29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Ulusal Yayın Kongresi’nde yayıncılığın geleceği planlandı kanlığı’nın (MEB) ders kitapları yayıncılığındaki belirleyici rolü, devletin tüm alanlardan çekilirken yayıncılıkta özel sektörle rekabete devam etmesi tartışıldı. “Devlet yayıncılık sektörünü olumsuz etkileyen ve gelişme ortamını yok eden uygulamalarla sektöre müdahale ve kontrol politikalarından vazgeçmeli” kararı alındı. Ayrıca MEB’in yayıncılığı olumsuz etkileyen uygulamaları da değerlendirildi; “MEB özel sektör yayıncıları ile rekabet yapmamalı, belirlenecek bir plan dahilinde ders kitabı yayıncılığından çekilmelidir. Bakanlık ders kitapları yayıncılığında düzenleyici ve denetleyici konumunda kalmalıdır. Ders kitapları üretimi özel yayınevleri tarafından yapılmalıdır. Özel sektör yayıncıları ders kitaplarını hazırlayabilecek bilgi birikimine ve altyapıya sahiptir. MEB ve yayınevleri rekabetin oluşması, çeşitliliğin artması, tekelleşmeye fırsat verilmemesi ve kalitenin yükseltilebilmesi için gerekli önlemleri almalıdır.” Devletin öğrencilere ücretsiz ders kitabı dağıtmasını destekleyen kongre, ders kitaplarının kitapçıları devreden çıkartarak okullarda dağıtılması sonucunda on binlerce kitapevinin kapandığına dikkati çekerek, birçok il ve ilçede kitapçı kalmadığını, bu durumun halkın kitaba ulaşmasını da engellediğini vurguladı. “Ücretsiz ders kitapları öğrencilere dağıtıcı ve kitapçılar aracılığı ile kitapevlerinde dağıtılmalıdır. Ücretsiz ders kitaplarının öğrenciye ulaştırılmasında MEB ile dağıtımcı, kitapçı, örgütleri arasında görüşmeler yapılarak dağıtımın en uygun şekilde yapılması hususunda görüş oluşturulması gereklidir.” Kitapçısız il ve ilçelerin yeniden kitapçılara kavuşabilmesi için de “Teşvik kanunları kapsamında yeni kitapçıların açılması desteklenmeli, diğer sektörlerde olduğu gibi dağıtımcıların ve kitapçıların vergi, SGK vb. kurumlarda haklarının korunması, gerekli düzenlemelerin yapılması ve muafiyet uygulaması getirilmelidir” önerisi getirildi. Gittikçe azalan okur oranları göz önüne alınarak hem kitapçıları yaşatmak hem de kütüphaneleri cazibe merkezi kılabilmek için “Halk kütüphanelerine yayın seçme işi yerel koşullar göz önünde bulundurularak yerinden yapılmalı, merkezden yayın alımları en aza indirilmelidir. Halk kütüphanelerine alımlarda şeffaf olunmalı ve objektif ölçütler kullanılmalıdır” kararına varıldı. Yayıncılığın çözümlenemeyen sorunu korsan yayıncılık da kongrenin tartıştığı konulardandı. Korsan yayınların da bandrollenebilmesinin fikri hak takiplerini iyice güçleştirdiği olgusundan yola çıkarak “Fikri hakların takibi ve korsanla mücadelede daha etkili olabilmek için Bandrol, sertifika, Kayıt, Tescil, Tevdi gibi işlemlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, FSEK md. 81’de de belirtildiği gibi sektördeki meslek birlikleri aracılığıyla yapılmalıdır” kararı alındı. Okullarda, üniversitelerde ve kütüphanelerde çok yaygın olarak fotokopi ile çoğaltma yapıldığına dikkati çekerek “Fotokopi ile çoğaltım da korsan yayıncılığın bir türüdür. MEB ve Yüksek Öğretim Kurumu ve bağlı eğitim kurumlarında yasal olmayan kopyalamanın önüne geçecek ve müfettişlerce denetlenebilecek kesin önlemleri uygulamaya koymalı, uymayanlar hakkında yasanın emredici hükümleri uygulamalıdır. Kütüphanelerde de fotokopi ve diğer yollarla çoğaltımda FSEK hükümlerine uyulmalıdır” önerisi kabul gördü. Üniversitelerde fotokopinin çok yaygın olmasının nedeni öğretimin kitaplarla değil de ders notlarıyla yapılması. Bu durum korsan yayına neden olduğu gibi akademisyenlerin eser vermesini de engelliyor. Buna YÖK Yasası’nın 48. maddesi öğretim elemanlarının ders aracı olarak kullanılacak eserlerini yönetimin oluru olmaksızın üniversite dışında çoğalttıramayacakları hükümü de katkıda bulunuyor. “Üniversitelerde ders kitapları ile eğitim özendirilmelidir. Fikri haklara zarar verecek iş ve eylemler engellenmeli, üniversite yayıncılığında öğrencilerin ihtiyacına yönelik ders kitabı ve akademik yayın yapılması özendirilmeli, öğretim üyelerinin eser verebilmeleri ve yayınlatabilmeleri için gerekli tedbirler alınmalı, bu konuda uygulamada ortaya çıkan aksaklıklar giderilmeli veya YÖK Kanunu’nda gerekli değişiklikler yapılmalıdır.” Kongreden çıkarttığımız en önemli sonuç, burada çoğunu yazamadığımız tüm sorunların çözüm yolu olarak devlet yöneticileri ile sektör temsilcilerinin bir araya gelip, konuşup tartışmaları... İlkini yaparken Hasan Ali Yücel’in öngördüğü gibi her beş yılda bir kongrenin toplanması ilk adım. Daha da önemlisi, benim “Ulusal Kitap Kurumu” olarak adlandırdığım, “Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, yayıncılık için ulusal bir politika oluşturup uygulayacak ve yayıncılar, yazarlar, çevirmenler, kütüphaneciler ve kitapçıların temsil edileceği bir kurum kurulmasıyla, yayıncılık politikasının hedefleri doğrultusunda (okuma alışkanlığını arttırmak, yayıncılığı güçlendirmek, yayıncılığın dünyaya açılımı sağlamak vb.) çalışmalar yapması sağlanmak.” 5. Ulusal Yayın Kongresi’nde yayıncılığın sektörel yapısından anayasa ve yasalarla güvence altına alınan yayımlama özgürlüğüne; fikri haklar ve dijital yayıncılıktan korsanın önlenmesine; yayıncılıkta devletin rolünden kitap ve süreli yayınların kütüphanelere alınması ve derleme yasasına; çocukların ve gençlerin kitap seçme özgürlüğünden eğitim yayıncılığına ve akademik yayıncılığa; kitap dağıtımının bütün il ve ilçeleri kapsayacak şekilde yaygınlaşmasından kitap fuarları ve kitap şenliklerine; kültür, edebiyat ve sanatımızın yayıncılık aracılığıyla dünyaya açılması ve uluslararası kitap fuarlarına katılım için teşvik sağlanmasından AB uyum yasalarına ve yazı dili birikimimizin dünyaya açılması için büyük önem taşıyan çeviriçevirmen politikalarına uzanan geniş yelpazede tartışmalar yapılıp öneriler geliştirilerek yayıncılığın geleceği planlandı. Şimdi sıra alınan kararları uygulamada. Gözler başta Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere hükümette. ? Ulusal Yayın Kongresi, 0405 Aralık 2009 tarihlerinde Ankara’da toplandı. İlki 1939’da düzenlenen ve 1975, 1991 ve son olarak da dördüncüsü 1998 yılında yapılan ulusal yayın kongreleri ülkemiz yayıncılık politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamış. Ulusal yayın kongrelerinde ele alınan konuları genelde kamu kuruluşlarının belirlemesi, sivil toplum örgütlerine gerek oluşumda gerekse içerik çalışmalarında yeterince yer verilmemesi en büyük eleştiri konusuydu. 5. Ulusal Yayın Kongresi’nde önceki kongrelerden farklı bir yöntem izlenerek, organizasyon komitesi yayıncılıkta taraf olan meslek örgütü yöneticileri ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’ndan birer temsilcisinden oluşturuldu. Bu yapılanma kongreyi kamu kuruluşlarının ağırlıklı yer aldığı bir toplantı olmaktan çıkarmayı başardı. 5. 5. Ulusal Yayın Kongresi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açış konuşması ve açılış oturumu ile başladı. Daha sonra yayıncı, yazar, kitapçı, dağıtımcı ve çevirmen meslek örgütlerinden delegelerin yanı sıra konularının uzmanları ve devletin yayıncılıkla ilgili çeşitli kurumlarından katılan komisyon üyeleri yayıncılık sektörü ve sorunlarını 11 ayrı başlık altında oluşturulan komisyonlarda tartıştı. Sektörel Yapı; Yayımlama Özgürlüğü ve Telif Hakları; Yayıncılıkta Devletin rolü ve Devlet Yayıncılığı; Çocuk ve Gençlik Kitapları Yayıncılığı; Eğitim Yayıncılığı; Akademik – Üniversite Yayıncılığı; Süreli Yayınlar; Kitapçılık, Dağıtımcılık, Satış ve Pazarlama; Kütüphaneler ve Derleme Sorunları; Yayıncılığın Dünyaya Açılımı, AB ve Uyum; Çeviri Politikaları başlıklarında toplanan komisyonlar raporlarını hazırladılar. İkinci gün öğleden sonraki genel kurulda komisyon raporları okundu, tartışıldı, oylandı. Yüzlerce konuyu tartışıp geleceğe yönelik öneriler oluşturulurken yayıncılığın öncelikle çözümlenmesi gereken sorunları da belirlendi. Yayıncılığın en temel sorunu sektör olarak tanınmamak. Sektör olarak tanınmayınca da devletin sağladığı yardım ve teşviklerden yararlanılamıyor. Son krizde kredi ya da destek almayan sektörlerden biri de yayıncılıktı. Kongrenin temel talebi: “Yayıncılık işkolunun öncelikli bir sektör olarak ele alınması ve sektörün endüstri haline gelmesinin sağlanmasıdır. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için ilgili kamu kurum kuruluşları ve meslek birlikleri ve STK’ler arasında etkin işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, idari ve yasal değişiklik ve düzenlemelerin yapılması önerilmektedir” şeklinde oldu. Bir önemli konu da yayınlama özgürlüğü. Bu konuda kongre şöyle diyor; “Herkes bilgi edinme, haber alma, düşünce ve kanaat özgürlüğüne, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir. Demokratik hukuk devletindeki çoğulculuk ve demokrasinin gereği budur. Yayınlama özgürlüğünün sağlanabilmesi amacıyla kanunlardaki ifade özgürlüğüne aykırı olan ifadeler kanun metninden çıkarılmalı ve ayrıca mevzuattaki kanun hükümleri ifade özgürlüğü ile hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmelidir. Sözü edilen mevzuat açısından Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Basın Kanunu ve internet ile ilgili olan kanunlar açıklanan bu ilkeler gözetilerek öncelikle dikkate alınmalıdır. Devletin özel sektörle rekabeti de en can alıcı konulardan. Özelllikle Milli Eğitim Ba SAYFA 12 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1035
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle