27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ dia edilen kayıtların tümüyle oynanmış. Bunların delil değeri taşımadığını ben ispatlamak zorundayım. Boğaziçi Üniversitesi’nden bilirkişi raporu alıp mahkemeye verdik. Mahkeme TÜBİTAK’a da bir yazıyla bu delillerin ne derece sağlam olduğunu sordu. TÜBİTAK, ‘Kopya almadınızsa güvenilmez’ yanıtı verdi. Mahkeme hem bilirkişi raporlarına hem TÜBİTAK görüşüne rağmen şu kararı verdi: ‘Bu konudaki kesin değerlendirmeyi, hüküm aşamasında yapalım...’ Hüküm aşamasına yıllar sonra gelinecek. Bilgisayarınıza, internet adresinize birisi bir şey gönderdiğinde, Ergenekon kapsamındaki bir soruşturmaya göre onu silseniz de suç unsuru olabiliyor. Özünde sizi bağlayan bir şey yok, bir kişi, çağın giderek gelişen iletişim olanaklarını kullanmış ve size ulaşmış. Ergenekon savcıları bundan şu soruları üretiyor: Niçin sizin bilgisayarınızda? Size geldiğine göre başka kime gitmiş olabilir? Başka kimlerle iletişim ağınız var?” Kitabında, iddianamenin, geçmişteki faili meçhul cinayetlerden toplumsal gerilimlere kadar tüm olumsuzlukların Ergenekon tarafından işlendiği temeline oturduğunu vurgulayan Balbay, daha böyle bir örgütün varlığını devletin terörle mücadele eden birimleri bile ortaya çıkaramamışken pek çok olay Ergenekon çuvalına konduğunu yineliyor. Balbay’a göre davanın siyasal sonuçlarından biri şu: “Yakın tarihin yeniden yazılması!” Evet, bu süreçte kimileri aklanacak, kimileri karalanacak. Geçmişte soruşturması yapılıp hukuki aşamaları tamamlanmış davalar, olaylar bile Ergenekon çuvalına konup oradakilerle karmakarışık edilip yeni anlamlar yüklenecek. Balbay’ın yazdığı gibi siyasal hedef böyle görünüyor. huriyet Başsavcısı üzerinde baskı kurmuş ve AKP’ye kapatma davası açtırmıştır! İddianamenin en çok tartışılan kısmının da 134. sayfada, Üçüncü Bölüm’de başladığını yazıyor Balbay. Başlık şöyle: “Yasama ve yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs, (Darbeye teşebbüs).” İddianamenin bu aşamasından sonra terör örgütlerini yönlendirme, mafyayı organize etme bitiyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin doğrudan içine yönelik iddialar başlıyor. Eğer iddianame bir bütünse, Ergenekon’un bir ayağı mafya ve terör, bir ayağı Türk ordusu! Ergenekon iddianamesi ve eklerinden ortaya çıkan bir başka gerçek de şu: Davada yargılananların çok büyük bir bölümüyle ilgili elde ciddi bir delil yoktu. Seçildiler, “nasıl olsa bilgisayarında, telefonlarında bir şey buluruz, bulamasak da buluruz” denip gözaltına alındılar. Savcı Zekeriya Öz bu konuda kelimenin tam anlamıyla azmetti, gayrete geldi! Hayır, bir de delil olsaydı! Örgütün varlığı bile ispat edilememiş... BALBAY’DAN SAVCILARA MANİFESTO! Mustafa Balbay kitabında yargıçlara manifesto kıvamında şu sözlerle sesleniyor: “Sayın Yargıçlar, Bu iddianamenin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleriyle sorunu var. İddianamenin hedefi özünde Cumhuriyet’e ait bütün kurumlardır. Burada Cumhuriyet gazetesinin bir terör örgütü merkezi imiş gibi gösterilmesini, başyazarı İlhan Selçuk’un terör örgütü yöneticisi ilan edilmesini şiddetle reddediyorum. Bize gerçek anlamda Cumhuriyet yasalarını uygulamıyorsunuz. Hangi eylemlerimizin suç oluşturduğunu söylemiyorsunuz. Biz başka yasanın çocukları mıyız? Bir yazarı gazetesini bombalayan örgüte üye olmakla suçluyorsunuz. Yaşamı terörle mücadele ile geçmiş bir polisi, bir teğmeni terör örgütü yönetmekle suçluyorsunuz. Biz başka Tanrı’nın çocukları mıyız? Bütün bunlardan sonra bizi duymazsanız; size ağır ceza değil, sağır ceza mahkemesi mi diyelim? Burada yargıladığınız bizim yaşam biçimimizdir. Dünya görüşümüzdür. Silivri Toplama Kampı’nda duvarlar beton, pencereler demir. Ama biz burada erimiyoruz, çelikleşiyoruz. Parmaklıklar demirse, biz çeliğiz. Burada dünyanın en büyük demir çelik tesisi kuruldu. Kendinize geliniz. Biz burada gerçeği arıyoruz diyerek bu hukuksuzluğu anlatamazsınız. Hiçbir zafer, adaleti ayaklar altına alacak kadar mutlak değildir.” Kalemini hiçbir zaman özel çıkar için ya da topluma anlatamayacağı bir şey için kullanmadığını belirten Balbay, Cumhuriyet’in temel ilkelerinin onun da ilkeleri olduğunu, gazeteyi temsil etme görevini, sorumluluğunu başkentin her katında ve Anadolu’da yerine getirdiğini, Cumhuriyet’in güçlü bir gazete olması ve bir yayın grubuna dönüşebilmesi için çaba harcadığını, suçlarından birinin de bu çabaları olduğunu düşündüğünü bir kez daha imliyor kitabının sonlarına yaklaşırken. “İçim rahat... Dört duvar arasında vicdanım dört köşe!” ifadesini kaydediyor. Mustafa Balbay kitabını “Türküleri yakanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür. Türküleri yakılanlar, yasaları uygulayanlardan daha güçlüdür. Bizim türkülerimiz yakılacak, o türkülerle Silivri yıkılacak!” diye bitiriyor. ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Silivri Toplama KampıZulümhane/ Mustafa Balbay/ Cumhuriyet Kitapları/ 336 s. SAYFA 27 CUMHURİYET HEM HEDEF HEM MERKEZ Kitabında iddianamede yer alan Ergenekon yöneticisi! İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek’in soruşturmaya dahil edilmesinin gerekçesini de açımlayan Balbay, İlhan Selçuk’a atfedilen imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu gazeteyi yöneticisi olduğu örgüt adına ele geçirmeye çalıştığı, telefon konuşmalarında hükümeti nasıl devirmeyi planladığı iddialarının nasıl mesnetsiz olduğunu da ortaya koyuyor. Ergenekon savcılarına göre Cumhuriyet gazetesi örgütün merkez üssü konumunda ama bir yandan da ele geçirilmesi gereken bir yayın organı. Balbay, Cumhuriyet gazetesinin tüm kadrolarının değiştirilmesini öneren ve iddianamede geniş şekilde yer alan “Ulusal Medya 2001, İstanbulAralık 2000” başlıklı dokümanı da ayrıntılıyor. Balbay ayrıca iddianamede “Örgüt eylemleri” başlığı altında yazılan suçları da sıralıyor: “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek... Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı bir isyana tahrik etmek… Cumhuriyet gazetesine bomba atılması ve Danıştay saldırısı eylemleri…” Ki savcılara göre: Cumhuriyet gazetesi Turhan Selçuk’un domuzlu karikatürünü yayımlayıp tahrik etmiştir. Bu tahrik sonucu gazeteye üç kez el bombası atılmıştır. Karikatürü yayımlatan da Ergenekon’dur, Cumhuriyet’i bombalayan da... Yani, Ergenekon kendini tahrik etmiştir, kendine kendisi bomba atmıştır! İlhan Selçuk, yazılarıyla Yargıtay Cum CUMHURİYET KİTAP SAYI 1081
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle