29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O B ir dönemin kült dergisi Şizofrengi’den ve Güle Güle, Gülüm, Çinliler Geliyor gibi filmlerin senaryoları ile tanıdığımız Fatih Altınöz Kutsal Aile’de (Kasım 2010, April Yay.) banka memuru İsmail’in bakış açısından orta sınıf bir ailenin sıradan yaşamına büyüteçle yaklaşıyor. kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Kutsal Aile Fatih Altınöz İsmail’i ve ailesini kayınpederinin doğum günü kutlamasında tanıyoruz. Karısının anne, babasına, kardeşlerine karşı duyguları hiç de iyi değil, her birinde eleştirecek, sevmeyecek bir yan buluyor. İlk başlarda İsmail öfkeli ve her an kavga etmeye hazır biri. Ama okudukça onun sadece kendi kendiyle kavga ettiğini, sürekli içindeki ikinci İsmail’le tartıştığını ama duygularını dışarıya yansıtmadığını anlıyoruz. İsmail’in sevgisizliği, öfkesi sadece karısının ailesine karşı değil. Kendi annebabasına, yıllarca arayıp sormadıktan sonra birden ortaya çıkan üçkâğıtçı ağabeyi Aytekin’e karşı da aynı duyguları taşıyor. İsmail’in kıyasıya değerlendirmelerinden karısı ve oğlu da nasibini alıyor. Tabii, İsmail, ailesini anlatırken biz de onu tanıyoruz. İşte ve evde hep amirlerine (müdürüne ve karısına) saygıda kusur etmeyen, hayatın monoton akışı bozulmasın diye hemen her talebe boyun eğen ama için için isyan eden biri. İsmail’in rutini uzun süredir Kıbrıs’ta bulunan ağabeyi Aytekin’in geri dönmesiyle bozuluyor. Aytekin hayatını hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçiren biri. İsmali’in Yeşilçam’ın unutulmaz karakterlerinden Mürüvvet Sim’e benzettiği bir kadınla yaşıyor. Aytekin kadını da yanına alıp İstanbul’a gelmiş. İsmail, ağabeyinin gelişinden çok tedirgin oluyor. Gelecekle ilgili düşlerinin kaynağı olan araziyi ağabeyinin ucuza sattırıp paraya el koymasından korkuyor. Oysa kurnaz ağabey çoktandır o arazinin belediyece yeşil alan ilan edildiğini, yani beş para etmeyeceğini biliyor. İsmail’in telaşının nedenini de hemen çözüyor ve acı gerçeği açıklıyor, arazi para etse çoktan sattırırdım diyor. Aytekin bununla da yetinmiyor etliye sütlüye karışmaz sandığı, ağzından laf çıkmayan, karısına âşık babalarının iflah olmaz bir çapkın olduğu sırrını vererek İsmail’i iyice çökertiyor. Aytekin, “babasından sonra istikbalini de elinden alıp” gidiyor ama İsmail’in hayatındaki heyecan bitmiyor. SAYFA 12 pılıp lafı uzatsa da akıcı ve komik bir anlatımı var. Gündelik konuşma dili ile anlatılan, adeta bir film kurgusuyla plan plan gelişen roman hızla okunuyor. Sıradan hayatlarımızda yaşadığımız olayların, insanlık hallerimizin ne kadar komik olduğunu bir kez daha fark ediyoruz. Kutsal Aile, çeviri “bestseller” yayıncısı olarak tanıdığımız April Yayıncılık’ın Türk edebiyatı dizisinin ilk kitaplarından. April’in Türk yazarlarını yayınlarken çok satmaktan önce kalitenin peşine mi düşeceğini dizinin yeni kitapları çıktıkça göreceğiz. Dostane bir uyarı, Kutsal Aile’de kullanılan “düz” yazı karakteri uzun süreli okumaya uygun değil, yeni kitaplarda times gibi “tırnaklı” diye tabir edilen karakterlerden kullanmakta fayda var. BİR GÖLGENİN ARDINDAN “Babamı yazmaya hastaneye yatmadan on beş yirmi gün önce başlamıştım. Sonun yakında olduğunu hissediyordum. Bir gece kendiliğinden gelmeye başlamıştı kelimeler; sanki yıllardır içimde birbirine girmiş halde dolaşan bin bir düşünce, anı, isyan, kızgınlık, sorgulama, sevinç, hüzün, kahkaha, gözyaşı artık taşıyamayacağım yük olmuşlardı beynim için ve kendilerini benden dışarı atmak istiyorlardı. Yaşanmışları düşünmeye de o günlerde başladım. Farkında olmadan, eski güzel günleri anımsamanın yaşamakta olduğum karamsar günlerde bana huzur vermesini umuyordum.” 90’lı yılların başından beri eserlerini okuduğumuz Ahmet Erözenci yeni kitabı Bir Gölgenin Ardından’da (Ekim 2010, Literatür Yay.) ölüm döşeğinde yatan babasını, onunla ilgili anıları yazıyor. Ama bu kronolojik bir anlatım değil. Bellekte canlanan anı parçaları, nesnelerin, eşyaların, eski fo Ölüm haberini aldığı küçük dayısının eşcinsel olduğunu, karısı ve erkek sevgilisi ile birlikte aynı evde yaşadıklarını öğreniyor. Bankada güvendiği ve saygı duyduğu tek kişi olan, ailesine bağlı, iyilik timsali bir kişi olarak gördüğü Erçin Abi’si evli bir kadınla ilişkisi olduğunu anlatıyor. Erçin Bey, İsmail’e hemen kendisine bir sevgili bulmasını öneriyor. Ama evli biri olsun diyor, bekârların başına iş açabileceğini, yuvasını yıkacağını söylüyor. Bu sözler, İsmail’in hayatta en güvendiği kişiyi kaybettiğini anlamasını sağlıyor. Ama bir yandan da karısını aldatıp aldatamayacağını da düşünmeye başlıyor. Karısından korkuyor, her şeyi hemen anlar diyor. Erçin Ağabeyinin önerdiğinin tersine bankada birlikte çalıştıkları genç, güzel, şefkatli ama bekâr Saliha’ya âşık olabileceğini, hatta olduğunu düşünüyor. Duygularını Saliha’ya açmaya karar veriyor. Ondan olumlu cevap alırsa karısını, ailesini terk etmeye, hayatını tamamen değiştirmeye bile hazır. Saliha’dan gelen, yarın öğlen önemli bir şey konuşmak istediğini belirten mesajı da Saliha’nın da kendisine açılmak istediği şeklinde anlıyor. Daha önce “Şaşkın Karayolu Balinaları”, “Boşlukta” ve “Tuhaf Günler” adlı kitapları yayımlanan, Fatih Altınöz senaryolarının aksine bu kez Türk ailesine dram yönünden değil de komik ve absürt yanlarından bakmış. Altınöz, iyi bir anlatıcı, zaman zaman, İsmail’in babasının çapkın olduğunu öğrenmesinde olduğu gibi sözün şehvetine ka Ahmet Erözenci toğrafların hatırlattıkları bazı görüntülerin canlanmasına neden oluyor. Yazarın babası içine kapanık diyebileceğimiz, konuşmayı, derdini de sevincini de paylaşmayı pek sevmeyen, kısaca ketum biri. Garantili ve sorunsuz bir yaşam kurmuş, bu yaşamın da aynı biçimde sürmesini arzulamış. Küçük dertler ve bolca sağlık sorunu dışında da hayatında bu arzusunu gerçekleştirmiş. Memuriyet hayatını “aman laf gelmesin, başım ağrımasın” diyerek etliye sütlüye karışmadan geçirmiş. Çocuklarıyla, diğer aile fertleriyle de ilişkisini aynı hayat felsefesi ile yürütmüş. Çok büyük dertler çıkartmadıkları, sorunsuz hayatını etkilemedikleri müddetçe onların yaşamlarına da karışmamış, müdahale etmemiş, ne çok üzülmüş, ne çok sevinmiş. En azından hislerini yansıtmamış. Yazar geriye dönüp baktığında babasını pek de tanımadığını hissediyor. Birikmiş, anlatılacak, yad edilecek pek fazla anı yok belleğinde. Babasını yaşamı boyunca bir gölge olarak gördüğünü algılıyor. “Oradaydı ama kendini göstermiyordu; varlığını gölgesi kanıtlıyordu. (...) Gölgesini kendini saklamakta kullanıyordu; yaşamının bilmediğim bir noktasında spotların üzerine çevrili olmamasına karar vermiş ve sanki o an itibarıyla geçmişini tümüyle unutmuştu” diye yazıyor Erözenci. Babasının “yaşamını sorunsuz yaşayabilmek için gölgede kalmayı yeğlediğini” düşünüyor. Bir Gölgenin Ardından’ın bir anı kitabı olmadığını düşündüren de bu olgu. Yeterince, belki hiç tanımadığımız, daha doğrusu tanımadığımızı anladığımız birini nasıl anlatırız? Bu soruya aradığı cevap Ahmet Erözenci’yi anı, biyografi gibi yazı türleri üzerinde düşündürüyor. Başka yazarların nasıl yazdığını, yakınlarını, babalarını nasıl anlattığını araştırıyor. Bu araştırma onu kendi eserlerine de yöneltiyor. Eserlerinde “baba” olgusunun sık sık yer aldığını görüyor. Ama oralarda anlattığı baba’larla kendi babası arasında pek fazla benzerlik yok. Daha doğrusu idealindeki babayı anlatmış. O eserlerdekiler daha konuşkan, dertlerini, sıkıntılarını paylaşan, çocuklarıyla yakından ilgilenen, onlara yol gösteren babalar. Bir Gölgenin Ardından türü pek kolay tespit edilemeyecek bir eser. Literatür Yayınları “Biyografi – Otobiyografi – Anı” başlıklı dizisinde yayınlamış ama anlatı yanı ağır basan zaman zaman denemeye de kayan bir yapısı var kitabın. Arka kapağında da hiçbir şey yazmıyor. Yani önkoşullanma, yönlendirme söz konusu değil. Böyle olunca da okur olarak doğrudan eserle karşı karşıya kalıyorsunuz. Erözenci’nin babasını anmayı kolaylaştıracak, ebedileştirecek şeyler yazmak arzusu ile yola çıktığını bilmemize rağmen benim kanım kitabın “anlatı” olarak değerlendirilebileceği yönünde. Okur olarak benim gözümde eserin anlatı yönü yapısı ve anlatımıyla daha ağır basıyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1088
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle