25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ yatçının, bir kitabın öğelerini analiz ediyorum, sonra da beğendiğim yönleri üzerinden ele alıyorum ve bunları söylüyorum. Ama benim öğelerimi bir okur beğenmeyebilir, ona uygun gelmeyebilir. Neticede her kuram ve eleştiri anlayışı, esere sorduğu sorulara aldığı cevaplar üzerinden değerlendirmeye alır. Yani içinde mutlaka bir öznellik barındırır. Aksi durum da olabilir. Gene analizini yaptığım öğelerde birtakım sorunlar varsa, onları da belirtirim. Beğenmediğim yönleri olduğu zaman, onları da dile getiririm. O zaman başka bir okur da bunu sıraladıklarım özelliklerin toplamında beğenebilir. Ama genel olarak değerlendirecek olursak, çekinmeden söyleyebilirim ki; evet sanatçıyı koruyorum! Birikimlerinizin meyvelerini kitap olarak yayımlamayı da hiç aksatmadan sürdürüyorsunuz. Son bir ay içinde ise üç kitabınız birden yayımlandı; ‘Kitaplarla Kültür Turu’, ‘Edebiyatımıza Dipnotlar’ ve ‘Anılarımda Yaşayanlar’. ‘Kitaplarla Kültür Turu’, ‘Kitaplar Kitabı’ ana başlığını taşıyan yazılarınızın dördüncü cildini oluşturuyor. Diğerleri ise edebiyat ve edebiyatsanat dünyasından tanıdığınız ve sizde iz bırakmış dostlarınız üzerine. Yazılarınızın neredeyse tamamında anılarınız bir izlek olarak varlığını sürdürür. ‘Anılarımda Yaşayanlar’ ise bir anı kitabı neredeyse. Anılarınızı yazmanın zamanı mı geldi, ne dersiniz? Anılarımı yazmayı şimdilik düşünmüyorum. Yazdıklarımda Kürşat Başar’ın yaptığı nehir söyleşide, anılarımdan izdüşümler vardır. Ben tanık olduğum özel şeyleri kendime sakladım. Bu konuda ketumiyet ilkesini benimsedim. Sır konusunda bir sözü çok beğenirim, yaşamımda da uyguladım; ‘Kafandakini söylediğin anda sır olmaktan çıkar.’ Bir kez, birine bunu anlattığında artık dolaşımını denetleyemezsin. Ne var ki, tanıdıklarım üzerine bir portreler kitabı hazırlıyorum. O kitapta daha özel anılarımı okuyabileceksiniz. Bazı kişilerin anıları konusunda bakın ne düşünüyorum? Birisini kıyasıya eleştirdiğinizde, acımasızca hırpaladığınızda, bunu yapan kişinin de yara aldığı kanısındayım. Üstelik hakkında yazılan kişi ölmüşse, bunu zaman zaman ayıplıyorum. Çünkü hem cevap verecek durumu yok, hem de aksinin ispatlanması her zaman mümkün değil. Hiç kuşkusuz bu edebiyat dışı değerlendirmeler için geçerlidir. Yoksa ölü ya da diri bir kişinin eserini, resmini, bestesini eleştirebilirsiniz. Bir ev ziyaretinde, bir özel toplantıda tanık olduklarınızı yazmanın kime ne faydası olacak? Yapıtını okurken, bu çocuğuna bağırmış, eşine kötü muamele etmiş, içip içip sızmış gibi yargıların, yarattıklarına nasıl bir bakış açısı kazandırdığını düşündüğüm zaman ortaya çıkan sonuç, bence koca bir hiç. Bu konuda katıyım. Anıları sadece bir tür olarak düşünmüyorum, insan bunu yazılarının, konuşmalarının içine serpiştirir. Satır aralarını okumasını bilen bir okur, zaten anılara göndermeleri fark eder. Kitap yazılarının, okumaları zenginleştireceği, çeşitlendireceği kanısındayım. O kitabı okuyanlar, ileride okuyacak olanlar, gerekli ilk bilgiyi, değerlendirme notlarını, eleştirel yargıları bu kitap yazılarında bulacaklardır. Belki de bir anlamda kitaplar ansiklopedisi diye de tanımlayabilirim bu kitapların toplamını. Dipnotlar, uzun yazılarım; eleştiri, deneme türündeki çalımalarım, dergilerde yayımlanmış hatta çoğunluğu yayımlanmamış yazılardan oluşuyor. ‘Anılarımda Yaşayanlar’, aramızdan ayrılanlar için yazılmış ağıtlar değil. Onların sanatçı, edebiyatçı kimliklerinin önemli özellikleri var bu yazılarda. Kuşağımla, tanıdığım ustalarla ilgili elbet anılarım var; bunları zaman zaman yazdım. Gene bir kitapta toplayabilirim. Anıları yazmak bazen de böbürlenmeye dönüşebiliyor. Bundan da hoşlanmıyorum. Ayrıca her şeyi yazamayacaksan, neyi yazacaksın? Kimi anı kitaplarında, yazar kendini savunuyor, bir tür aklama belgesi niteliği yüklüyor kitaba, bazıları da övünme vesilesi haline getiriyor kitabı... Kimse kendisi hakkında bütün gerçekleri yazamaz. Yazabileceğini sanmıyorum, ister istemez bir gizli el, otosansür mekanizmasını çalıştırır. Bende de bu otosansür mekanizması çok kuvvetlidir üstelik. O zaman başkalarına gelince acımasız olacağım, kendime gelince şefkatli bir kalem. İşte bu ikiyüzlülük bana yabancı bir tavır. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1086 SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle