29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 17 OCAK PAZARTESİ ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER yolundaki sözünü tutup tutmadığını araştırmadan önce AKP’ye uyarıda bulunmak gerek. Seçim yaklaşıyor. Yine milyonlarca lira harcanacak o afişlere, reklamlara. Ne olur, ne olur, siz de düzeltin. “Herşey” diye bir sözcük yok. Buna benzer bir marka var galiba; ama Türkçede böyle bir sözcük yok. “Her mahalle, her seçim, her başbakan” derken nasıl ayrı yazılıyorsa “her” sözcüğü, “şey”in başına geldiğinde de ayrı yazılır. Her şey… HER ŞEY… “ar, er” ekini alır. Başka bir deyişle, “ar, er”, tek heceli eylem kök ve gövdelerinin büyük bir bölümüne getirilen geniş zaman ekidir. Yalnız “banar, yanar” değil, “yapar, keser, düşer, öter, yazar” da böyledir. Nazlı Hanım’ın örneklerinden birini atladığım, dikkatli okurun gözünden kaçmayacaktır. “Kanar” sözcüğünü atladım; çünkü o, ek bir açıklama gerektiriyor. Eğer eylem “aldanmak” anlamındaki “kanmak” ise, geniş zaman çekimi “ar” ile yapılır (kanar); eylem “kanamak” ise geniş zaman çekiminin eki “r” olur: kanar. Bilmem anlatabildim mi? D ideban, “Gözcü, bekçi, nöbetçi, gözetleyici” demekmiş. Muzaffer Sarısözen’in derlediği bir Bitlis türküsünde geçer: Dideban üstündeyim (Loy loy loy loy loy balım) Dal boyun kastındayım Erenler dua edin Ben murat üstündeyim İnternetten araştırdım; Bitlis’te “Dideban” adını taşıyan bir ilköğretim okulu, bir de gazete var; bu adı taşıyan bir yer (köy, mahalle vb.) yok. Öyle ise sevgiliyle gizli buluşma mı kastediliyor? “Dal boyun” da sevgiliyi çağrıştırıyor. Ya, “murat üstünde” olmak? Yoksa köylü atalarımız da saraylı atalarımız gibi sevişiyor muymuş? Gerçi, köylü atalarımız pek kimseyi ilgilendirmez. Padişah özentilerinin köylü atayla ne ilgisi olsun! Onlar için varsa yoksa Osmanlı sarayı. O padişah ataların sevişmeden etmeden onlarca çocuğun babası olabileceğine akılları yatıyor da seferler dışında bir yaşamları olabileceğini kabullenmekte zorlanıyorlar. Kanuni de sevişir miymiş? A, ne ayıp! 20 OCAK PERŞEMBE TV’de gösterilen ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ dizisinin isminden rahatsız olduğunu yazdı Erdal Okyar ve bu adın doğrusunun ÖYLE BİR GEÇER Kİ ZAMAN olup olmadığını sordu. Ben de dizinin adını, “Öyle bir geçer zaman ki / Dediğim aynıyla vaki” diye başlayan bir Erkin Koray şarkısından aldığını; yani eleştirmek gerekiyorsa dizinin adını değil, Erkin Koray’ın şarkısını eleştirmek gerektiğini yazdım. Doğru sözdiziminin Erdal Okyar’ın söylediği biçim olduğunu eklemeyi unutmuşum. Onu da burada söyleyeyim. 