Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnce Gülüş Ë Semih POROY Trabzonlu çizerler (ayaktakiler, soldan sağa) Tamer Küçük, Bülent Sümer, Hakan Sümer ve (çantalı) Adnan Taç, Ziya Ramoğlu’nu bir ziyaretlerinde. Ama bu durumdan hiç yakınıcı değildi. Kıyıboyu köyünde, sırtını yeşil çay bahçesine dayamış, ön cephesi denize bakan atölye/evinde sürekli üretmekten ve dostlarını ağırlamaktan mutluluk duyuyordu. Ancak, 1990’larda gözlerine aniden perde inip görme yeteneğini büyük ölçüde yitirince her şey değişti… Ziya Ramoğlu’nun bundan sonraki günleri büyük acılarla doludur. Yaşam boyu kendisine kol kanat geren can yolRamoğlu’nun 1975’te yayımlanan, daşı eşini 2005 yılında yi Ziya pembe kâğıda basılı “Parola Aşk” başlıklı tirmesi ise onun için “so karikatür albümünün kapağı. nun başlangıcı” oldu. SayDr. Sait Kapıcıoğlu, rılıklar, talihsizlikler, umarsızlıklar birbi“Karikatürün Büyük rini kovaladı ve 11 Kasım 2007’de gözleUstası Ziya Ramoğrini bu dünyaya yumdu. Şimdi köyündelu” başlıklı yazısıyla, hocası Ramoğlu’nu ki ıssız gömütlükten, büyük olasılıkla derinden yaralayan bir olaya tanıklık dünyaya yine gülümseyerek bakıyor… ediyor: “Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne 1999 yılında bir yazı gönDOSTLARI ANLATIYOR dermiştim. Yazının içeriği, onun, beyniKitabın ikinci bölümünde Ziya Rani minder yapmış ‘Düşünen Adam’ eserimoğlu’nu, dostları ve meslektaşları anlanin heykel olarak üniversitenin bahçesitıyor. Adnan Taç, “Adı Gibi Işık Saçtı” ne dikilmesi isteğimdi. Ama sanat ve sabaşlıklı yazısında, “1950’li yıllarda innatçı fukarası Rektörlük, bu teklifimizi sanlar karikatürlerini çizmek için kaliteli dikkate almadı ve yazıma cevap bile verkâğıtlar ararken, Ramoğlu resim yapar medi.” (s. 80) gibi, karikatürlerini tuvallere yağlıboya “İnce Gülüş” başlıklı özlü yazısında ile çiziyordu” diyor (s. 52). Attila Aşut, Semih Poroy, Ramoğlu’ndan kendisin“Ölümü de Yaşamı Gibi Sessiz Oldu” başlıklı yazısında, 50 yıllık dostu Ramoğlu’nun yaşamından ayrıntılı kesitler sunuyor (s. 56). Bülent Sümer, Ramoğlu’nun “Pembenin Mizah” anlayışını yorumlarken, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, “Ziya Amca” başlıklı yazısında, “sanatçı yalnızlığı”na vurgu yapıyor: “Of’ta yaşaması, onun Trabzon’daki karikatüristlerin dışında, karikatür topluluğundan mahrum olmasına, gönülden ırak olmasına neden oldu. Onun sanatçı yalnızlığını hep hissettim.” (s. 7) Murat Ergin ise Ramoğlu’nun “Parola Aşk” albümüne gönderme yaptığı yazısına, “Parola Hüzün” adını koymuş. Yazar, etkileyici anlatımıyla, Ziya’nın son yolculuğunu öykülüyor: “Şimdi Of’un Kıyıboyu köyünde kimsesiz bir pencere var, ne rüzgâr ne de yağmur sahiplenebilir o pencereyi. Sararmış kâğıtlar arasında yaşayan bir düş bakıyor o pencereden. Yağmur usulca vuruyor pencereye, ‘parola hüzün, parola hüzün’ diyor.” (s. 78) Kendisi de amatör bir çizer olan Prof. ¥ mişti kendini... Z iya Ramoğlu’nu bilirdim; en çok da, gebe bırakılmış Özgürlük Anıtı karikatürünü… Kendisiyle ilk ne zaman karşılaştık, hangi yılda; şimdi çıkaramıyorum. Çok yıl geçti. Gazeteye mi uğramıştı, yoksa İstanbul’a bir gelişinde bir sergi açılışında mı rastlaşmıştık, gerçekten aklımdan çıkmış. Belleğim zayıf değildir; birçok kişiyle ilk nerede, ne zaman karşılaştığımı iyikötü anımsarım. Ziya ağabeyle karşılaşmamızı ise, şu tarihtedir diye, çok kesin söyleyemiyorum. Burada beni, belleğimin bir yanıltması yok. Anımsama zorluğum öyle sanıyorum ki, Ziya Ramoğlu’nun insanı teslim almayan kişiliğinden geliyor. Evet, İstanbul’da karşılaştık, güzel güzel konuştuk ve gitti. Çok sonra, Ankara Karikatür Vakfı’nın bir sergisi için Trabzon’a gittiğimizde de yeniden karşılaşmış olabiliriz. Şimdi, bundan bile emin olamıyorum. Kendi, özgül yaşamlarını kurmuş insanlar, başkalarının hayatlarına ikide bir, ‘çat kapı’ girmezler. İnsanları, dostlarını izlerler, ama onları yine de rahat bırakırlar. Sanırım, söylemeseler bile aynı özeni dostlarından da beklerler. Ziya ağabeyden bende kalan izlenim budur. Tüy gibi, kedi gibi hafif, sessiz. 1979 ya da 80’de “Parola Aşk” kitabını almıştım. Halâ kitaplığımdadır. Bu kitabı gören, bilen herkesin aklında kalan şey sanırım öncelikle pembe yapraklı oluşudur. Zaten kitabın bir tür alt başlığı da ‘Pembe Mizah’tı. “Parola Aşk” acaba dünyada pembe kâğıda basılmış tek karikatür albümü olabilir mi? Olabilir. Ve sahibinin naif yanını belirginleştirir. Ölümünden önceki zamanlardı. Düşmüş, bir yerlerini kırmıştı. Evinde yatıyordu. Trabzon’daki çizer arkadaşlar haber vermişlerdi. Aradım. Konuştuk. Sesindeki sevinç tınısını anlatamam. Ziya ağabeyden bende kalan resim, beyazlamaya yüz tutmuş sarımtırak Karadenizli bıyıklarının altındaki bir ince gülüştür. Bu gülüşü ben bir de Turhan Selçuk’ta bilirim. Çizimleri de inceden güler. Dilerim, Trabzon bu naif evlâdının adını yaşatacak bir şeyler yapar. Çizgileri bizlere emanettir. Adı, Trabzon’a emanet.? (Kitaptan...) de kalan izlenimleri resmediyor: “Ziya ağabeyden bende kalan resim, beyazlamaya yüz tutmuş sarımtırak Karadenizli bıyıklarının altındaki bir ince gülüştür. Bu gülüşü ben bir de Turhan Selçuk’ta bilirim.” (s. 82) Trabzonlu çizerlerden Tamer Küçük ise, “Yaşarken Değer Bilmek” başlıklı yazısında, Karikatürcüler Derneği Trabzon Temsilciliği olarak Ramoğlu için sağlığında yapmak isteyip de başaramadıkları işleri, sonuçsuz kalmış girişimleri paylaşıyor biraz da hayıflanarak (s. 88). Kitaptaki değerlendirmeler, Tan Oral’ın “Ziya Ramoğlu” başlıklı veda yazısıyla son buluyor: “Çizgilerinin yeri bambaşka, ama dostluğunu hiçbir şeye değişmezdim onun. Karadenizli dostumu özlemle anıyorum, mekânı hep pembe olsun…” (s. 90) BU ALBÜM, ONUN ÖZLEMİYDİ... Ziya Ramoğlu, bugüne değin çok sayıda uluslararası ödül kazandı. Onun karikatürleri dünya sergilerine, müzelerine, albümlerine girdi. Yapıtları, dünyanın önde gelen yayın organlarında yayımlandı. Ama onun en büyük isteği, doğup büyüdüğü, tüm yaşamını adadığı Trabzon’da, Karadeniz Teknik Üniversitesi yerleşkesine “Düşünen Adam” karikatürünün üç boyutlu yontusunun dikilmesi ve tüm çalışmalarını içine alan albümünün yayımlanmasıydı. Ne yazık ki, yaşarken bu iki isteği de gerçekleşmedi. Ölümünden sonra da olsa, Trabzon’daki dostlarının el ele vererek “Karikatürde Bir Ziya” albümünü imece yoluyla kotarmış olmaları, büyük bir değerbilirlik örneğidir. Ziya’nın özlemini bir “vasiyet” gibi algılayan genç çizerler, onun yarım yüzyıllık karikatür kalıtını ve sanatsal birikimini bu yapıtla ölümsüzleştirmişlerdir. Çorbada tuzu olan herkesi kutlamak gerekiyor. ? Karikatürde Bir ziya / Adnan TaçBülent Sümer / Karikatürcüler Derneği Trabzon TemsilciliğiTrabzon Vakfı ortak yayını / 163 s. (İletişim: trabzonkarikatur@gmail.com) SAYFA 11 Of’tan bir fotoğraf... Attila Aşut, Ziya Ramoğlu ve bir akraba (1963). CUMHURİYET KİTAP SAYI 1017