Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ naklanan aile dramları duygulu, sürükleyici bir dille anlatılıyor. Diğer bir deyişle, bu öykü 1970’li, 80’li yılların bir kesiti, bir dönemin tanıklığı. Başımı Kafkasya’ya Çevir/ Aydın Osman Erkan/ Çeviren: Güniz Büyüktür/ Çitlembik Yayınları/ 284 s. Osman Ferit Paşa 1864’te çok sevdiği Kafkasya’yı bırakıp kardeşleriyle İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldığında onurlu bir Kafkas savaşçısıydı. Çalışkanlığı ve ilkeli yapısı sayesinde kısa sürede Osmanlı ordusunda yükseldi. Osmanlı İmparatorluğu’na duyduğu sonsuz saygının yanı sıra bir Kafkas olduğunu hiç unutmadı, asker kimliğinin gerektirdiği gibi padişahın izlediği siyasete asla müdahil olmadı. “Başımı Kafkasya’ya Çevir”, zorunlu göç nedeniyle İstanbul’a gelip hayata sıfırdan başlayan onurlu bir Kafkas ailesinin öyküsü. Bununla birlikte, Kafkasya’da yaşanan savaşın içyüzünü, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemini ve ilkeli bir askerin yaşamını başarıyla işliyor. Osman Ferit’in Kafkasya’da başlayıp İstanbul’da sonlanan yaşamı, farklı alanlarda başarılar kazanmış çocukları, torunları ve torunlarının çocuklarıyla bu topraklarda iz bırakmaya devam ediyor. Renkzaman/ Serhat Çelikel/ Yasakmeyve Yayınları/ 94 s. “Bana bildiğim bir öykü anlat/ ekmeğime savaş sür/ usulca kopar kavşakları/ dikkat anaokulu/ balkanlardan gel sürünerek/ adın artık anoreksiya nervoza/ akşama yine baldıran yapmışsın/ saçlarının sütünde tüm panzehirler/ tam da suçu üstlenmişken çekmece/ kim kirletti lekeleri dersem ne olacak.” Serhat Çelikel “Renkzaman”la şiirseverlerle buluşuyor. Kuğulu Park’ta Bir Akşamüstü/ Öykücü Can Özoğuz/ Komşu Yayınları/ 112 s. “O gece, sokak lambalarının titrek sarı ışığıyla aydınlanan ıssız caddeye lapa lapa kar yağmaya başlamıştı. Apartmanın ikinci kat salonundan, lambalı radyonun yeşil ışığı parıldıyordu karanlıkta. Dışarıyı daha iyi görebilmek için evin ışıklarını açmıştı çocuk. Alnını cama dayamış, karşıdaki çatıların, caddenin, ağaçların, durakta sıra bekleyen damalı taksilerin ve park etmiş arabaların beyaza bürünmesini seyrediyordu. Radyoda hafif sesle çalan ‘Her Yerde Kar Var’ı, Adamo olsa olsa bu şehir için söylemiştir, diye düşündü. Sonra, gece bekçisinin çok uzaklardan gelen tiz düdüğünü duydu. Sıcak evinde olmanın verdiği güven duygusuyla iç geçirdi.” Öykücü Can Özoğuz “Kuğulu Park’ta Bir Akşamüstü”yle öyküseverlerin karşısına çıkıyor. Ücra Söz/ İlhan Kemal/ Hayal Yayınları/ 62 s. maşıklar tırmanmış, bun’dan olmalı/ kimde konaklarsa öpüşlerimiz/ dudak imlerimizden tanırsınız/ suya düşmüş ateş, çekmecede unutulmuş mektup/ çözülemeyen şifre, değil/ öpüşlerimiz gazele dokunuşu meltemin, tanıdık/ ona tin ulaştıran, hakkı eşit üşleştiren.” İlhan Kemal “Ücra Söz”le şiirseverlerle buluşuyor. Yalıdakiler/ Tayfun Er/ Destek Yayınevi/ 308 s. yayılmış ilkelkandaş topluluklardaki pratiklerle örtüşen; özel olarak coğrafya üretici gücü doğrultusunda oluşmuş bulunan; avcılığın geçim tarzıyla köklenmiş; gelişimi itibarıyla avcılığın manevi mirasını devralmış olan Asya göçebeliğinin ayrılmaz bir tamamlayıcısı olmuş; kandaşlığın toplu eylemini simgeleştirerek bir Tarih gücü haline getirmiş temel inanç sistemidir.” “Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler”, Türkçede şamanizm alanında üretilmiş telif çalışmalardan biri. Yapıt boyunca, Orta Asya ve eski Türk toplumunun gelişimdeğişim dinamikleri çok canlı biçimde ele alınırken, antropoloji ve siyaset biliminin zengin örneklerine de tanıklık ediliyor. Evsahibi/ Mahir Ulaş Yeşil/ Yar Yayınları/ 264 s. “Erguvaniler” kitabıyla büyük ilgi gören Tayfun Er şimdi de “Yalıdakiler”le okuyucu karşısına çıkıyor. Daha önce yayınladığı “Erguvaniler” kitabıyla dikkat çeken Tayfun Er kitabına, “oligarşi zar atmaz” diye başlıyor. Er’e göre, başarılar ve alınan karşılıkları tesadüflerle elde edilmiyor. Boğaziçi’ndeki iki komşu yalıdan, Kıbrıslı ve Abud Efendi yalılarından yola çıkan Er, siyaset sahnesinden, medya dünyasına yaşamımızın bütün önemli aktörlerinin, oligarşik bağlarını gözler önüne seriyor. Yalı kardeşliğinin içyüzünün anlatıldığı kitapta Süleyman Demirel ve Nazlı Ilıcak’ın ortak düşmanları, 67 Eylül olaylarının sorumlusu gibi ilginç olaylara ışık tutuluyor. Çamlıca: İstanbul’da Kalan Yaban Yaşamın Son Bahçesi/ Ali R. Bilginer/ a Fotoğraf ve Film Stüdyosu Yayınları/ 302 s. Mahir Ulaş Yeşil’in kaleme aldığı “Evsahibi” adlı kitap, yazarın ilk öyküsü olan ve 12 Eylül karanlığında, yurtdışına çıkmak zorunda kalan arkadaşına yardıma çalışan fedakâr bir gencin yaşadıklarını anlatan “Vasiyet” ile başlıyor. “Evsahibi” adlı öyküde, başarı hırsı ve ulaştığı konumun ev sahibine yetmediği yerde, nostalji ve duygusallığın ağır basışını ve bu duyguları uyumsuzluk ve çatışmanın devam edişini konu alıyor. Beyoğlu’nda geçen “Mimozalar Adadan”, yetişkinlerin katılığının ezilip geçildiği yerde çocukluğun romantik anlarını okura sunuyor. Ellerin Söylüyor Sonsuzluğu/ Feride Özmat/ Hayal Yayınları/ 80 s. Ali R. Bilginer’in kaleme aldığı ve fotoğraflarıyla süslediği “Çamlıca: İstanbul’da Kalan Yaban Yaşamın Son Bahçesi” başlıklı çalışma, bilinmeyen bir dünyanın kapısını aralamayı amaçlarken, bu kapıların kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da söylüyor. Büyük Çamlıca’nın başına gelenleri hatırlatan Bilginer, Küçük Çamlıca Bahçesi’nin aynı şeyleri yaşamaması ve “elden giden doğal örtüye dikkat çekmek için” bu kitabı yazdığını söylüyor. Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler/ Ümit Hassan/ Doğu Batı Yayınları/ 338 s. “Günün miadı dolarken/ ve çağlayanları geride bırakırken/ yargılandı çığlıklarımız/ yargılandık/ yandı zaman/ suskunluğa gömüldü toprağın yaraları/ (bir de anlayabilseydik şu karabasanları)/ köklerini inkâr eden hep güz kuşları mıydı/ hep hazan mıydı vuslat günlerini tek tek sayan/ bohçasını isyanla dolduran/ çağır düşlerimi/ rüzgârın geceye uyanışını izlesin bulutlar/ güneşi yâd etsin soluğunu tutan kerpiç duvar/ tut beni sarhoşluğumdan/ hiç kavramadığımız kuzgunî acıları anlat/ eksilen taraflarımızı/ özlemi anlat/ şimdi sen değil/ ellerin söylüyor sonsuzluğu” Feride Özmat’ın yeni şiirleri okurla buluşuyor. Mahatma Gandhi/ Mohandas Karamchand Mahatma Gandhi/ Çeviren: Emre Miyasoğlu/ Konak Yayınları/ 496 s. “Tabusuz evler kondurmadayız kıyı sözlerden/ aşkın gamzelerindeki derine, aferin bize/ şakaklarımıza sarSAYFA 28 “Şamanlık inanç sistemi, kökeni ve temel özellikleriyle, tek tek kandaş topluluklar bakımından ve hayat tarzı olarak kandaş toplum bakımından arkaik bir asla dayanır; dünya gelişimi bakımından tarihöncesi’ne aittir; yeryüzünde hiçbir uygarlığın (medeniyet) mevcut olmadığı dönemin ürünüdür ve societas’la bütünleşir. Hatta, şamanlığın oluşum serüveni, takvimsel zaman bakımından, uygarlığın doğuşundan (MezopotamyaSümer) en az 20.000 ila 25.000 yıl öncesinde başlar. Orta Asya şamanlığı, bütün ilkel toplulukların inançlarıyla aynı temellere dayanan; uyguladığı ‘teknik’ler itibarıyla Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avustralya ve dünyanın bütün yörelerine Yirminci yüzyılda ortaya çıkmış en ilgi çekici şahsiyetlerden biri olan Gandhi, birçok neslin gözünde ‘taçsız kral’ veya ‘silahsız savaşçı’ gibi kavramlarla anılırdı. Onunla ilgili pek çok yazı, kitap ve haber okundu, ama farklı kimliği ve kişiliği üçüncü şahısların dili ve kalemiyle yeterince belirip aydınlanmadı. Gandhi, Hindistan’ın bağımsızlığını savunan insanlar arasında bazı kavramları savunan yazılarıyla hepsinin önüne geçmiş ve bunları anlatabilmek için de kendi ülkesindeki bü¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1026