Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ de düşüp kalmasını izleyerek, yazının olanaklarını yaşamın olanaksızlığıyla buluşturuyor. Perdesiz/ Didem Gülçin Erdem/ Yasakmeyve Yayınları/ 46 s. “çıktığım en yüksek çatı şehre çizgileri öğütle/ mahalle aralarında öyle susuyor çocuklar/ bu işin bir de kışı var kazak yakılacak vakitleri/ kurtarılmamış ortaçağ kenti olacak gözlerinin altı/ orada haberi yok köy korucularının ara renklerden/ ceviz deyince hâlâ terliyor birinin el yazısı/ evler dururken, evler dursun, ben camlardan cumartesi” 2009 Mehmet Fuat Genç Şiir Ödülü sahibi Didem Gülçin Erdem, “Perdesiz”le şiirseverlerin karşısına çıkıyor. İstanbul Hatırası/ Ahmet Ümit/ Everest Yayınları/ 566 s. Ahmet Ümit’in yeni romanı “İstanbul Hatırası” okuyucularla buluşuyor. Romanlarında zengin arka planı polisiye kurgu içinde vermesiyle bilinen Ahmet Ümit’in bu romanı da yine peş peşe işlenen cinayetlerin çevresinde kurgulanmış. Zengin kadrosu ile dikkat çeken roman, çeşitli kesimlerden İstanbulluları bir araya getirerek içinde barındırdığı alt öykülerle birlikte detaylı bir yapı kazanıyor. Romanın bir başka önemli özelliği de İstanbul hakkında çok detaylı bilgi içermesi. Tüm bunlarla birlikte, Ahmet Ümit’in “İstanbul Hatırası” adlı romanı, başka başka dönemlerin öykülerinin eşliğinde, bugünün İstanbul’unun geniş bir panoramasını sunuyor okuyucuya. DüşGörümlüğü/ Ogün Kaymak/ Yitik Ülke Yayınları/ 76 s. “hepinizin farklı bir böceği var, kırmızı/ hepinizin gözleri, şiirden bozma/ bütün güzelliğiyle genişleyen kalp ve kan” Şairin “Parantez Kuşağı”, “Henüz”, “Kırık Dans”, “Rüzgâr Alfabesi” ve “Gayb Suyu” adlı kitaplarından oluşan özel serisinden sonra okuyuculara sunduğu “DüşGörümlüğü” şiierseverlerin karşısına çıkıyor. “DüşGörümlüğü”, Ogün Kaymak’ın 2008 ve 2010 yılları arasında kaleme aldığı şiirlerden oluşuyor. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi/ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü/ 170 s. Bilim dünyası yeni bir dergi daha kazandı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün bilim dünyasına kazandırdığı bu derginin, yılda iki kez yayımlanması planlanıyor. “Sosyal Bilimler” dergisinin bu ilk sayısı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin kendi bünyesinden isimlerin makalelerinin yanı sıra, Türkiye’nin pek çok üniversitesinden bilim insanlarının gönderdiği makaleleri de içeriyor. Hakemli bir dergi olan “Sosyal Bilimler”in bu ilk saysında Semiha Altıer, Selçuk Bozağaçlı, Ali Budak, Solmaz Bunulday, Ahmet Hamdi Bülbül, Besim Dellaloğlu, Melih Duygulu, Yüksel CUMHURİYET KİTAP SAYI 1063 Göğebakan, Ceyda Güler, Serra Kanyak, Muharrem Kaya, Cansel Oksay, Seyhan Sipahi, Ahmet Taşağıl, Nuray Tezcan ve Figen Özlem Karakaş’ın kendi dallarında okuyucuya sunduğu makaleler yer alıyor. Dejavu/ Sibel Torunoğlu/ Sel Yayıncılık/ 288 s. Sibel Torunoğlu uzun zamandır şizofreniden mustarip bir yazar. Daha önceki kitaplarında olduğu gibi, yeni romanı “Dejavu”da da bu illetin izlerini her yönüyle izleyebiliyor okuyucu. Ölüm ve hiçlik üzerine kurulmuş olan roman, birbirinden kopuk göründüğü oranda bağlantılı, sıradanlaştığı kadar marjinal bir metin. Kahramanın dönüşümlü halde, küçük bir kız ya da yetişkin bir kadın olarak sahne aldığı “Dejavu”, okurunu da kendi girdabına çekmeye çalışıyor. Ayrıca, kitapta yer alan metinlerle okuyucu, bir yapboz gibi, kendi isteğine göre yer değiştirip oynayabiliyor. Değirmen/ Stoyan Tz. Daskalov/ Çeviren: Mustafa Balel/ Kavis Kitap/ 390 s. Çağdaş Bulgar edebiyatının ustalarından Stoyan Tz. Daskalov’un bir polisiye roman akışı içerisinde sürüp giden “Değirmen” adlı romanında okuyucu köy gerçeğini en ufak bozulmaya uğratmadan tüm çıplaklığıyla sergilediğine tanık oluyor. Kitapta, Daskalov’un Bulgaristan’ın yakın tarihine tanıklıklarının sergilendiği, romanı Türkçeye çeviren Mustafa Balel’in, Devrim’de ve ilk millileştirme hareketlerinde etkin bir biçimde rol alan yazar ile ölümünden önce yaptığı bir söyleşiyi de yer alıyor. Dil Hurafeleri/ Kemal Ateş/ İmge Kitabevi/ 148 s. Kemal Ateş, “Dil Hurafeleri”nde, bu konudaki bilinenleri tekrar etmiyor. Türkçenin bütün güncel sorunlarıyla ilgili, yeni, özgün, çarpıcı görüşlerle çıkıyor okurun karşısına. Türkçe sözcüklerin tesadüfen bir araya gelmiş sözcükler topluluğu olduğunu kanıtlıyor Ateş. Tarihin ölü sözcükler mezarlığı, coğrafyanın yarı ölü sözcükler mezarlığı; imlanın ise aralarındaki iktidar kavgasını bitirememiş “sözde uzmanların” oyuncağı olduğunu belgelere dayanarak anlatıyor. Kemal Ateş’in dil yazılarında anlatılan özgünlüğünün yanı sıra, roman ve öykü yazarlığının olanaklarıyla da dile içeriden bakabilmesini sağlıyor okuyucunun. Avrupa Kimliği/ F. H. Burak Erdenir/ Alfa Yayınları/ 262 s. Avrupa kimliğini eleştirel bir bakış açısıyla ele alan bu kitapta, Avrupa kimliğinin gerçekten çok bir imge olduğu, farklı dönemlerin farklı koşullarına göre şekillendirilen tarihsel bir kurgu olduğu iddia ediliyor. Kitapta ayrıca, Avrupa kimliği etrafında düğümlenen “Avrupa’yı oluşturan ülkelerin toplumları ne şekilde bütünleşeceklerdir? Avrupalıları bütünleştirecek ortak kültürel unsurlar mevcut mudur? Yoksa Avrupalılarda bir aidiyet hissi ancak ortak politik değerler üzerinde mi yükselecektir?” gibi bir dizi soruya da yanıt aranıyor. Kuyudaki Sır/ Sabri Özer/ Belge Yayınları/ 302 s. “Kuyudaki Sır”, dağa çıkarılan gençlerin ve koruculuk sisteminin ilk yıllarından görüntülerle karşılıyor okuyucularını. Romanda okuyucu, feodalitenin, dinselliğin baskısı altında cinsel güdü ile değer yargıları arasındaki sancılı çelişkiden bunalan, bocalayan kadının, romanın kahramanı Dilan’ın, üzücü, bir o kadar da düşündürücü yargılamalarına, sorgulamasına, usavurma ve direnme gücüne tanık oluyor. “Kuyudaki Sır”, akıcı diliyle de dikkat çekiyor. Geçmişten Günümüze Boncuk Oyalarımız/ Sevgi Şenol/ Kendi Yayını/ 160 s. Anadolu kadınının yaratıcılığının, sanat zevkinin eseri olan güzel el sanatı ürünlerinin unutulmaması, bu kültürün gelecek kuşaklara aktarılması için hazırlanan “Geçmişten Günümüze Boncuk Oyalarımız” Türkçeİngilizce olarak yayımlandı. Kitapta, daha kolay öğrenilmesi için yapım aşamaları yazılı anlatım yerine fotoğraflarla gösteriliyor. Sevgi Şenol’un bu çalışmasında boncuk oyaları yanında ebru, çeşmibülbül, sedef kakma, oltu taşı, halı, kilim, nazar boncuğu gibi bu kültüre ait fotoğraflara da yer veriliyor. (İletişim: 0 (224) 242 71 90) Türk Kültüründe Yönetmek/ Acar Baltaş/ Remzi Kitabevi/ 240 s. Acar Baltaş, Türk kültürünün değer sisteminden çıkan eğitim programları ve ekip çalışması konusunda birçok uluslararası kuruluşun başarılarına yardımcı olmuş bir isim. Baltaş “Türk Kültüründe Yönetmek” adlı bu çalışmasında, dil psikolojisi gibi, Türk iş dünyasının kendi kültür değerlerinden nasıl etkilendiğini araştırmakta ve bu değerleri dikkate alan bir liderin hem ülke çapında hem de dünyada nasıl başarılı olacağını göstermeyi amaçlıyor. Kappa/ Ryunosuke Akutagava/ Çeviren: Oğuz Baykara/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi/ 78 s. Bu öykünün kahramanı, bir gün dağa tırmanmak için sisli bir havada yola çıkar. Ormanda tesadüfen Japonya’nın nehirlerinde yaşayan, el ve ayakları perdeli, kafalarının üst kısmı tabak gibi düz, hayali varlıklardan olan bir kappa ile karşılaşır ve onu kovalamaya başlar. Tam yakalayacağı sırada derin bir çukura yuvarlanır ve bayılır. Kendine gelip gözlerini açtığında Kappalar Ülkesi’ndedir. Japonya’nın en ilginç yazarlarından olan Ryunosuke Akutagava bu hikâyesinde, idealindeki dünya ile gerçek dünya arasındaki farkı, hicve başvurarak anlatıyor. Yapıtta toplumsal değerlerin göreceli oluşuna ve tüm dünyanın sıkıntısını çektiği hemen her sıkıntıya da değiniliyor. Bu sıradışı yazarın hikâyesini ise Oğuz Baykara Türkçeye çevirmiş. ? SAYFA 33