Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
...KISA KISA... gibi, Burkay’ın günlük hayatı ve yaşanan gerçekliğin neden olduğu duygulanmayı, politik olanla kaynaştırma gibi bir arzusu hep olmuştur. Bazen, yaşadığı gerçeklikten olsa gerek (tanık olduğu Doğu’nun gerçeği), politik olanı şiirin aleyhine öne çıkarmıştır. Belki de buna kendini mecbur hissetmiştir. Ancak siyasetle iç içe olması, dahası siyasi kimliğini, bir siyasi oluşumun lideri olarak taşıması, şiiri önünde kimi zaKemal Burkay man bir engel oluştursa da, daha ilk şiirlerinde bile, mesela 1963 tarihli ‘Homo Homini LuË Ersun ÇIPLAK pus’ta söylemek istediğini şiire zarar veriir tarihimizde adları öne çıkmamış meyecek bir şekilde söylemeyi başarabilisimler vardır. İsimlerinin öne çıkmiştir: maması genellikle şiiri tali bir uğraş “… olarak görmelerinden kaynaklanır. Hoşçakalın kırlar, gökyüzü, deniz Oysa şiir, üstüne kesinlikle kuma kabul Umutlarım, uykularım, sıcaklığım etmeyen bir uğraştır. İşte 1960’larda şiir benim hoşça kal serüvenine başlayan ve oldukça kısa bir Bak yılanların durmadan kaynaştığı sürede Cemal Süreya ve Ceyhun Atuf Karanlık yüzleri gibi o adamların Kansu gibi isimlerin dikkatini üzerine Bütün kapılarda yazılı, o bitmeyen çekmeyi başaran Kemal Burkay da ismi kapılarda ön plana çıkmamış şairlerden biridir. Ne Homo homini lupus” (s.22) diyor Cemal Süreya: “Bir siyasa, bir eylem adamı olan Kemal Burkay’ın kitaOnun şiirlerinde oldukça dikkat çekibında da büyük bir şiir sevgisi gördüm ci bir yön vardır: Melankoli… Şiirlerinin ben. Bir eylem adamı olduğunu unutöznesi, sahip çıktığı siyasi kimliğine rağmuyor ama şair olduğunu da hiç unutmen genellikle melankoliktir. Melankoli, muyor.” (s.13) Şiir sevgisi ve şair olmak; Burkay’ın şiirlerinde şiirin öznesinin erevet Burkay, başta ‘Gülümse’ olmak ken yaşlanmış bir kişilik sergilemesine üzere birçok unutulmaz şiirin sahibi… neden olmuştur. Henüz ilk şiirlerinde, Onun şiir kamusu dışında toplumun gedaha yirmi altı yaşında iken, erken yaşniş kesimi tarafından tanınması, nerelanmış bir kişinin ağzından konuşur deyse ilk şiirinin yayımlanmasından tam Burkay: “Çocukluğumu da yitirdim genotuz sene sonra. Türkiye’de pop kültürün gelişmesiyle, hatta doruğa ulaşmasıy çliğimi de” (s.23) diyerek yaşam ve ölüm ikiliğini şiirlerine yediren bir genç şair, la mümkün oldu. Pop kültürünün bir fielbette sular durulup, kalıntılar görünür gürü olmasına rağmen “İyi ki varsın!” bir hal alınca; biraz da hâlâ yurtdışında dedirten Sezen Aksu’nun 1991 yazında yaşıyor olmasının etkisiyle, çıkardığı Gülümse albümü aracılığıyla tanıştım ben de Burkay’la… Kısa bir “Kuzey güneşi altında yemyeşil süre sonra da siyasi kimliği konusunda Buruk bir türkü gibi güz çayırları bilgim oldu. Ancak ‘Gülümse’nin sözleAlır gider beni ayaklarım rinin siyasi bir isim olan Burkay’a ait olBilmem ki böyle ne ararım ması bile, benim gözlemlediğim kadarıyGençliğim, umutlarım, aşklarım mı? la, şarkıya gösterilen rağbeti azaltmadı. Külleri altında zamanın Öyle sanıyorum ki bunda sunumun da Sonbahar yaprakları gibi dökülen büyük katkısı vardı. Böylece dinleyenleDostlarım mı yoksa? rin, öcü gibi gösterilebilecek bir figürün Şu ağaç dalında, şu göl yüzünde insani tarafını görme fırsatı oldu: “Tut ki Gülümser yaşam sevinci karnım acıktı, anneme küstüm”. Bu sözSoyun gel der tüm kaygılarından ler hangimize yabancıydı ki? Aslında o, Yunmuş, dinç, hayat dolu an” (s.532) daha ilk şiirlerinde ‘Gülümse’de bulugibi şiirler yazar. Özellikle son dönemde nan duyarlığı rahat bir söyleyişle şiirleriyazdıkları, algısının temeli aynı kalsa da ne sokar: “Sev beni biraz yoksa ağlahâlâ Burkay’ın dünyaya bir şair olarak rım.” (s.19) Şöyle bir bakıldığında Burkay şiirinin dönemin genel/alışıldık poli tepki verdiğinin işaretidir. Artık siyasi kimliğinden daha çok şiiri vardır ortada. tik şiirinin dışında konumlandığı görüZaman lazım; yeterli inceleme… Bu lür. Sanırım bunda 1960’larda Nâzım ve iki unsur birleşip onun bütün şiirlerini Turgut Uyar’ı etüt etmesinin payı büayıklayacaktır. Bakalım siyasi olanlar mı yüktür. Mesela “Durun, aklım karıştı, adınız neydi sizin” dizesi Turgut Uyar’ın yoksa Burkay’ın algısını bize iletenler mi bugün önem kazanıp yarına kalacak? ‘Tel Cambazının Tel Üstündeki DuruAslında cevap belli: eğer ‘Gülümse’, bu munu Anlatır Şiirdir’indeki dizeleri kadar kısa bir sürede bu denli sevildiyse, anımsatırken; bu dizenin hemen ardınbu sadece Sezen’in yorumundan kaydan gelen “Doğru, siz de herkes gibisiniz” dizesi Nâzım’ın “sen de artık herkes naklanamaz/ kaynaklanmamıştır. Aksine Sezen’in gözlerinden kaçmayan güzelligibisin” dizesini akla getirir. Tüm bunlar, Burkay’ın, şiir serüvenin daha en ba ğidir onu bir şiir olarak bu mertebeye şında iyi şiirleri tanıdığının ve serüvenini yükselten. Çünkü yalnızca tüm gerçeklionları örnek alarak yaşamaya çalıştığının ğiyle insandan haber veren sözler yarına kalacaktır. ? göstergesidir aynı zamanda. Hadi Gülümse Ş SİYASİ KAYGILAR Evet, Cemal Süreya’nın da değindiği Hadi Gülümse/ Kemal Burkay/ Kırmızı Yayınları/İstanbul, 2008/ SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 997