19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Halide Edip Adıvar’dan ‘Kalp Ağrısı’ Aşkın ‘ateşle imtihanı’ Halide Edip Adıvar, ilk olarak 1924 yılında tefrika olarak basılmış olan Kalp Ağrısı’nda, yasak aşk yaşayan Zeynep ve Hasan arasındaki ilişkiyi anlatıyor okura. Eski İstanbul manzaraları önünde hayat bulan hikâyede Adıvar, dönemin önemli sorunlarından çağdaşlaşmaya da satır aralarında yer veriyor. Yazarın diğer romanlarında da karşımıza çıkan idealize edilmiş kadın karakterlerinden biri olan Zeynep üzerinden, Cumhuriyet kadınlarının nasıl olması gerektiğine değinen yazarın romanı okurlara tekrar sunuluyor. Ë Eray AK alide Edip Adıvar, edebiyatımızın tarihsel gelişimi açısından çok önemli bir yazar. Genellikle, Milli Mücadele yılları ve Kurtuluş Savaşı hakkındaki romanlarla akla gelse de, onun yapıtları sadece bu konular çerçevesinde gelişmemiş. Özellikle yazıldığı dönemde çok okunan ve ses getiren Raik’in Annesi (1909), Seviye Talip (1910), Handan (1912) ve Son Eseri (1913) gibi aşk romanları da kaleme almış. Halide Edip’in 2 Mart ile 8 Temmuz 1924 tarihleri arasında Vakit gazetesinde tefrika olarak yazdığı ve yine aynı yıl kitap olarak yayımlanan Kalp Ağrısı da, yazarın kaleme aldığı aşk romanları arasında önemli yere sahip olanlardan biri. kurulmuş bir devlet var ortada bu tarihlerde ve yine bu devletin Kurtuluş Savaşı’nda faal olarak yer almış bir isim. Hailde Edip Adıvar, Cumhuriyet kadınlarının nasıl olması gerektiği konusunda bir ilk örnek yaratıyor bu romanında. Berna Moran da Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış I’de Adıvar’ın, “yapıtlarında Türk okuruna sunduğu yeniliğin, yarattığı bu kadın imgesi” olduğunu söylüyor. Kalp Ağrısı’nda olaylar, İzmir’in kurtuluşu üzerine düzenlenen bir etkinlikte, hikâyenin başkahramanı Zeynep ve yakın arkadaşı Azize’nin nişanlısı gözüyle bakılan, genç zabit Hasan’ın tanışmasıyla başlıyor. Bu tanışmayla beraber Adıvar, iki kahramanını da ani gelişen gönül olaylarının ortasına atıyor. İkisine de yasak aşkın kapılarını açıp, onları aşk üçgenlerinin içine sokuyor. İlk ilişki üçgeni, Hasan, Zeynep ve Saffet arasında kuruluyor. İkinci ilişki üçgeninde ise, Hasan ve Zeynep’in yanına Azize katılıyor. Hasan ve Zeynep arasında doğan bu yasak aşk, hikâyenin diğer tarafında duran; fakat olay örgüsüne Hasan ve Zeynep’ten dolayı katılan Saffet’i ve Azize’yi etkiliyor. Halide Edip Adıvar’ın diğer romanlarında da görülen bir şablon bu. Yazar, kahramanlarına bir aşk yaşatacaksa bu, ya yasak aşk oluyor ya da ya da iki erkeğin bir kadının peşinden sürüklenmesiyle doğan bir ilişki çerçevesinde gelişiyor. Adıvar, Kalp Ağrısı’nda da bu klasikleşmiş şablonundan vazgeçmiyor. Adıvar’ın erkek kahramanları da genelde iyi niyetli tipler; fakat kadınları kadar yüceltilmiyor romanlarda. Bu romanda da Hasan’ı temiz bir aşkla Zeynep’e bağlanmaya çalışırken görüyoruz; ama daha sonra gelişen olaylar, onun da zaaflarıyla yaratılan bir karakter olduğunu gösteriyor bize. Hasan’ın özellikle kadınlara karşı düşkünlüğü, okur tarafından kötülenmesine yol açıyor romanın ilerleyen bölümlerinde. Adıvar, kahramanlarına aşkı yaşatırken genelde erkeğin gözünden kadını yüceltme yoluna gidiyor. Bunu, romanlarında kusursuz bir kadın imajı yaratmak için yapıyor. Kalp Ağrısı’nda da Zeynep kusursuz kadını oynuyor. Zeynep, her ne kadar yasak bir aşkın ortasında da olsa, Halide Edip onu hiçbir zaman yanlış yola saptırmıyor. Yazar, kadın kahramanlarına genelde toz konduramadığı gibi, Zeyno’yu da hiçbir şekilde haksız duruma düşürmüyor. Zeynep ve Hasan, Adıvar’ın uydurduğu bir öpüşme yöntemiyle, “dudaklarının ateşini hissediyorlar, birbirlerinin sıcak nefeslerini duyuyorlar” ama bu yasak aşkın kahramanları kesinlikle dudak dudağa gelmiyor. Halide Edip’in “ideal kadın” şablonunun dışına çıkamıyor Zeynep. Yazarın, kadın karakterlerini bu kadar kalın çizgilerle belirlemesi, bir nevi özgürlüğünü kısıtlaması, kahramanın hareket alanını da daraltıyor. Bu, kahramanların yaşadığı aşkın heyecanının sınırlandırılmasına da sebep oluyor. Romanda da dikkati çeken bu unsur, zaman zaman yaşanılan aşkın heyecanına sekte vurup olayı çocuksu bir hale getirebiliyor. Yani, Halide Edip Adıvar söz konusu çılgınca bir aşk da olsa, ideal kadınını tutkulara kurban vermiyor. NEDEN OKUNMALI? Roman eski İstanbul’un müthiş manzaraları önünde geçiyor. Boğaziçi, Pera, Göksu gibi tarihi yerler romanın arka fonunu oluşturuyor. Edebiyatımızda DoğuBatı sorununu en çok işleyen yazarlardan biri olan Adıvar için bu mekânlar önemli; çünkü romanda karşımıza çıkan tüm bu yerler, iki medeniyetin buluştuğu ya da birbirinden ayrıldığı merkez niteliğinde. Yazar da bu mekânların özelliğinin farkında olarak, seçimlerini bilinçli yapmış. Bu roman, bir aşk romanı olarak görülse de satır aralarında dönemin göze çarpan sorunlarından asrîleşmeyi, yani çağdaşlaşmayı veya geleneklere ne kadar bağlı kalınması gerektiği gibi önemli konuları içinde barındırıyor. Halide Edip Adıvar’ın bu romanında kullandığı anlatım teknikleri de dikkat çekici. Yazar tekdüze bir anlatımı tercih etmemiş. Bu bakımdan, romanda yaşanılan aşk gibi yazarın anlatım tekniği de hareketli bir hal almış. Birincil ağızdan anlatımla başladığı romana, günlükle devam ediyor. Daha sonra, yurtdışında gelişen olayları ise mektuplarla öğreniyor okur. Üçüncül ağızdan anlatım da yazarın kullandığı teknikler arasında. Bu anlatım şekilleri, yeri geldiğince kullanılarak roman boyunca devam ediyor; fakat yapıtın ilk yazılışının tefrika şeklinde olması zaman zaman hissediliyor. Özellikle romanın başlarında bunu çokça duyumsayabiliyor okur. Neredeyse verdiği tüm yapıtlarda realizmin ağırlığı büyük ölçüde hissedilen yazarın bu romanında, birçok romantik unsura da rastlıyoruz. Roman bu yönüyle, ilginç bir Halide Edip okuması olanağı sunuyor. Zeynep’in, yaşanılan aşkın acısını Ayastefanos’un (Yeşilköy’ün) ormanlarında unutmaya çalışması buna en güzel örnek. Halide Edip Adıvar, tüm yapıtları defalarca baskı yapıp okunmuş ve günümüzde de okunmaya devam eden bir yazar. Halide Edip okunmalıdır; okunacaktır ama üzerine konuşulmalıdır. Önemli olan ise yazarı hangi sıfatla okuyacağımız. Büyük romancı olarak mı yoksa edebiyat tarihimiz açısından önemli bir yazar sıfatıyla mı? Yazarın edebi kudreti ve romancılığı yaşadığı dönemde olmasa bile, sonraları tartışılmış bir konu. Özellikle Fethi Naci, bu konuda Adıvar’ı eleştirirken “romancılığını, düşüncelerinin yanında ikinci plana itmekten çekinmiyor” diye belirtip Adıvar’ın büyük romancı olmadığını söylemiştir. Kalp Ağrısı, Adıvar’ın kendi düşünsel yanını hafife indirgeyerek kaleme aldığı bir aşk romanı; fakat yazarın edebi kudreti konusunda da “hâlâ” tartışmaya açık. ? Kalp Ağrısı/ Halide Edip Adıvar/ Can Yayınları/ 268 s. H İDEAL KADIN YARATMA İSTEĞİ Halide Edip Adıvar’ın Kalp Ağrısı’ndaki kahramanı, bir doktor kızı olan ve annesinin babası Kürt olduğu için, babası tarafından Zeyno diye çağırılan Zeynep. Zeyno, Adıvar’ın neredeyse tüm romanlarında karşımıza çıkan (Sinekli Bakkal’da Rabia, Tatarcık’ta Lale, Ateşten Gömlek’te Ayşe…), zaaflarından mümkün olduğunca arındırılmış, idealize edilmek için uğraşılmış ve hatta yüceltilmiş bir kadın karakter. Romanda Zeyno’nun başından geçen, yasak aşk diyebileceğimiz olay dahi, Adıvar’ın çizdiği bu “yüksek” kadın karaktere kötü gözle baktırmıyor okuru. Bu karakter, Mor Salkımlı Ev’de ve Türk’ün Ateşle İmtihanı’nda kendini anlatan Halide Edip’ten, bazı özelliklerini almış. Anılarını okuduğumuzda bunu rahatlıkla hissedebiliyoruz. Yani, “yazarın biraz da kendi” olduğunu söyleyebileceğimiz bu kadın kahramanlar, ideal Türk kadınının nasıl olması gerektiği konusunda adeta ders vermek için yaratılmış gibi. Zeyno da, Milli Mücadele yıllarında, ideal kadın olarak gösterilen ve gerektiğinde cephede, gerektiğinde miting meydanlarında kendini göstermiş biri olan Halide Edip’in Türk kadını imgesine göre çizilmiş bir karakter. Böyle olunca da karşımıza Zeynep adında, hem bir asker kadar sportmen hem modern dansları bilen hem edebiyattan anlayan hem avlanmayı seven hem alabildiğine serbest hem de namus konusunda çok titiz, sağlam ahlaklı bir karakter çıkıyor karşımıza. Adıvar bu romanı, 1924 yılında kaleme almış. Romanın yazıldığı tarih, kahramanı Zeynep’e bahşedilen özellikleri anlamamız açısından çok önemli. Yeni SAYFA 16 Fotoğraflar: Ara Güler Adıvar, kahramanlarına aşkı yaşatırken genelde erkeğin gözünden kadını yüceltme yoluna gidiyor. Bunu, romanlarında kusursuz bir kadın imajı yaratmak için yapıyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1047
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle