24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş air, öykücü, biyografi yazarı ve eleştirmen Ezenwa Ohaeto, 1958’de doğdu. Çocukluğunda ailesinden dinlediği masallar, halk hikâyeleri yazmaya yönelmesinde etkili oldu. İlk şiirleri HIPO adlı okul dergisinde yayımlandı. Nsukka’daki Nijerya Üniversitesi’nden mezun oldu. Chinua Achebe ve Donatus Nwoga’dan dersler alma şansı yakaladı. Chinua Achebe’nin biyografisini kaleme aldı. Kitap, Choice Outstanding Book Ödülü’yle (1998) ödüllendirildi. Üniversite yıllarında Drum, Trust, Spear ve Lagos Weekend gibi dergilerde kısa öyküleriyle görüldü. Yapıtları Rusça, Fransızca ve İtalyancaya çevrildi. BBC Poetry Prize, Orphic Lute Prize, Friedrich Wilhelm Bessel Prize gibi ödüllerinde aralarında bulunduğu çok sayıda önemli ödüllere değer görüldü. Meslek yaşamında profesörlüğe kadar yükseldi. Almanya’daki Bayreuth ve Humboldt, ABD’deki Texas ve Harvard üniversitelerinde, Nijerya’daki Nnamdi Azikiwe Üniversitesi’nde dersler verdi. Sosyopolitik temalara değindi. Bazı şiirlerini Igbo dilini karıştırarak pidgin İngilizceyle yazmayı tercih etti. The Voice of the Night Masquerade adlı kitabıyla 1997 Nijerya Yazarlar Birliği Cadbury Şiir Ödülü’nü paylaştı. 2004’de bu kez The Chants of a Minstrel’le Nijerya Yazarlar Birliği NDDC Şiir Ödülü’nü aldı. Ezenwa, 2005’te Cambridge Üniversitesi Addenbrooks Hastanesi’nde kansere yenik düştü. Ozanın Seçmediği Yazgı Ben seçmedim bu yazgıyı Yazgı seçti bu ozanı Kâhinlik yeteneği dilemedim Çıkageldi kehânetler davetsiz, Şarkılar söylemek istemedim Kendi uyumlarından taşan. Ne olur seçilmemiş bir yazgıya? İzin verir misiniz içimizde patlamasına? Ya da dizginler misiniz bir şarkıyla? Yazgı baloncuklarının seçtiği birinin aklı Köstekledi çılgınlığı salıveren yazgıyı, Bırakın ispatlamasın kimse kırılganlığımı Birleştirip de bu şarkıları ilgisizlikle, İnsanlarla ilgilidir şarkılar Şarkılara yakışıyor insanlar, Bir şarkım var teselli edici Tedirgin edici bir şarkım var, Eğer sunarsam başka bir görüş açısı Yürür müsünüz görmek için o kadar uzağa? Doğru yoldan sapmışları getirirsem yola, Bürünür müsünüz yeni bir kılığa? Çok katmanlı şarkılarda Var mı insanlık konusunda iyi bir şey? Ne kadar insancıldır insanoğlu? Sokmayın Tanrı’yı zor bir duruma Götürün şarkıları bulduğunuz yere Çevirmeyin sıradan işleri tehlikeye Ben seçmedim bu yazgıyı Yazgı seçti bu ozanı Ozanlık geleneğini getirdim yerine. Ateşle Oynayan Çılgın Ozan Öfkelenirse eğer ateş Kimse istemez tutmayı? iir Atlası CEVAT ÇAPAN Ezenwa OHAETO/ Şiirler/ Çeviren: İlyas TUNÇ Ş ‘Mücadele eder misiniz kulakları alev almış fareler uğruna?’ Karanlığı dağıtan ilaçtır ateş Gece, çoğaltır ateşin güzelliğini Ama parıltısıyla onun Kıskandırırlar körleri Tutup getirmeni isterler ateşi Sen istersin karnını doyurmayı İsterler mi senden ateşi yemeni? Fırında patatesler yanar ateşte Iskartalar alınır yarı pişmiş şekilde Sıcak patatesler eğer haşlarsa damaklarımı Soluğumla rüzgârlamak için açarım ağzımı Ortaya çıkar dil Ateş üzerindedir dilin Akılda tutulur ateş, Sazdan bir kulübede yaşıyorsan Kaldırma alevi çok yükseğe Ateş böbürlenir zaferden emin olunca Özlemini çeker büyük bir savaşın Bağışlamaz barutu Bireylere bağlıdır güç Ateşin çömlekteki şeyleri öldürmesinin budur nedeni Mücadele eder misiniz kulakları alev almış fareler uğruna? Kurumuş otlar üzerinde güreş tutar mısınız ateşle? Şakalaşır mısınız ateşle barutun tepesinde? Aptal kral boşuna umut veriyor ateşe Aptal kral baştan çıkarıyor ateşi samanla Giysilerini ateşin yaktığı aptal kral Bekliyor öğrenmek için ateşin amaçlarını Beç tavuğu uzaklaşıyor hemen Oyun, ateş üzerinden atlamaya dönüşünce. Ama yiğitlik yaptı ateş böceği Yutuverdi ateş topunu Göz kırpıyor artık dünyamıza kuyruğu Aptal kral oyun oynuyor ateşle Ateşin sahibi aptal kral mı? Anlatırsa sırılsıklam bir âşık Yağmurun onu nasıl götürdüğünü yatak odasına İzin verilir alevlenmiş bir yüreğe yakın oturmasına, Yoksa harmatan rüzgârının soğukluğu Kandıracak mı bizi aşk uğruna ateşe düşmeye? Aptal kral yapılacak bir şeyler istiyor Aptal kral incitmek istiyor hastalıklı yaşlı bir kadını Aptal kral söndürdü onun parlayan başucu lambasını, Aptal kral üflüyor ateşi Rüzgârla yarışıyor aptal kral, Unutuyor aptal kral Büyük öfkesine rağmen Ateşin küle dönüştüğünü Oysa, ozan sözünün ateşidir Külle örtülmüş canlı kömürler. Keçi Derisinden Çantası Olan Sömürge Dönemi Sonrası Ozan Keçi derisinden bir çantası vardır her postacının Peki, sömürge dönemi sonrası bir ozanın postmodern Bir esin perisi var mı, ya da postmodern bir ozanın Somürge dönemi sonrası bir esin perisi. Ne demektir sömürge dönemi sonrası şiir? Kavranır mı sarsıntılı bir öğretiden Hokkabazlık yapılır o şiire postmodern bir fincanda Harika betimlemeler yaratarak Boşluklar, sekteler koyarak araya? Sömürge dönemi sonrası bir kavram Öylesine eksik, öylesine heyecan verici ki Acemi âşıkların baştan çıkarıcı okşamaları gibi Doruğa erişirken yarım kalmış. İzin verir miyiz sömürge dönemi sonrası sevgililerimizin Postmodern gövdelerimize sarılmasına? Sömürge dönemi sonrası bir göç istiyorum ülke dışına Postmodern bir göç istiyorum ülke içinde aynı zamanda Birkaç tane son takısı olan çok sayıda ön takılarla birlikte Kim istemez ki kendi yaşamını yaşamayı Tıkılarak sömürge dönemi sonrası bir çantaya? Değişime uğrayan yüzlerimize göre kozmetikleriniz var mı? Bulabilir misiniz uçları görünen umutlarımız için tıraş makineleri? Daldım içine sömürge dönemi sonrası bir çantanın Çaktı birdenbire sömürge dönemi sonrası bir ışık Üstelik kararttı postmodern gözlerimi Göz kırptım lamba direkleri arasında Ölüm sonrası bir otopsi önerdi sokak Yürüyün usul usul postmodern düşlerimin üzerinde Sömürge dönemi sonrası düşlerimin sapından tutun özenle Son görev ne zaman? Posta kodu eksik bir posta kartı aldım Acele postayla gelmiş posta damgası olmadan Okudum son yemekle ilgili dipnotları Sömürge dönemi sonrası, ardılı mı postmodernin? Postmodern ertelenmiş bir sömürge dönemi sonrası mı? Olur mu bir sevişme sonrası görevi? Flütün Şarkısı Bir flüt çalgıcısıyım ben Müjdelerim maskeli baloları Dans etmek için kör dinleyiciler önünde; Ivır zıvır işler yaptım Taşkınlar, kuraklıklar gördüm Oraya buraya gittim Sayacağım kırkayağın ayaklarını Çok sıkılsa bile dinleyicilerim Getiriyorum flütümle dile Kralın düşüncesiz her bir hareketinin Alkışlanamaz, övülemez olduğunu Bunak akılsızlığının onursuz, Kaygan yamacına yöneldiği zamanlarda. Flütümle getiriyorum dile kralı büyüleyen yetersiz Beslenmiş dansçıların tepinmelerinden doğan lezyonları, Konuk kralın çıkışından hemen sonra Güzelliği yıkılıp dağılan parıltılı caddeleri. Getiriyorum flütümle dile şişe tıpacısını uyarmadığımızı Şarabın küstah saflığının bozulması nedeniyle. Çünkü satamazsa onu pazarda Gün bitince götürür evine Çünkü kocaman, çıkık kalçalı bir kadın Öğrenirse gizli kalmış bir kusurunu Pazaryerinde panik var demektir bu. Ruhlar Bağlıyor Beni Bu Topraklara Devam ediyor maskeli gece töreni Uzun süreli bir belleğin dehşetiyle Katılıyorum içsel bir ürpertiye Gizli bir korku duyumsuyorum Yükseliyor sesim Sıçrayarak üzerinden vadilerin Teselli arıyor acılarda Yükseliyor sesim Ama ruhlar bağlıyor beni bu topraklara Halkımın düşüncelerine Tüneyen tasa kuşlarına Kahır gözyaşlarının diline Ruhlar bağlıyor beni bu topraklara Yaşamın zehirli dudaklarından bal çıkaran Gecenin yıldızları arasından bakan Binlerce gözün gördüğü Bulutsu ayrımlarla bölünmemiş Nice acılar yakıyor canımı Derin bölünmelerin acıları Hatta çalan sekere davullarıyla birlikte Ogene gonglarıyla, ses veren kataki boynuzlarıyla Titreyen Oja flütleriyle birlikte başaramıyoruz yine de Başaramıyoruz sarsmayı sokaklarımızı şarkılarımızla Ama ruhlar bağlıyor beni bu topraklara Süslü püslü reklam gürültüleri Yalanların yüksek binalarında Düzmece ödüllerin şamatalı kararları Savurganlığında yakıcı vergilerin Umutsuzluk danslarının ritimleri Koşuyorum ancak dönmek için Sıçrıyorum ancak inmek için Uçuyorum ancak dalmak için Ruhlar bağlıyor beni bu topraklara Maskeli gece törenleri dolaşmalı bu yurdu Yeminlerinden kuşku duyan İnsanlardan söz ediyor rüzgâr bana. Sözcükler, zorla sokuyor kulaklarıma, İnsanlardan kuşku duyan yeminleri. Ama göz kırpıyor umut yüzlerde Hatta korkunç sorular çalkalanıyorken içerde Hatta atıyorken o sorular o yüzleri tehlikeye Yine de taşları yere seriyorum Tuğlalar döküyorum kalıplara Sıvıyorum çatlakları Çünkü ruhlar bağlıyor beni bu topraklara Yükselmeli sesim Ötesine yükselmeli mevsimsel kuşkuların Sesim çekip alıyor yazgımı boğazımdan Sarsıyor onu can vermek için ülkeme Çünkü gücenik bir yürek katlanır çok şeye Ne acılar çeker insan ölmeyeyim diye Tedirgin bir ruh bağlıyor beni Başkaldırının ruhu bağlıyor beni Aşkın ruhu bağlıyor beni Bağlıyor maskelerin ruhu beni bu topraklara Yaşayanları düşünüyorum Yasını tutuyorum ölülerin Hatta ruhlar bağlıyorken beni Sımsıkı bağlıyorken bu topraklara ? SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1086
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle