28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA! Ë Mavisel YENER Sylvia Plath’tan Çocuklar İçin... sevdiğim “ Cep Yatak.” “Cep Yatak en iyi yataktır sahip olunacak/ dışarıda yemek yediğinde/ arkadaşın Jim ya da Joan halanla birlikte/ ve şöyle derler sana: ‘Ne yazık ki kalamazsın bizde/ çünkü fazladan bir yatak yok elimizde’. O zaman yatağını çıkarırsın cebinden/ bezelye kadar küçük olanı/ sen içine sığacak kadar büyüsün diye/ sulayabilirsin yatağını/ evet, bir Cep Yatak, doğrusu çok işe yarar/ sadece nasıl derler, hani nasıl derler/ sen yatakta uyurken/ ya tekrar küçülürse/ olursa bir bezelye/ o zaman ne yaparsın sen?”(s. 16). Kitaba adını veren ikinci öyküde yedi erkek kardeş ve ailesiyle tanışıyoruz. Sarp bir dağın eteklerinde yaşayan bu aile hayatından pek memnun. Ailenin küçük çocuğu Max Nix’in her şeyden çok istediği bir şey var: kendine ait çok özel bir kıyafet. Takım elbiseler, kayak giysileri, ya da nikah elbiselerine bayılıyor; çünkü onlar çok özel giysiler. Bunların hepsinden istiyor Max, fakat bu özellikleri üstünde taşıyan tek kıyafet hayal ediyor. Her koşulda kullanılabilecek bir kıyafeti olsa… gerektiğinde kayak yapabilse, gerektiğinde tamir yaparken kullansa, gerektiğinde ava gidebilse… bisiklete onunla binse, okula bile gidebilse. Herkes o giysiye hayran kalsa. Max hayallerindeki elbiseye kavuşacak mı dersiniz? Okuyun, öğrenin. Kitabın üçüncü öyküsü: Bayan Şeri’nin Mutfağı, çok eğlenceli. Bayan Şeri, Appleton Sokağı’ndaki en temiz, en yeni, en ışıltılı, en canlı mutfağa sahip. Her yana mis gibi kokular yayan bir mutfak bu. Bayan Şeri, mutfağındaki ekmek kızartma makinesine, kahve makinesine, mavi çizgili bardağa övgüler düzüp “bunlar sanki sihirli” derken, ne kadar doğru söylediğinin farkında değil. “Sihirli” sözcüğü duyan mutfak perileri işte o zaman ortaya çıkıyor. “Peri” dediğimize bakmayın, onlar çok afacan periler. Bayan Şeri, mutfağında onların yaşadığından habersiz. Bu iki perinin babadan oğula, anneden kıza geçen uzun adları var. Ancak onlar kendilerini kısaca “Tuz” ve “Biber” diye tanıtıyorlar. Tuz, Bayan Şeri’nin gümüş tuzluğunda uyuyor; Biber ise gümüş biberlikte. Onların görevi mutfak halkının günlük işlerini yaptığını, uyum içinde ve hayatlarından memnun yaşadıklarını görmek. Etrafta kimseler yokken ortaya çıkan mutfak aletlerinin maceraları heyecanlı ve eğlenceli bir okumaya davet ediyor okurları. Plath’ın ölümünden otuz üç yıl sonra notlarının arasında bulunarak okura sunulan bu öykülerin kahramanlarını çocuk okurlar çok sevecek. Kitabın eğlenceli resimleri ve dikkatli editöryal çalışması da dikkat çekici. Kitabın iki çevirmenini de kutlamak gerek; özellikle metnin şiirsel yanının ortaya çıkması için büyük emek harcamış ve başarmışlar. Sevinçli okumalar… ? *Sorun Yaratmayan Kıyafet, Sylvia Plath, Türkçeleştiren: Bilge Nur Öğütçü, Zeerin Ertan Keskin, İmge Kitabevi, 64 s, 7+ www.maviselyener.com A merikalı yazar ve şair Sylvia Plath’ın çocuklar için kaleme aldığı üç fantastik öyküyü İmge Yayınları okurla buluşturdu. Plath’ın çocuklar için kaleme aldığı dört kitap var. Orijinal adı, Mrs. Cherry’s Kitchen olan kitapta üç öyküyle buluşuyoruz: Yatak Kitabı, Sorun Yaratmayan Kıyafet, Bayan Şeri’nin Mutfağı. Üç öykünün de ortak özelliği fantastik türün iyi örnekleri olması. Yazarın şiirsel dili özellikle Yatak Kitabı adlı öyküde okuru merhabalıyor. Yatak Kitabı’nda boy boy yataklarla karşılaşıyoruz. Tek kişilik mi ararsınız, çift kişilik mi, bebek yatağı mı, çekyat mı… hepsi var. Ama en ilginçleri farklı tasarımlarda olanları. Örneğin, balık tutmak için yatak, kediler için yatak, denizaltı yatak, Mars’a giden yatak (bu yatak sizi göktaşlarından da korur), atıştırma yatağı (açlığınızı bastırmak için birebirdir), leke yapmayan yatak (mürekkep bile dökseniz, üstünde reçel yeseniz, kimse fark etmeyecektir), dingilleri olan tank yatak, kuş gözleme yatağı, hamak yatak, fil yatak, kuzey kutbu yatağı, neşeli yatak… Benim en CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Hazırlayan: Mavisel YENER KİTAPÇI A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz Bahçeşehir Koleji öğrencilerinden usta yazarımız Muzaffer İzgü’ye mektup var… Aslı Şener Bahçeşehir Koleji2. sınıf Muzaffer İzgü, çok iyi kalpli bir insan. Sahip olduğu şeylerden asla şikâyet etmeyen biri. Her şeye iyi yönünden bakan bir kişi. Ben, Muzaffer İzgü’yü çok sevdim, tabii ki o da beni sevdi. Onunla tanıştığıma çok memnun oldum. Ben büyüyünce onun gibi iyi bir insan olacağım. İnşallah sözümü unutmam. Muzaffer İzgü çok başarılı bir çocukmuş. Hatta okul birincisiymiş. Ben, onun öğretmeni olsam onunla gurur duyardım. Muzaffer İzgü ilk önce sınıf öğretmeni, sonra Türkçe öğretmeni, sonra da yazar olmuş. Bence o, dünyanın en başarılı kişisi olabilirmiş. O, kitap yazarak çocukları da kendi gibi başarılı olmasına yardımcı oluyor. Ona çok teşekkür ediyorum. Defne Giray Bahçeşehir Koleji 2. sınıf Muzaffer İzgü çok güleryüzlü ve çocukları çok seven biridir. Ben, Muzaffer İzgü’yü gördüğüm andan beri onun iyi biri olduğunu hissettim. Muzaffer İzgü’ye “dede” diyorlarmış. Muzaffer İzgü’nün küçüklüğü zor geçmiş ama geçmişini gülerek anlatıyor. Geçmişi geride bırakmış ve şu anda geleceğe bakıyor. Muzaffer İzgü çok sayıda kitap yazmış. Ben de Muzaffer İzgü gibi olmak istiyorum. Elif Tuncel Bahçeşehir Koleji 2. sınıf Muzaffer İzgü’yü ve kitaplarını çok sevdim. Keşke onu bir daha görebilseydim. Bize ne kadar zor şartlarda yaşadığını anlattı. Ona göre biz çok şanslıyız. Bize bir hayat dersi anlattı. Ama kendi hata dersini… Bize kitap okumanın eğlencesini çocuk dili ile anlattı. Eminim ki onu tüm çocuklar seviyordur. Onun kitabını okumak eğlenceli. Umarım Muzaffer Amca çok uzun yaşar ve bize yine çok eğlenceli kitaplar yazar. Sezin Özcan Bahçeşehir Koleji 2.sınıf Bugün okulumuza Muzaffer İzgü geldi. Ben, onu görünce çok heyecanlandım. Elimdeki kitabın yazarı karşımdaydı. İlk önce bize küçük yaşlarda nasıl kitap okumaya başladığını anlattı. Duyduğuma göre, ilk olarak “Hazine Adası” adlı kitabı okumuş ve okumayı geliştirerek yazar olmuş. İlk yazdığı kitap “Uçan Eşek”miş. Sonra elimizdeki kitapları Muzaffer İzgü’ye imzalatıp sınıfa gittik. Taha Türkmen Bahçeşehir Koleji 2. Sınıf Sevgili Muzaffer İzgü, Benim adım Taha, Bahçeşehir Koleji 2D sınıfında okuyan bir öğrenciyim. Sizi ilk defa okulumda gördüm ve tanıdım. Benim hayatımın ikinci yazarısınız. Okulumuzda yaptığınız konuşmanızı çok beğendim. Özellikle hayatınız beni çok etkiledi. Biz çocuklar, yazdığınız kitapları duydukça çok mutlu oluyoruz. Ben de sizin gibi yazmayı çok isterim. Çünkü insanlar için bir şeyler yazıp paylaşmak çok güzel bir duygu. Ben de bunu yaşamak isterim. Sevgili Muzaffer İzgü, umarım sizinle görüşürüz. Kitaplarınızı büyük bir mutlulukla okuyacağım ve sizi saygıyla selamlıyorum. Ege Kanat Kocaeli Bahçeşehir Koleji 5A Sevgili Muzaffer İzgü, ben Kocaeli Bahçeşehir İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisiyim. On bir yaşındayım. Sizin kitaplarınızı severek okuyorum.Özellikle “Anneannem” serisinden büyük bir keyif aldım. Sizin kitaplarınızı eğlenceli, komik, ders verici ve bir o kadar da eğitici buluyorum. Aynı zamanda sürükleyici ve kolay anlaşılır. Sizi tekrar görmek isterdim. Çünkü sizin elinizden bir imzalı kitap alıp, kitaplığımda hatıra saklamak isterim. Sizi çok seviyorum. Daha önce de okulumuza gelmiştiniz; yine o güzel kitaplarınızı alıp heyecanla okumuştum. Çok ilginç, tekrar tekrar sizin kitaplarınızı elime alıp büyük bir zevkle bıkmadan, usanmadan okuyorum. Bazı insanlar kitapları bir kereden fazla okuyunca sıkılıyorlar; bir daha o kitabın yüzüne bile bakmıyorlar. Ben aksine eğleniyor, daha çok mutlu oluyorum. Benden önce babam da sizin kitaplarınızı okuyarak büyümüş. Babam diyor ki: “Miras gibi önce ben, sonra sen, ilerde de torunum okur.’’ Özellikle ,‘’Sen Kim Hovardalık Kim’’adlı kitabı çok beğenmiş. Ben de o kitabı okumak istiyorum. Ama yaşıma uygun olmadığını söyleyip izin vermiyor. Ben karar verdim, bir gün gizlice okuyacağım. Çünkü çok merak ediyorum. Merak ettiğim başka bir şey de bu kadar kitabı nasıl yazdığınız. Ne çok kitabınız var! Ben yazı yazmayı pek sevmiyorum. Siz durmadan yazıyor musunuz? Sanırım, sizin kitaplarınızı okumayan çocuk kalmamıştır. Benden sonra da çocuklarım sizin kitaplarınızı okuyarak büyüyecek. Eminim ki onlar da kitaplarınızı çok sevecek. Sizi çok seviyorum. Okulumuza tekrar gelirseniz çok mutlu olurum. Ellerinizden öpüyorum. Sevgilerimle.? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D:1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: [email protected] Anımsatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. Sakar Sincap/ Zehra Ünüvar/ Resimler: Nilgün Bayraktaroğlu/ Bilgi Yayınevi/ Basım yılı: 2009/ 48s./ 7+ Kitaptaki dört öykünün de kahramanları hayvanlar… İlkinde Sakar Sincap’ı tanıyoruz. Çevresine dikkat etmeyen, durmadan sakarlık eden Sakar Sincap acaba ne zaman değişecek? Öyküyü okuyan çocuklar, acaba sincap kahramanla ne kadar çok benzeştiklerini fark edecekler mi? İkinci öykü “Manken Kedimiz”de, kediden hiç hoşlanmayan annesi ve ninesine rağmen, Titrek adlı kedinin evlerine nasıl yerleşiverdiği bir çocuğun ağzından anlatılıyor. Üstelik kediye isim veren de, ona bakan da nine olur! Kedinin neden manken olduğuna gelince… Özdeşim duygularını pekiştiren, hayvan sevgisini yeşerten öykülerden “Kurbağa Uçar mı?” adlı öykü, uçmak isteyen kurbağayı anlatıyor. Kurbağa uçamaz ama, kendini bir okul laboratuvarında bulursa neler olur dersiniz? Neyse ki yazar, kurbağanın kurtuluşuna yardım ederek okuru sevindiriyor. “Leylek” adlı öyküde de, hayvan sevgisi işleniyor. Doğa güzellikleri de öykülerdeki tüm sözcüklere yayılmış, okurunu bekliyor. İki Ucu Yolculuk/ Aytül Akal/ Kapak Resmi: Sadi Güran/ Uçanbalık Yayınları/ Basım yılı: 2008/ 180s/ 14+ İki Ucu Yolculuk genç okurlara seslenen bir öykü kitabı. Akıp geçen zamanı acımasız bir düşman olarak değil, yaşatan, öğreten ve olgunlaştıran bir dost olarak yansıtırken, yaşama katılma ve kendi çerçevelerini aşıp özgür birey olabilme seçimlerinin yalnızca kendi iradelerinde olduğunu hissettiriyor genç okurlarına. Yok oluşun hüznünü değil, var oluş yolculuğunun nedenlerini sorgulayan on bir öyküyle, okurlarına iç dünyanın karanlığına renkler, ışıklar, sevinçler katabilmenin ipuçlarını sunuyor. Kitaptaki öyküler, yazarın Beni Bırakma Hayat (1998) ve İki Ucu Yolculuk (2001) adlı öykü kitaplarından bir seçki. Okuru yolculuklara sürükCUMHURİYET KİTAP SAYI 1003 SAYFA 24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle