08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D smanlı Devleti 500 yılı aşkın Balkanlar’da yaşadı. Bu uzun yaşama serüveni bile Avrupalı sayılmamız anlamına gelir. “Türkiye Dışındaki Türkçe”yi anlattığım bir yazımda Yahya Kemal Beyatlı’nın bir sözünü anımsatarak, akıncı ulusların güçlü kuşaklarını öncü olarak yerleştirdiklerini anımsatmıştım (Cumhuriyet KİTAP, 31 Temmuz 2008). Edip Cansever bir şiirinde: “İnsan yaşadığı yere benzer/ O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer” diyordu. Balkan Türkü’nün gücüne inanmada bir başka özlem de var: Yahya Kemal Beyatlı’nın Üsküplü olması. eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN “Varayım Gideyim Urumeli’ne” O Bir devletin tarihinde 500 yılı aşkın Avrupa topraklarına yayılma serüveni azımsanacak bir zaman değildir. Kültürün izleri kolay silinmiyor. Şiir geleneğinde yaşayan duyarlık bir yana, kültürün izleri, yaşama biçimi haline geliyor, insanın davranışlarında sürüyor. Eşim Dr. Leziz Onaran’ın ana tarafı İştiplidir. Onlar 1912 Balkan bozgunundan sonra Türkiye’ye yerleşmişler. Türkiye’ye göçerken evlerinin önünü süpürmeyi unutmamışlar. Üsküp, İştip, Köprülü (oraların ağzıyla söylemek gerekirse ‘Köpürli’) yan yana üç Makedonya kenti. Orada yüzyıllar boyu Balkanlar’ı yurt edinen bizim insanlarımız vardı. Ama barış kültürü savaş kültürüne dönüşünce insanlar birbirine düşman olmuş. BALKANLAR’DAKİ TÜRKÇE Mustafa İsen “93 Harbi” (18771878) diye bilinen Balkan Savaşı sonrası, Deliorman bölgesinden Türkiye’ye göçen bir ailenin soyundan geliyor. Belki de o topraklara duyduğu bir çağsama nedeniyle 19811983 yıllarında Belgrad Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Divan Edebiyatı’nın usta yorumcularından biri olan Mustafa İsen, Rumeli diye anılan Balkanlardaki Türk edebiyatına yoğun bir ilgi duyuyor. Türkiye dışındaki Türkçe’yi bilmeden “Büyük Türkçe”nin sınırlarını kavramak kolay değildir. Türkçe’nin büyük bir dil olduğunu anlatmak için “Adriyetik’te Çin’e kadar Türkçe” sözüyle avunmak yetmez. O dilin edebiyattaki işlevini bilmek gerekir. Mustafa İsen, katılımcı bir çalışmayla, Tubâ Işınsu Durmuş’la “Balkanlar’da Türk Çocuk Hikâyeleri”ni; Reyhan İsen ile Ayşe Esra Kireççi’nin ilgileriyle “Balkanlar’da Türk Çocuk Şiirleri” seçkilerini derlemişti. (Varlık Yayınları, 2008). Balkanlar’da günümüz Türkçesiyle örtüşen bir edebiyatın gelişmesi yüzyıllar süren bir kültür birikiminin izlerini taşıyor. Mustafa İsen, “Türk Edebiyatının Balkan Boyutu”nu araştırmak için o geleneğin kaynaklarına doğru bir yolculuğa çıkıyor (Varayım Gideyim Urumeli’ne, Kapı Yayınları, 2009). Balkanlar’daki Türk Edebiyatı’nın boyutlarını kavramak için Mustafa İsen’in şu sözlerini anlamak gerekir: “Balkanlar’daki uzun soluklu Türk yönetimi (13541912) devresinde, eğitim, bilim, kültür, dil ve sanat alanında büyük gelişmeler olmuştur. Balkan şehirlerinin Osmanlı uygarlığı doğrultusunda gelişme aşamasında, eğitim, bilim, kültür ve sanatın altyapısı olan medrese, mektep, tekke ve zaviyeler kurulmuş, bir süre sonra da bilim, kültür ve sanatın ilk temsilcileri bu topraklarda boy vermeye başlamışlardır. Bölgede bilim ve sanatın ilk örneklerini buraya sancakbeyi, müderris, kadı, asker, kâtip, din görevlisi ya da tasavvuf erbabı gibi görevli giden kişiler verdi. Giderek bu iş bölgede doğan Türk veya İslamiyet’i kabul eden Boşnak, Arnavut, Pomak, Torbeş asıllı Müslüman sanatçılar eliyle ama Türkçe olarak verilmeye başlandı. Bu nitelikli aydınların sayısı sonraki yıllarda hızla artacaktır.” Arnavut asıllı Taşlıcalı Yahya, Osmanlı kültürünün incelikleriyle yetişmiş bir divan ozanıydı. Günümüzde de anıt gibi duran bir beyitiyle anımsayalım onu: “Kâşki sevdiğimi sevse kamu halkı cihan İşimiz cümle heman kıssaı cânân olsa.” Zamanın koşullarına göre özellik gösteren Osmanlı kültürü, zorlamayla değil, inceliklerle örülmüş bir etkileşimle, nice Balkan ülkesinin kişilik kazanmasını sağlamıştır. BALKANLAR’DA DOĞAN YAZARLAR Mustafa İsen “Şair Teskireleri”nden yola çıSAYFA 22 karak, Bulgaristan’da doğan 85 ozan olduğunu belirtiyor. Ayrıca Yunanistan, Makedonya, Kosova, Yeni Yugoslavya, BosnaHersek gibi ülkelerde Türkçe şiir yazan yüzlerce ozanı anımsatıyor. Tanzimat’tan sonra da, edebiyatımızda iz bırakan Rumeli kökenli Türk ozanları çoğalmaya başlamıştı. Üsküp doğumlu Yahya Kemal’den başka, Manastır doğumlu Cenap Şehabettin, Ferecik’ten Rıfkı Melul Meriç, Florina’dan Nâzım, Rodos’tan Tevfik Nevzat, Fraşeri’den Şemsettin Sami yüzlerce edebiyatçı arasından günümüz edebiyatını etkileyen birkaç tanınmış ozan ile edebiyatçı olarak anımsanmalıdır. XX. yüzyılın başlarında doğan, günümüzde etkisini sürdüren, edebiyat, tarih, dil alanlarında öncü durumunda olanlardan kimilerini anımsatmakta yarar var: Kosova doğumlu Enver Ziya Karal, Selanik doğumlu Âfet İnan, Macit Gökberk, Halil Vehbi Eralp, Ali Ulvi Elöve, Muazzez Tahsin Berkand, İbrahim Necmi Dilmen, Nâzım Hikmet, Ahmet Emin Yalman, Aka Gündüz, Salim Şengil, Rodos Doğumlu Agâh Sırrı Levend, Drama doğumlu Tahsin Banguoğlu, Midilli doğumlu Munis Faik Ozansoy, Üsküp doğumlu Yaşar Nabi Nayır, Gümülcine doğumlu Pertev Nailli Boratav, Sabahattin Ali, Yanya doğumlu Ziya Somar, Florina doğumlu Şükrü Elçin, Necati Cumalı, Girit doğumlu Ahmet Cevat Emre... Görülüyor ki 500 yılı aşkın Balkanlar’da yaşayan Osmanlı’nın Cumhuriyet Türkiyesi’nin kültür temelini oluşturan nice aydını, gene Balkan kökenli yazarlardan oluşmaktadır. Mustafa İsen, bu gelişmede basın kuruluşlarının önemli payı olduğuna ilgimizi çekiyor. XIX. yüzyılın ikinci yarısından günümüze doğru basın kuruluşları kültür ortamlarının gelişmesinde etkili olmuşlardır. Bu gazeteler ile dergiler arasında günümüzde de etkisini sürdürenler vardır. Balkan ülkelerinin bağımsızlığını kazanması oradaki Türk varlığını yok edememiş, Türkçenin gücü o insanların birleşmesine, kendilerini kanıtlamalarına olanak sağlamıştır. BALKAN ÜLKELERİNDEKİ DURUM Balkan ülkeleri arasında yer alan Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Gagavuzlar’da Türkçe nasıl bir gelişme göstermekte, oralarda yaşayan Türk kökenliler özgürlüklerini nasıl korumaktadır? Mustafa İsen, çok kültürlü bir yaşama düzenine alışması gereken Avrupa Birliği’nde bu sorunların çoktan aşılması gerektiğini düşündürüyor. Ne var ki bağımsızlığını kazanan Balkan ülkelerindeki yeni yönetimler bölgede yaşayan Türklere hoşgörülü davranmıyordu. Kimi zaman konuşma dili olarak Türkçenin yasaklanması, oralardaki Türk varlığının yaşamasını zorlaştırıyordu. Makedonya’da etkili bir yayın ortamı var. Üsküp’te çıkan “Birlik” gazetesi 1944 yılından bu yana yayımını sürdürüyor. Ayrıca “Sesler” diye bir edebiyat dergisi, “Pioner”, “Sevinç”, “Tomurcuk” adlarında çocuk dergileri var. Özellikle çocuk dergilerinin yayımlanması Türkçenin gelişmesini kolaylaştıran bir özellik taşıyor. “Sesler” artık düzenli çıkmasa da, Üsküp Üniversitesi Türkoloji Bölümü öğrencilerinin yayımladığı “Köprü” ile Resne’de yayına başlayan “Kızıl Elma” var. Makedonya’daki çağdaş edebiyatçıların hepsini anımsamak gerekmez. Türkiye’de adı en çok duyulanlar arasında Necati Zekeriya, Şükrü Ramo, Fahri Kaya, İlhami Emin gibi birkaçını anmakla yetinelim. Türkçenin varlığını korumak için en çok savaşım verenler arasında Kosova da var. Piriştine’de “Tan” gazetesi ile “Çevren” dergisi, Priznen’de “Esin”, “Çığ” dergileri yayımlanıyordu. Savaştan sonra “Bay”, “Sofra”, Türk çem” dergileriyle “Demokrasi Ufku” adında bir gazete yayımlanmaya başladı. Türk okurlarının da adını anımsayacağı yazarlar arasında Nusret Dişo Ülkü, Nimetullah Hafız, Hasan Mercan, Zeynel Beksaç da var. Bulgaristan’daki Türk edebiyatına, Rumeli’deki Türk edebiyatının önemli bir bölümü gözüyle bakmalıdır. Anadolu’ya yakın olması, Türk kökenlilerin daha çok bulunması, Osmanlı’dan geç ayrılması gibi nedenlerle buradaki Türkçenin gelişmesi çok boyutlu olmuştur. Zaman zaman Türkçenin geliştirilmesi için öğretmen yetiştirilmiş, zaman zaman Türkçe yasaklanmıştır. Türklerden değil ama Türkçenin gücünden korkulmaktadır. Sosyalist yönetim din adamı ile öğretmen yetiştiren “Nüvvap”ı kapatıp yeni tip Türkçe eğitim veren okullar açtı. “Dostluk”, “Işık”, “Yeni Hayat”, “Halk Gençliği”, “Eylülcü Çocuk”, “Ekmek Davası” gibi Türkçe yayın organları etkili olmaya başladı. Sofya’da Türkçe eser basan yayınevleri vardı. Radyoda Türkçe yayınlar yapılıyordu. Bulgaristan’daki Türk edebiyatına emek veren ozanlarla yazarların adını sıralamak bile sayfalar tutar. Oğuz Peltek, Etem Ütük, Hilmi Haşal Türkiye için de güncelliğini koruyan edebiyatçılar arasındadır. Yunanistan’daki Türkçenin değişik boyutları var. Bizi en çok ilgilendiren Batı Trakya’daki Türk edebiyatıdır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Selanik, “Genç Kalemler” çevresindeki girişimle Türkçenin gücünü gösteriyordu. Şimdi de “Şafak” adlı bir sanatedebiyat dergisi yayımlanıyor. Romanya’da Türkiye Türkçesi ile Tatar Türkçesi birlikte kullanıldığı için Türkçenin gelişmesi sınırlı kalmıştır. Gagavuz Türkleri başta Moldavya olmak üzere Romanya ile Bulgaristan’da da yaşadıkları için Balkan Türk edebiyatı içinde yer almıştır. Moldavya’daki Türkçe yayınlar arasında “Anasözü”, “Gagavuz Sesi”, “Kırlangıç” anımsanabilir. Mustafa İsen, Balkan ülkelerindeki Türkçenin varlığını anımsatırken geniş bir çerçeve çiziyor, insanların kişiliğini oluşturmada, benliğini korumada dilin önemini belirtiyor. “BÜYÜK TÜRKÇE”YE DOĞRU “Türkiye Dışındaki Türkçe” başlıklı yazıma şöyle başlamıştım: “Bir dilin oluşmasında yaşama biçimlerinin etkisi göz ardı edilemez. Anadolu toprağında, bölge ağızlarındaki söz değerleri böyle oluştu. Anadolu’dan uzaklaştıkça, kökü bu topraklarda olmasına karşın, Türkçe, değişik gelişmeler geçirmeye başladı.” Mustafa İsen “Türk Edebiyatının Balkan Boyutu”nu anlatırken bu değişen gelişmeleri ayrıntılarıyla gösteriyor. O insanların varlığını korumalarında Türkçenin gücü en önemli özellik olarak beliriyor. Türkçenin söz varlığı, boyutları belli olmayan bir deniz gibidir. Asıl iş “Büyük Türkçe”yi kurmakta nasıl bir düzenceye girmemiz gerektiğidir. Mustafa İsen, Türkçenin Balkanlar boyutunu anlatırken, yüzyılların ötesindeki şiir geleneğimizi de anımsatıyor. Dünyamızda yüzlerce dil yok olurken, en eski dillerden biri olan Türkçe, kendini yenileyerek gelişme gösteriyor. Mustafa İsen Türkçenin Balkanlar boyutunu anlatırken bu dilin ölmeyeceğini de anlatmış oluyor. Ulusların ölümü dilin ölümüdür. O ruh yeteneği Türkçenin gücünden geliyor.? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle