16 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y Yeni bir çeviriyle Kültür Bakanlığı’nca yayımlanan “Mem u Zîn”in Türkçedeki serüvenini, eski bir halk destanından klasik bir yapıta nasıl dönüştüğünü, toplumsal açıdan nasıl bir değer taşıdığını, yazarı Ehmedê Xanî’nin Kültür kültürüne katkılarını, son olarak “Bir Dil Niye Kanar?” adlı kitabı yayımlanan Muhsin Kızılkaya anlattı. yüzyıl Kürt şair ve yazarı Ehmedê Xanî’nin bir halk destanından yararlanarak kaleme aldığı “Mem u Zîn”, kısa bir süre önce KürtçeTürkçe paralel metin olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yayımlandı. Ehmedê Xanî’nin başyapıtı olan “Mem u Zîn”, kuşkusuz, dilimize ilk kez çevrilmiyordu; ama bu yeni çeviri, ilk kez bir devlet yayınevince yayımlanması açısından önem taşıyordu. “Mem u Zîn”in Kürt edebiyatındaki yerini, 1730’lardan başlayarak Türkçedeki serüvenini ve Kültür Bakanlığı’ndan çıkan yeni basımın özelliklerini, Mehmed Uzun, Hesenê Metê, Firat Cewerî gibi yazarların romanlarını Kürtçeden Türkçeye çeviren, “Sen u Ben” adlı kitabında Mehmed Uzun’un yaşamını anılarla anlatan, son olarak “Bir Dil Niye Kanar?” adlı kitabı yayımlanan Muhsin Kızılkaya’yla konuştuk. “Mem u Zîn”in Kürt kültür ve edebiyatında sizce nasıl bir yeri var? Bir aşk destanı olmanın ötesinde toplumsal açıdan nasıl bir değer taşıyor? “Mem u Zîn”, Klasik Kürt edebiyatının temel eserlerinden biridir. Kitap salt bir aşk hikâyesi değildir. Birçok özelliği olan, birçok katmanı olan, birçok farklı meseleyi tartışan, bir kitabın içinde onlarca kitap barındıran bir kitap. İlk bakışta bir aşk kitabıdır. Ama ilahi, mecazi ve gerçek aşktan söz ederken aynı zamanda tasavvuftan bahseder. Kitap genişler, bugün hepimizin tartıştığı Kürt meselesinden Kürt gerçekliğine, Kürtçenin Arap ve Fars dilleri karSAYFA 6 eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] Klasik Kürt edebiyatının başyapıtı “Mem u Zîn”in yeni çevirisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yayımlandı Sözlü kültürden yazılı kültüre şısındaki durumundan Newroz’a, Kürtlerin sosyal hayatından, Kürt toplumunun antropolojik ve sosyolojik özelliklerine kadar bir yığın, o dönem için fazla revaçta olmayan, ama bugünün hayati sorunlarını teşkil eden sorunlara el atar. Hepsini bir aşk hikâyesiyle harmanlar, ortaya büyüleyici bir kitap çıkar. EHMEDÊ XANÎ’NİN KATKILARI Ehmedê Xanî’nin Kürt dili ve kültürüne katkılarından söz eder misiniz? 16501707 yılları arasında yaşamış, ailesi Hakkâri’den göçtükten sonra Doğubeyazıt’ta dünyaya gelmiş, Mem u Zîn’in yanı sıra, “ji bo biçukêd Kurmancan” (Kürt çocukları için) dediği yaklaşık bin kelimelik KürtçeArapça “Nubehara Biçukan” (Çocukların İlkbaharı) adında bir sözlükle; “Êqîdeya Îmanê” (İnanç Risalesi) ve bir de “Divan” yazmış olan Ehmedê Xanî, Kürtlerin yetiştirdiği en büyük dini ve milli şahsiyetlerden biridir. Bu özelliği onu herkesin gözünde “büyük” kılmış; kendi döneminde resmi medreselerde Osmanlıca ve Farsça eğitim görülürken, Kürtlerin bu haktan neden mahrum oldukları sorusuyla uğraşmış. Bu amaçla yazdığı “sözlük”ü kendi medresesinde ders kitabı olarak okutmuş, bir anlamda “anadilde eğitimi” ilk başlatmış olan, ilk öğretmendir. YAZMA GEREKÇESİ Ehmedê Xanî’nin “Mem u Zîn”i nasıl bir amaçla kaleme aldığı söylenebilir? Ehmedê Xanî, milliyetçilik fikrinin gündeme gelebilmesine henüz iki yüz yıl varken “Mem u Zîn”de “Kurmanc ne pir di bêkemal in/Emma di yetîm u bêmecal in” (Aslında Kürtler o kadar değersiz değildir/Ama ne yapmalı ki yetim ve desteksizdir) demiş, hemen bu dizelerden önce kitabı yazma gerekçesini de şu dizelerle ifade etmiştir: “Safi şemirand vexwari durdî / Manendê durrê lîsanê Kurdî // Înaye nîzam u înîzamê / Kêşaye cefa ji bo amê // Da xelqi nebêjitin ku “Ekrad / Bê me’rîfet in, bi esl u bunyad” (Saf şarabı bir yana bırakarak tortuyu içti / İnci gibi dizerek Kürt dilini tercih etti // Bu dili düzene koyup ona çeki düzen verdi / Umum halkı için bu yolda eziyet çekti // Bunu yaptı ki eloğlu demesin “zaten Kürtler / Köken ve yapıları itibariyle kültürsüzdürler”). METİNLERARASI İLİŞKİ “Mem u Zîn”, bildiğimiz kadarıyla, “Memê Alan Destanı”ndan yola çıkılarak yazılmış… Evet, ağdalı diliyle, daha çok kendi döneminin şairleriyle yarışma hissini veren “Mem u Zîn”, Kürtlerin en kadim destanlarından biri olan “Memê Alan Destanı”ndan yola çıkarak yazılmış. Sözlü kültürün bir ürünü olan bir destana göre Mağrip padişahının oğlu Mem ile Botan Beyi’nin kızı Zin’i, peri padişahının üç çöpçatan kızı geceleri yataklarından kaldırıp birbirinin koynuna sokarlar. Fersah fersah birbirinden uzak olan iki genç, sabah uyandıklarında parmaklarında kendi isimleri yazılı olan yüzüklerinin değiştirildiğini görür. Mem gece rüyasında gördüğü Zîn’i bulmak için yola düşer. Gerisi trajik bir hikâyedir. Umutsuz aşk vuslatla sonuçlanmaz… Bu hikâyeyi esas alan Ehmedê Xanî “metinlerarası ilişki” yoluyla yeni bir metin yazar. Ortaya da bugünlerde Kültür Bakanlığı Yayınları arasında da yayımlanan 2659 beyitlik “Mem u Zîn” başyapıtı çıkar. İLK ÇEVİRİ 1730’DA Bu yapıt Türkçeye ilk kez ne zaman ve kim tarafından çevrildi? “Mem u Zîn”i yakın bir zamanda geniş bir şekilde ele alıp yeniden çevirerek “kavramsal tahlili”yle birlikte Avesta Yayınları arasında yayımlayan Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Enstitüsü Başkanı Doç. Kadri Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, kitap ilk olarak 1730’da eksik bir şekilde Osmanlıca Türkçesine çevrildi. Daha sonra 1906’da Diyarbakırlı Abdülaziz Halis tarafından Türkçeleştirildi, yalnız bu kısaltılmış bir metindi. 1920’de de kendisi Bedüzzaman’ın öğrencisi olan Hemzeyê Muksî (Mükslü Hamza) tarafından bir önsözle birlikte İstanbul’da basıldı. 1968’de ise Mehmet Emin Bozarslan tarafından Türkçeye çevrildi ve İstanbul’da Gün Yayınları arasında çıktı. İkinci baskısını 1973’te Koral, 1990’da da Hasat Yayınları yaptı. Kürt romancı Jan Dost da “Mem u Zîn”i günümüz Kürtçesine uyarlayarak 2008’de Avesta Yayınları arasında yayımladı. Bu baskıda Türkçe çeviri yoktur. ELDEKİ ÇEVİRİLER Şu anda var olan çevirilerden söz edersek? Şu anda elimizde üç değişik “Mem u Zîn” çevirisi bulunmaktadır. Birincisi, ilk baskılarında mahkeme kararıyla “Kürtlerle ilgili bölümleri” sansürlenmiş olan, daha sonraki baskılarında bu sansürün kaldırıldığı, en son Deng Yayınları’ndan 2005’te çıkan Mehmet Emin Bozarslan çevirisi. İkincisi, Kadri Yıldırım’ın “kavramsal tahlili”yle birlikte hazırladığı ve Avesta’nın 2010’da çıkardığı çeviri. Üçüncüsü de Kültür Bakanlığı yayınları arasında yeni çıkan, Bakan Ertuğrul Günay’ın bir önsöz yazdığı, Namık Açıkgöz tarafından hazırlanan, Ayhan Tek’in redaksiyonunu yapıp notlandırdığı çeviri. ÖZENLİ BİR ÇEVİRİ Kültür Bakanlığı’nca yayımlanan yeni çeviriyi nasıl buldunuz? Kültür Bakanlığı’nın yayımladığı kitap çok özenli, çok şık bir tıpkıbasım. Şu ana kadar bütün Kürt ve yabancı Kürdologlar, 1165/1752 yılında, yani Xanî’nin ölümünden 45 yıl gibi kısa sayılabilecek bir süre sonra Mamzîd aşiretine mensup Şirbaroğlu Aziz tarafından Doğubeyazıt’ta yazılmış elyazması nüsha esas alınmış. Kültür Bakanlığı ise İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan bir elyazması nüshayı kullanmış. Yayına hazırlayan Namık Açıkgöz, metni özellikle M. B. Rodenko tarafından 1962’de Moskova’da yayımlanan nüshayla karşılaştırmış, Bozaraslan’ın Türkçe çevirisinden de yararlanmış. Eldeki diğer Türkçe çevirilerle karşılaştırdığımızda Kültür Bakanlığı’nın çevirisinin de eli yüzü düzgün, özenli bir çeviri olduğunu söylemek mümkün. ? 17. Muhsin Kızılkaya, “Mem u Zîn”in, klasik Kürt edebiyatının temel yapıtlarından biri olduğunu vurguluyor. Kızılkaya’ya göre, “Mem u Zîn”, yalnızca bir aşk hikâyesi değil, pek çok katmanı olan, içinde onlarca kitap barındıran bir kitap. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1088
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle