Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ caktır. Bu çalışmanın, mesleğini profesyonelce yapmayı düşünen öğretmen adaylarına ve halen öğretmen olarak çalışanların sınıf içi öğretmenlik uygulamalarına katkı sağlaması düşünülüyor. açıyor. Koloğlu yapıtta, dünya arşivlerinde bulduklarını cömertçe paylaşırken, sadece geçmişi anlatmıyor, geleceğe de ışık tutuyor. Bir İdam Mahkumunun Son Günü/ Victor Hugo/ Çizen: Stanislas Gros/ Çeviren: Funda Hülagü Demirbilek/ Everest Yayınları/ 48 s. 1829’da, insanlık ve toplumla ilgili kaygılarının da sergilendiği “Bir İdam Mahkumunun Son Günü”nü yayımladığında, Victor Hugo halihazırda tanınmış bir yazar. Hugo bu eseriyle geriye, idam cezasının kaldırılması için sert bir tanıklık, ileride dile getireceği siyasi söylemlerinin birçoğunun haberini çok önceden veren gerçek bir yurttaş iddianamesi bırakıyor. Everest Yayınları’nın dünya klasiklerini çizgiye dökme çalışmaları kapsamında hazırlanan bu yapıtın yanında, “Frankenstein” ve “Candide” de çizgiye aktarılarak okurların beğenisine sunuluyor. Köpekler/ Erdil Yaşaroğlu/ Doğan Kitap/ 96 s. Erdil Yaşaroğlu’nun köpeklerle ilgili en iyi karikatürlerini bir araya getirdiği “Köpekler”, Doğan Kitap tarafından cep boy olarak okuyuculara sunuluyor. Yaşaroğlu’nun, bu çalışmayla birlikte yine cep boy olarak sunulan diğer kitaplarına ise, “Kediler”, “İlişkiler” ve “İş Dünyası” isimleri verildi. Erdil Yaşaroğlu çizgilerinden mizahı yaşamak isteyen herkesin ilgisini çekecek olan bu kitaplar raflardaki yerini aldı. Aynalar/ Eduardo Galeano/ Çeviren: Süleyman Doğru/ Sel Yayıncılık/ 386 s. “Ben hatırlama takıntısı olan bir insanım” diyor Eduardo Galeano, tarihçi olarak anılmasına itiraz ederek. “Her şeyden çok da Amerika’nın, unutkanlıktan mustarip Latin Amerika’nın geçmişini hatırlama takıntım var.” Eduardo Galeano’nun son kitabı “Aynalar” eski çağlardan bugüne uzanan dünya tarihini kısa öyküler, denemelerle anlatan şimdiye dek alışılandan çok farklı, çok renkli, çok aykırı bir tarih kitabı. Nerdeyse evrensel bir tarih olan bu yapıt, yeri geldiğinde “hayır” demenin önemini her fırsatta vurgulayan bir muhalif yazarın, Galeano’nun kaleminden çıkıyor. Kültürlerarası Felsefe/ Franz Martin Wimmer/ Çeviren: Mustafa Tüzel/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 254 s. Franz Martin Wimmer bu çalışmasında, kültürel yapıların felsefe üzerindeki etkilerinin bir bilançosunu çıkarıyor. Tekilliklerden ziyade çoklukların geçerli olduğu kültürel bağlamların felsefe kavrayışlarını ne şekilde koşullandığını örneklerle ortaya koyan “Kültürlerarası Felsefe”, aynı zamanda felsefenin Çin, Hindistan ve İslamdaki başlangıçlarını da inceleyerek, “felsefe Batı’ya özgüdür” yaklaşımını da mercek altına alıyor. Yapıt, küreselleşen bir dünyada kültürel çokluğa mâruz kalan bir felsefenin kendi haklılığını göste rebilmesinin tek yolunun, çeşitli kültürlerin felsefi sorularını buluşturabilmesinden geçtiğini anlatmaya çalışıyor. Yol Işıkları/ Nalan Barbarosoğlu/ Everest Yayınları/ 170 s. “...coğrafyası geniştir içimizin; atlası derin, ucunu kaldırmaya görelim üstümüze çektiğimiz örtünün, gitmediğimiz, gidemediğimiz, gidip de yarısından döndüğümüz, kaybolduğumuz, adım atmaya cesaret edemediğimiz, gözü kapalı atıldığımız nice yol uzanır önümüzde ve ne zaman ki, kalbimizden bir ışık düşer, yol aydınlanır, hayat nefes alır.” Nalan Barbarosoğlu’nun yeni öykü kitabı “Yol Işıkları” Everest Yayınları’ndan çıktı. On dört öyküden oluşan yapıt, hayatlarının dönemeçlerindeki insanların hikâyelerine odaklanıyor. On dört öykü, farklı coğrafyalarda, farklı biçimlerde yaşayan anlatıcıların kendi gerçeğini arayış ekseninde birbirine bağlıyor. Elizabeth/ Tasha Alexander/ Çeviren: Banu Taylan Öğüdücü/ Artemis Yayınları/ 330 s. Batı’nın en sevilen ikonlarından biri olan I. Elizabeth, ilk kez bu denli açık ve içten bir hikâye ile okurların karşısına çıkıyor. Kraliçe I. Elizabeth’in hükümdarlığı savaş, tutku ve görkemli başarıların dönemiydi. “Elizabeth: Altın Çağ”da Elizabeth, tahtına karşı yapılan kanlı savaşla ve ailevi ihanetlerle yüzleşiyor. On altıncı yüzyıl Avrupa’sındaki değişmekte olan dinsel ve siyasal dengelerin farkında olan Elizabeth’in güçlü ordusu ve hakim armadası, İngiltere’ye Katolikliği geri getirmeyi amaçlayan İspanyol Kralı II. Philip’i açıkça meydan okumaktan alıkoymuyor. Son yılların dikkat çeken yazarlarından biri olan Tasha Alexander‘ın yapıtı Artemis Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alıyor. Leyla/ Feridun Zaimoğlu/ Çeviren: Vedat Çorlu/ İmge Kitabevi Yayınları/ 602 s. “Leyla”, Feridun Zaimoğlu’nun önceki eserlerinin aksine, ‘kanak sprak’ denilen TürkçeAlmancaargo karışımı tuhaf ve özgün bir dille yazmadığı, yani normal bir Almanca’yla yazdığı ilk roman. Yazar, “Leyla”da annesinin hikâyesini yazdığını söylüyor. Doğu Anadolu’da küçük bir kentte yetişen bir genç kızın evlenip İstanbul’a, oradan da Almanya’ya gitme sürecini anlatıyor. Ancak roman tamamıyla Türkiye’de geçiyor; Almanya’ya hiç değinilmiyor. Yoksul bir aile, bir sürü kardeş, aşırı şiddet meraklısı kötü bir baba ve kendisi gibi, büyüme çağındaki akranları etrafında dönen bir roman “Leyla”. Beni Deliler Anlar/ Sevim Burak/ Hayy Kitap/ 262 s. Sevim Burak, Türk edebiyatının en yalın, en hakiki kalemlerinden biri ve “Beni Deliler Anlar”, yazarın mektuplarından oluşuyor. Burak’ın mektuplarında okur, yazarın dilinin oluşum evrelerine tanıklık ediyor. İlk yayımlandığın ¥ SAYFA 27 SSCB’nin Çözülüşü Üzerine AntiTezler/ Kemal Okuyan/ Yazılama Yayınevi/ 154 s. “SSCB’nin Çözülüşü Üzerine AntiTezler”de Kemal Okuyan, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına neden olan gelişmelere ilişkin şu ana kadar ileri sürülen birçok tezi ele alıp sorguluyor. Çözülüş üzerine bugüne kadar yapılan değerlendirmelerin önemli bölümünde emperyalist propagandanın küçümsenmeyecek bir etkisi olduğunu, bazı örneklerde ise fazlasıyla kolaycı formüllere bel bağlandığını gösteren kitapta, Sovyet deneyimine dostça sahip çıkılmakla birlikte, keskin eleştiriler de yöneltiliyor. Bilim ile Yazın Arasında/ Muzaffer İlhan Erdost/ Onur Yayınları/ 156 s. “Yazın ve sanat konularına, birkaç yazı dışında, bir incelemeci, bir irdelemeci” olarak eğilmediğini belirten Muzaffer İlhan Erdost, yazın, sanat, kültür ve dil üzerine yazdığı yazılardan bir bölümünü “Bilim ile Yazın Arasında” adı altında bir araya getiriyor. Erdost’un yapıtı “Bilim ile Yazın Arasında”, “Benim Canım Kardeşim İlhan’a Mektuplar”, “Kültür Konuları” ve “Görüşme Konuşma” bölümlerinden oluşuyor. Oscar Wilde’ın Gizli Yaşamı/ Neil McKenna/ Çeviren: Cemil Büyükutku/ İmge Kitabevi Yayınları/ 792 s. Neil McKenna “Oscar Wilde’ın Gizli Yaşamı”ında, bütün birincil ve ikincil kaynakları, mektupları, günlükleri, eserleri ve bazı eşcinsel şairlerin o dönemde yayımlanmış şiirlerini tarayarak onun görünür yaşamının arkasında gizlenmiş ikinci yaşamını gün ışığına çıkarıyor. Hem gerçek bir yaşam öyküsü, hem de büyük bir yazarın fırtınalı hayatını anlatan bu yapıt, okurun onu ve eserlerini daha iyi anlamasını sağlamanın yanı sıra, okura hayat ve edebiyat adına çok şey öğretecek zengin bir içerik sunuyor. Bilimselden “Medyatik”e Tarih/ Orhan Koloğlu/ Söyleşen: Barış Doster/ Destek Yayınları/ 486 s. Çok yönlü bir araştırmacı, eski bir gazeteci ve tarihçi olan Orhan Koloğlu, hem kişisel tarihini anlatıyor, hem tarihte az bilinen yanlışlıklara dikkat çekiyor, hem de bilimsel tarihle medyatik tarih, gerçek tarihçiyle medyatik tarihçi arasındaki büyük farkı ortaya koyuyor. Kanuni Sultan Süleyman’dan Sultan Abdülhamid’e, Masonlar’dan İttihatçılara, türban tartışmalarından İkinci Cumhuriyetçilere, Enver Paşa’dan Atatürk’e Avrupa’daki Türk imajından Asya ve Afrika’daki Türk algısına dek çok geniş bir yelpazede görüşlerini anlatan Koloğlu, Türkiye’yi ve dünyayı öğrenmek isteyenlere yeni ufuklar CUMHURİYET KİTAP SAYI 1039