22 OCAK CUMARTESİ Nazlı Salihoğlu soruyor: “Sanmak fiilinin çekimini kızlarımla çok tartışmışımdır. Büyük kızım ‘sanar’, küçüğüm ise ‘sanır’ der. Ben de ‘sanır’ diyenlerdenim. Ancak merak ettiğim bir şey var: banmak, kanmak, yanmak fiilleri neden bu kurala uymuyor? Onlar neden banar, kanar, yanar şeklinde çekimleniyor? Bu soruma köşenizde yanıt bulabilirsem sevinirim.” Bir iki hafta önce bu konuya değinmiş, “Türkçede iki tane geniş zaman eki var. Bunlardan biri ‘r’, öteki de ‘ar, er’. Geniş zaman çekimine eylem kökleri ya da gövdeleri bu iki ekten birini alarak girer. Bu iki ekten daha genel olanı ‘r’dir.” dedikten sonra, hangi eylemlerin ‘r’ ekiyle geniş zaman çekimine girdiğine ilişkin açıklamayı da şöyle yapmıştım: “Birden çok heceli bütün eylem kök ve gövdelerine, ünlüyle biten eylem kök ve gövdelerine, tek heceli eylem kök ve gövdelerinin de bir bölümüne bu ek gelir.” Tek heceli eylem kök ve gövdelerinin yalnızca bir bölümü bu ekle çekime giriyor. Geri kalanı, 19 OCAK ÇARŞAMBA İyi şeyler de oluyor. Otoyol üzerindeki Tamirhane durağının adı değiştirilip Medical Park yapılınca eleştirmiştim. Geçenlerde baktım, Bahçeler olmuş durağın adı. Ne güzel! Oradaki özel hastanenin hastaneye benzemeyen adını bir de durağa vermenin ne anlamı var! Masalcı Dede Cemalettin E. Kavaklıgil: “Uyarılar etkili oldu. Ayşe Arman kaç yazıdır artık o sözcüğü ‘hamiş hamiş’ diye yazmıyor.” diye müjdeyi verdi. Doğru, yazmıştık, uyarmıştık. Yine de bizim etkimiz olup olmadığını bilmiyorum. Ikea’yı da “her şey”i bitişik yazıyor diye eleştirmiştik. O da düzeltmiş. Bütün reklamlarında, doğru biçimiyle “her şey” diye yazıyor artık. Ikea’nın Türkçe kullanma kılavuzu vereceği 24 OCAK PAZARTESİ 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları (Adı bu mu gerçekten?) için kar bekleyen Erzurum’da kar duasına bile çıkıldı; ama uzun kış aylarını hep kar altında geçiren Erzurum’a bu yıl karın yağmayacağı tuttu. Erzurum ve kar (karsızlık) haberlerini okudukça Cazim Gürbüz’ün “Gelin Bizi Ayırt Edin Ulan” (Kora Yayın) adlı kitabındaki gülmece öykülerinin ilki geliyor aklıma. “Demişler ki adama, ‘Yahu gittin bir kış geçirdin o uzak ve soğuk Erzurum’da, ne gördün, hele anlat. ‘Vallaha’ demiş, ‘Zengini hamal Erzurum’un, fakiri da rahvan.’ Oturmuşuz pastanede sıcak sobanın başına, karşıda sokak lambasının ışığı altından geçen rahvanları ve hamalları seyrediyoruz. Aynı o adamın dediği gibi, yoksullar daha fazla üşümemek için rahvan at gibi seğirtiyorlar, zenginlerse o kadar giyinmişler ki ancak bir hamal taşır onca yükü.” Çok yönlü bir yazar Cazim Gürbüz. Her yazdığını da hem kolay hem de zevkle okutuyor. Hiç ilgilenmeyeceğimi sandığım “Vergi ve Muhasebede Bilinmeyenler” alt başlığını taşıyan kitabı bile Cemal Süreya ile başlayıp Bayburtlu Zihni’ye geçtiğini görünce elimden bırakamadım. Gerçi, “Edebiyatlaşan Vergiler” (Bilgeoğuz Yayıncılık) olan asıl adı, okunurluğunu muştuluyordu zaten: “Atatürk Ekonomisi ve Beş Destan Adam” (Asya Şafak Yayınları) içeriği, adından anlaşılan bir kitap. “Kartal Gözüyle Laiklik” (Berfin Yayınları) kitabına, Okuduğunu yarım yamalak anlayan birçok kişinin beni kıyasıya eleştireceği bir yazımı almış. Oyunları ve senaryoları var Cazim Gürbüz’ün. “Nikolay’ın Av Köşkü” (Sone Yayınları) adlı bir öykü kitabı var; ama en eski uğraşı şiir. Bana gönderdiği kitaplardan biri, “Türk’e baştan başlamak” (Sone Yayınları) adını taşıyor; ötekinin adı: “Ateşkes Çağrısı”. Bu kitaptan tadımlık bir dörtlük: “Çıkarla çıkacaksak / çıkar dağıtmak gerek / girdik mi bu girdaba / vicdanı satmak gerek”. [email protected] [email protected] BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bulmaca konusu olan şiirin adını adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, bu şiirden bir alıntı ve şairin adı ortaya çıkacaktır. 11 Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 1 J 2 F 3 J 4 A 5 B 6 J 7 H 8 I 9 D 10 A H 12 A 13 H 14 C 15 J 16 J 17 F 18 J 19 H 20 D 21 C 68 53 66 60 64 28 22 J 23 H 24 A 25 D 26 F 27 F 28 G 29 D 30 H 31 K 32 F H. “... ... ... / Yürüyorum geceleyin. / Efkarlıyım, efkarlıyım, / Elini ver, nerde elin?” (Nâzım Hikmet Ran) 33 B 34 H 35 J 36 D 37 C 38 H 39 H 40 D 41 B 42 F 43 H 49 56 62 19 34 52 11 57 79 58 44 A 45 I 46 A 47 F 48 D 49 H 50 D 51 B 52 H 38 72 43 30 39 13 23 7 74 H 53 G 54 K 55 D 56 H 57 H 58 H 59 B 60 G 61 B 62 I. İstanbul’daki bir ünivertiseyi simgeleyen harfler. 63 73 D 64 F 74 G 65 H 75 E E 66 76 G 67 J 77 D 68 A 78 G 69 D 79 K 70 H 80 E F 81 71 F 82 E 72 J H Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Bir çığlığa tutunup çıktım da uçurumdan / bir ... kent oldu sağlığım” (Turhan Oflazoğlu). 45 8 J. “ ... ... sızlamak” (çok sızlanmak) 1 22 3 18 76 D. “ ... Son Günü” (Selim İleri’nin bir öykü kitabı). 15 82 35 16 6 44 59 10 24 12 4 77 46 70 65 71 75 K. Kalıtım, soyaçekim. B. Eskimoların kendilerine verdikleri ad. 63 48 78 40 50 25 67 29 20 55 36 9 5 33 51 61 41 C. Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü (yalnız ünsüz harfleri yazılacak). 21 37 14 E. “kırık cam paslı bıçak denendi bileğimde / alkole batmış kanım sözüldü usul usul / dönüp baktım aynaya gözlerimde bir şenlik / benden cazip olamaz şimdi hiç bir istanbul” (kendisi hâlâ yaşıyor) diyen, “Ubıhların sonuncusu” olarak tanınan şair Sefa Kaplan’ın kızının adı. F. “Halk Şiirinde Başkaldırı”, “Özkaynaklarına Göre Alevilik” ve “ Halk Şiirinde Gerçekçilik” adlı kitapları da olan yazar. 54 31 69 80 12 26 27 17 2 81 47 42 73 G. “Kara gözlüm efkarlanma gül gayri / ...ler öter ötmez ordayım.” (B. S. Erdoğan). 3 1093. sayının çözümü: A. MİDDLEMARCH, B. EURO, C. TÜRLERİN KÖKENİ, D. İGAPO, E. SEDAD HAKKI, F. EŞKİN, G. DÖNÜŞÜ, H. ELUARD, I. BÖLL, J. İÖ, K. YÜKLÜ, L. ABDİ, M. TUYUĞ. Metin: “Ateşli bir öpücük kondurdu dukaklarıma. Ölü kelebeği görmeliydin!” dedi, “öyle hoştu ki!” Hüsnü Arkan” ŞUBAT 2011 SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1094
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle