28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ ma Yunan Mitleri”nde Eski Yunan’ın mitlerini irdeliyor. Ortanın Solu/ Bülent Ecevit/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 120 s. CHP’nin 1965 seçim yenilgisinden sonra, parti içinde bir süredir dile getirilen ancak belli bir içeriğe sahip olmayan ‘ortanın solu’ düşüncesinin tartışıldığı toplantılar düzenlenmiştir. Önce Ecevit’in çevresindeki sınırlı sayıda kişiyle başlayan bu toplantıların katılımcı sayısı, daha sonra artmış ve tartışmalar sistematik hale getirilmiştir. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, “Ortanın Solu” dışında Mithat Paşa ve Türk Ekonomisinin Tarihsel Süreci” adlı bir diğer kitabını daha yayımlıyor. Bilinmeyen Bir Tanrıya/ John Steinbeck/ Çeviren: Ayşe Başçı/ Remzi Kitabevi/ 216 s. Joseph Wayne, babasının iznini ve dualarını alarak Vermont’taki aile evinden ayrılır ve bereketli bir çiftlik kurma hayalini gerçekleştirmek üzere Kaliforniya’ya gider. Kısa bir süre sonra babasının öldüğü haberini alınca, yerleştiği arazinin ortasında yer alan görkemli bir ağacın, babasının ruhunu içinde sakladığına inanmaya başlar. Nobel ödüllü yazar John Steinbeck “Bilinmeyen Bir Tanrıya” adlı romanında, Antik Yunan destanlarından, pagan geleneklerden ve İncil’deki metinlerden esinleniyor. Cunda Yolu Ayvalık’tan Geçer/ Ahmet Yorulmaz/ Remzi Kitabevi/ 112 s. Geçmiş günlere özlem duyanlara, Ayvalık ve Cunda sevdalılarına, bu yörelere gönül vermiş olanlara: Kısa anlatılardan oluşan “Cunda Yolu Ayvalık’tan Geçer”, adaçayı, sigara dumanı, deniz, çam, zeytin, rakı ve şarap gibi farklı tatlar içeriyor. Ayvalık’ın, Cunda’nın kültürel ve tarihsel dokusunun izini süren Ahmet Yorulmaz, uygarlığın yolunun insandan ve kültürden geçtiğine inananları keyifli okumalara davet ediyor. İran’da Ölüm/ Annemarie Schwarzenbach/ Çeviren: Melike Öztürk/ İkaros Yayınları/ 144 s. 1908 yılında varlıklı bir sanayicinin kızı olarak İsviçre’de doğan Annemarie Schwarzenbach, 1942 yılında henüz otuz dört yaşındayken bir bisiklet kazasında yaşamını yitirir. 20. yüzyılın başında doğan herkes gibi, bir büyük savaşı daha çocukken yaşar. İkincisinin ayak sesleri duyulmaya başladığında, o da kuşağının diğer yazar ve aydınları gibi dünyanın çeşitli yerlerine savrulur. Yaşadıkları ve gördükleriyle, varoluşu olarak kabul ettiği insani değerler arasındaki uçurum, başa çıkamayacağı acıları da beraberinde getirir. Savaştan nefret eden bir insan olarak elinden geleni yapmaya çalışır ama yine de çaresizdir. Doğu’ya yaptığı geziler, Batı kültürünü sorgulamaya başlamasına yol açar. Bu açıdan bakıldığında “İran’da Ölüm”, sadece Doğu’ya atıf yapan ve bir Batılının gözünden Doğu’yu anlatan oryantalist bir metin değildir. Yine de Schwarzenbach, ‘Ama Ba tı dünyasının âdetlerine sırtım dönük ve sorarım kendime, ‘bedeli nedir?’ diye, ruhlarına satın aldıkları erincin’ diyecektir. İstanbul Öyküleri Antolojisi/ Yayıma Hazırlayan: Jale Sancak/ İkaros Yayınları/ 246 s. Jale Sancak’ın yayıma hazırladığı “İstanbul Öyküleri Antolojisi”nde Sivriada’da bir gece; Sait Faik, Sotiri ve Kalafat balığa çıkmış, bir hikâyede yarenlik ediyorlar. Bir kez daha binlerce yılın İstanbul’uyla bir yolculuğa çıkıyoruz. Şehir uskumrusu, levreği, balıkçı reisleri, Evgeniya’sı bodrum kat meyhaneleri, keşleri, genelevleri, sevda ve firakları ile tam bir şenlik. Abidin Dino büyüleyici üslubuyla Yeditepeli Şehri resmediyor. Peride Celal, Kalpazankaya’nın oralarda bir denizkızı çıkartıyor Angelos’un karşısına. Oktay Akbal’ın son vapurda rüzgârı taşıyıp getirdiği hüzünlü, neşeli, hicranlı İstanbul şarkıları... Selim İleri’ye son yazın hüznü, peyzaj gibi duran Kalamış, Esma Hanım’ın kayıkhanesi, Madam Jüliyet, dağılan hayatlar, gizli aşklar, yoksunlar birlikte bir öykü yazdırıyor. Şiirler/ Cesare Pavese/ Çeviren: Kemal Atakay/ Yapı Kredi Yayınları/ 410 s. “Şafağın ışıltısı/ ağzınla soluk alıyor/ boş yolların sonunda/ gri ışık, gözlerin/ tatlı damarları şafağın/ koyu tepeler üzerindeki/ adımın ve soluğun/ seher rüzgârı gibi/ üzerini örtüyor evlerin/ şehir ürperiyor/ taşlar koku salıyor/ yaşamsın, uyanış.” “Şiirler”, Cesare Pavese’nin “şairlik uğraşı”nı yansıtan dizeleri içeriyor. Aşk Şiirleri/ Louis Aragon/ Yayıma Hazırlayan: Fahri Özdemir/ Kırmızı Yayınları/ 144 s. “Sana olan aşkım sana benziyor/ orada gökyüzü ve cehennem iç içe/ benziyor uçarken sönen zayıf bir aleve/ bir alev ki külleri kadar hafif/ sana olan aşkım koşan bir ceylan/ bir su kayıveren avucumdan/ hem susuzluk hem kaynak/ hem kaynak hem susuzluk/ sana olan aşkım bölüyor benliğimi/ zamanı gösteren kum gibi/ ama ilahi bir birlik var yine de/ tek bir güne otuz yılı doduran.” Louis Aragon, “Aşk Şiirleri”yle şiirseverlere sesleniyor. Aşkın 100 Yüzü/ Paul Bourget/ Çev.: Kenan Sarıalioğlu/ Kırmızı Yayınları/ 126 s. “Eksiksiz aşk doğal olarak cinselliği de içerir, cesaretin tehlikeyi içerdiği gibi. Barış zamanında bir asker savaşan bir askere göre ne ise, bir sevdalı da bir âşığa göre odur. Kalbini tanımaz.” Fransız roman, deneme ve oyun yazarı Paul Bourget’nin “Modern Aşkın Fizyolojisi” adlı psikolojik romanından çekilen ve “Aşkın 100 Yüzü” ismiyle yayımlanan özdeyişler, modern insanın aşk karşısında yüzünün nasıl renkten renge girdiğini tam yüz çeşitbu bocalamanın, varoluşun ürperen gerçekliğini nasıl görünür kıldığını anlatıyor. ? SAYFA 29 Piç Osman’ın Pabuçları/ Yiğit Okur/ Can Yayınları/ 124 s. “Yeni iktidar, özel sektörü destekleyeceğim diye ithalatı açmıştı. İsmet Paşa’nın İkinci Dünya Savaşı boyunca biriktirdiği Merkez Bankası’ndaki döviz rezervi erimeye başlamıştı. Naylon furyası sarmıştı memleketi. Naylon gömlek, naylon atlet, naylon çorap, naylon don, naylon sutyen, naylon cüzdan. Derken şarkı çıktı: ‘Evlenmeyin bekârlar / Naylon kızlar çıkacak.” Piç Osman’ın repertuvarında bu şarkı yoktu. Başkalarının şarkısını söylemezdi. Kendi düzer, kendi besteler, kendi söyler, kendi dinlerdi. Yiğit Okur “Piç Osman’ın Pabuçları”nda, Sulukuleli, yamrı yumru ama şirin bir ayakkabı boyacısının serüvenini anlatıyor. Türkiye’de ŞarkGarp ve Amerikan Tesirleri/ Halide Edib Adıvar/ Can Yayınları/ 352 s. Halide Edib Adıvar’ın “Türkiye’de ŞarkGarp ve Amerikan Tesirleri” adlı kitabını, yaklaşık altmış yıl aradan sonra yeniden yayımlanıyor. Yazarın ilk kez İngilizcede çıkan “Türkiye Garba Bakıyor” ve “Türkiye’de ŞarkGarp Mücadelesi” kitaplarının bir bileşkesi “Türkiye’de ŞarkGarp ve Amerikan Tesirleri.” Adıvar, bugün de öncelikli tartışma konuları olmaya devam eden sağsol, DoğuBatı, MüslümanlıkHıristiyanlık gibi sorunlara yorumlar getiriyor ve Türkiye’nin politik konumları üzerinde duruyor. Dağ Uykusu/ Fazıl Hüsnü Dağlarca/ Yapı Kredi Yayınları/ 110 s. “Lezzetle titredi kamış/ bahar kökleri arasında/ havayı ve yeşili az seven/ lezzetle titredi kamış/ suda yerin sessizliğinden/ çoban anlattı yalan yanlış/ ‘ay gibi beyaz, fidan gibi uzun/ köpek kadar cesur, koyun kadar iyi’/ çoban anlattı yalan yanlış/ dağda gördüğü periyi.” “Dağ Uykusu”, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirlerinden bir seçki olma özelliği taşıyor. Hayatım: Otobiyografi/ Agatha Christie/ Çeviren: Azize Bergin/ Altın Kitaplar/ 608 s. Agatha Christie (18901976), tüm dünyada Polisiye Romanlar Kraliçesi olarak anılır. Kısa hikâyeleri ve sahne oyunlarının yanında yüzden fazla roman yazmıştır. Eserleri tüm dünyada yüz milyonlarca kopya satmıştır. Bu nedenle Christie, edebiyat tarihinde en çok satan romancı sıfatını almıştır. “Hayatım: Otobiyografi”de yazarın sıradışı yaşam öyküsü ilk ağızdan gözler önüne serilmektedir. Agatha’nın çocukluk yılları, yaptığı evlilikler, II. Dünya Savaşı’nda tanık olduğu olaylar, ikinci kocası Max Mallowan ile çıktığı arkeolojik kazı serüvenleri ve bir yazar olarak yaşadığı hayat deneyimleri bu kitapta oldukça özgün bir dil ve yaklaşımla anlatılmaktadır. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle