmi Nemli’den, ‘Lord Jim’den sonra ikinci bir Conrad çevirisi: ‘Gizli Ajan’ Conrad’ın kaleminden bir siyasal serüven Conrad’da beni çeken şey, onun her şeyden önce çok iyi bir hikâye anlatıcısı olması. Zaman zaman kaleminin peşine takılmakla, yan hikâyelerle konudan uzaklaşmakla “suçlanmış” olsa da bence bütün eserleri bir mühendis, bir mimar titizliğiyle kurgulanmış gibi. Ne bir şey eksik bırakılmış, ne de bir fazlalık var. Conrad en olağandışı olayları bile o kadar doğal kılar ki, en kuşkucu okuyucunun bile aklına “Peki ama ya şöyle olsaydı?” diye bir soru gelmez. En olmayacak tesadüfler Conrad’ın kaleminin ucunda bir zorunluluğa dönüşür. Conrad’ın hiçbir kahramanının hiçbir çılgınlığı okuyucuya beklenmedik bir davranış olarak görünmez. Tüm gelişmeleri ve değişimleri bir zorunluluğa dönüştürecek olan maddi ve manevi öncüller büyük bir ustalıkla oya gibi işlenir. Bunun dışında Conrad’ın her şeyin anlamı üzerinde yeniden düşünmemi sağlayan sorularını seviyorum. “Gizli Ajan”, çoğunlukla denizlerdeki yaşamı ve doğanın kayıtsızlığı karşısındaki bireyi anlatan yapıtlarıyla tanınan Conrad’ın farklı bir romanı. Burada “siyasal serüven” ağırlıkta. Sence, Conrad’a böyle bir roman yazdıran nedir? Fransız anarşist Martial Bourdin 1894’te Greenwich Gözlemevi’ni havaya uçurma girişiminde bulunur. Conrad o zaman bu girişimi eleştiren, bu tür eylemlerin boşunalığı ve anarşistlerin kendi kendilerini mahvetmeye can atmalarının anlamsızlığı üzerine yazılar kaleme alır. Bu tarihten on iki yıl sonra dostu ve kalem arkadaşı Ford Madox Ford ile anarşizm ve anarşist eylemler üzerine konuşurken arkadaşının ağzından dökülen önemsiz bir bilgi kırıntısı, bombalı suikastların bolca yapıldığı 1880’li yıllarda Londra’ya atanmış olan önemsiz, ancak işbilir bir polis şefinin kaleme aldığı ve kimsenin ilgisini çekmeyen, Conrad’ın tesadüfen okuduğu anıları, Conrad’a felsefi savlarını dayanılmaz bulduğu anarşizm üzerine bir roman yazma fikrini verir. Dönemin ortamının Conrad’ın böyle bir romana yönelmesinde büyük payı olsa gerek… 1880’lerin sonu, 1890’ların başı “ölümle propaganda” yapma yıllarıdır. Bombalamaların, suikastların devrim davasına en iyi hizmet eden araçlar olduğu düşünülmektedir. Anarşizmin kan dökücülüğüne şiddetle karşı çıkan Conrad A Set of Six içerisinde yer alan “Bir Anarşist” ve “Muhbir” adlı öykülerde bu konuyu işler. Gizli Ajan’ın, bir bakıma, bir gözlemevini havaya uçurmak gibi anlamsız bir girişimin nedenlerini ve insanları böyle şeyler yapmaya iten ruh halini anlama çabası olduğunu da söyleyebiliriz. Romanın kahramanı Verloc, bir gizli ajan, bir casus ya da bir başka deyişle bir ajan provokatör. Romanda “terörizm” ve “anarşizm” öne çıkıyor. Kimileri, Conrad’ın, romandaki anarşistleri betimlerken, Bakunin ve Kropotkin’den yararlandığını söylerler. Conrad, romanda, nasıl yaklaşıyor terorizm ve anarşizme? Romandaki anarşistlerin dönemin ünlü anarşistlerinin birer karikatürü olduğu genel kabul görmüştür. Sözgelimi Michaelis’in o sıralarda Londra’da sürgünde bulunan Prens Kropotkin’in kötücül bir portresi olduğundan kimsenin kuşkusu yoktur. Roman boyunca “anarşist”, terörist” hatta “devrimci” kavramları aralarında bir fark gözetilmeden kullanılmış olsa da Conrad romanın yayımlanmasından kısa bir süre sonra dostu, sosyalist R. B. Cunninghame Graham’a yazdığı mektupta, “Devrimci dünyayı hicvettiğimi sanmıyorum. Bütün bu insanlar devrimci olmayıp birer sahtekârdır,” diyecektir. Yine Graham’a yazdığı bir başka mektupta ne anarşizmin parodisini yaptığını ne de felsefesini açıklamaya kalkıştığını, söyleyecektir. O dönemde anarşist bir partinin ve “tipik” bir anarşizmin bulunmayışı da dikkate alınmalıdır. Hükümetin ve otoritenin reddini savunan dönemin “çeşitli” anarşizmleri Tolstoycu pasifizmden kendini beğenmiş bir bireycilikle sağa sola bomba atma taraftarlarına kadar değişmektedir. Romanda sözü edilen ülke de Rusya herhalde.. Roman boyunca adı verilmeden “soğuk ülke”, “kuzey ülkesi”, “Hyperborea” diye suçlanan ülkenin Rusya olduğu çok açık. Conrad’ın anarşizmle ilişkisi ise bayağı karmaşık. Zaman zaman sosyalist politikalara karşı düşmanlık gösterse de çok sayıda radikal insanla yakın dostluklar kurmaktan geri durmamış. Conrad, 1906’da Madrid’de yapılan bir suikast girişiminden sonra dostu, romancı John Galsworthy’ye, “Hangisi daha canice: Madrid’deki bombalama mı, yoksa Şikago Mezbahaları mı?” diye sorar. Conrad’ın en başarılı romanlarının ana temasının “bağlılık” olduğunu ileri sürenlerin sayısı az değildir. İnsanın “hiçliğe, yozlaşmaya, onu yutmaya çalışan sinsi kötülüğe” karşı koymak için yarattığı bir engel olarak “bağlılık”. “Gizli Ajan”da anlatılanlara, ilişkilere bu “bağlılık” bağlamında da bakılabilir mi? Bu görüşe gönül rahatlığıyla katılırım. “Bağlılık”, “sadakat” Conrad’ın birçok romanında önemli bir yer tutar. Gizli Ajan da Verloc’un öyküsü olmaktan çok Winnie Verloc’un öyküsüdür bence. Onun annesine, kocasına ve özellikle de zihinsel özürlü kardeşine olan bağlılığının öyküsüdür. Bu bağlılık ayrıca Winnie’nin geçirdiği değişimin anahtarı ve trajik sonunun hazırlayıcısıdır. Tıpkı Gaspar Ruiz’in karısına duyduğu aşkın ve bağlılığın onun sonunu getirmesi gibi. asan Fehmi Nemli, bir süre önce Joseph Conrad’ın en iyi romanlarından Lord Jim’i kazandırmıştı dilimize. Geçenlerde de yine onun Türkçesiyle, Conrad’ın, denizdeki yaşamı konu alan yapıtlarından farklı nitelikler taşıyan Gizli Ajan adlı romanı yayımlandı. İlk kez 1907’de yayımlanmış olan Gizli Ajan, işlediği konu bakımından, bir “siyasal serüven romanı” olarak tanımlanabilir. İyi bir çevirmenin, çevirdiği kitaba araştırıcı bir okur gibi de yaklaştığını düşünerek, Gizli Ajan’ı sizlere Hasan Fehmi Nemli’nin gözünden aktarmak istedim. “Gizli Ajan”dan önce de “Lord Jim”i çevirmiştin. Art arda iki Conrad çevirmenin ardında bir Conrad tutkusu yatıyor sanırım? Aslında Conrad’dan üçüncü bir kitabının çevirisini tamamlamış bulunuyorum: A Set of Six. Altı öyküyü içeren bu kitap bir derleme değil, Conrad tarafından bu haliyle yayımlanmış. O zamandan beri de bütün yeniden basımlarda bütünlüğünü koruyor. Conrad’ın buradaki bütün öykülerini çok beğenmiş olmakla birlikte, özellikle “Gaspar Ruiz” adlı öykünün Türkçe okunabilmesini çok arzu ettiğimden bu kitabı çevirmek konusunda fazlasıyla ısrarcı oldum. İletişim de sağolsun, beni kırmadı. Sorunun cevabı, “Evet, Conrad okumayı da çevirmeyi de seviyorum.” Peki, Conrad’da seni asıl çeken nedir? H “Gizli Ajan”, çoğunlukla denizlerdeki yaşamı ve doğanın kayıtsızlığı karşısındaki bireyi anlatan yapıtlarıyla tanınan Conrad’ın farklı bir romanı. SAYFA 6 3 ŞUBAT 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1094