Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Çocuğa felsefeyi sevdirmek “Neyi merak ettiğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” Ë Mavisel YENER nceki haftalarda bir yazımda “Üniversite sınavlarının ipoteğindeki ilköğretim ve lise eğitiminde ısrarcı olmamız nedeniyle, felsefe derslerinin bulunduğu nokta içler acısı. ‘Felsefe eğitiminde dün neredeydik, bugün neredeyiz?’ sorusuyla kafamızı bulandırmayalım (mı?),” demiştim. Bu yazım üzerine gelen mektuplarda çocuk ve felsefe konusunda kaynakça isteyen okurlarımız oldu. Bu yazının onlara ışık tutacağını umuyorum. Çizimleri ve eğlenceli kurgusuyla “Bilgin Çocuk” bu konuda bir başucu kitabı olacak nitelikte. Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı Nuran Direk’in kaleme aldığı yapıt bu alanda önemli bir adım. Kitap, bilim insanı Prof. Dr. Türkan Saylan’a adanmış. Bilge on iki yaşında. Sıradan günlük konular pek ilgisini çekmiyor fakat dünya, evren ve canlıların yaşamı ile ilgili konulara çok meraklı. Oyun oynamayı, taklit yapmayı, sinemaya gitmeyi, bisiklete binmeyi, yüzmeyi, ufak tefek tamirler yapmayı seviyor. Günlük tutuyor, aklına takılan her şeyi oraya yazıyor. Derslerle arası fena değil. Ödevlerini bitirdikten sonra istediği şeyleri yapmayı istiyor, ne ki bunun için çok zamanı kalmıyor.“Bari dersleri eğlenceli hale getireyim,” diyerek evde bazı deneyler yapmaya kalkışıyor ama evdekiler bundan pek hoşnut kalmıyor. Büyüyünce bilim insanı olmak istiyor ama dalga geçmesinler diye bu düşleri öyle herkesle paylaşmıyor, bunu yalnızca yakınları ve günlüğü biliyor. Okulda samimi olduğu iki arkadaşı var: Hasan ve Elif. Elif çok yaratıcı, Hasan ise sözlerin anlamlarını düşünen, felsefeciler gibi düşünen biri. Bilge’nin kafasına takılan pek çok sorudan biri, nasıl bir çağda yaşadığımız. Çünkü herkes ona farklı bir yanıt vermiş. “Sosyal Bilgiler kitabına göre yakın çağdayız. Din bilgisi dersi öğretmenine göre ahir zamanda yaşıyoruz. Televizyondaki reklamlara göre iletişim çağında yaşıyoruz. Babaanneme göre tüketim çağında yaşıyoruz. Babama göre atom çağında yaşıyoruz. Fen bilgisi öğretmenime göre bilgi çağında yaşıyoruz.”(s, 8) Bilge, çağ konusuyla ilgili çözemediklerini Elif ve Hasan’a söyler, hep birlikte düşünüp tartışırlar. Yoksa da herkes aynı anda, farklı çağda mı yaşamaktadır? SAYFA 24 Ö Farklı pencerelerden bakıp da aynı manzarayı değişik biçimlerde görüyor olmak örneğiyle yanıtlanabilecek kadar basit midir bu sorunun yanıtı? Bilge kesin sonuçlara varmak yerine bazı şeyleri bir tarafa koyup sonra yeniden düşünmeyi yeğler. Bilge, öğretmenin verdiği “bilim adamlarının yaşamöyküleri” ödevini ilginç bir hale getirmeye çabalarken kendini çok farklı bir düşünce evreninde bulur. Bu evren ona kendini tanımasının yollarını açar. “Merak” konusuyla ilgili ilginç sorular gelir Bilge’nin aklına. Her şeyi merak edip bilmeye çalışmak gerekli midir? Merak bazen tehlikeli midir? Neleri merak eder insan? Gereksiz meraklar hangileridir? Bilimsel araştırmalardaki merakla, insanların özel hayatlarını merak etmek arasında benzerlik var mı? Bu konuyla ilgili beyin fırtınası yaparken İngiliz filozof Bacon, Amerikalı yazar Eugene O’Neil, yunan filozofu Aristoteles , ilkçağın ünlü matematikçi ve fizikçisi Archimedes gibi düşünürlerin çalışmalarını, sözlerini gözden geçirir Bilge. Bilim insanlarının ortak özelliklerini saptamaya çalışır. Bilgi ve düşünceleri geliştikçe yeni sorularla karşılaşmaya başlar: Gözlem ve deney yapmak bilim insanı olmak için yeterli midir? Buluşlar rastlantısal mıdır? Öğrenmenin dipsiz bir kuyuya inmek gibi olduğunu fark eden Bilge, bilinmeyenleri araştırmak kadar, bilinenleri sorgulamanın da çok keyifli olduğunu keşfeder. Okur da Bilge’yle birlikte bu keşfi yaparken, bilimde “doğru”nun olmadığının, varsayılan olarak kabul edilenlerden her zaman kuşku duyması gerektiğinin ayrımına varır. “Kuşku bilimin temelidir. Bazen doğru olarak bildiğimizi sandığımız bir şeyi araştırdığımızda kuşkulanırız. Bazen de kuşku duyduğumuz bir şeyi araştırdığımızda doğru olduğu ortaya çıkar. Yani, kuşku yeni bilgilere ulaşmamızı sağlayan bir araçtır.”(s, 66) Bilge, ödev konusunu araştırırken çok ilginç varsayımlarla karşılaşır. Sunum günü gelip çattığında bunları farklı, eğlenceli yöntemlerle sınıftaki arkadaşlarına sunar. Bilge konuyu anlatırken zaman zaman kıkırdamalar olsa da, genelde ilgiyle dinler arkadaşları. Sıra sorular bölümüne geldiğinde “bilimsel düşünceye nasıl sahip olabiliriz?” konusunu sınıfta tartışmaya başlarlar. Bunun için bazı şeyleri ezberlemenin ötesinde bir şeyler yapmaları gerektiğinin farkındadırlar, ama bu “şey”ler nelerdir? Sınıfta her kafadan bir ses çıkar, hoş bir tartışma başlamıştır. Ancak, çok geçmeden Bilge’nin fark ettiği bir şey olur. Arkadaşlarına bilim hakkında anlattıkları havaya uçup gitmiştir. Sınıfta öğrendiklerinin arkadaşlarının hayatında hiçbir karşılığı yoktur. Bazı şeyleri onlara kanıtlamak için bir plan yapar. Bu planı elbette söyleyecek değiliz, okuyanlar öğrenecek ve şaşıracak. Kitabın sonuna gelindiğinde yanıtlardan çok, soruların önemli olduğunu ayrımsıyor okur. “Sorunlar çözümlenmedikçe yeni sorulara yeni yanıtlar verilebilir. Ama doğru yanıtlar ancak bilgiye dayanılarak verilebilir.”(s,115) Teknoloji dost mu düşman mı, insan ve doğa, bilim ve felsefe, mitoloji ve insan gibi pek çok manzaraya pencere açıyor Bilgin Çocuk. Marconi, Platon, Benjamin Franklin, Madam Curie, Pasteur gibi pek çok kişiyi sayfalarına konuk ediyor; meraklısı için, “notlar” bölümünde kısa bilgiler de verilmiş. Nuran Direk, kitapta bazı yazınsal metinlerden de yararlanarak eleştirel düşünmede bu tür metinlerin nasıl kullanılacağının örneğini vermiş. “Çocuk felsefe yapabilir mi?” sorusunun yanıtını Prof. Dr. Bedia Akarsu’dan alalım: “Felsefi düşünüş biçimi daha ilk yıllardan çocuğa verilmeli, çocuklar bilinçlendirilmelidir. İşte burada, çocuklara verilecek felsefe eğitiminde ‘felsefe öğretilmez...’ sözünün anlamı çıkıyor ortaya. Aslında çocuklar sanıldığından çok fazla düşünürler, durmadan soru sormaları onların düşündüğünü göstermiyor mu? Onların soruları geçiştirilmesin yeter. Çocuk felsefe yapmaya yatkındır aslında. Çünkü çocuk kafasının alıcılığı inanılmaz boyutlardadır. Fransız psikolog Zazow ‘Bütün çocuklar 11 yaşına kadar birer dahidir, ama ne yazık ki bu durum sürmez’ diyor. Çocuğun gelişmesinin yolunu kesmemek için ezbere eğitime kesinlikle son verilmesi gerekir, gençlerin iyi yetişmesi isteniyorsa. Ezbere öğrenimin önüne geçmek için de okumaya önem verilmesi gerekir. Ancak okumakla kafa da dil de gelişebilir. Okumada dil ve felsefenin birlikteliği de sağlanmış olur. Ana dili eğitimi yanında yabancı dil eğitiminin de sözünü ediyorum. Çünkü her dil aynı zamanda bir ayrı dünya görüşünü yansıtır; dil bilincini daha bir uyandırarak kafanın daha sağlıklı işlemesine yardımcı olur. Böyle bir eğitimle dil ve felsefe eğitiminden geçen gençler yarının gerçek yurttaşları olurlar özgür birer birey ve kişiler olarak.” Bilge ve arkadaşlarının tartışırken düşünmeleri, belirlenen tema üzerinde konuşurken felsefe yapmaları, yöntemlerin nasıl uygulanacağı konusunda verilmiş iletilerle dolu. Bilgin Çocuk, bu nedenle, öğrencileriyle eleştirel düşünme yöntemleri konusunda çalışmalar yapacak öğretmenler için de iyi bir rehber. Kitaptaki karikatürler eğlenceli bir okumanın ışığını yakıyor. Çocuklara kendi yaşam deneyimleri içinde felsefeyi sevdirmek, onların us ve yüreklerine ulaşmak, bu sevinci duyumsatmak için önemli bir yapıt. Meraklısı için, çocuk ve gençlere seslenen felsefe içerikli kitaplarından bir demet sunalım: Yeni Başlayanlar İçin Felsefe, Nokta Kitap/ Felsefe Tarihçesi, Said Rıza Bölükbaşı, Çocuk Vakfı Yayınları/ Çıtır Çıtır Felsefe Dizisi, Brigitte Labbe, Michel Pueeh, Günışığı Kitaplığı/ Adım Adım Felsefe Dizisi, Metin Hakyeri, Bulut Yayınları/ Filozof Çocuk Dizisi Oscar Brenifier, Tudem Yayınları/ Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun, Mustafa Ruhi Şirin, Kök Yayınları/ Küçük Prens, Antoine de Saint Exupery, Mavibulut Yayınları/ İskambil Kâğıtlarının Esrarı, Jostein Gaarder, Pan Yayıncılık/ Sofie’nin Dünyası, Jostein Gaarder, Pan Yayınları/ Filozof Çocuk Çocuklarla Felsefe Konuşmaları, Nuran Direk, Pan Yayınları/ Ölü Filozoflar Kahvesi, Victor Hösle, Arion Yayınevi/ Çocuklar İçin Felsefe, David White, ODTU Geliştirme Vakfı Yayınları.? *Bilgin Çocuk, Nuran Direk, Pan Yayıncılık, 2009, 120 s., 12+ yaş www.maviselyener.com CUMHURİYET KİTAP SAYI 1016