24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Güney Dinç’le “Mehmet Nail Bey’in Derlediği Kartpostallarda Balkan Savaşı” Barış çağrısı yapan savaş kitabı nı düşünerek, daha fazla yıpranmadan yayınlanması gerektiği düşüncesine vardım. Bunları üretenlerin utanıp sıkılmalarına neden olsa bile, yakın tarihin belgelerini görüp değerlendirmek, elbette ki herkesin hakkıdır. Saldırı savaşlarının savunmasız ve suçsuz insanlara verdiği zararlar, toplu kıyımların neden olduğu kitlesel yıkımlar, yani yaşanan gerçekler, resimlerden çok daha korkunçtu. Kitap çalışmasında nasıl bir yol haritası oluşturdunuz? Önce kartların üzerindeki Bulgarca açıklamaların ve Mehmet Nail Bey’in kendi el yazısı ile koyduğu notların dilimize çevrilmesini sağladım. Ardından bunları, savaşın tarihsel akışına ve olayların geçtiği yerlere göre sıraladım. İşin en güç yanı sıralama oldu. Çocukların yapboz oyunları gibi en uygun konumu sağlayıncaya kadar kartpostallar sürekli yer değiştirdi. Albümün herhangi bir açıklama ve yorum içermeden yayınlanması uygun olmayacaktı. Kartpostalların yaşanan olaylarla, siyasal gelişmelerle bağlantısının sağlanabilmesi açısından bazı anımsatmalar yapmakta yarar gördüm. Amacım, Balkan Savaşı tarihini yazmak değildi. Genellikle tarih, olayların üzerinden çok uzun yıllar geçtikten sonra yazılmaktadır. Böylece güncel yargılarla, çok uzak geçmişte kalan olaylar değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Bana göre yapılması gereken iş, eldeki görüntüleri seslendirmek olmalıydı. Nasıl bir ses çıktı ortaya? Bu olguları gözeterek savaşı İstanbul ve Sofya’da izleyip, yöneticilerle bilgi alışverişlerinde bulunan, bu konulardaki makale ve kitaplarını ilk kez 1912, 1913 ve 1914 yıllarında yayınlayan Avrupalı gazetecilerin güncel gözlemlerinden yararlanmayı uygun gördüm. Ayrıca Balkan Savaşı’nı çeşitli cephelerde yöneten komutanların günlük ve anılarından yararlandım. Böylece savaşın canlı tanıklarının olayların yaşandığı günlerdeki ilk izlenimlerini, kendiliğinden oluşan duygu ve yorumlarını yansıtmaya çalıştım. Hani sıcağı sıcağına derler ya, kartpostallarla, açıklamalarını, böylesine doğal ve güncel bir ortamda harmanlama çabası içinde oldum. Elbette Türk veya yabancı, daha başka kaynaklarım da oldu. Sonuçta belgelere dayanan ve yakın geçmişteki olayları görüntüleriyle birlikte sergileyen böyle bir çalışma çıktı ortaya. GEÇMİŞE YOLCULUK Bir yanıyla geçmişe yaptığınız bu yolculuğun sizdeki yansımaları nasıl oldu? Balkan Savaşı’nın geçtiği dönemdeki sınırlı iletişim olanakları nedeniyle kartpostalların, ülkeden ülkeye, elden ele dolaşan çok önemli propaganda araçları olduğu görülmektedir. Anlaşılıyor ki Bulgarlar, bu yöntemi çok fazla kullanmışlardı. Bulgarların postanın ulaşabildiği yerlere gönderdikleri resimlerle sağladıkları güncel yararlar kadar, yaklaşık bir asır sonra savaşta yapılan gaddarlıkları saptamamız açısından, sonuçta bu belgelerden biz de yararlanmış olmaktayız. Kartpostallarla, yaşanan olaylar arasındaki ilişkiyi kurmaya çalışırken, çok ilginç bağlantılarla karşılaştım. Yakın tarihte sıkça duyulan bir olayın görüntüleri ile karşılaşmak veya incelenen bir kitapta önemsiz sayılabilecek bir kartpostalın içerdiği olguların açıklamasına rastlamak, gerçekten şaşırtıcı ve bir o kadar da sevindiriciydi. Bazı durumlarda tam tersi de olabiliyordu. Çok renkli çizimlerle aktarılan askeri başarıların, abartılı fotoğraflarla sunulan insancıl görüntülerin, çoğu zaman yaşanan olaylarla örtüşmediğini ve propaganda amacına yönelik gerçek dışı sunumlar olduğunu saptadım. Olağan öğretim süresince tarih okuyoruz. Bol bol kahramanlık öyküleri dinliyoruz. Dergiler, kitaplar yayınlanıyor. İçimiz, dışımız tarihle doldu sanıyoruz. Oysa hem yanlış yönlendiriliyoruz, hem de bilgilerimiz yetersiz kalıyor. En azından bunu görmüş oldum. Balkan Savaşları’nın sizi götürdüğü sonuçlar nedir? Balkan Savaşı’nın, kendisi bir sonuçtur. 20. yüzyılın başında, örneğin 1911 yılına gelindiğinde isyanlarla, ayaklanmalarla, iç ve dış savaşlarla uğraşmaktan yorgun düşen Osmanlı Devleti, Balkanlar’dan başlayıp Kuzey Afrika’ya, Akdeniz’e ve Adriyatik Denizi’ne, güneyde Yemen’e, Basra Körfezi’ne ve Ege adalarına, kuzeyde Karadeniz’e, doğuda Rusya ve İran sınırlarına kadar uzanan üç kıtadaki toprakları ile yine de koskoca bir İmparatorluk görü ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 961 Osmanlı Devleti’nin tek başına giriştiği son savaştır Balkan Savaşı. Sonuç acı bir yenilgi ve onur kırıcı bir barış antlaşması. Bu hengâmede tutsak düşen genç bir Osmanlı subayının Sofya’daki tutsaklık günlerinde topladığı kartpostallarla oluşturduğu albüm, bize savaşın ilginç yüzlerini gösteriyor. 20. yüzyıl başında yaşanan ve Birinci Dünya Savaşı’nın küçük çaplı bir provası sayılan Balkan Savaşı ilk kez bu kadar ilginç bir görsellikle Türk okurunun karşısına çıkıyor. Savaşı yakından izleyen gazeteci yazarların tanıklıkları da kitaba ayrı bir değer katıyor. Güney Dinç’le kitap üzerine konuştuk. sürülüp atılan insanların çamurlu yollardaki görüntüleri itici ve korku vericiydi. Resimlerde savaşların çirkin yüzü, suçsuz insanların çektikleri acılar ve dönemin kapitalist güçlerinin ürettikleri ölüm makineleri tüm çıplaklıkları ile gözler önüne seriliyordu.. Bu görüntüler daha o yıllarda savaşlara karşı tepki duymama neden olmuştu. Yıllar geçtikçe bunların çok önemli tarihi belgeler olduğunu anladım. Geçmişte kalan acı olayları anımsatmanın yeni gerilimlere ve farklı tepkilere neden olabileceği kuşkusuyla uzun yıllar bunları toplumla paylaşmaktan çekindim. Çok iyi korumaya çalıştığımız fotoğrafların bazılarında bozulma belirtileri görülmeye başlayınca, yalnız Türkiye’de değil, Bulgaristan’da da kolayca bulunamayacağı Ë Serdar KIZIK İ nsan hakları ve çevre hukukuna öncelikli ilgilenirken bu konularla ilgili yapıtların ardından bir de baktık, bu kez farklı bir kitap. Kartpostallar ve Balkan Savaşı’nın kişisel tarihinizde nasıl bir yeri var? Mehmet Nail Bey annemizin babası. Genç bir Osmanlı subayı. Ancak annemiz gibi bizler onu hiç tanımadık. Kısa yaşamı, birbirini izleyen savaşlar içinde geçmiş. Balkan Savaşı’nda mülazımı evvel (üsteğmen) rütbesi ile görev yaparken Bulgarlara tutsak düşmüş. Sofya’daki tutsaklığı sırasında iki albüm dolusu kartpostal toplamış. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra da, 1915 yılında Çanakkale Savaşı’nda şehit olmuş. Sofya’da derlediği albüm, Balkan Savaşı ile ilgili fotoğraflardan, temsili resimlerden ve karikatürlerden oluşuyordu. Kartpostallara ne zaman ulaştınız? Çocukluğumdan beri elimin altındaydı. Bunlarda Bulgarların güç gösterisi yapılmakta, Osmanlılar ise küçümsenmekte, yerine göre kırıcı görünümler içinde verilmekteydi. Ölümcül silahların, süngülenen askerlerin, yerlerinden SAYFA 4 Güney Dinç, “Mehmet Nail Bey’in derlediği kartpostallar, genç – yaşlı, nice insanın göz göre göre ölüme gönderildiklerini belgelemekle kalmıyor, saldırı savaşlarının çirkin yüzünü de ortaya koyuyor” diyor..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle