Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ bilgiyi yetkinlikle okuyucusuna sunmaya çalışıyor. Kitap, “Kopenhagcı demokrasi” ile “Avrupa Birliği reformculuğunun” tarım ve kırsal alanda yol açtığı iddia edilen yıkımın araçlarının tanınmasını ve nedenlerinin okuyucu tarafından anlaşılmasını hedefliyor. anıdır bunlar, işte o kadar,/ baş dönmesi, kan sızan tüyler;/ ona kalan torunlarıdır bir uzak şarkıdan” Özdemir İnce’nin “Toplu Şiirleri”nin bu ikinci cildi, “Susan Denizin Sesiyle” adıyla şiirseverlerle buluşuyor. Duino Ağıtları/ Rainer Maria Rilke/ Çeviren: Süha Râmi Kıratlıoğlu/ Kırmızı Yayınları/ 114 s. “Niçin, varoluşun vadesini, diğer tüm yeşillerden/ biraz daha karanlık, her bir yaprak kenarı/ küçük küçük dalgalı (bir rüzgârın tebessümü gibi),/ doldurmak kâbilken, defne misali : niçin o zaman/ illa ki insanca olmak – ve, yazgıdan kaçınarak/ yazgıya özlem duymak?...” Rainer Maria Rilke’nin “Duino Ağıtları”, Süha Râmi Kıratlıoğlu çevirisiyle okuyucunun karşısına çıkıyor. Konstantinapolis’in Düşüşü, Osmanlıların Bizans’ı Fethi/ D. Nicolle, J. Haldon, S. Turnbull/ Çeviren: Ali Özdamar/ Kitap Yayınevi/ 288 s. “Konstantinapolis’in Düşüşü”; Osmanlıların Bizans’ı Fethi bu konuda yazılmış kitaplardan farklı bir konumda yerini Mektuplar/ Platon/ Çeviren: Furkan Akderin/ Say Yayınları/ 104 s. Platon’un Sicilya’da geçirdiği günleri konu alan “Mektuplar”, Platon felsefesinin yansıtılması ve “Diyaloglar”da ileri sürülen görüşlerin savunulması açısından önem taşıyor. Türkçeye ilk kez çevrilen “Mektuplar”, filozofun diğer yapıtlarında neredeyse hiç söz etmediği yaşamının en azından bir bölümüne ışık tutması, politik faaliyetleriyle ilgili bilgiler içermesi nedeniyle de öne çıkıyor. Susan Denizin Sesiyle, Toplu Şiirleri 2/ Özdemir İnce/ Kırmızı Yayınları/ 478 s. “Uçmayan kuşun yüreği ne söyler:/ bir kızgınlığı, bir uzay sarhoşluğunu,/ bir dağ sesini, bir ölüm çizgisini?/ Kim katlanabilir bir kanat acısına,/ üzerinde rüzgâr kokan bir kentin,/ durmuşken saat, kapalıyken bütün kapılar?/ Bir alıyor.Yapıtın ilk bölümünde John Haldon Bizans’ın tarihçesini, politik dünyasını, askeri örgütlenmesini ve dış dünyayla ilişkisini araştırıyor. İkinci bölümün yazarı Stephen Turnbull ise Konstantinapolis savunmasının Bizans tarihi boyunca daima temel dayanağı olan kent surlarını inceliyor. Kitabın son bölümünde ise kuşatma öncesindeki hazırlıklar anlatıldıktan sonra, kent çevresinde ve surlarda cereyan eden savaş ele alınıyor. Bu son bölümün yazarı David Nicolle her iki tarafın kumandanlarını, askeri kuvvetlerini, kullandıkları teknolojileri inceliyor ve bir savaş muhabiri gibi okuyucuyu kentin düşüşüne götürüyor. Kitapta yer alan çok sayıda renklı resim, harita ve illüstrasyon ise kitabın anlatımını destekliyor. Morenga/ Uwe Timm/ Çeviren: Rasin Güçhan/ Can Yayınları/ 394 s. 1904 yılında Almanya’nın Güneybatı Afrika’daki sömürgesinde, işgalci Almanlar ile yerli Herero ve Hotantolar arasında kıyasıya bir savaş başlar. Ön saflarda, halkının özgürlüğü için savaşan eski bir maden işçisi vardır: Jakob Morenga. Uwe Timm “Morenga”da tarihin “sert” gerçeklerini beklenmedik mizahi unsurlarla harmanlayarak okuru şaşırtmayı ve merakını hep diri tutmayı hedefliyor. “Morenga”, hem Almanya hem de Namibya’nın tarihine edebiyat penceresinden ışık tutuyor. Bunun yanında, bugünün “özgürlüğüne kavuşturulmuş” ülkelerinde hâlâ süren gerilla savaşlarına da, okuyucunun başka bir açıdan bakmasını sağlıyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1059 SAYFA 29