27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hıfzı Topuz’dan anılar Bana Atatürk’ü Anlattılar Yazar Hıfzı Topuz 1923 İstanbul doğumlu. İncelemearaştırma, anı ve roman türü yapıtlarıyla tanınıyor. Bana Atatürk’ü Anlattılar adlı yapıtı, yazarın Akşam gazetesindeki yazılarıyla, TRT’de, “Her Hafta Bir Konuk” programı içinde ekrana getirdiği Atatürk’ün yakın arkadaşlarıyla yaptığı söyleşileri kapsıyor. Ë Hasan AKARSU smet İnönü, Atatürk’ü anlatırken, onun komutanlık zamanından kalma bir yetenekle, olağanüstü bir güçle uykusuz kalıp dinlenmeden çalışabildiğini vurgulayıp şunları söylüyor: “Mücadeleci ve devrimci yetiştirilmiş olan Atatürk cemiyetle birlikte yaşamayı ve çalışmayı çok sever. Kalabalık bir toplulukta bilimsel ve sosyal bir soru tartışılırken saatlerce konuşmak onun için özel bir zevktir. Düşüncelerini kalabalık bir topluluğa anlatmak ve onları inandırmak için uğraşmak Atatürk’ün çok sevdiği bir iştir” (s. 15). İnönü’nün bu sözleri Ata’nın tüm özelliklerini anlatmaya yetiyor. Cumhuriyeti ilan edeceği günün öncesinde Mustafa Kemal, İnönü’yü yanında tutuyor ve hazırladıkları tasarıyı Anayasa Komisyonu’na sunarak ertesi gün Cumhuriyeti ilan ediyor. Yazar Falih Rıfkı Atay, “İzmir alındığında Gazi ölseydi Cumhuriyet kurulamazdı” diyor. 1936’da kendisiyle yapılan söyleşide şunları dile getiriyor: “Eğer Atatürk 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basmasaydı ya da Samsun’a çıktıktan hemen sonra ölseydi ne olurdu? Bin türlü tahmin yürütülebilir. Büyük Taarruz’dan bir gün önce ölseydi ne olurdu? Yine istenildiği kadar tahminler yürütülebilir. Fakat İzmir alındığı gün ölseydi Cumhuriyet kurulamazdı” (s. 21). Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu da kendisiyle yapılan söyleşide, Jöntürklük yaptığını, Mısır’a gidip geldiğini belirttikten sonra, yazın alanında “Halbuki ben, köylüyü ve taşralıyı ilk defa edebiyata sokan adamım” (s. 31) savında bulunuyor, ulusalcı yazar olmakla övünüyor. “Atatürk daima bizden 3040 sene öndeydi” saptamasını yapıyor ve onun tek dostu olmadığını ama cumhurbaşkanı olduktan sonra da tüm dünyanın onun dostu olduğunu vurguluyor. Sabiha Gökçen, on iki yaşında bir kızken Atatürk’le karşılaşıp onun evlatlığı oluyor ve 1934’te soyadı yasası çıktığında, “Gökçen” soyadını ona Atatürk veriyor. İlk kadın asker pilot olarak da ün yapıyor Sabiha Gökçen. Mim Kemal Öke, Atatürk’ün doktoru olup öldüğünde onun gözlerini kapatan doktor olarak biliniyor. Trablus Cephesi’nde Mustafa Kemal’le tanışan Öke, Sakarya Savaşı’nda attan düşüp üç kaburga kemiği kırıldığında da onun yanında oluyor ve savaşı ağrılar içinde yönettiğini vurguluyor. Atatürk’ün yurt içinde Batılılaşmayı, laikleşmeyi ve ulusallaşmayı başarıyla yürüttüğünü savunuyor. Cafer Tayyar Eğilmez, Kurtuluş Savaşı’nda, Trakya direnişini başlatıp başarısız olan komutan 1920’de yaralanıp bir köylü tarafından Yunan’a teslim ediliyor ve Atina’da 4 yıl tutsak kalıyor. Cumhuriyetle birlikte Edirne milletvekili oluyor, 1926’da İzmir Suikastı’na adı karışınca tutuklanıp aklanıyor. Cumhuriyete karşıcı bir tutum içinde savaşım veriyor. 14 Mayıs 1950’ye değin Cumhuriyetin kurulamadığını ileri sürüyor. Tarihçi Enver Ziya Karal, Atatürk’ün yeni bir biçem getirdiğini şu sözleriyle açıklıyor: “Atatürk bir devrimci üslubu getiriyor ki bu üslup zaten kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni karakteriyle bir bütünlük oluşturuyor. Bu üsluptur ki devrimi perçinlemiş, ayakta tutmuştur” (s. 83). Dilci Agop Dilaçar, Halep’te, Şam’da yedeksubayken Mustafa Kemal’in ilgisini çekiyor. Üzerinde Latince harflerle yazılmış bir sözlük vardır. Cumhuriyet kurulduktan sonra, 1936’da 3. Türk Dil Kurultayı’nda, Güneş Dil Teorisi tezini sunuyor ve çok tartışılıyor. Dilaçar, geometri terimlerinin çoğunu Atatürk’ün türettiğini de vurguluyor. Kara Salih Çavuş, Kurtuluş Savaşı kahramanı; ama 67 yaşında geçim sıkıntısıyla boğuşuyor. Savaş sırasında gizli görev yaparak cephanelerin Anadolu’ya kaçırılmasında etkili oluyor, yakalanıp işkence görüyor. Yapıtın ikinci bölümünde, yazarın General Trikupis’le 1952’de Atina’da yaptığı söyleşi yer alıyor. Trikupis, Anadolu yenilgisini, tutuklanışını anlatıyor: “İnönü beni Atatürk’e tanıttı. Gazi’nin bana söylediği sözleri hiç unutmayacağım: ‘Üzülmeyin generalim’ dedi ‘siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmek de vardır. Napolyon da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu…” (s. 134). Trikupis, Yunanlıların Anadolu’yu işgal etmekle yanlış yaptığını açıkça söylüyor. Hıfzı Topuz da onun TürkYunan dostluğunun savunucusu olduğunu belirtiyor. Yapıtın üçüncü bölümünde, Kuvayı Milliye Komutanı Yüzbaşı İhsan Hekimoğlu’nun Anadolu’ya cephane kaçırmadaki başarıları, Rum çeteleriyle savaşı, İsmet İnönü ile Saffet Arıkan’ı Anadolu’ya kaçırışı anlatılıyor. Ayrıca Hıfzı Topuz da babasının savaşta, haberleşmede önemli görevler üstlendiğini, Gazi’den aldığı iki telgrafa yer vererek belirtiyor. Anılarında, 1933’te ağabeyiyle birlikte Cumhuriyetin 10. yıl töreninde Atatürk’ü nasıl yakından gördüklerini, ertesi yıl Maltepe Atış Okulu’nda, daha sonra da İstanbul’da birkaç kez gördüğünü anlatıyor. ? Bana Atatürk’ü Anlattılar/ Hıfzı Topuz/ Remzi Kitabevi/ 168 s. İ Hıfzı Topuz, “Bana Atatürk’1ü Anlattılar” adlı kitabında Mustafa Kemal’i yakın arkadaşlarının ağzından okura sunarken, onun mücadelesine ve Türkiye’nin kuruluşuna da ışık tutuyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1063 SAYFA 23 Hıfzı Topuz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle