27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Metin Fındıkçı’dan şiirler Sardunyanın Kehribar Zamanı Sardunyanın Kehribar Zamanı, Metin Fındıkçı’nın sekizinci şiir kitabı. Fındıkçı giderek kendine özgülüğü aşa aşa, bir başka “ben”e geçmeyi deniyor. O “ben”, mevcut şiirsel tekniğin ve üslubun kırılmasından geçiyor. Şair de bunun farkında veya sezgisel olarak o yolu bulmuş. Daha bilgece bir söylem var son şiirlerde. Ama hata yapmamak için risksiz dizeler yazmaya da prim verilmemiş görüldüğü kadarıyla. Ë Cihan OĞUZ itap “hit” bir dizeyle başlıyor: “O akşam/ belki Fikret Mualla’nın bir meyhane tablosunda değildik.” Hit dizenin adını taşıyan “Anımsanan”, o pıtraklı yolu temizlemeye ahdetmiş bir şiir. Zaten “ardımda büyüdün bir direnişe giden insan gibi/ gözlerindeki orman lekesini görünce anladım” dizeleri de onu tamamlıyor. Şiirlerin geneline yayılan ruh, elbette yapayalnızlığın sarıp sarmaladığı dünyada ayakta kalma, duygularla baş edebilme çabası. O soluksuz serüvende dizelerin mırıltısı kalbe iyi gelen birer ninni gibi. Tıpkı sık sık karşımıza çıkan “ıtır” imgesi örneği: “Beni bırakıp gidince anlayacağım/ yalnızlık hakkında bir şey bilmediğimi/ şarabını kıskanan fıçı gibi/ seni ezbere bilen ellerimi kıskanacağım.” Aşk, bir Maveraünnehir’dir şair için. Hem izlek hem kayboluş olarak oraya mıhlanır. Her gerçek âşık gibi mutluluk yanı başındayken bile kaygılıdır: “Ellerini tutuyorum/ ellerin mavi bir gök lekesi gibi/ içinde yayılıyor ellerimin.” İşte o cehennemde, sevgili, bir saatin sarkacı gibi gidip gelir: “Rüzgâra karşı bir kısrağın yelesi gibi siyah ipeklerden savruldu zaman/ her gelişin bir ırmak gibi kendi izlerini silerek aktı hırçın bir yataktan.” Ardından, o bahtsız son: “Gece yokluğunla boğuşarak/ son günü yaşadım seninle/ aynı şehirde/ saat kaç? sorduğunda irkildim o akşam ve/ birlikte dışına çıktık zamanın/ o gün bileğimde bir diş ağrısı gibi sızlıyor hâlâ.” UÇSUZ BUCAKSIZ SERÜVEN Metin Fındıkçı’da şiirin akışı kırık ve kırpık dizelerden oluşmaz. Hatta zaman zaman akış da değildir o; bir yere büzülür kalır. Onunki, kalbindeki kıvrımlara yelken açmış bir şairin uçsuz bucaksız serüvenidir. Şimdilik rüzgâra karşı iyi yelken açmış görünüyor. Ama şair öyle bir denizci ki, sükunet üvey kardeşi. Belki o yüzden “dip” derken umutsuzluğa göz kırpıyor: “Her gece/ etrafımı saran bu karanlığın yangınında/ gündoğumunu bekleyerek/ sabırsız bir akreple yatıyorum/ sabah kahvesi sessizliğin göç mevsimidir/ boynu bükük gündöndüler/ kendi yalnızlıklarıyla/ aynı giysiler içinde/ deniz ışıltılarını beklerlerken görüyorum/ güz bir şeylerin kokusuyla/ derinliğin ve güzelliğin içinde/ bir ırmağın ıslığıyla geliyor/ Usta, sahi: sardunyanın kehribar zamanında/ “kaç yıl sürer insanın sebepli umutsuzluğu.” Metin Fındıkçı’nın dağarcığında daha ilk kitaptan bu yana hep aynı tutku var: Hayata karşı insanı, insana karşı hayatı korumak. Basit gibi görünen bu ikilemin şiiri ise amacından daha karmaşık ve girift bir yön içeriyor: Bilmece gibi bir hayattan fırlayan bulmacaya dönüşmüş insanlar. Belki de Fındıkçı’nın şiir serüveninde eksik kalan tek yan bu. Kendi kişisel serüvenini ve ülkenin trajedisini dizelere dökerken o hazin komediyi ıskalaması birçoğumuz gibi. Belki de şiirinin bir sonraki adımı o olacak, kim bilir? Sardunyanın Kehribar Zamanı/ Metin Fındıkçı/ Artshop Yayıncılık/ 80 s. SAYFA 13 K Metin Fındıkçı CUMHURİYET KİTAP SAYI 1092
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle