Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HIFZI TOPUZ’UN YAPITLARI ürk Basınında Dış Haberler T (1960), Kongo Kurtuluş Savaşı (Ataç Yayınları, 1964), Basın Sözlüğü (1968), Kara Afrika (Milliyet Yayınları, 1970), Afrika’dan Geliyorum (1975), Konuklar Geçiyor (Çağdaş Yayınları, 1975), Cumhuriyet’in Beş Dönemeci (Hüsamettin Ünsal’la, Sergi Yayınevi, 1984), Uluslararası İletişim (1985), İletişimde Karikatür ve Toplum (Anadolu Üniversitesi Basımevi, 1985), Lumumba (Yön Yayıncılık, 1987), Kara Afrika’da İletişim (1987), Basında Tekelleşmeler (1989), Yarının RadyoTV Düzeni (1990), Siyasal Reklamcılık (Cem Yayınevi, 1991), Parisli Yıllar (Bilgi Yayınevi, 1994), Türk Basın Tarihi (Gerçek Yayınevi, 1996), Dünya Karikatür Tarihi (İnkılap Kitabevi, 1997), Dünyada ve Türkiye’de Kültür Politikaları (Adam Yayıncılık, 1998), Meyyale (1998), Taif’te Ölüm (1999), Paris’te Son Osmanlılar (1999), Hatice Sultan (2000), Eski Dostlar (2000), Gazi ve Fikriye (2001), Çamlıca’nın Üç Gülü (2002), Devrim Yılları (2004), Tavcan (2005), Elveda Afrika Hoşça Kal Paris (2005), Fikret Mualla (2005), Başın Öne Eğilmesin (2006), Özgürlüğe Kurşun (2007), Kara Çığlık (2008), Paris ’68: Bir Devrim Denemesi (Agora Kitaplığı, 2008), Abdülmecit (2009), Nişantaşı Anıları (Heyamola Yayınları, 2010). yet’i canları pahasına koruyarak bize bağışlayanlara borç ödedi. 1940’lı yılların tanıklarından ve Cumhuriyetin ilk ilerici kuşağının temsilcilerinden Semiha (Tavcan) ile Sadi Gökdeniz’in aşkları temelinde müthiş bir hızla atılan kültür devrimi adımlarıyla sinsi sinsi gelişen karşıdevrim girişimlerini anlattığı romanına Tavcan (2005) adını verdi. Bu romanında bugün yaşamakta olduğumuz ırkçı ve dinci bağnazlıkların nasıl, kimler eliyle desteklenip geliştiklerinin ipuçlarını verdi. ¥ YAKIN TARİHE MERCEK Yeni emperyalizmin küresel terörünün ülkemizdeki ilk siyasal cinayetlerinden biri olan Sabahattin Ali cinayetini gözler önüne seren Başın Öne Eğilmesin’de (2006), “Bütün özgür insanların yüreğinde, bilincinde yaşıyor ve yaşayacak” dediği Ali’nin yaşamını ayrıntılarıyla romanlaştırdı. Öldürülmesi ve sonrasındaki olayların da yer aldığı bu belgesel romanla onun gerçeğini bir kez daha gözlerimizin önüne getirdi. Yakın tarihimize yönelik, tümü de toprağımızdaki özgürlük arayışlarından kesitler sunan romanlarının bir yenisi olan Özgürlüğe Kurşun’da (2007), Türkiye’de aydın kıyımının yakın geçmişine ışık tuttu. Yakın tarihimizin kara lekelerinden olan gazeteci cinayetlerinin başlangıcına uzanarak irdelediği bu romanında aynasını İkinci Meşrutiyet dönemine çevirdi. “Bütün dünyada sistem hep aynı. İktidardaki güçler kendilerine karşı gelenleri türlü yollarla susturmaya ya da yok etmeye çalışıyor. Bu tür cinayetleri bazen de yabancı devletlerin gizli örgütleri düzenliyor. Tetikçiler kimi zaman tutuklanıyor, ama onları kullanan gizli örgütler, komitacılar, çete, uluslararası profesyonel teröristler adaletin pençesinden kurtulmayı başarıyorlar” (s. 9) deyip ekledi: “Gazetecilere yönelik cinayetlerin, yargısız infazların, işkencelerin sonu gelmedi.” Hıfzı Topuz, 1909’dan beri öldürülen 61 gazetecinin adlarını yazıp “Özgürlük kurbanlarını belleklerimizde yaşatabiliyor muyuz?” kaygısıyla gerçekleştirdiği, onlarca yapıttan yararlanarak noktaladığı romanını ülkemizde “basın, düşünce ve anlatım özgürlüğünün bedelini yaşamlarıyla ödemiş” olan gazetecilere ithaf etti. Cinayetlere kurban giden Hasan Fehmi, Ahmet Samim, Sosyalist Hilmi, Zeki Bey, Silahçı Tahsin’i özel yaşamları, aşkları, düşleriyle ve o dönemin birçok gazetecisi, siyaset ve devlet adamıyla, aydınıyla birlikte anlattı. “İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl” altbaşlığıyla yayımlanan Abdülmecit’te (2009), 16 yaşında tahta çıkan, Mustafa Reşit Paşa’nın çabalarıyla Tanzimat’ı ilan eden, Osmanlı sarayının görkemli savurganlığındaki çöküş sürecinde büyük aşklar ve acılar yaşayan, genç yaşında ölen ilginç ve duygusal padişah Abdülmecit’i anlattı. “Afrika’da Başkaldırı ve Aşk…” alt başlığıyla yayımladığı Kara Çığlık’ta (2008) asıl olarak Afrika’nın özgürlük savaşçısı Lumumba’yı anlattı. 19602006 arasında 27 kez gittiği Afrika’nın çeşitli ülkelerinde yaşadıklarından kesitleri daha önce çeşitli kitaplarında anlatan Topuz, yakından tanıdığı Lumumba gerçeğini, gördüklerinden ve anılarından süzdüğü kesitlerle 45 yıl sonra romanlaştırdı. Demokrat Parti’nin basına yönelik baskı ve düşmanlığından bunalan ve boyun eğmek istemeyen Vedat Sonçağ adlı gazeteci, bağımsızlık eylemlerinin simgesi olarak Gana’da Nkrumah, Kenya’da Kenyetta, Tanzanya’da Nyerere, Mısır’da Nasır’ın simgeleşmeye başladığı yıllarda, bu antiemperyalist savaşları yakından izleyip gazetesine haberler yazmak için Afrika’dadır. Kurtuluş Savaşımızda İstanbul’un işgaline katılan, İkinci Dünya Savaşı’nda Vietnam’a saldıran orduların arasında yer alan eski sömürge Senegal’de “Atatürk’ün yaptığı devrimler bize örnek olmuştur” diyen şair başkan Senghor’la konuşur. Vedat’ın yaşadığı aşklarla birlikte Kongo Ulusal Hareketi’nin kurucusu Patrice Lumumba’yla tanışması ve Kongo’da yakılan özgürlük ateşinin nasıl büyüdüğü gün gün aktarılmaya başlanır. Afrika’nın efsaneleşen önderi Lumumba’nın kendi anlattıklarından yola çıkarak işbirlikçi Tshombe’nin cellatları eliyle katledilmesine kadarki yaşamının aktarıldığı romanda aynı tarihsel dilim içinde Türkiye’de yaşananları da okuruz. Lumumba öldürülmüştür, Türkiye’de 27 Mayıs gerçekleşmiştir ve Vedat İstanbul’a hem hüzünle hem sevinçle döner. “68 Mayıs’ı Paris baharında doğaçlama başarısız, ama kansız ve güler yüzlü bir devrim denemesiydi.” yargısıyla sunulan Paris ’68: Bir Devrim Denemesi (2008), Hıfzı Topuz’un 68’in 40. yılına armağanı. 68 patlamasının gerçekleştiği yıllarda Paris’te olan Hıfzı Topuz, asıl olarak gün gün tanık olduğu Paris’teki öğrenci ayaklanmasını anlattığı bu yapıtında tüm dünyadaki 68 ayaklanması hakkında da bilgiler sunar. O günün belgeleriyle aktardığı Mayıs 68’deki Paris günlerinden bugüne gelerek özellikle o kuşağın önderlerinin bugün ne düşündüklerini sorgular. Yakın tarihteki bu dünyayı saran ve sarsan olaya tuttuğu ışıkla günümüzü aydınlatmaya devam eden Hıfzı Topuz, yeni yapıtı Nişantaşı Anıları’nda (2010) çocukluk yıllarından başlayarak bugününe kadarki Nişantaşı’nı anılarıyla aktarıyor.? SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1066