04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ kezköy benzeri ikinci bir desantralizasyon yapacağı kendi planında yazılı. Bizim yürürlükteki planımızı İstanbul planı ile uyumlulaştırma adı altında revizyon yapmak üzere aldılar, daha sonra tümünü iptal ederek yeni bir plan yaptılar ve 24 Ağustos 2009’da yürürlüğe koydular. Bunları yaparken planın müellifi olan üniversiteye hiç sormadılar, ki bu fikir ve sanat eserleri kanununa aykırı. Trakya’nın yeraltı suları ile ilgili olarak İSKİ yönetmeliğini ilgili kıldılar, birinci sınıf tarım arazilerini sanayiye açtılar. İğneada Longoz derelerini barajlarla toplayıp İstanbul’a götürüyorlar, birinci sınıf tarım arazilerini lojistik merkezi yapıyorlar. Trakya’ya 12 tane tarımsal organize bölge ve 19 tane tarımsal alt bölge kuruluyor. Bunlar tek elden idare edilecek bunun anlamı açık. Endüstriyel tarım yani geni değiştirilmiş organizmalarla üretim gündemde. Sonuçta Trakya kendisine göre değil İstanbul’a göre şekilleniyor, bu son derece nettir, belgeleri İstanbul’un kendi planında bulunmaktadır. Bunlardan en somutu halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) web sitesinde bulunan bir bilgi ve fotoğraftır. “TRAKYA SUSUZLUĞA DOĞRU GİDİYOR” Trakya Üniversitesi sorumluluğunda yapılan ve onaylanan “Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı” uygulama hükümlerinde iki yılda tam 43 değişiklik yapıldı, hatta bazıları 23 kez değiştirildi. 7 Aralık 2002’de teslim ettiğiniz plan Bakanlık tarafından önce ciddi olarak değiştirilerek onaylandı. Sonra da planın tamamı iptal edildi.Tüm bu gelişmelerden planın müellifi Trakya Üniversitesi’ne bilgi dahi verilmedi diyorsunuz. Bu plan karşıtı süreç özetle nasıl işletildi ve emeline ulaştı? Üniversitemizin hazırlamış olduğu plan 30 aylık bir inceleme sürecinden sonra 13 Temmuz 2004’te onaylanarak yürürlüğe girdi; bu plana göre derhal 1/25.000 ölçekli il planları yapılacaktı ve bu işi il valileri yapacaktı. Plan hükümlerinde böyle yazmaktadır, bu planın yürütülmesi için Trakya Kalkınma Birliği (TRAKAB) kuruldu ve 3 ilin valisi ile yerel yönetimler bu birlikte görev aldı benim rektörlük sürem 6 Ağustos 2004 te bitti üniversitemizin yeni rektörüne bu konuyla ilgili tüm bilgi ve belgeler verilmiştir. Ergene bürosu adı alında bir ofis devamlı çalışma halindeydi ve burada tüm bilgi ve kayıtlar bu ofiste bulunuyor. TRAKAB 1/25.000’likleri yapmak yerine bakanlığın onayladığı planı görücüye çıkardı ve 3 kişilik bir ekibe inceletti. Bu ekip planın alehinde çok ağır bilim etiğine sığmayacak raporlar yazdı; plana karşı bir kampanya başlatıldı. Nihayet 2 yıllık bir mücadeleden sonra 1/25.000 ölçekli planların yapımı için, TRAKAB Meclisi TRAKAB yönetimine ihale yetkisi verdi 22.11.2006’da ihaleye çıkıldı, ihaleye katılan firmalar en az 374.000 en çok 1.111.000 TL teklif verdiler ihale 14.12.2006’da iptal edildi. 25.12. 2006’da protokol ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketi olan İstanbul Metropolitan’a (İMP) 2.600.000 TL ile verildi. 1 yıl süre tanındı, ancak protokolde İstanbul planı ile uyumlulaştırma ve 1/25.00’liklerin yapılması karar altına alındı. Bunlar devam ederken bakanlık tarafından bizim planımız devamlı değiştirilmeye başlandı; öyle ki bazı hükümler 2 hatta 3 kez değiştirildi, toplam 43 değişiklik yapıldı. Bu yetmedi planın tümü iptal edilerek 24.08.2009’da yeni plan yürürlüğe girdi; tüm bunlar yapılırken planın müellifi olan üniversiteye bilgi dahi verilmedi. Trakya sularının merkezini oluşturan Ergene Havzası’nın konumu, geçmişi ve şimdiki durumu, nasıl sanayi lağımı haline geldiğine ilişkin bilgi verir misiniz? Ergene Nehri sanayi sıvı atıkları ve bölgedeki yerleşim birimlerinin evsel atıkları sayesinde Sanayi lağımına döndü bölgedeki yerleşim birimlerinin hiçbirisinin atık arıtma sistemi yok. Bazı sanayi kuruluşları ve siteleri arıtma tesisleri kurdu, görevini yapanlara teşekkür ediyoruz. Ancak kaçak sanayiler tarım toprağını işgal ettiği gibi atıklarını derelere veriyor. Bu, hem yeraltı hem de yer üstü sularını ileri decede kirletiyor. Ayrıca yıllık yağış miktarı küresel ısınma gibi faktörlerde bu yoğunluğu etkiliyor. Yeraltı suyu çekimi o kadar ileri düzeyde oldu ki bazı bölgelerde sular 110 metreye kadar indi. Bazı ilçelerimizde yeni su kuyusu açılması yasaklandı. Trakya susuzluğa doğru gidiyor. Bu gelişmelere halkın, STK’lerin tepkisi nasıl oldu, Trakya’da çoban ateşleri nasıl bir araya geldi ve mücadele meyvesini nasıl verdi? Sivil toplum örgütleri, Trakya köylüsü ve çiftçisi, bazı belediyeler ve üniversite birimleri tüm bu süreçte çok açık ve net tavır aldı. İstanbul’un Trakya planına karşı açılan imza kampanyalara 100’ün üzerinde sivil toplum örgütü imza verdi. Ziraat odaları, çiftçi birlikleri ve su birlikleri köy muhtarları hep iptal edilen önceki planın yanında yer aldı. Balıkçılık kooperatifleri, ormancılar ve sendikalar korumacı olan üniversitemizin planını destekliyor. Temel sorunumuz, erklerin ve karar vericilerin planlı kalkınmaya inanmasıdır sözünü de son soruda açar mısınız? Türkiye’de planlı kalkınma süreçleri Cumhuriyetin ilk yıllarında son derece başarılıdır. 10. Yıl Marşı bunun tüm coşkusunu gösteriyor. Bu sayededir ki Osmanlı borçları ödenmiş sıfır enflasyon yaşanmış ve yüzyılların yorgunluğunu çeken Anadolu imar edilmeye başlanmış, ulusumuzun lideri Atatürk kalkınmayı köylüden başlatmıştır. Daha sonra kurumlaşma ve planlı kalkınmanın yerini bireysel karar vericiler almış, bölgeler arası gelir dağılımı değişmiş ve bu gelişmişliğe yansımıştır. 27 Mayıs 1960’tan sonraki süreçlerde DPT kurulmuş ve planlı kalkınma süreçleri yeniden ivme kazanmıştır. Son yıllarda ise DPT de yetkisizleştirilmiş sayıları 21’i bulan kurumlar bağımsız plan yapma yetkisiyle donatılmıştır. Bunun en son ve en tipik örneği TOKİ’dir. Planlamacılar TOKİ’ye Türkiye Belediyesi ismini yakıştırıyor. TOKİ bir yere bir şey yapmak isterse hiçbir plan buna engel olamıyor. Ben bir planlamacı değilim ancak bu ülkenin büyük masraflarla yetiştirdiği bir öğretim üyesiyim. Sekiz yıl Trakya Üniversitesi rektörlüğü gibi bir görevi yürüttüm, bütün bu söylediklerim edindiğim bilgi, deneyim ve bunların sağladığı aydın olma sorumluluğudur. İstanbul Boğazı’na üçüncü köprü yapılmasını yapılacağı yerin seçilmesini helikopter ile havada gezerek saptıyorsak planlamaya ne gerek var? İstanbul planında üçüncü köprü yok. Ancak yönetim erkinin kararı ile plan notlarına işlendi. Planlama anlayışını böyle gören bir İBB ve İMP nin Trakya planı ne derece gerçekçidir? ? [email protected] Trakya (İstanbul’un İşgaline) Direniyor/ Yayıma Hazırlayan: Osman İnci/ Cumhuriyet Kitapları/ 460 s. SAYFA 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1069
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle