25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğan Özgüden’in anıları: ‘Vatansız Gazeteci’ Özgüden’ler hâlâ haymatlos ‘Akşam’ın ya da ‘ANT’ın içinde ya da kenarında olan çok sayıda gazeteci, yayıncı, aydın kişi hızla Doğan Özgüden’i “unutmayı” tercih etti. 12 Eylül sonrasında onlar yurtdışında “sürgün”de iken, Türkiye’de “ünlüler”, “yazarlar”… ansiklopedileri çıktı. Resmi devlet politikasına “saygı” gösteren yazarlarçizerler onu ansiklopedilerine almadı. Oysa onun ‘Akşam’ gazetesinde kendilerine yazı yazma olanağı tanıyıp ünlü kıldığı kişiler o kitaplarda yer almıştı. Özgüden, artık bazılarına göre TC’nin bir “düşmanı” idi. Kimse ona bulaşmak istemedi. Doğan Özgüden de yıllar sonra anılarını yazdı. İlk cilt elimizde. İkincisini ve sonrasını ise bekliyoruz. Ë Faruk PEKİN ısa bir süre önce postadan önüme bir kitap düştü: “Vatansız Gazeteci, Doğan Özgüden, Cilt 1, Belge Yayınları, İstanbul 2010,” başlığıyla. Anılarını yazmasından tam umudumu kestiğim sırada kitap çıkageldi. Yıllardır “abi, yazsana, ölüp gideceğiz, hepsi unutulacak”, derken, Doğan Özgüden nihayet yazmış! Kalemine sağlık (eskiden öyle derdik.) Ben ise hâlâ bana göre Türkiye’nin en hızlı, en başarılı gazetecisi olan Doğan Özgüden’den bir de “Türkiye Basın Tarihi 196171 ve Sonrası” ayrıca 196771 yıllarında önce haftalık ANT dergisinin son sayfasındaki, sonra aylık ANT’ın iç sayfalarındaki Cağaloğlu haberlerinin günümüzde değerlendirilmesini, heyecanla bekliyorum Dilerim yurtdışına çıkışlarının 40. yılına (Mayıs 2011) anılarının 2. cildini yetiştirir; sonra Türkiye medyasını ayrıca tarihsel bir çerçevede ekonomik, toplumsal, siyasal açıdan değerlendirir. İnci ve Doğan Özgüden’i (bizler için Doğan Abi, İnci Abla) 1968’de Robert Kolej Öğrenci Birliği Başkanı iken Osman Saffet Arolat kanalıyla tanımıştım. Sonra ANT dergisi için yazılar yazmaya başladım. 197071 ANT dergisi Yayın Kurulu’nda görev aldım. Doğan Abi bizim için her zaman efsanevi Akşam gazetesinin ulaşılmaz Genel Yayın Müdürü idi. Birçoğunu çok sık dinlediğim, önemli bir kısmını (Ekim 1969 Mayıs 1971) neredeyse 24 saat yaşadığım anıları bir gece uykusuz kalmak pahasına bir solukta okudum. Ne günler! BİR ‘AKTİVİST’ Doğan Abi için tırnakla kazılan bir yaşam. Müthiş bir çalışkanlık, özveri, dürüstlük. Yaşam içinde, pratikte, yoksulluğu, sömürüyü, baskıyı yaşama. Sürekli başkaldırı. İnsanlara güvenme, inanma. Sonra kazık yemeler. Sonra yeniden umutlanma. Ardından aşırı gerçekçilik! Yine de birinci ciltte birçok alandaki kırgınlığını sergilememiş! Bugüne kadar 12 Mart ve 12 Eylül üzerine çok sayıda anı kitabı çıktı. Ancak 196171 üzerine en yetkin bir kalemden, tüm olguları bir “gazeteci”, bir “siyasal eylemci” ve bir “aktivist” olarak yaşayan bir kişiden çok değişik anıları içeren bir kitapla karşı karşıyayız. O günleri anımsayanlar, Doğan Özgüden’i hep ANT ile birlikte bilebilirler. Oysa Türkiye aydınları bir Akşam gazetesi olgusunu hep hatırlamalıdırlar. O dönemde bir sol gazeteci, bir sol yazar yoktu ki, Akşam’dan geçmesin. Ama bugünün birçok ünlü gazetecisi o günleri anımsamak bile istemiyor. Yeni yetme gazeteciler ise bir Akşam gazetesi deneyimini bilmiyorlar bile. O bu gazeteyi çok farklı bir yerden aldı, sonra ayrılmadan önce hazırladığı “Talat Aydemir Anıları”yla gazeteyi o zamanki tiraj koşullarında 220.000’e ulaştırdı. Doğan Özgüden benim için öncelikle Türkiye açısından üç olgunun toplamıdır: 13 Mart 1965’teki Akşam gazetesinin 72 puntoluk “İşçilere Ateş Açıldı” başlığı; ANT’ın Eylül 1970 sayısındaki “Kapitalistleşen Subaylar İşçileri Yargılayamaz” kapağı ve Mayıs 1971 sonrasında Avrupa’daki “Democratic Resistance of Turkey” yayınları. İnsan belleği “nisyan ile maluldür”, derler. Bugünlerde çok sayıda demokrat (!) kişi antidarbeci, anticuntacı, antiKemalist söylemde. Ama Türkiye’de 1970’te “ordugençlik el ele, milli cephede” sloganlarının atıldığı bir sırada, “Kapitalistleşen Subaylar İşçileri Yargılayamaz” sloganını bir siyasi derginin kapağına taşımak için yürek isterdi. EĞİTİM SEMİNERLERİ Salt yürek değil (aklıma ANT dergisi yazarlarından Can Yücel’in bir tüzük tartışması nedeniyle “sosyalizm tüzük değil, büzük ister” sözleri geliyor), biraz siyasi öngörü, Marksizmde olgunluk gerekiyordu. Milli Demokratik Devrim sloganı yerine halklar sorununu aşmış, bir “sosyalizm” anlayışını, yani sınıf yaklaşımını izliyor, olmak gerekiyordu. 196970 yıllarında ben hem ANT dergisinde yazı yazıyordum, hem de DİSK’te ve DİSK’e bağlı Madenİş Sendikası’nda eğitim seminerlerinde eğitimciydim, Vatansız Gazeteci’de yazıldığı gibi (s. 504) Fethi Naci, Kemal Sülker, Süleyman Üstün ve Çetin Özek ile birlikte. Daha önce Doğan Abi de o seminerlere katılmıştı. Maden iş yöneticilerinden Şinasi Kaya onu çok severdi. Vatansız Gazeteci’nin 503. sayfasında konu edilen “genel grev” de gündeme o ilişki çerçevesinde gelmişti. ANT dergisinde kısa adı OYAK olan Ordu Yardımlaşma Kurumu’ndan ve bu kurumun yatırımlarından daha önce bahsedilmişti. Ama ilk kez Eylül 1970’te açık biçimde ordu kapağa çıkarılmıştı. Komutanlar, darbeciler bu başlığa çok kızmıştı. Bir de ordudan bir şeyler bekleyen “devrimciler”. Ve Doğan Özgüden bir kez daha, başka bir biçimde sorgulanmıştı. Doğan Abi kitapta nasıl yurtdışına çıktığını çok iyi anlatmış. En son Ankara’ya gitmek üzere onunla vedalaşırken (son sahne) yanına bir albay oturmuştu. Ben de çok korkmuştum. Hâlâ ne olacağı belli değildi. Ama artık nasıl Türkiye dışına çıktıklarını belgeledi. Ne yazık ki, 12 Mart sonrasında bazı kendini bilmez kişilerin “bir arkadaşımı kaçırmak için, Doğan Özgüden’i yurtdışına kaçırdığını bildiğim Faruk Pekin’e gidip bizim arkadaşımızı da kaçırır diye ondan yardım istedim” gibisine gerçek dışı emniyet ve askeri savcılık beyanlarından dolayı ben fazladan işkenceye maruz kalacaktım. Herkes benim Doğan Abi’yi Bulgaristan ya da Sovyetler kanalıyla yurtdışına çıkardığımı sanıyormuş. Bu konu en az 67 kişinin ifadesinde yer aldı. Neyse, geç de olsa, belgelerle, herkes Özgüden’lerin eski sosyalist ülke temsil¥ ciliklerinin yardımı ol K Doğan Özgüden, ABD Büyükelçisi Warren ile basın toplantısında, en üstte (1960, İzmir). İdris Küçükömer’le bir konferansta, yanda (1965, İstanbul). Üstteki fotoğrafta ise Türkİş merkezindeki eğitim seminerinde sendikacılarla (1964, İstanbul). SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1092
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle