29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Turgut Erbek kitaplarıyla yaşayacak Çocuklar için yazan, radyo oyunlarıyla tanınan Turgut Erbek, yıllardır savaşım verdiği hastalığa yenik düşerek, 23 Ocak 2011’de aramızdan ayrıldı. ehçet Necatigil’in dizeleri takılıyor dilimize: “Adı, soyadı/ Açılır parantez/Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti/ Kapanır, parantez/ O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı/ Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları.” Turgut Erbek çocuklar için yazmayı seviyordu, artık parantez içinde doğum, ölüm yılları ama o yüreklerde şiir oldu, öykü oldu, kitaplarda ışık oldu… Turgut Erbek, Kars’ın Akyaka İlçesine bağlı Sulakbahçe (Dilan) köyünde doğdu. Ortaokulu ve liseyi Kars’ta bitirdi. 1985’de TRT Ankara Radyosu’nda göreve başladı. TRT radyolarında Çocuk oyunları, Radyo tiyatrosu ve Arkası Yarın” adlı altında otuz iki oyunu yayımlandı. 1997 yılında T. İş Bankası’nın açmış olduğu 1215 yaş grubu “Çocuk Edebiyatı Büyük Ödülü” yarışmasına “TİPİ” adlı romanıyla katıldı, başarı ödülü aldı. Daha sonra “Kara Kuzu, Kuşkayası, Yanık Değirmen ve Zeyno’nun Düşü” adlı çocuk kitapları ile yetişkinler için yazdığı “Suçsuz Kadınlar” adlı romanı yayımlandı. Edebiyat dergilerinde öyküleri, röportajları ve yazıları yayınlanan yazar, bir süre İzmir’de yayımlanan ‘Satır Arası’ adlı gazetede yazdı. Çalıştığı kurumdan 2008 yılında emekli oldu. Yaşamını İzmir’de sürdüren yazar, Ege’de Yaşam, Çağdaş Kars Haber ve Ölçek gazetelerinde yazmaya devam ediyordu. Turgut Erbek’in blogunda yazdığı son yazının başlığı “Gitmiyorum”. Yazıdan bir bölümü paylaşırken, ailesine, sevenlerine sabırlar diliyoruz: “Aylardır, ne zaman sinsice gelip karaciğerime yerleştiğini bilmediğim, mazlumun ahı kadar ağır bir kitleyle boğuşuyorum. Kaburgalarımın altında başlayan ağrı nefesimi keserek ne sırtı üstü, ne de yan yatmama müsaade ediyor. Gözlerimi kırpmadan sabahladığım gecelerin sayısını unuttum. Umutsuzluğa kapılıp, “Buraya kadarmış,” diyerek titreyen dudaklarımı ısırdım kanatırcasına. Bazen de Azrail’le sıkı bir pazarlığa girişiyorum arsızca. “Daha erken, gitmiyorum. Yapacak işlerim, yarım kalan projelerim, başlayıp da bitiremediğim hatta beynimde çatısını kurup yazma aşamasına geldiğim romanlar, öyküler var,” diyorum zaman dilenircesine. Benden önce kim bilir kaç insanın yalvarıp da alamadığını almaya çalışıyorum…” Turgut Erbek (yazının tamamı için bkz http://www.turguterbek.tr.gg/Makaleler.htm) Yrd. Doç.Dr. Necdet Neydim (Akademisyen, çevirmen, yazar): Turgut Erbek, yaşama ülkenin en doğusunda merhaba, en batısında hoşça kal diyen ve ülkesini bir uçtan bir uca arşınlayan, doğduğu yerleri ve çocukluğunu hiç unutmayıp modernin içinde yaşayıp feodaliteyi ve onun kendisinde bıraktığı izleri büyük bir ayrıntıyla yazan ve doğanın en zor koşullarına B Ë Mavisel YENER tanıklık yapıp onu insanın en insan yanlarıyla anlatmayı beceren bir yazardı. En azından bunu Tipi adlı romanında çok hoş yansıtmıştı. Sayısal çokluk her zaman değerde de artış getirmez. Erbek öncelikle Tipi’siyle ve diğer üç kitabıyla mutlaka çocuk yüreklere sıcaklık saçmayı sürdürmeli diye düşünüyorum. Selam olsun! Ve de oralarda da kulakları hep çınlasın! Mehmet Güler (Yazar): Turgut Erbek’i tanımadan önce “Tipi” adlı çocuk romanını okumuştum... Kars’ın köylerinde okulları olmayan kızoğlan çocuklar her sabah yürüyerek kasaba okullarına giderler. Okul bittikten sonra yine yürüyerek köylerine dönerler... Çocuklar birer damlacıktırlar. Bu küçük çocuklar, okul çıkışında müthiş bir tipiye yakalanırlar. Göz gözü görmez olur. Kurt ulumaları duyulur. Kar, çocukların boyunca yükselir. Yollarını şaşırırlar. Kendilerini yolda karşılamak isteyen büyükleriyle bir türlü buluşamazlar... Çocuklar tüm bu ağır koşullara birer damlacık yürekleriyle karşı koyarlar... Onlara güç veren okumak, adam olmak, kötü yazgılarını değiştirmek umutlarıdır... Turgut Erbek, anlattığı bu doğa koşulları içinde büyümüş birisidir. Kahramanı olan o çocuklardan birisi doğrudan kendisidir... Bu yüzdendir ki son derece doğal, başarılı bir anlatımı vardır Tipi romanının... Turgut Erbek’le daha sonra tanıştık. Yazdıkları ürünlerden bana gönderdi. Sık sık görüşlerimi aldı... Edebiyata, özellikle de romana karşı müthiş bir sevdası vardı. Tipi hakkında görüşlerimi sorduğunda Rus edebiyatının en iyi kitaplarından Boran’dan hiç de kalır yanının olmadığını söylemiştim. Boran’da Sibirya soğuklarının içinde koyunlarıyla birlikte kalan bir çoban anlatılır... Yaşasaydı çok daha güçlü romanlar yazacağından hiç kuşkum yoktu... Ne diyelim; Tipi romanındaki karlar kadar beyazlıklar içinde yatsın Turgut... Bilgin Adalı (Yazar): Erbek ışıklar içinde yatsın. Prof. Dr. Hasan Erkek (Akademisyen, yazar): Turgut Erbek yapıtlarıyla çocukların gönlünde yaşasın... Dr.Müren Beykan (Günışığı Yayınevi Editörü): Turgut Erbek nasıl da yer etmiş gönlümüzde, Anadolu zarafetinin, duygu yükünün nasıl da sevgili bir örneğiydi. Selam olsun, İzmir‘de bir fuar günümüzü Anadolu rengine boyayıp bizleri yaşam sevincine boğan sevgili Turgut bey’e. Güle güle uyusun. Bu yıl gözlerimizde başka yaş olmasın dilerim. Dr. Medine Sivri (Akademisyen): “Her ölüm erken ölüm” ancak yüreklerimizin besi damarları bir bir kurumaya başlayınca yaşam daha katlanılmaz oluyor. Işıklar içinde yat Turgut Erbek. Işığın oradan da aydınlatmaya devam edecek. Zeliha Akçagüner (yazar): Bir zamanlar aynı yayınevinden kitaplarımız çıkan sevgili arkadaşım Turgut Erbek’in kaybını acıyla öğrendim. Ölüm erken aldı aramızdan onu.Turgut Erbek yazarlığının yanında yardımsever ve dost canlısı bir Anadolu insanıydı. Yazacak, söyleyecek çok şeyleri vardı daha. Işıklar içinde uyusun. Ayşe Yamaç (Yazar): Işıklar içinde uyusun. Prof. Dr. Gülçin Alpöge (Akademisyenyazar): Nur içinde yatsın, çocuk edebiyatına gönül verenlerin başı sağ olsun. Aytül Akal (Yazar): İlk kez “Tipi” adlı romanıyla tanışmıştım. İş Bankası Yayınları’ndan çıkmıştı, başarı ödülüyle... Daha sonra “Kara Kuzu”, “Kuşkayası” ve “Yanık Değirmen” adlı kitaplarını okudum. Bu kitapları bıraktı ya bize, kim bilir kaçını da alıp götürdü yanında... Hülya Soyşekerci (Eleştirmen, yazar): Ölümü TİPİ gibi savurdu yüreğimizi. Mehmet Atilla (Yazar): Turgut Erbek doğduğu toprakların sesi olarak artık anılarımızda... Gülsüm Cengiz (Yazar): Bir şey eksildi yine günlerimizden... Turgut Erbek çocuklar için yazdığı kitaplarla yaşayacak. Sevenlerinin, dostlarının, başı sağ olsun... İncila Çalışkan (Yazar): Işıklar içinde uyusun.Toprağının üstü Kars’ın kır çiçekleri ile dolsun. Aysel Korkut (Yazar): Başımız sağ olsun. Turgut Erbek arkadaşımızın toprağı bol olsun. ‘Tipi’li günler ölümsüz olsun. Y.Bekir Yurdakul ( Gazeteci, yazar): Turgut Erbek, yazma tutkunu bir adam. Çalışma, üretme ama illa yazma tutkunu bir adam. Daha küçücük, bacak kadar çocukken kafasına koymuş ben yazar olacağım diye. İyi ki koymuş. Yazar, düşünür ve toplum sorunlarını irdeleyip gözümüzün önüne getiren Turgut Erbek ışıklar içinde yatsın, kitaplarıyla yaşasın. Oğuz Tümbaş (Gazeteci, şair): Hastalığının oldukça ilerlediği bir gün Kitap Fuarı’nda rastlamıştım. Yorgundu, halsizdi, ama umutluydu, iyileşeceğini söylüyordu. Biliyordum daha yazacağı çok öykü, roman, şiir vardı. Ne ki ölüm çok zamansız ve erken alıp götürdü onu ötelere! Sırtındaki yükleri, yüzündeki acıları, sıkıntıları, beynindeki yazıları da… Şimdi albümümde Turgut Erbek’in de bulunduğu birçok fotoğrafa bakıyorum; içim yanarak… Paylaştığımız acı, tatlı, sevinçli, hüzünlü günleri anıyorum. Her ölüm erken elbette; ama yakınları, dostları, sevdikleri ölünce, ölüm çok daha erken, aceleci davranmış gibi geliyor insana. Ne yazık ki ölümün karşısında yenik düşüyoruz, umarsız kalıyoruz. Ne diyebilirim? Işıklar içinde uyu sen sevgili kardeşim Turgut… CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Hazırlayan: Mavisel YENER Gökçe Sağırdayı Bursa 9 yaş Cumhuriyet Kitap ekine çocuklara söz hakkı tanıdığı için teşekkür ederim. Bana Enid Blayton hayranı diyebilirsiniz. Yazarın Afacan Beşler Dizisini bir solukta okudum. Artemis Yayınevi’nin bütün kitaplarını beğenerek okuyorum. Karavanla Tatilde, Julian, Dick, Anne, George ve Timothy’nin akıl almaz bir macerasını anlatıyor. Afacan Beşler’in karavanla tatil yapma fikri çok hoşuma gitti. Kitapta en beğendiğim fikir buydu. Yolda karşılaştıkları sirk onlar için sürpriz oldu. Sirkteki palyaçonun davranışları bana tuhaf geldi. Neden tuhaf geldiğini de kitabı bitirince anladım, çünkü palyaço aslında çok sinsi biriydi. Kitabı zevkle okudum, tanımadığımız kişilere karşı dikkatli olmamız gerektiğini öğrendim. Enid Blayton’un okumadığım kitabı kalmadı, yenilerini okumak isterim. Alp Sevgen/Ahmet SarıkayaSakarya 8 yaş Merhaba Cumhuriyet Kitap. Biz iki arkadaş Alp ve Ahmet, okuduğumuz iki kitabı yazacağız. Okulumuzun kütüphanesinden aldığımız bu iki kitabı okuduk ve size mektup yazdık. İlk kitap Handan Derya’nın yazdığı Elma Kelebeği adlı kitap, size önermek istiyoruz arkadaşlar. Kök Yayıncılık’tan çıkan bu kitabı okulumuzun kütüphanesinden alıp okuduk. Kitaptaki tombul kurtçuğu çok sevdik. Tombul bir kurtçuğun kelebeğe dönüşmesi gerçekten çok ilginçti. Başlangıçta, resimlerini yazar yaptı sandık. Ama dikkatle bakınca Resimleyen: Ayşe İnan, yazdığını gördük. Resimler çok güzeldi. Kurtçuğun yaşamak için lezzetli bir elmayı kendine ev olarak seçmesi bize değişik geldi. Hayvanların bu kadar akıllı olduğunu bilmezdik. Kurtçuğun başına gelenleri heyecanla okuduk. Böyle bir kurtçuğun çok güzel renklerde bir kelebek halini alması bizi şaşırttı. Kitabın en beğendiğimiz bölümü kelebek olması bölümüydü. Biz de bir gün yazar olursak böyle güzel kitaplar yazacağız. Tanıtmak istediğimiz ikinci kitabın adı çok ilginç: Süper Zekâspor. Yazarı: Serhan Büyükkeçeci. Resimleyen Cem Kızıltuğ. Kitap bilmecelerle dolu. Hepsi de aklımızı çalıştırıyor. Kitaptaki bilmecelerin kolaylık ya da zorluk derecesi, yıldızlarla işaretlenmiş. Örneğin: “1 ile 60 arasındaki tüm sayıları yazarken toplam kaç tane 5 yazarız? (Cevap verme süresi 15 saniye)” Biz, cevapları ararken çok eğlendik. Kitabın ilk bölümünde iki yüz soru var. İkinci bölüm, bu soruları çözmek için bize ipuçları veriyor. Çözemediysek, üçüncü bö3 lümde hepsinin cevabı var. Eğlenmek istiyorsanız bu kitap sizin için arkadaşlar. Bize yazan Cumhuriyet Çocukları’nın armağanları çoktan yola çıktı bileee… Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? ·Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: [email protected] Anımsatma:* Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1094 ŞUBAT 2011 SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle