Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yaşar Yılmaz’la ‘Anadolu Antik Tiyatroları’ üzerine ‘Tiyatrolar düşük maliyetlerle kurtarılabilir’ İnşaat mühendisi Yaşar Yılmaz, iki yıl boyunca kilometrelerce yol kat etti, Anadolu’daki antik tiyatroları gezdi, ölçtü ve yazdı: Anadolu Antik Tiyatroları115 Antik Kent, 119 Tiyatro. Kitapta, Türkiye’de bulunan antik tiyatrolara dair anlamlı özet bilgilerin yanı sıra konuyla ilgili bir dizi yeni tez bulunuyor. Bir mühendis olarak Yılmaz, başta arkeologlar olmak üzere konunun ilgililerini tezlerini tartışmaya çağırıyor. Yılmaz’la kitabını konuştuk. Ë Gamze ERBİL öyle bir kitap hazırlama fikri nereden çıktı? Nasıl yürüttünüz hazırlık çalışmalarını? Bodrum Antik Tiyatro’da bir konser izlemeye gitmiştik. İki saat sonra beynim zonklayarak tiyatrodan çıktım. Orada şunu gördüm, ses bu kadar rahatsız edici olamazdı. Sonra araştırmaya başladım. Ancak kapsamlı bir kaynağa ulaşamadım. Sadece Romalı mimar Vitruvius’ta bulunan kısa bilgilerle hareket ettim ve civardaki tiyatroları incelemeye karar verdim. Belki akustikle ilgili bir makale yazarım diyordum. Ancak iş giderek büyüdü ve tüm Türkiye’yi kapsadı. Anlamlı bir fikir ortaya çıkarabilmek için mümkün olduğu kadar alanı genişletmek istedim. Önce Batı Anadolu tiyatrolarına yöneldim. Sonra bu konuda mühendis gözüyle yapılmış bir çalışma olmadığını da fark ederek devam ettim. Nihayet 119 antik tiyatronun ölçümünü yaptım. Bunun için 2,5 yıl dolaştım. Kent tarihleri ve ölçü değerlendirmeleriyle beraber, kitabımı 4 yılda tamamlayabildim. Sekiz aylık bir gecikme de kitabın boyutuyla ilgili tercihleri değiştirmemiz nedeniyle yaşandı. Antik Çağ’ın emekçi köleleriyle mühendisleri bu tiyatroları yaptılar. Çoğu bilgi günümüze ulaşamadı. Ben onların yapılarını okumaya uğraştım. Çalışmamı onlara adıyorum. Böyle bir kitabın daha büyük ve pahalı olmasını istemeyişinizin nedeni neydi? Ben öğrencilerin de bu kitabı edinebilmesini istiyordum. Kitapta tiyatrolara ilişkin bilgilerin ve bazı yeni tezlerin yanında kimi tarihsel bilgiler de verdim. Bunlar birer ikişer paragraflık bilgilerdi ama benim önemsediğim şeylerdi. Mesela Ksanthos’ta (Xanthos) bağımsızlığı uğruna ölen insanları anlattım, Milas’ta (Mylasa) Karyalıların Perslere karşı kahramanlıklarını. Knidos’ta Afrodit aracılığıyla güzellik kavramını, Efes’te (Ephesos) Heraklit üzerinden diyalektiği tartıştım. Kitap teknik bir kitap ama içinde okurlara iletmek istediğim böyle bilgiler de var. YOK OLAN TİYATROLAR Tiyatrolarla ilgili bilgilere ulaşmada kimi zorluklar da yaşamışsınız. Kimi tiyatrolar yok olup gitmiş, bunlardan bahsedebilir misiniz? İstanbul’daki tiyatro yok olmuş. Hatay’daki, gidip baktım üzerinde gecekondular var, kaybolmuş. Bir başka örnek İzmir Kadifekale. Sonra Çandarlı, üzerinde apartmanlar var, izleyici koyağının olduğu yerde hiçbir iz yok, dozerler götürmüş. Amasya tiyatrosu, 35 sene kadar önce sıraları, sıra başlıkları duruyormuş ama sonra üzerine kız enstitüsü yapılmış. Tamamen kaybolanlarla beraber aslında 150’den fazla tiyatro varmış Anadolu’da. Ben bunların 119’una ulaşabildim ancak. Ayak ve parmakla ölçtüm, bu önemli, çünkü Romalıların kullandığı yöntem böyleydi. Çalışmalarınız sırasında alana ilişkin bir dizi yeni tez geliştirmişsiniz. Bunlar kitapta ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Bize kısaca aktarabilir misiniz? Vitruvius’un antik tiyatrolarla ilgili olarak bahsettiği, tiyatroların iki kademeli koyağını ayıran “orta yol”un arkasında küpler olduğuydu. Bu küpler ses düzeninde önemli bir rol üstleniyordu. Fakat günümüze dek ne bir bronz küp bulunabilmiş ne de onların konduğu yuvalar. Ben incelemelerim sonucunda Antalya Selge tiyatrosunda Helenistik dönem tiyatrolarda kullanılan bu bronz küplerin yerini buldum. Ama dediğim gibi, başka bir yerde bronz küplere ya da yuvalarına ilişkin bulgu yok. Buradan hareketle Roma mühendisliğinin bunların yerine başka bir şey koymuş olması gerektiğini düşündüm. Eski kültürü, eski teknolojiyi attı; yerine bir şey koymuş olmalı. Vitruvius erken dönem tiyatroları kastediyordu, MÖ 25’te yazmış. Ve bu dönemden günümüze bir şey kalmamış. Benim ölçümlerim sırasında dikkatimi çeken, orta yoldaki sırtlı koltuklar oldu. Bronz küplerin yukarıya sesi aktardığını biliyoruz, ben de bu koltukların küplerin işlevini üstlendiğini öne sürüyorum. Aspendos tiyatrosu en önemli örneği, orada bile bir tane numune kalmış, orta yolun tam önünde. Benim kuramıma göre, orta yol genişliği altı ayağı geçiyorsa, sesi iletmek için bir aparata ihtiyaç duyuyor. Bunu da ölçerek tespit ettim. Sonra bugüne kadar açıklanamamış bir başka şey daha vardı. Halikarnas tiyatrosunda, sırtlıklı koltuk, kesilmiş. Nedeni bilinemiyor. Ben burada ihtiyaç olmadığını tespit ettim. Koltuğu taşerona yaptırdılar, sonra sese olumsuz etki yaptı ve o nedenle bunu kestiler. Bu tezim uluslararası alanda ilgi çekti, Avusturyalılar beni bir konferansa davet ettiler. Bir başka örnek, Bergama tiyatrosuyla ilgili. Bunun sahne binasının ahşap oluşuna ilişkin, kazı heyetinin başkanı olan bir Alman profesör bir tez geliştirmiş. Diyor ki, bu yapı, tiyatronun yanındaki Dionysos tapınağının manzarasına engel oluyordu ve bunun için gösteriler sonrasında kaldırılmak üzere mobil yapılmıştı. Ve kayıtlara böyle geçiyor. Ben mühendislik açısından yaptığım değerlendirmelerde farklı bir sonuca ulaştım. Sahne binasının üzerine konulduğu düzlüğün dolgu yapısı nedeniyle o binanın taştan yapılmasının imkânsız olduğunu gördüm, yani başka malzemeyi taşımaz. Bu da bir yenilik olarak görülmeli. DÖNEM DEĞİŞİKLİĞİ Tiyatroların tarihine ilişkin de ¥ B Lydia (Lidya), kabaca güneyinde Menderes Nehri, kuzeyinde Bergama, batısında Aiolis/Aolis’le İonia, doğusunda Uşak’a kadar uzanan bölgedir. İonia (İyonya), güneyinde Menderes Irmağı, kuzeyinde İzmir Lykia (Likya), Teke Yarımadası’nı kaplayan, aşağı yukarı Pa Aiolis/Aolis, kabca İzmir’den başlayarak Edremit Körfezi’nin Pisidia (Pisidiya), Antalya’nın kuzeyindeki dağlık bölgedir. burnuna kadar olan sahil bölgesidir. Isparta, Burdur illerinin bir bölümünü içine alır. Koyu ile sınırlanan sahil bölgesidir. tara’dan Antalya Körfezi’ne kadar olan dağlık bölgedir. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1008