24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan dört yeni kitap Ë Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV Denizcilik tarihinde yeni ufuklar Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’ın önderliğinde, son dönemde araştırma, toplanan bilgi ve basım yönlerinden kalıcı değerde başvuru kitapları olarak dört büyük yapıt ortaya kondu: Bin Yılın Güncesinden Seçmeler, Türk Denizcilerinin Mezar Taşları, Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve Uluslararası Türk Deniz Gücü Tarihi Sempozyumu. Türk tarihine yeni ışıklar tutan bu kitapların, titiz bilim gereklerine uygun olarak hazırlandıkları, kısa sürede basıldıkları ve bu eylemlerin inceleme, okuma ve yazma kültürünü de genişlettiği anlaşılıyor. kalemlerden topluma derli toplu olarak sunuldu. M. Burak Çetintaş’ın Türk Denizcilerinin Mezar Taşları adlı 431 sayfalık güçlü araştırması 1453’ten “harf inkilabı” tarihi olan 1 Kasım 1928’e değin 475 yıllık uzun süre içinde daha çok İstanbul’da “açık hava müzesi” niteliğindeki tarihsel mezar taşlarını, başlık türleri ve söz konusu kişilerin unvanları gibi bilgilerle bir anlamda ölümsüzleştiriyor. Eşsiz İstanbul’un bu görkemli hazinesi için eksiksiz bir katalog yoktur. Bu tarih anıtlarının yarısından fazlası devingen bu kentte sonsuza dek yok olmuştur. Kimi gömütlükler bütünüyle ortadan kaldırılmış, bir bölümü sözde yol açma benzeri nedenlerle kamulaştırılıp ardından özel çıkarcıların kazanç furyasına bırakılmış, birçoğu kırılıp parasız mermer avcısı kimi çağdaş mezarcıların eline düşmüştür. Örneğin, Girit fatihi Kaptanı Derya Deli Hüseyin Paşa’nın mezarı 1990’larda parçalanmıştı; bugün tozunun yerinde yeller esiyor. Ya da Türk denizcilerinin önemli başlıklarından “makdem”in elle tutulur kaç örneği var? Oysa, kimi taşların işçilikte uzmanlığı ve güzelliği göreni hayran bırakır. Örneğin: Kaptanı Derya Sinan Paşa, Ateş Mehmed Paşa ve Hüseyin Avni Paşa’nınkiler, Şeyhülvezirülvüzerâ Ağa Hasan Paşa, bahriye kumandanlarından Ferik Mehmed Paşa, Cihangirli Komodor Mehmed Paşa, Bahriye Mektebi hocası Hacı Hüseyin Rıfkı Paşa, Giritli Miralay Hasan Bey, Kaptan Tatarzade İbrahim Paşa, Donanma Cemiyeti Kadın Kolu Reisesi Fatma Hikmet Hanımefendi... vb. Bu mezarlar yalnız ümerâyı derya, mektebi bahriye nazırları ve kaptanlara değil, liman reisleri, havuzlar görevlileri, tersanei âmire eminleri, kayık yapımcıları, yelkenciler, çarkçılar, kalafat ustaları, dökümcüler, mavnacılar, fişekçibaşılar ve denizle bağlantılı başka benzerlerine de aittir. Yazar Çetintaş sekiz yıl süren araştırmasıyla cami, mescid, külliye, medrese, sübyan okulu, türbe, çeşme ve benzeri yerlerin yanlarındaki gömütlükleri taramış, denizcilerin başlık türlerine ilişkin bilgiler vermiş ve çok sayıda örnek resim eklemiştir. Toprak altında kalmış ve kırılıp birkaç parçaya bölünerek kimin oldukları artık belirsizleşmiş taşlar çalışmada yer almamıştır. Çetintaş’ın bu kitabı mezar taşlarının ne önemli belgeler olduklarını yeterince kanıtlıyor. Bu dört kitap Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın son kültür yayınları arasındadır. Yayınların temeli olan kimi toplantılar bu komutanlığın kültür birikimimizi somutlaştırma girişimlerini uluslararası düzeye de taşımıştır. Bu çerçevede Türk tarihine yeni ışıklar tutan bu kitapların titiz bilim gereklerine uygun olarak hazırlandıkları, kısa sürede basıldıkları ve bu eylemlerin inceleme ve okuma yanında yazma kültürünü de genişlettiği anlaşılıyor. Ayrıca, Deniz Müzesi’nde bir “Piri Reis Araştırma Enstitüsü” ve Donanma Komutanlığı yapısı içinde “Deniz Tarih Arşiv Müdürlüğü” oluşturulduğunu ekleyelim. Belgelerimizi derleyerek Türk deniz harp tarihini yeniden yazacak bir bilim kurulu da oluşmuştur. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üniversitelerimizle de işbirliği yaparak tarih alanında yüksek lisans ve doktora yapanlara araştırma konuları da öneriyor. Oramiral Metin Ataç’ın dediği gibi, “Tarihini bilmeyen denizcilerin sığınacak hiçbir limanı yoktur.” ? SAYFA 13 ürk Silahlı Kuvvetleri’nin belgelere dayalı olarak basılan araştırmaları, ne yazık ki, yurttaşlarımızca gereği gibi bilinmiyor. Bilim çevrelerimizde bile yeterince görülüyor mu? Oysa, hem belgelikleri dünyanın en zengin tarih hazinelerinden biridir, hem de araştırmacıları iyi eğitimli kişilerdir. Bu ilk elden belgeler, her şeyden önce, kendi geçmişimiz için vazgeçilmez kaynaklardır. Ama koca imparatorluktan ayrılmış neredeyse iki düzine devlet için de öyle. Toplam sayısı yaklaşık yüz milyon olan Osmanlı belgelerinin askeri tarihimizle ilgili olanların büyük çoğunluğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı olan merkezlerdedir. Örneğin, ilk kez “Tarihi Harb Şubesi” adıyla 1916’da kurulup 1926’dan bu yana Ankara’da olan (kısa adıyla) ATASE’de. Denizcilikle ilgili belgelerin büyük bölümü de 1897’den bu yana İstanbul’daki Deniz Müzesi’ndedir. Bu bağlamda sözü deniz tarihimize ilişkin dikkate değer son yayınlara getirmek istiyorum. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’ın önderliğinde, son dönemde araştırma, toplanan bilgi ve basım yönlerinden kalıcı değerde başvuru kitapları olarak dört büyük yapıt ortaya konmuştur. Dördü de ŞubatMayıs 2009 tarihleri arasında yayımlandı. Oramiral Ataç’ın birinin önsözünde belirttiği gibi, Anadolu Türkleri en güçlü dönemlerinde denizlerde mucizeler yaratmışlar, Karadeniz’i, eskiden Adalar Denizi denen Ege’yi ve (en azından) Doğu Akdeniz’i birer iç denize dönüştürmüşler ve Hint Okyanusu’yla Atlantik’e de çıkmışlardı. BİN YILIN GÜNCESİNDEN Kitaplardan biri Bin Yılın Güncesinden Seçmeler’de odaklanıyor. Bu kitap Anadolu Türklerinin 1081’de, yani Malazgirt’ten on yıl sonra, Çaka Bey’in İzmir’de ilk 40 teknelik donanmayı oluşturmasından bugüne değin, belgelere dayalı belli başlı olayları (kürek, yelken ve stim dönemlerinde), örgütlenme gelişmelerini, öne çıkan kişileri, zaferleri ve kırılmaları, az bulunur minyatür, fotoğraf ve yağlıboya tablolarla okuyucuya sunuyor. En başarılı portrecimiz Feyhaman Duran’ın Kılıç Ali Paşa’sını, 164569 yıllarının Girit seferlerinde Kandiya’yı, 1820’lerde dünyanın en büyük gemisi olan Mahmudiye kalyonunu, Mirliva Osman Nuri’nin 1538 Preveze tablosunu, 1890’da Japonya’da kayalıklara çarparak batan Ertuğrul fırkateyni için Oşima’da dikilen anıtı, 1915’te 13.500 tonluk İngiliz Goliath zırhlısını dibe gönderen 620 tonluk Muaveneti Milliye muhribinin torpidocularını, Kasımpaşa Tersanesi’nde 1885’te yaptırılan ilk zırhlı Hamidiye’nin görünüşünü ve çok sayıda benzerlerini merak edenler büyük boy 359 sayfalık bu kitabın sayfalarına buyursun. Türk denizciliğinin seçkin öncülerinden biri, neredeyse suya doğmuş ve sonra Osmanlı devlet basamaklarında Anadolu valiliğinden seraskerliğe, kaptanı deryalıktan sadrazamlığa yükselen, 1773’te (bugünkü adıyla Deniz Harp Okulu olan) Mühendishanei Bahri Hümayun’u kuran ve böylece denizciliğimizin çağı yakalamasını sağlayan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’dır. Kurmay Albay Ali Rıza İşipek’in değme bilimcilere T Bin Yılın Güncesinden Seçmeler/ Nurcan Bal, Figen Atabey/ 359 s. Türk Denizcilerinin Mezar Taşları/ M. Burak Çetintaş/ 431 s. Cezayirli Gazi Hasan Paşa/ Ali Rıza İşipek/ 530 s. Uluslararası Türk Deniz Gücü Tarihi Sempozyumu 2008/ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı/300s. parmak ısıttıracak 529 sayfalık titiz incelemesi Cezayirli Gazi Hasan Paşa, “Cezayirli” önadlı bu büyük deniz adamının Osmanlıların sular üstündeki egemenliğinin bilime dayanması ve bunun için de, yaz ayları geldiğinde levent yapılan mevsimlik Anadolu çiftçileri yerine uçsuz bucaksız umman konusunda özel olarak yetiştirilmiş kişilere yer açılması gerektiğine inancını çok sayıda ilk elden belgeyle kanıtlıyor. Yazarın Osmanlı kaynaklarına ek olarak, başka yayınlarda görülmeyen yabancı belgelere ulaştığına dikkatleri çekmek isterim. Örneğin, 1770 Çeşme Savaşı’nın Rus Komutanı Kont A.G. Orlov’un mektuplarıyla buyrukları, kuzey komşumuzun donanmasını güçlendiren İngiliz Amirali J. Elphinstone ile Komodor S. Greig’in ve ayrıca Amerikalı J. P. Jones’un anıları. Türk denizcilik tarihi şanlı olaylarla ve hüzünlü gerilemelerle dolu. Türklere karşı Haçlı Seferleri’nin denizcilik açısından sonuçları, Anadolu beyliklerinin Türk denizciliğine katkıları, Gelibolu deniz üssünün kurulması, Kemal Reis’ten Piyale Paşa’ya büyük denizciler, Preveze mucizesi, Çeşme (1770)Navarin (1827)Sinop (1853) baskınları, deniz okuluyla Bahriye Nezareti’nin kurulmaları, Ertuğrul ağlatısı, parası ödenip de İngiltere’nin el koyduğu Sultan Osman ve Reşadiye gemileri... Ya İstiklal Savaşı’ndaki denizcilerimiz: Nusret mayın gemisinin 18 Mart zaferi, Muaveneti Bahriye’nin Ankara’ya silah ve savaşçı kaçırması, Şahin vapurunun Novorossisk’ten uçak ve top getirmesi, “Enosis” gambotunun “Trabzon” adını alması, Alemdar ve Gazal kurtarma gemileri... Günümüzde Türk Deniz Kuvvetleri Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’de en güçlü donanmaya sahiptir. Bunun başlangıcını on dokuz yıl Kaptanı Deryalık yapan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’ya ve sonrasını da kuşkusuz yurdumuzu üç yönden çeviren denize gereken önemin ve önceliğin Cumhuriyet döneminde verilmesine borçluyuz. Eşsiz Mustafa Kemâl daha 1920’lerde “gözüm cephede Sakarya’da, kulağım İnebolu’da!” demişti. Ankara’da Bahriye Dairesi boşuna kurulmamıştı. ULUSLARARASI SEMPOZYUM Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 2008 sonuna doğru gerçekleştirdiği Uluslararası Türk Deniz Gücü Tarihi Sempozyumu’nun bildirilerini, değerli eklerle birlikte, yaklaşık 300 sayfalık bir kitapta topladı. Oramiral Ataç’ın kitabın önsözünde belirttiği üzere, 11 yabancı tarihçinin de katıldığı üç günlük bilimsel toplantı temelde denizcilik kültürümüzü korumak ve bu alanda bilgi birikimimizi artırmak amacını güdüyordu. 2003, 2004 ve 2006 yıllarında üç deniz harp tarihi semineri ile 2004’te “Piri Reis” konulu bir toplantı da yapılmıştı. 2008’deki sempozyum 16’ncı ve 17’nci yüzyıllarda Hint Okyanusu’ndaki Osmanlı varlığı üstüne odaklandı. Bu konu, böylece, Türk ve yabancı en yetkili ağızlardan ve M. Burak Çetintaş’ın Türk Denizcilerinin Mezar Taşları adlı kitabının araştırmaları sekiz yıl sürmüş. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1016
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle