Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ inancını yitirmiş bir milletin nasıl yaratıldığını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü nasıl kazandığını okuyucuya tekrar hatırlatıyor. Kitap, yirmi yedi kişinin Atatürk’le yaşamış olduğu anılardan oluşuyor. Bu isimler arasında; Ülkü Adatepe, Aydın Boysan, Ayşe Cebesoy, Muazzez İlmiye Çığ, Nilüfer Gürsoy, Halil İnalcık, Özden İnönü, Timsal Karabekir, Can Kıraç, Asım Kocabıyık, Hıfzı Topuz ve Meriç Velidedeoğlu gibi tanınmış isimler yer alıyor. Eleştirel İlişki/ Jean Starobinski/ Çeviren: Gülnihâl Gülmez/ Yapı Kredi Yayınları/ 298 s. Jean Starobinski “Eleştirel İlişki”de, psikoloji, biçembilim ve düşünce tarihi arasında gidip gelerek kitaba adına veren kendi eleştirel yaklaşımının temellerini atıyor. Spitzer’in filolojik yaklaşımı, Freud’un Oidipus kompleksinin izlerini Sheakespeare’in Hamlet’inde bulması, Rousseau’nun İtiraflar’da anlattığı Torino’daki akşam yemeği sahnesinin yeniden yaratılması, imgelem kavramının tarihine kadar geniş bir yelpazede ele alıyor konuları Starobinski. Kitapta Starobinski’nin eleştirel yaklaşımının temellerini buluyor okuyucu. Sahnei Fecai, Osmanlı Ermeni Olayı/ Hüseyin Hasançebi/ Pencere Yayınları/ 224 s. Osmanlı Ermeni ilişkilerinin tarih çok eskiye dayaynır. Hüseyin Hasançebi’nin elimizdeki çalışması, bu tarihi ilişkiler ağını tüm ayrıntılarıyla, geride kalmış bilinmeyenleriyle okuyucuya açıklamayı hedefiliyor. Hasançebi “Sahnei Fecai”de, bu ilişkiler ağını açıklamaya, kavramsal bir çerçeve çizerek başlıyor ve yabancı devletlerin bu konu üzerindeki görüşlerini, duruşlarını açıklamay kadar götürüyor. Olaya tek yönlü yaklaşmayan Hasançebi, kitaptaki objektif duruşuyla da dikkat çekiyor. Görgü Tanığı/ Orhan Karaveli/ Doğan Kitap/ 188 s. Altmış yıllık gazeteci Orhan Karaveli kitabında yaşadıklarını mesleğinden gelen rahat bir üslupla okuyucuya anlatıyor. Kitap, çokpartili siyasal yaşam geçilen 40’lı yılların sonları ile trajik gelişmelerle tamamlanan 50’li yılların başlarında yaşanan üzücü, düşündürücü ve yer yer de Karaveli’nin kendi tanıklığıyla gülümsetici olayları içeriyor. İlk baskısı uzun yıllar önce yapılan ve bu yeni baskısında özgün fotoğraflarla zenginleştirilen “Görgü Tanığı” okuyucuların karşısına çıkıyor. Masallar ve Toplumsal Cinsiyet/ Melek Özlem Sezer/ Evrensel Basım Yayın/ 192 s. “Timsahlarla aynı ırmakta yüzmezsiniz, vahşi bir ormana silahsız dalmazsınız, bir aslan karşı dağdan bile kükrese kaçarsınız. Ama yemyeşil bir kırda uzanıp göğe bakarken rahat; çimlerden yavaş yavaş zerk edilen bir zehir varsa, savunmasızsınız. Belki de masallarla mışıl mışıl uykuya dalarsınız. Derken günü gelir sorarsınız: Bir ölü olan Pamuk Prenses’in öpülmesi neden bizi dehşete düşürmez?” ‘2010 Oğuz Tansel Halkbilim Ödülü’nü kazanan “Masallar ve Toplumsal Cinsiyet”, masallara çok farklı bir yönden yaklaşıyor. Sezer, masallara getirdiği alışılmışın dışında yorumlarla, masallara bir de toplumsal cinsiyetçi perdeden bakılmasını sağlıyor; onlara ayrı bir anlam tabakası daha oluşturuyor. Kitap, masal üzerine çalışanlara kaynak niteliği taşıyor. Türkiye 2023/ Aslan Özmen/ Kendi Yayını/ 496 s. “Türkiye 2023”, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Türkiye’nin nasıl dünyanın 10. büyük ekonomisi olabileceğini ayrıntılı olarak inceliyor. Öte yandan kitapta, 2023 yılında dünyanın alacağı siyasi ve ekonomik biçim masaya yatırılıyor. “Türkiye 2023”te önümüzdeki on üç yılda Türkiye’nin nüfus ve etnik yapısı; eğitim, sanayi, enerji altyapısı, bilim ve teknolojide gelişmeler ve reformlar da ele alınan diğer konular arasında yer alıyor. 1514, Yavuz Selim ve Şah İsmail/ Reha Bilge/ Giza Yayınları/ 438 s. Reha Bilge’nin yeni kitabı “1514, Yavuz Selim ve Şah İsmail”, İmparatorluk Türkiyesi ve Safevi devleti arasındaki amansız rekabeti, sert bir çatışmayı konu ediniyor. Sadece bir savaşı, jeopolitik çıkarları, stratejik adımları veya o günün dengelerini değil, Yavuz Selim ve Şah İsmail’le birlikte dönemin renkli kişileri, şiir ve kültür dünyası da kitapta önemli bir yer tutuyor. Yazar ayrıca, özgün bir 2. Bayezid yorumunu da okurlara sunuyor. Reha Bilge’nin “gölgede kalmış bir hükümdar” diye adlandırdığı 2. Bayezid bu kitabın ilginç bir başka kişisi olarak dikkat çekiyor. Konfüçyüs: Modern Dünyada Kadim Bilgelik/ Yu Dan/ Çeviren: Çağlayan Erendağ/ Alfa Yayınları/ 154 s. “Konfüçyüs, ‘Konuşmaktan vazgeçmeyi düşünüyorum,’ dediğinde Zigong telaşla, ‘Konuşmazsan biz müritlerine aktaracak ne kalır ki?’ diye sorar. Konfüçyüs, soğukkanlılıkla, ‘Gökyüzü hiç konuşur mu? Oysa dört mevsim gelip geçer,’ der.” “Konfüçyüs: Modern Dünyada Kadim Bilgelik”, düşünürün bu bilgeliklerinin çağdaş bir yorumundan meydana geliyor. Kitap okuyucuya, modern dünyayı anlamasını, daha zengin ve dopdolu yaşamasını sağlayacak “sırlar” sunmayı amaçlıyor. Tüm dünyada on milyondan fazla satan “Konfüçyüs: Modern Dünyada Kadim Bilgelik”, Çağlayan Erendağ’ın İngilizceden yaptığı çeviriyle okuyucuya sunuluyor. Devrimin Çoban Yıldızı Mustafa Necati/ Cumhur Utku/ Gürer Yayınları/ 364 s. “Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, Millet Mektepleri açılış törenleri için konuşmasını yazdı. Özellikle köy kadınlarına okuryazarlığı bir an önce öğretmek gerekiyordu. Köy anaları okuryazar olursa, onların çocukları da okuryazar olurdu. Üç yılda bir milyon kişi hedeflemişti. Üç yıl bittiğinde okuryazarlığını sürdürebilecek durumdaki yurttaş sayısı, bir milyon iki yüz kişi oldu. Ama hiçbir bakanlık görevlisi hedefi aşan bu sayıyı Necati Bey’e söyleyemedi.” Cumhur Utku, “Devrimin Çoban Yıldızı Mustafa Necati”de Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan gerçek devrimciler arasında gösterilen Mustaf Necati Uğural’ın kısa yaşam öyküsünü ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1086 Tarihte Tanrı Fikrinin Doğuşu/ Jean Bottéro/ Çeviren: İsmail Yerguz/ Kırmızı Yayınları/ 290 s. “Kutsal Kitap’ta sadece Tanrının inananlara yönelttiği sözler bulunmaz: Kutsal Kitap aynı zamanda ve öncelikle çok zengin yazılı belgeler derlemesidir; bu belgeler İ. Ö. II. ve özellikle de I. binyılda yazılmış, derlenmiştir ve eski macerayı bize kadar taşırlar. Bu süreç büyük ölçüde dünya görüşümüzü, değerler hiyerarşimizi, davranış kurallarımızı, mentalitemizi, bilincimizi oluşturan uzun bir tarihsel dönemi kapsar.” Jean Bottéro kitabında Tanrı fikrinin doğuşuna götürüyor okuyucuyu. M. Ö. 2. yıla kadar giden Bottéro’nun çalışmaları, bu konunun kaynağına taşıyor herkesi. Pala/ Melda Zirek/ İmleç Kitap/ 212 s. Psikolojik bir dramı anlattığı ilk romanı “Bulantı”yla dikkat çeken Melda Zirek, ikinci romanı “Pala”da bu kez gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkıyor. Türkiye’de büyük ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, 1940’lı yıllarda, öksüz bir çocuk olarak hayata atılan Altan, yıllar içinde çalışkanlığı, azmi ve dürüstlüğüyle hep öne çıkar, zarar da görse de ilkelerinden ödün vermez, her şeye rağmen dünyayı kendisi ve ailesi için yaşanılır kılmaya çalışır. İnatçı, aksi ve uzlaşmazdır da ama bu hiçbir zaman boş bir inat değildir; çünkü onun bıyıklarındaki palalık yüreğine de sirayet etmiş, kocaman yüreğiyle, korkusuzca hayatı göğüslemiştir. “Pala” okuyuculara, Muğla’nın Yerkesik Köyü’nden başlayıp Almanya’nın Hamburg şehrine uzanan bir hayat hikâyesi anlatıyor. Kış Mezarı/ Anne Michaels/ Çeviren: Elif Günay/ Doğan Kitap/ 306 s. Mısır, 1964. Ebu Simbel’deki Büyük Tapınak’ın, Asvan Barajı’nın yükselen sularından kurtarılması gerekiyor. Tapınak, bloklar halinde sökülerek daha yüksek bir arazide yeniden kurulacak. Karısı Jean’le birlikte Kanada’dan Mısır’a gelen genç mühendis Avery Escher’in yürüttüğü bu muazzam proje, Nil kıyısında hayatı her anlamda değiştirecek: Baraj kapağı açıldığında, diriler de ölüler de yerlerinden olacaklar. Köyleri sel basacak, mezarlar yerinden oynayacak. Tarihsel anlarla insan yaşamının sessiz mahremiyetini harmanlamayı amaçlayan “Kış Mezarı”, yaşamın vahşet dolu anlarından mümkün olduğunca fazla şeyi kurtarmanın yollarını anlatıyor okuyucuya. Karakterlerinin hem fiziksel, hem de duygusal dünyalarını son derece canlı bir şekilde betimleyen roman, hatıraların kaçınılmazlığını, kaybın yıkımını ve sevginin onarıcı güçlerini okuyucuların gözleri önüne seriyor. SAYFA 28