22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Rotamız masal diyarı Sihirli Saray’ı okumak dönme dolaba binmek gibi... Usta kalemlerden masallar dizisinden çıkan Sihirli Saray, düş ve gerçek arasında gidiş gelişlerle yarattığı fantastik dünyaya daha ilk sayfasından okurunu davet ediyor. Kitaptaki tuhaf aşk öyküsü klasik masallara gönderme yaparken, Büyücü Tanrıça Kirke gibi karakterler, mitoloji dünyasının kapısını aralıyor. Nazlı Eray, Sihirli Saray’da mit ve masal bağlantısını başarıyla kurmuş. Ë Mavisel YENER ırmızı çarıklarının topuklarını birbirine vurunca havalanıp uçabilen Cüce Memiş’i yıllar önce tanımış Nazlı. Her gece uyumadan önce, Hatime Ablası ona Cüce Memiş’in serüvenlerini okuyormuş. Fakat Hatime Abla ne zaman serüvenin, Cüce Memiş’in gökyüzüne doğru yükseldiği bölümüne gelse Nazlı’nın gözleri kapanıyor uykuya dalıyormuş. Kitabın en heyecanlı yerinde uykuya dalınca, sonunu bir türlü dinleyemiyormuş. Derken, bir gün Cüce Memiş rüyasına girip onunla konuşmuş. Cüce Memiş ona demiş ki; “Kitabı baştan değil de bıraktığı yerden okumasını iste Hatime Abla’dan.” Nazlı bunu yapmış, fakat abla bir türlü kaldıkları sayfayı anımsayamıyormuş. Nazlı, Cüce Memiş’e çok yalvarmış, “Beni yanında götür, serüvenin sonunu öğreneyim,” diye. Bir gece Hatime Abla, Nazlı’ya kitabı okurken, Cüce Memiş hooop diye atlamış odanın ortasına. Kitabın içinden fırlayan masal kahramanı Hatime Abla’yı çok şaşırtmış. “Çocuğa kitabın sonunu okumadığın için onu alıp Serüvenler Diyarı’na götürüyorum,” demiş. Cüce Memiş, kırmızı çarıklarının topuklarını çat! diye birbirine vurup Nazlı ve Nazlı’nın oyuncak kargasıyla birlikte havalanıvermiş. “Serüvenler Diyarı’nda neler var?” diye soran okurlar biraz daha merak edecekler, çünkü söylemeyi düşünmüyorum. Sihirli Saray’ın etkileyici masal kahramanlarından biri, Yarasa Prens Prada. Prada’nın ismi bile bizi felsefe okyanusuna davet etmeye yetiyor. Prada, adının anlamını bakın nasıl açıklıyor: “Hintçe, ‘insanın içindeki ruh’ demek. Ruh, hayat, nefes…”(s.117) Masal boyunca anlatılanlar, Yunus Emre’ye de götürdü beni: “Bir ben var, benden içeri”. Yapıt Nazlı’nın dilinden aktarılırken, Nazlı’nın fiziksel anlamdaki büyüme süreci, içsel büyümesiyle koşut olarak masalda vurgulanmış. Masal kahramanlarının hepsinin içindeki “öteki”ni gösteriyor bize Nazlı Eray. Bunu yaparken kurduğu fantastik dünyaya öylesine inanıyorsunuz ki, fonda İstanbul’un oluşunu hiç yadırgamıyorsunuz. Masaldaki kamusal ve özel alanlar betimlenirken kamusal alanlarda İstanbul betimlenmiş, fantastik dünya özel alaneğitimi okul öncesinden başlayıp yaşam boyunca sürer. Sihirli Saray, kuramsal anlamda konuşulanların masallar aracılığı ile nasıl uygulanabileceğini de gösteriyor. Masalın, Strauss, Chopin, Mozart, başarılı soprano, güzel bir resim sergisi gibi naif öğelerle bezenmiş olması elbette rastlantısal değil, yazarın bilinçli seçimi. Sihirli Saray’ın simgesel anlatım yardımıyla, popüler kültürün kolaycılığına başkaldırdığını söylemek olası. Sihirli Saray’da doğaüstü ve akıl ikilemesine de odaklanılmış. Yazar “Akıl” kavramını yeniden ele alıyor ve imgeler düzleminde çocuk okura, bir ceviz aracılığıyla, düşündürüyor. “Ses Karga’nın ağzına sıkışmış cevizden geliyordu. Çok hafifti, radyo paraziti gibi bir şeydi. Donup kalmıştık. ‘Sakın beni yeme!’ diyordu ceviz. ‘Ben bütün büyüleri çözebilecek gücü olan, insan beyni şeklindeki cevizim. Sizi kurtaracağım. Bütün sırlar bende gizli. Beni yeme.” (s.79) Masal kahramanlarının yolculuklara çıkarken yanlarına aldıkları nesnelerin simgeledikleri de masallarda önemli rol oynar. Örneğin, geleneksel Türk masallarına baktığımızda kızlar tarafından seçilen yol arkadaşlarının maddiyatı, erkek kahramanların ise yiğitliği, savaşçılığı simgeleyen nesneler olduğunu görürüz. Nazlı yola çıkarken yanına oyuncak kargasını alır. Karga ile kendini güvende hisseder. Kargalar kimseden bir şey beklemeden hayatta kalmanın simgesidir, kimi kültürlerde bilgeliğin işareti olarak da kullanılır. Bütün bunları birleştirdiğimizde Nazlı’nın yanına aldığı oyuncağın verdiği iletiyi küçümseyemeyiz. Masal kahramanımız yanına maddi değeri olan nesne almak yerine bilgeliği ve özgüveni almayı yeğlemiştir. Kullandığı tekniklerle Türk edebiyatında önemli yeri olan Nazlı Eray, Sihirli Saray’da değişim ve dönüşüm gibi çağdaş göstergeleri öne çıkararak yerel motiflerle evrenseli birleştirmiş. Yazarın Türkçesinin zarafeti masalı daha da dinamik hale getiriyor. Nazlı’nın çıktığı düş yolculuğundaki arayışla akıl arasında kurulan moleküler bağ postmodern öğelerle beslenince, ortaya böylesi güzel bir kitap çıkmış. Sihirli Saray’ı okumak dönme dolaba binmek gibi. Tanımlamakta güçlük çektiğimiz farklı duygularla birlikte bin bir serüven yaşatıyor bize. Her yaş grubundan okura söyleyecek sözü var. Yalnızca çocuklara önermek haksızlık olur. İyi okumalar!? www.maviselyener.com *Sihirli Saray, Nazlı Eray, resimleyen: Sernur Işık, Doğan Egmont, s.167, 2010, 9+ K ları biçimlemiş. Sıradan bir masalda, Nazlı’nın ilgisini çekmek için prensin yakışıklı olması yetecekti. Ama okuduğumuz bir Nazlı Eray masalı olunca masalın kahramanını etkileyebilmek öylesine “ucuz” değil. Beden estetiğinden çok daha önde gelen nitelikleri var prensin. “Karşımda oturan bu yarasa prense dikkatle bakıyordum. Bambaşka bir havası vardı. Besbelli çok iyi yetiştirilmişti.”(s.120) Prada, Mozart dinleyen, kitapsız yapamayan bir delikanlıdır. “Mozart’ın müziği, kırmızı mumların alevi ve kitapların dünyası… Bunlar zamanı hızlandırır ve güzel kılar.”(s,122) Masallar, içinde yaşatıldıkları toplumların kültürel yaklaşımını yansıtır. Masal kahramanlarının kimlikleri, birbirlerini algılamalarındaki tercihler de bu yaklaşımın bir parçasıdır. Klasik masallarda, toplumsal cinsiyet rollerine bağlı pek çok simgeyle sıkça karşılaşırız. Pertev Naili Boratav, “Masal: Olağanüstü ile Gerçeği Birleştiren Sanat” adlı makalesinde, masalların belirli toplumsal işlevlerinden söz eder. Nazlı Eray, bu toplumsal işlevin bilincinde bir yazar olarak “beyaz atlı prens” örneğindeki beden estetiği, savaşçılık, varsıllık göndermesinin yerine, kültürel varsıllığı yerleştirmiş Sihirli Saray’a. Sanata duyarlı çocuklar yetiştirmek her ülkenin kendi gereksinimine ve o ülkenin genel eğitim düzenine bağlıdır. Sanat CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Hazırlayan: Mavisel YENER Elif Ardışık İstanbul 7 yaş Sevgili Cumhuriyet çocukları, sizi Unutkan Mumi ile tanıştırmak istiyorum. Gabriele Clima yazmış, Nesin Yayınevi’nden çıkmış. Mumi çok komik ama duygulu. Bu kitabı okuduktan sonra arkadaşlarımı daha kolay affetmeye başladım. Siz de okuyun. Alperen Vet Ardahan 9yaş Michael Coleman’ın Hain Futbol adlı kitabı çok eğlenceli. Hileli ve hain insanlar da var kitapta. Futbolda hile yapanlar anlatılıyor. Bu kitabı da bitirince hemen Cumhuriyet Çocukları’na yazdım. Futbolun adı önce adı “footballe”ymiş. Kuralları olmayan çılgın bir oyunken büyümüş ve sevimsiz kuralları olan kocaman bir “futbol” olmuş. Bütün dünyada oynanıyor ve çok insan ondan nefret ediyor. Bu tekmeleme rehberi, en iyi oyuncuları hırpalamaktan, en iyi takımları desteklemeye ve hakemlere saldırmaya kadar futbol hakkında ilginç şeyler anlatıyor. Eğlenceli Bilgi dizisinin güzel bir kitabı. Hain Futbolcular, Tüyler Ürperten Kaleciler, Tehlikeli Futbol Menajerleri, Yaşanan En Korkunç Futbol Maçları, Tuhaf Hakemler, Tehlikeli Futbol Sahaları bu kitapta. Nisanur Özgür Kemaliye 9 yaş Merhaba. Ben de Cumhuriyet çocuğuyum. Okuduğum kitabın adı: Tom Sawyer, Yazarı: Mark Twain. Yayınevi: Bilgi Yayınevi. Tom Sawyer çok haylaz, yaramaz ama çok akıllı. Kitaptaki Huckleberry Finn’i kimse sevmiyor. Polly Teyze iyi kalpli biri. Joe korsan olmak istediği için bunu tuhaf buldum. Tom’un cezadan kurtulmak için yaptıkları şaşırtıcı. Tom, tembel ve meraklı, teyzesi Polly Teyze için tam bir baş belası. Bir gün Tom, Huck, Joe herkesten gizli bir plan yapıp ve adaya kaçıyorlar. Herkes onları öldü sanıp cenaze töreni yapıyor ama törende her şeyin oyun olduğu anlaşılınca herkes onlara kızıyor. Ama Tom ve Huck haydutları ortaya çıkararak kurtuluyorlar. Heyecanlı bir kitap. Ali Erdoğan İstanbul 7 yaş İş Bankası Yayınları’ndan okuduğum Değnek Adam, hem komik hem de düşündürücü bir kitap. Yazarı: Julia DonaldsonAxel Scheffler. Değnek Adam, ormandaki aile ağacında Değnek Hanımla beraber yaşıyor. Bir gün Değnek adam koşuya çıktığında çocuklar onu oyuncak sanıyor ve alıyorlar. Değnek adamın ailesini özlemesi ve yılbaşını ailesiyle geçirmek istemesi beni etkiledi. Kitabın beğenmediğim yanı, çabuk bitmesi.? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? ·Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Anımsatma:* Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1088
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle