29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ekonomi alanında önemli bir başvuru kaynağı: Sermaye, Bölüşüm, Büyüme İktisat kuramı üzerinde Türkçe yazılmış en önemli yapıtlardan biri, Yılmaz Akyüz’ün Sermaye, Bölüşüm, Büyüme ilk baskısından otuz üç yıl sonra tekrar ve değiştirilmeden yayımlandı. Ë Korkut BORATAV POLİTİK İKTİSAT GELENEĞİNDE KURAKSAL BİR YAPIT ermaye, Bölüşüm, Büyüme hakkında temel değerlendirmemi peşinen belirteyim: Batı iktisat yazınında dahi pek az benzeri olan bu kitabı, iktisadı öğrenmek isteyen ve öğreten herkes için vazgeçilmez bir kaynak; kapsam ve düzey bakımından çok önemli bir yapıt olarak görüyorum. İlk yayınından otuz üç yıl sonra aynen yeniden basılan kitabın kesinlikle eskimediğini; dahası, bugünlerde hızla güncelleşeceğini düşünüyorum. Yılmaz Akyüz’ün kitabının, iktisat öğretisinin evrimi içinde “politik iktisat” diye adlandırılan geleneğe oturduğunu söyleyebiliriz. Bu geleneğin kapsamını en iyi açıklayan metin, bence, klasik politik iktisadının kurucularından David Ricardo’nun Politik İktisadın ve Vergilemenin İlkeleri başlıklı dev yapıtında yer alır: “Yeryüzünün hasılası, topluluğun sınıfları arasında, yani toprağın sahibi, sermaye stokunun sahibi ve onu işleyen işçiler arasında paylaşılır. Yeryüzünün tüm hasılasının bu sınıflardan herbirine rant, kâr ve ücret adları altında tahsis edilecek payları önemli farklılıklar gösterir. Bu bölüşümü düzenleyen yasaları belirlemek, politik iktisadın ana sorunudur.” Bu kapsam çerçevesi, bölüşümü, politik iktisadın tek inceleme alanı olarak alan aşırı bir sınırlama olarak görülebilir. Ancak, yapıtının tümüyle Ricardo, bölüşüm analizinin, ancak, değer ve büyüme çözümlemeleriyle iç içe, biribirinden ayrışması çok güç bir bütünlük içinde sürdürülebileceğini göstermiştir. Dolayısıyla değer, bölüşüm ve büyüme eksenleri üzerine kurulmuş olan bir politik iktisat geleneği, tüm klasik okul (ve Marx) tarafından benimsenmiş ve sürdürülmüştür. Çok sonraları, klasik iktisat okulunun gündemini belirleyen bu çerçeve, neoklasik iktisat akımı tarafından reddedildi. Bu akım, iktisadın ana uğraşını, “kıt kaynakları sınırsız ihtiyaçlar arasında tahsis sorunu” olarak tanımladı. Bu tanım, günümüzün iktisat eğitimine de giderek egemen oldu. Yılmaz Akyüz’ün kitabı ise, iktisat öğretisinin klasik geleneğini sürdürüyor. Gündemi, kapsamı kitabın başlığında ifade ediliyor: Sermaye (değer)(1), büyüme ve bölüşüm. Yılmaz Akyüz kuramsal iktisadın bu üç temel konusunun, iktisadî düşünce tarihinin üç ana okulu, klasik ekonomi politik, neoklasik iktisat ve Keynes’gil akım tarafından nasıl ele alındığını inceliyor. Kitap, bu üç okulun kurucularının kapsandığı ilk üç kısımla; aynı okulların sonraki (çoğunlukla 1950sonrasına ait) uzantılarını “çağdaş” sıfatı altında toplayan son üç kısım olmak üzere altı ana bloka ve yirmi dört bölüme ayrılıyor. Genel olarak “geleneksel” ve “çağdaş” yaklaşımları içinde ele alınan her okul, temel konular, tema’lar çerSAYFA 14 çevesi içinde (ana hatlarıyla değer/fiyat, sermaye, bölüşüm, birikim/büyüme öğeleri ayrıştırılarak) incelenmektedir. Böylece kitapta Ricardo, Marx, Keynes, Kalecki bölümleri yoktur. Okur, bu iktisatçılarla incelenen konulara katkıları söz konusu olduğunda, yeri geldikçe karşılaşacaktır. Buna karşılık, kapsamları daha sınırlı olan bazı modeller, ilgili kuramcının adları (Harrod, von Neumann, KaldorPasinetti ve Robinson) altında sunulmaktadır. Kitap, ayrıca, her bölümün sonunda okuma listelerini, 1970’li yılların ortalarında kesilen bir kaynakçayı, metindeki kullanımlarla sınırlı bir İngilizceTürkçe terim karşılıklarını ve bir dizini içeriyor. S MARX VE KLASİK POLİTİK İKTİSAT Bu çerçevede Sermaye, Bölüşüm, Büyüme’ye “soldan” yöneltilebilecek bir eleştiriyi öngörebiliyorum: Marksist iktisat, niçin klasik ekonomi politiğin içine “sıkıştırılmıştır” ve “çağdaş klasik yaklaşım” içinde yer almamıştır? Bu olası eleştirinin iki ayağını ayrı ayrı ele alabiliriz. Bir kere, Marksist iktisat, Marx’ın düşünce sisteminin tümü değil; bir öğesidir. Marx’ın yoldaşı, çalışma arkadaşı Engels 1877’de “Marx’ın bilim tarihine getirdiği en önemli iki katkı”yı birinci olarak, “dünya tarihinin kavranmasına getirdiği devrimci yenilik” (tarihî maddecilik); ikinci olarak da, politik iktisada, “artı değer kuramı” aracılığıyla getirdiği yenilik olarak belirtiyor. Marx’ın hayatında ve ölümünden sonra yayımlanan yapıtlarından tümü değil, (başta Kapital) bir bölümü iktisadî çalışmalardır. Marx da bunları, “benim iktisadî çalışmalarım” diye tanımlamıştır. Bu çalışmalarla klasik politik iktisat arasındaki bağlantılara gelince, bu kez de Marksizmin 20. yüzyıl içindeki öncü temsilcilerinden Lenin’in “Marksizmin Üç Kaynağı ve Üç Bileşeni” başlıklı yazısına başvurabiliriz. Lenin’in sözleriyle, “Marksist doktrin…, ondokuzuncu yüzyılda insanlığın, Alman felsefesi, İngiliz politik iktisadı ve Fransız sosyalizmi tarafından temsil edilen en iyi eserlerinin meşru mirasçısıdır… Klasik politik iktisat,… emekdeğer kuramının temellerini attı. Marx da onların çalışmalarını geliştirdi.” Lenin, daha sonra, bu geliştirme sürecinin, özellikle artı değer kuramı aracılığıyla klasik okulun katkılarını nasıl aştığını da açıklıyor. Böylece, yoldaşları ve takipçileri Marx’ın iktisadî katkılarının, Marksist sistemin tü münü değil, bir bölümünü kapsadığını ve Marx’ın klasik politik iktisat geleneğini sürdürdüğünü, geliştirdiğini ve aştığını düşünmektedirler. Yılmaz Akyüz, yapıtının ilk baskısına yazdığı Önsöz’de, kitabında, “Marx’ın ekonomi politik’inin tarihsel materyalizmden… soyutlanarak incelenmiş olduğunu”, yani Marx’ı “sadece iktisatçı Marx’la” sınırlı kalarak ele aldığını açıkça ifade ediyor. Bu sınırlamaya hakkı olduğunu hehalde kabul emeliyiz. Burada bir sorun, bir anlamda aynı ailenin içinde yer alan, klasik/Marksist politik iktisat akımının hangi başlık altında adlandırılacağıdır. Akyüz, klasik okul başlığını yeğliyor. Başkaları tam ters yaklaşımı yeğleyebilirlerdi. Burada yukarıda değinilen “olası sol” eleştirinin ikinci ayağına geliyoruz. “Çağdaş” klasik iktisat okulu, niçin Sraffa, von Neumann ve eklektik bir “iki sektörlü doğrusal model” ile sınırlı kalmış; çağdaş Marksist iktisatçılara niçin burada yer verilmemiştir? Bu soruyu da iki doğrultuda inceleyebiliriz. Birincisi, Yılmaz Akyüz’e göre “çağdaş klasik yaklaşım”ın öncüsü olan Piero Sraffa, hem Marx’ı, hem de Ricardo’yu temsil etmektedir. Sraffa’nın 1951’de Ricardo’nun toplu yapıtlarına yazdığı Önsöz’le ve daha da önemlisi, 1960’ta yayımlanan Malların Mallarla Üretimi başlıklı kitabıyla Ricardo ve Marx’ın çözümsüz bıraktığı bazı sorunları çözdüğü veya onlara açıklık getirdiği yaygın kabul görmüştür. Örneğin, “emek içerikleriyle tanımlanan bir değerler sisteminden, farklı sermaye yoğunluklu sektörlere ve eşit (tek) kâr haddine dayanan bir fiyatlar sistemi türetilebilir mi?” Bu sorunun yanıtlanmasında(2) Marx’ın matematiksel bir hata yaptığını iddia eden BöhmBawerk’in 1898 tarihli eleştirisinin, Sraffa’nın analizi tarafından geçersiz kılındığı; dolayısıyla Marx’ın sisteminin böylelikle tamamlandığı görüşü bazı Batılı Marksistler (örneğin Maurice Dobb ve Ronald Meek) tarafından kabul görmüştür. Bu yorumu izleyen Akyüz’e göre, Sermaye, Bölüşüm, Büyüme’nin “çağdaş klasik yaklaşım”ı inceleyen kısmında Marx, “Marx’ın transformasyon probleminin çözümüyle ilgili koşulları saptadığı için” (s.234) Sraffa tarafından temsil edilmektedir. Akyüz’ün kitabının yayınından sonra Sraffa’ya Marxkarşıtı yorumlar getiren iktisatçılar, (örneğin Sraffa’dan sonra Marx başlıklı 1978 tarihli kitabıyla İngiltere’den Ian Steedman) çıktı. Bu yorumlar, Marksist çevrelerde de Sraffa karşıtı tavırlara yol açtı. Örneğin, Türkiye’nin önde gelen Marksist iktisatçılarından Sungur Savran İngilizce ve Türkçe yazılarıyla Sraffa’yı çok daha eleştirel bir açıdan değerlendirdi. Akyüz’ün bu tartışmada Steedman’ın SraffaMarx karşıtlığı tezine katılmayacağını tahmin ediyorum; zira, Steedman yorumunun öncüllerinden olan Morishima, Sermaye, Bölüşüm, Büyüme’de ele alınmış; ancak, Akyüz’ün MarxSraffa yakınlığını vurgulayan yaklaşımını etkilememiştir. Öte yandan “çağdaş klasik yaklaşım”ın incelendiği Kesim IV’te Marx’ın yirminci yüzyıldaki takipçileri tarafından geliştirilmiş bulunan emperyalizm analizinin (veya o gelenekle akrabalık gösteren “dünya sis Yılmaz Akyüz temi” veya “bağımlılık okulu” katkılarının) kapsanmamış olduğu doğrudur. Akyüz, aşağıda göstereceğim gibi bu alana daha sonra, farklı bir yörünge izleyerek geçecektir; ancak 1976 tarihli kitabında değil; zira, bu kitabın inceleme alanını oluşturan sermaye, bölüşüm, büyüme kuramlarının tümü, birkaç istisna dışında “kapalı ekonomi” modelleri üzerine inşa edilmiştir. Ve kanımca bu özelliği nedeniyle de Sermaye, Bölüşüm, Büyüme’nin (ve bu gündem içinde sürdürürken iktisadî araştırmaların) güncelliği hızla artacaktır. KAPALI EKONOMİ MODELLERİNİN GÜNCELLEŞMESİ Bu öngörü, ABD’den kaynaklanan ve yayılan bir sınırlarötesi ekonomik krizin dünya ekonomisini allak bullak ettiği bir tarihte şaşırtıcı görülebilir. Dünya ekonomisinin son on yılda yaşadığı iki krizden hem bir öncekinin (19971998), hem de bugünkünün ardında sonuna kadar zorlanan, abartılı “açık ekonomi” ortamlarının rol oynamış olduğu açıkseçik ortadayken… Elbette, güncel iktisat politikası tartışmaları, sermaye hareketlerindeki ve dış ticaretteki sınırsız serbestleşmelerin; ABD’nin dolar hegemonyası aracılığıyla yarattığı (ve sürdürülemeyeceği 2007’de açıkseçik ortaya çıkan) küresel dengesizliklerin; finansal sistemleri birbirlerine bağlayan, kontrol edilemeyen uluslararası ağların eleştirel çözümlemesinden hareket etmektedir. Ne var ki, her yerde yıkıntıları temizleme zamanı gelince, enkaz, uluslararası ortamda değil, ülke ekonomileri düzleminde kaldırılacaktır. Her büyük bunalım sonrasında gözlendiği gibi, bu kriz ertesinde de ciddi bir “dışa kapanma” süreci elbette gündeme gelecektir. Türkiye gibi son yıllarda uluslararası sermaye hareketlerinin veya dış talebin canlılığına teslim olan ekonomiler, birdenbire “bundan sonra ne olacak?” sorusuyla karşılaşacaklardır. O zaman, “kapalı ekonomi koşullarında büyümenin belirlenmesi; bölüşüm ilişkilerinin dönüşümü” sorunsallarını incelemiş olan kuramları hatırlamak, yeni baştan öğrenmek, geliştirmek gerekecektir. “Yeni baştan öğrenmek” diyorum; zira, Sermaye, Bölüşüm, Büyüme’nin ikinci yayın tarihi olan 1980’den birkaç yıl sonra üniversitelerdeki iktisat lisans eğitimleri, bu kitapta kapsanan konuları tek tek programlarından çıkardılar. En azından çeyrek yüzyıl ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 997
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle