08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] Yeditepe’nin o güzel kitapları arasında düşünüp tartıştıkları, küsüp barıştıkları, belki de bir daha geri gelmeyecek bir dönemin ürünü, sözünü ettiğim birliktelikler. Yeditepe kitaplarındaki bu tür birliktelikler çeviri kitaplarda da görülüyor. Örneğin, Memet Fuat’ın John Steinbeck’ten çevirdiği Kasımpatıları’na İhsan İncesu’nun, Erksine Caldwell’den çevirdiği Kuyudaki Zenci’yi ise Orhan Peker’in desenleri eşlik etmiş. Hasan Âli Ediz’in Karel Çapek’ten çevirdiği Kaybolan Bacak’a Ferruh Doğan’ın, Suat Taşer’in çevirdiği Cesur Delikanlı adlı William Saroyan hikâyelerine Abdurrahman Öztoprak ve Şadan Bezeyiş’in desenleri… Yine Yeditepe kitapları arasında yayımlanan Batıdan Şiirler ise yayın dünyamızın en unutulmaz kitaplarından biri olsa gerek. Garip’in üç şairi, Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet’in çevirileriyle Fransız, İngiliz ve Amerikan şiirinden nefis örnekler. Matisse ve Picasso’nun desenleri eşliğinde, Apollinaire, Aragon, Auden, Charles Cros, Eluard, Guillen, Langston Hughes, Garcia Lorca, Mallarmé, Poe, Prevert, Soupault, Valéry, Verlaine, Walt Whitman gibi şairlerden, belli ki o günlerde kendilerine yakın düşen şiirler çevirmiş üç Garip’çi. Batıdan Şiirler, 1953’te yayımlanmış. Çevirilerin birçoğu, handiyse çevirenlerin “kendi şiirleri” gibi günümüze kalmış. Oktay Rifat’tan bir Prevért: “Blaise Pascal adında biri / Tatara titiri…” Eluard’ın “Hürriyet”inde Orhan Veli’yle Melih Cevdet’in imzaları var: “Okul defterime / Sırama ağaçlara / Kumlar kar üstüne / Yazarım adını // (…) En güzel gecelere / Günlerin ak ekmeğine / Nişanlı mevsimlere / Yazarım adını // (…) Arzu duymaz yokluğa / Çırçıplak yalnızlığa / Ölüm basamağına / Yazarım adını // (…) Bir tek sözün şevkiyle / Dönüyorum hayata / Senin için doğmuşum / Seni haykırmaya // Hürriyet.” Bugün Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet’in tüm şiir çevirilerini ayrı ayrı kitaplarda bulmak olanaklı. Ne ki, Batıdan Şiirler apayrı bir kitap olarak yaşamalı, yeniden basılmalı bence. Bu kitaptaki çevirilerin tümüne yakını daha önce Tercüme ve Yeditepe dergilerinde yayımlanmış. Diyeceğim, şiirimizin yatak değiştirmesine yol açan Garip akımının yaratıcılarının, o dönemde ve izleyen yıllarda Batı şiiriyle olan bağlarını, şiir beğenilerini yansıtıyorlar aynı zamanda. O yüzden, bu kitap, yalnızca üç Garip’çilerden bir çeviri seçkisi olarak görülmemeli. Bugün bakıldığında, daha çok, Garip’i besleyen damarlardan birini ele veren bir “yapıt” olarak görülmeli. Yeditepe Yayınları arasında çıkmış bir başka kitap da Walt Whitman’ın başyapıtı Çimen Yaprakları. Turhan Günay, kitaplığından buldu getirdi. Memet Fuat’ın yayına hazırladığı kitap, 1954’te Agop Arad’ın kapak kompozisyonuyla yayımlanmış. Çimen Yaprakları’ndan seçmeleri içeren kitabın çeviri uğraşına Memet Fuat’la birlikte İlhan Berk, Bülent Ecevit, Suat Taşer, Nevzat Üstün ve Can Yücel de katılmışlar. O günlerde artık hayatta olmayan Orhan Burian’ın 1937’de Yücel dergisinde çıkmış bir çevirisi de alınmış seçkiye. Ancak bu kitabın değişik bir serüveni var. Memet Fuat, yıllar sonra, 1980’lerin ortalarında, Çimen Yaprakları’ndan seçmeleri genişleterek, tümüyle kendi çevirisiyle yayımlamış. Bu kitap şimdilerde Adam Yayınları’nın, şömizli ve ciltli, o güzelim Şiir Klasikleri arasında. Memet Fuat, Yeditepe baskısı için kaleme aldığı açıklamayı ve kapsamlı Whitman incelemesini (belki bugün hâlâ Türkçede benzeri yok) gerekli küçük değişikliklerle Adam baskısında da korumuş. ABD’de ilk kez 1855’te yayımlanan Çimen Yaprakları, Whitman’ın sağlığında tam on kez basılmış. Şair, her yeni basımda, yapıta yeni yeni şiirler katarken, eski şiirleri de düzeltir, yeniden düzenler, dahası kimi zaman yeniden yazarmış. Kitap bugünkü biçimini ancak sekizinci baskıda alabilmiş. 9., 10. baskılara, daha sonra yazılan şiirler de girmiş, ama onlar yapıtın içine katılmamış, iki ayrı bölüm olarak, sonuna eklenmiş. Başka bir deyişle, tıpkı bir canlının bedeni gibi yıllar içinde değişip yetkinleşen, genişleyip büyüyen, ama yıllar geçtikçe ölümsüzleşen, 450 sayfalık dev bir yapıt Çimen Yaprakları. Yaşamı boyunca hep halkın içinde yaşamış, bireyin ve yığınların özgürlüğünü, demokrasiyi, Birleşik Devletler’de çok çeşitli ulusların bir araya gelmesiyle oluşan Amerikan ulusunun benzersizliğini ve kendine özgü kültürünü savunmuş bir şair Whitman. Burada Whitman’ı ve Çimen Yaprakları’nı uzun uzun anlatmaya kalkışmayacağım. Ancak, okumamış olanlara, Memet Fuat’ın kitabın başındaki kendisi her zamanki alçakgönüllülüğüyle, “Bu yazıdaki bilgiler de, yargılar da oradan buradan toplamadır. Ben yalnızca onları bir araya getirdim” demiş olsa da Walt Whitman incelemesini okumalarını salık verebilirim. Sözünü ettiğim iki Whitman baskısı (Yeditepe ve Adam), kapsamlı bir çeviri karşılaştırması olanağı da veriyor. 1950’lerde aralarında Orhan Burian’ın, İlhan Berk’in, Can Yücel’in de bulunduğu yazar ve şairlerin çevirileriyle Memet Fuat’ın 1980’lere ulaştırdığı çevirilerini, dahası Memet Fuat’ın 1950’lerdeki çevirileriyle 1980’lerdeki çevirilerini karşılaştırmak, çeviri eğitimi açısından çok yararlı bir uğraş olabilir. Memet Fuat’ın, 19. yüzyıl ortalarında Çimen Yaprakları’yla Amerikan edebiyatında devrim yapan Whitman’ın, genişçe bir seçkiyle de olsa dilimize kazandırılması için verdiği uğraşa şapka çıkarmak gerekiyor. Bu dev yapıt, dilimize tümüyle kazandırılabilir mi? Bu denli zorlu bir işi hangi çevirmen, hangi yayınevi üstlenir? Kuşkusuz, aklıma biriki çevirmen adı geliyor, biriki yayınevi adı da... ? editepe dergisi, 1950’den başlayarak uzun yıllar, Hüsamettin Bozok yönetiminde, değişik süreler ve değişen boyutlarda yayımlanmıştı. Önce dört sayfalık küçük boy gazete biçiminde. Daha sonra günlük gazete boyutlarında sekiz sayfa. Ardından dergi boyutlarında 16 sayfa. Bir süre sonra aylık dergiye dönüşmüş, 1974’te yayımına ara vermiş, 1979’dan 1984’te uzanan son döneminde ise küçük boyda çıkmıştı. Bozok’un Yeditepe’siyle ben ancak 1960’ların sonlarına doğru tanıştım, giderek kimi eski sayılarını da görme, okuma olanağı buldum. Bozok’un, yaklaşık otuz beş yıllık bir süreçte, olanaksızlıklara karşın sessiz bir direnç ve tutkuyla çıkardığı bu dergi sanırım hiçbir zaman Varlık kadar yaygınlık kazanmadı, ama hiçbir zaman hiçbir iktidara da yakın olmadı. Niteliği ne olursa olsun dönemin iktidarıyla yakınlık kurmamak, düşünsel, sanatsal, kültürel bir karşıtlığın, giderek uzlaşmazlığın savunusu içinde olmak, böylesi dergiler için onsuz edilemez bir özellik değil midir? Ama Yeditepe’nin bir özelliği daha vardı. Yerli ve yabancı pek çok yazarın şiir, öykü, deneme ve düşünce yazılarına yer veren, genç yazarların ürünlerine sayfa ayıran, sinema, tiyatro, müzik, resim eleştiri de yayımlayan Yeditepe, yayın dünyamızda o günlerden bu yana pek rastlanmayan türden kitaplar da çıkardı. Bunların, sanırım en güzelleri, bir şair ya da yazarla bir ressamın paylaştığı kitaplardır. Örneğin, Samim Kocagöz’ün Sam Amca’sını Orhan Peker, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Sivaslı Karınca’sını Nurullah Berk, Melih Cevdet’in Telgrafhane’sini ve Eflatun Cem Güney’in derlediği Halk Türküleri’ni Bedri Rahmi Eyuboğlu, Cahit Irgat’ın Ortalık’ını Metin Eloğlu, İlhan Berk’in Günaydın Yeryüzü’sünü, Oktay Akbal’ın Bizans Definesi’ni, Behçet Nacatigil’in Evler’ini Fethi Karakaş, Cevdet Kudret’in hazırladığı Eşref’ten Hicviyeler’i Turhan Selçuk, Asaf Halet Çelebi’nin Om Mani Padme Hum’unu Fahrünnisa Zeid, Selim Turan, Arif Kaptan ve Fikret Ürgüp, Edip Cansever’in Dirlik Düzenlik’ini Sabri Berkel resimlemişler. “Her kitap zarif bir karton kapak içinde… 100 kuruş…” Kuşkusuz, yazarlar, şairler ve sanatçıların, günümüzün yalıtılmış ortamının çok ötesinde, nerdeyse bir arada yaşadıkları, yiyip içtikleri, SAYFA 6 Y CUMHURİYET KİTAP SAYI 1017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle