Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİHİRLİ DEĞNEK 1 Haziran Nilay YILMAZ Dünya Satranç Günü kutlu olsun! * Masallarla Satranç, Ozan Çapan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları (06 yaş) * Satranç Boyama Kitabı, Ozan Çapan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları (06 yaş) * Satranç Ülkesinde Yolculuk, Ozan Çapan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları (06 yaş) * Temel Satranç Bilgileri, Ozan Çapan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları (710 yaş) * Etkinliklerle Satranç, Elif Kurtuluş, Özgül Polat Unutkan, Morpa Yayınları (8+ yaş) * Satranç Öğreniyorum, Elif Kurtuluş, Özgül Polat Unutkan, Morpa Yayınları (8+ yaş) * Satranç Öğrenelim, Kahraman Olgaç, Bilgi Yayınevi (12+ yaş) * Satranç Öğretici Oyunlar, Camil Seneca, İnkılap Yayınları (12+ yaş) * Çocuklar İçin Satranç, Melih Karataş, İnkılap Yayınları * Çocuklar Turnuvaya Hazırlanıyor, Melih Karataş, İnkılap Yayınları * