Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 24 NİSAN CUMA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER Fotoğraf: Ara Güler zmir Kitap Fuarı’nda da soruldu, okurlarımdan da bu konuİ da sorular gelmişti. Halit Ziya Uşaklıgil’in ilk adı nasıl söylenir? “Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eserinden Aşkı Memnu“ anonsunu duydukça tüyleri diken diken olan tek ben değilmişim. O anonsla ne denmeye çalışılıyor? Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri diye kastedilen “Aşkı Memnu” değil mi? Oradaki “den” eki, o eserden yola çıkıldığını, ondan yararlanarak bu dizinin yapıldığını söylemek için konmuşsa alkışla karşılanacak bir durum; ancak kastedilen anlam bu olduğunda da öyle denmez. “Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri Aşkı Memnu’dan (yararlanarak / esinlenerek / alınan ilhamla /uyarlanarak) dense” alkışlayanların arasına seve seve katılırım. “O romandan esinlendik; ama çektiğimiz dizinin romanla pek ilgisi yok, aramayın.” demektir bu; takdir edilesi bir açıklama olur. Ayrıca da doğru olur; dizinin romanla –çoğu bugün kullanılmayan kişi adları dışında pek bir ilgisi yok. Kaldı ki “memnu” sözcüğü de çoktan kullanımdan düştü. Ne diyelim peki, diyen olursa, işte doğrusu: “Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri Aşkı Memnu’dan uyarlanan Yasak Aşk”. Gelelim “Halit” adının nasıl söylenmesi gerektiğine… Şiar Yalçın olsa “Biz büyüklerimizden hep böyle duyduk, böyle öğrendik.” derdi ki doğrudur. Biz de büyüklerimizden “Halit” sözcüğünün a’sının uzun söylendiğini duyduk hep. Hakkı Devrim eski yazı bilmez; ama hâlâ “vedası” demenin yanlış olduğunu, sözcüğün sonunda (Arap alfabesine göre elbette) “ayın” harfi bulunduğu için, “vedaı” demenin doğru olacağını iddia eder. (Bunu dedikten sonra bu konuya birkaç gün içinde dönmek şart oldu.) Onun hoşuna gidecek açıklama da ha ) ) sesinden sonra heceyi uzun okutan bir elif ( ) olduğunu söylemektir. Eski yazıda “Halid” diye yazılan sözcük çoktan “Halit” biçimini almıştır; ama baktım da dizinin başında yazarın adını “Halid” diye yazıyorlar. Herhalde yazar, adını öyle yazardı diye düşündüklerinden. Öyle yazsaydı bile onların söylediği gibi okumazdı. Özetle, yazarın adı, “Halit” diye yazılır ve “ha” hecesi uzun okunarak söylenir. Uzun okunmasını sağlamak için de şapkaya (^) falan gereksinme yoktur. Halide Edip Adıvar’ın adı olan “Halide” sözcüğü de böyle, “ha” hecesi uzatılarak okunmaz mı? “Halide”, “Halit” sözcüğünün dişilidir (müennesi) ve insanlar ”sonsuz, daim, ebedi” anlamına geldiği için çocuklarına bu adları koymuş lardır. “Halide” sözcüğünde “ha” hecesi kısa okunduğunda sözcük, “dürterek bastırılmış, sap Abdülhak Hâmit Tarhan Halide Edip Adıvar Halit Ziya Uşaklıgil lanmış” anlamına gelen başka bir sözcük olur ki bu anlamıyla kimse çocuğuna bu sözcüğü ad olarak koyre kamyon arkasında gelen’ / küçük kızın rengini?” Hayatınmaz. da aşktan başka kayda değer hiçbir şey olmadığını söyleyen Abdülhak Hamit Tarhan, yeni yazıya geçildikten sonra, Mesut Albayrak’ın şiirleri Sone Yayınları tarafından yayımeskiden “Hamid” diye dolu dolu söylenen adının “ham it” lanmış: “Şiirbaz”. Aşk’lı bir küçük şiiri: “Gözlerinde aşk / bir gibi “Hamit” diye yazılıp söylendiğini duyunca, “Ömrü ahiri intihar valsiydi / Gözlerinde / aşk bir illüzyon”. Sone Yayınlamizde (ömrümüzün sonunda) ismimizin sonuna bir ‘it’ ekle rı’nın öteki şiir kitaplarını da anmalıyım: Fesih Vural’dan “Asdiler.” diye yakınırmış. Halit Ziya da adının “bakalit” der gibi kıya Alınan Sözcükler”, Müşür Kaya Canpolat’tan “Düşün“Halit” diye söylendiğini duysa hele hele Türk edebiyatında ceden İçeri”, Abuzer Aldoğan’dan “Gönül Tutsak”, Nihat bir başyapıt olan romanının, içeriğinden, duygusundan, taKemal Ateş’ten “Uçuruma Düşen Çığlık”. Volkan Şenkal’ın dından tümüyle soyutlanarak bambaşka bir hale getirildiğini “Yontma Can Devri”nden (Sobil Yayıncılık) minik bir şiir: “İsgörse mezarında ters dönerdi. temem dünya / Benim olmasın / Baharlar / Yangın yerleri / Masal Kuşları / Sana Kalsın”. özünü etmek için beklettiğim kitapların içinde sayıca en izim ‘güle güle’mize ne oldu? Niye herkes ‘hoşça kal’ S çok olanlar şiir kitapları. Hiç değilse bir bölümüne bu haf“B diyor birbirine?” diye sormuştum ya, Cüneyt Taner ta yer vermeliyim. “Sulu Boya Zamanlar” (Damar Yayınları) Tunca: “Kurunun yanında yaş da yanar misali; ‘güle güle’ de Yunus Yaşar’ın şiirlerini topladığı kitabın adı. Şiiri bölmek hoş değil; ama tadımlık birkaç dize aktarmamın en kısa yolu bu: “sözler soru sağanağı basarken kenti / şiirden bir döşekte, çırılçıplak soyup uyuttu ayrılığı / suların altında gizlenen yalımtopu bir çocuk / yadsıdı zaman”. Erdal Eksert, kendi türettiği, ilk duyuşta “göreceğim geldi” anlamını çağrıştıran bir sözcüğü ad olarak vermiş şiir kitabına: “Göresledim” (Kıyı Dergisi Yayınları). Karadeniz’in soluğunu duyuran, Karadeniz’i özleten şiirler: “Akçaabat iskelesinde demirleyen gemilerin / ışıklarında uyuyan martılara / yorganını örten Karadeniz // unutamadığım güz”. Aynı yayınevinin bir başka kitabı da Ömer Turan’ın “Üryan ve İsyan”ı. Ömer Hayyam’a yazdığı mektupların ilkinde şöyle diyor Ömer Turan: “’bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik’ / yerle gök arasında / yürüdük yalnızlığa”. Şahin Taş’ın “Kısa Yaz”ını (Bayrak Yayınları), kitabının arkasına aldığına göre en sevdiğini düşündüğüm şiirle selamlayayım: “gel / dalın halini anla / yaprağın kalbini işit / sağalt / yoğalt / çoğalt aşkı / git! // dalda sızın / kalsın…” Bu da Zeki Bostan’ın “Alarga” (Kül Sanat Yayıncılık) adlı şiir kitabının arkasına aldığı şiir: “gölge fotoğrafın tek gerçeği / tekrarı olmayan / yaşamın molasında bile”. Kül Sanat Yayıncılık’tan başka bir şiir kitabı: “Yalnızlık Üşür”. Arzu Alır’ın şiirleri: “ölesiye / korkuyorum / kaybolmaktan // kim verir / ‘şeh‘Allahaısmarladık’ın yanında yandı gitti galiba. ‘Allahaısmarladık’ın belki Arapça kökenli, belki dinsel çağrışımlı, belki sadece ‘eskiliği’ nedeniyle özellikle kentli yeni nesil tarafından dışlandığını; onunla özdeş olan ‘güle güle’nin de bu nedenle terk edildiğini düşünüyorum.” demiş. “Ben de tepkiliyim bu duruma. Ne yapıyorum biliyor musunuz? Havamda değilsem; ‘iyi günler’ falan diye yanıtlıyorum. Hatta; ‘alahaısmarladık’ bile diyorum onun ‘hoşça kal’ına karşı. Havamdaysam, şaka yollu, hınzırca bir tebessüm ve bakışla, ‘Ben gidiyorum; kalan sizsiniz.’ diyorum ve ekliyorum; ‘Güle güle’nin nesi vardı?’ Bir an için afallıyor muhatabım. O kendini toparlayıncaya kadar da ben çoktan uzaklaşmış oluyorum rahatlamış bir şekilde! Bir de ‘kendine iyi bak’ yok mu? Ne münasebetsizce bir dilektir o! İçimden, ‘İyi ki söyledin!’ diyorum.” diye de eklemiş. Daha önce yazmış mıydım? “Kendine iyi bak”, eskilerin “Kendine mukayyet ol” iyi dileğinin yerini aldı. Belki bundan belki de kulağımız iyice alıştığından çeviri yoluyla geldiği ilk zamanlardaki kadar yadırganmıyor artık. ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. 26 NİSAN PAZAR 28 NİSAN SALI B U L M A C A 1 N 2 C 3 L 4 G 5 C 6 J 7 A 8 L 9 N 10 M Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU içine alan; bütün kapsamıyla alınmış bulunan önerme. J. Türk halk şairlerinin etkisinde kalmış olan Ermeni saz şairlerine verilen ad. 11 I 12 B 13 I 14 D 15 I 16 A 17 J 18 D 19 B 20 H 21 I 80 14 5 2 64 48 25 17 6 22 B 23 H 24 F 25 J 26 A 27 B 28 I 29 F 30 B 31 I 32 L D. Andre Malraux’un bir romanı. K. Kirli sarı renk. 33 A 34 M 35 I 36 E 37 I 38 I 39 G 40 M 41 L 42 K 69 44 45 18 42 67 47 77 54 57 43 B 44 D 45 D 46 I 47 K 48 J 49 I 50 I 51 N 52 I 53 I E. Hayriyye ve Hayrabad adlı mesnevileriyle tanınan divan şairi. L. Bir ticaret gemisinin içindeki yükü, bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi. 54 K 55 M 56 A 57 K 58 I 59 G 60 M 61 M 62 N 63 H 12 36 73 74 F. “Reşo ...” (Bekir Yıldız’ın bir öykü kitabı. 64 C 65 H 66 A 67 K 68 I 69 D 70 M 71 M 72 L 73 E 3 72 32 8 41 M. Anne Bronten’in bir romanı. 24 76 29 74 E 75 G 76 I 77 K 78 I 79 N 80 N 81 I 82 M G. “Aladağlı ...” (Ömer Polat’ın bir oyunu). 34 10 70 55 10 71 61 60 82 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir romanın adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, bir metin ve romancının adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Çağırsalar çağırsalar, sürgüne gideceğini ... etmek için çağırdılar.” (Attilâ İlhan). 39 4 59 75 H. “Cem bezmi camı kurduğu gün şad olun dedi / Ey dil / haraplar için ... olun dedi” (Yahya Kemal Beyatlı) N. “... Nuri İleri” (Atatürk ve Komünizm, TKP Gerçeği, Mihri Belli Olayı, TİP’te Komünist Merkeziyetçilik ve 27 Mayıs Menderes’in Dramı adlı kitapları da olan yazar ve araştırmacı.) 16 66 33 26 7 56 B. Konuşmada art arda gelen sözcüklerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bağlanarak söylenmesi. 63 23 20 65 51 79 1 9 62 I. Gabriel Garcia Marquez’in tanınmış romanı. 1002. sayının çözümü: A. SIKI SIKI, B. EBABİL KUŞLARI, C. VONOZ, D. GEÇGEÇ, E. İBİBİKLER ÖTER, F. DİK, G. ULM, H. VYDK, I. ATILIM, J. RİBOT, K. IRAZCANIN. Şiir: “baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol insan bir gece sevgi duvarını aştık” SAYFA 31 43 30 22 19 27 49 11 78 28 31 58 13 50 15 21 81 52 68 38 46 37 53 35 C. Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini CUMHURİYET KİTAP SAYI 1003