24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ Gölü üzerindeki liman kalıntıları, baraj, gölet ve sulama kanalları ile kült merkezleri, 2 bin 800 yıldan beri kullanılır. Doğu Anadolu Bölgesi’nin ilk geleneksel konut mimarisinin temelleri Urartu Krallığı döneminde atılmış. Bunlardan da önemlisi 2 bin 800 yıldan beri kullanılan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin en eski aşk öyküsünü anlatan “SemiramisŞamran Sulama Kanalı”, aynı zamanda bölgede söylenilen türkülerde yaşar; “Edremit Van’a bakar, içinden Şamran akar.” Ayrıca Urartu Krallığı’nın başkentliğini yapan Van Kalesi’nin kuzeydoğu eteğinde Kral II. Sarduri tarafından kurulan Analı Kız Açık Hava Kült Merkezi, Ortaçağ, Osmanlı devleti ve günümüzde de kutsal niteliğini sürdürüyor. Ortaçağ ve Osmanlı devleti döneminde Analı Kız kutsal alanının hemen eteğine türbe ve mezarlık yapılarak dinsel hüviyeti korunmuş. Günümüzde bile hafta içinde ve özellikle perşembe günü, Analı Kız kutsal alanında kurban keserek, kurban kanının akıtıldığı Urartu kaya kanalından kayan evlenmemiş insanların söylediği “O yanım keçe, bu yanım keçe, tanrım elime bir helal süt emmiş geçe” dizesi ile bekârlığa veda edileceğine inanılır. İlginçtir ki, buradan kayan ve bu dileği söyleyen kişilerin hemen hepsinin dileği gerçekleşmiş. Şu sıralar kazılarda gelinen noktayı anlatır mısınız? Hangi eserlere ulaşılması umuluyor? Son altmış yıldan beri Doğu Anadolu Bölgesi’nde Urartu ören yerlerinde sürdürülen arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları, ne yazık ki definecilerin yaptığı ağır tahribatı önleyemedi. Kazılarda ortaya çıkarılan mimari eserlerin restorasyonunun yapılamaması, sergilenememesi ve turizme açılamaması, Urartu uygarlığını tanıtmaya ve benimsetmeye yardımcı olamadı. Kazısı yapılan kale, saray ve tapınakların restore edilememesi ve korunamaması, insanların ve doğanın tahribatına terk edilmesi, Doğu Anadolu’nun 2 bin 800 yıllık geleneksel mimarisinin yok olmasına neden oluyor. Yerel yönetimler ile kolluk kuvvetlerinin kaçak kazıları ve çıkan değerli eserlerin bir meta aracı olarak yurtdışına çıkışını önleyememesi ve bunun için caydırıcı önlemlerin alınamaması, Urartu uygarlığının korunmasına vurulmuş en büyük darbe. Bunlardan da önemlisi, kazılardan ortaya çıkarılan binlerce metal eşya, silah, takı ve diğer aletlerin sergileneceği, çağdaş ve modern müzeler Doğu Anadolu Bölgesi’nde hemen hemen yok gibi. Örneğin dünyanın en büyük Urartu müzesi sayılan ve 80 binden fazla esere sahip olan Van Müzesi, küçük ve yetersiz bir depo durumunda. Birbirinden değerli metal eşya, alet, silah ve takılar depolarda yok olmaya terk edilmiş, bazalt, kalker ve kum taşı bloklar üzerine yazılan çivi yazılı tarihi kaynaklar ise doğanın tahribatı ile karşı karşıya bırakılmış. SEMPOZYUMLAR SÜRÜYOR Editörlüğünü yaptığınız V. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu ve I. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Yemekleri Sempozyumu adlı kitapları da sorarak sonlandıralım söyleşimizi. İstanbul Üniversitesi’nin bir üyesi olarak, son kırk iki yıldan beri Doğu Anadolu Bölgesi’nde arkeolojik kazı ve çeşitli konular üzerinde yüzey araştırması çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyorum. Çalışmalarımızı daha yararlı kılmak için, her yıl Doğu Anadolu Bölgesi’nin çeşitli il ve ilçelerinde uluslararası sempozyumlar yapıp sergiler açıyoruz. Düzenlemiş olduğumuz her sempozyumda sunulan birbirinden değerli bilgileri, mutlaka kitap olarak yayınlayarak, geleceğe kaynak eser olarak bırakıyoruz. Düzenlediğimiz sempozyumları bir il veya ilçe adı ile sınırlandırmayıp, bölge, havza, vadi veya çok ayırtkan bir kültür adı ile adlandırmayı uygun buluyoruz. Örneğin “KarasuÇoruhKelkit Havzası Sempozyumu”, “KarsKafHayvan başlı tunç bilezik (MÖ 8. yy). Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi. kasya Sempozyumu”, “Aras Havzası Sempozyumu”, “Kura Havzası Sempozyumu”, “Van Gölü Havzası Sempozyumu”, “Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu”, “Türk Kültüründe Ağrı Dağı Sempozyumu”, “Doğu Anadolu’nun Geleneksel Mutfak Kültürü ve Yemekleri Sempozyumu” gibi. Bilginin insanların ayağına götürülmesi ve onlarla paylaşılarak geleceğe bir kaynak eser olarak bırakılması, en büyük amacımız. Çok zor koşullar altında, yerel yönetimler ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ve şimdiye kadar bir öncüsü ve benzeri olmayan uluslararası sempozyumlar ve yayımladığımız kitaplar, çok kısa bir sürede tükeniyor. Örneğin 2010’da düzenlemiş olduğumuz dört uluslararası sempozyumun yanı sıra, Urartu Takıları ile birlikte yayımladığımız V. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu ve I. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Yemekleri Sempozyumu kitapları, bir fakülte veya üniversitenin bir yıl içinde gerçekleştiremediği başarılar. Buna karşın son kırk iki yıldan beri çalıştığım İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden en küçük bir yardım ve isteklendirmenin olmaması, oldukça acı ve üzüntü veren bir olay. ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Urartu Takıları/ Prof. Dr. Oktay Belli/ Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yay./ 480 s. “V. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu”/ Prof. Dr. Oktay Belli/ Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay./ 704 s. “I. Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Yemekleri Sempozyumu”/ Prof. Dr. Oktay Belli/ Bitlis Eren Üniversitesi Yay./ 446 s. Akik taşından yapılmış boncuk dizisi (MÖ 87. yy). İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi. Üzerinde tespih taneli çıkıntıları bulunan altından yapılmış aslan başlı tunç bilezik (MÖ 9. yy). Van Müzesi. PatnosGiriktepe Sarayı’nda bulunan ve sarkacı granüle tekniği ile yapılmış altın küpe (MÖ 8. yy). Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1086 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle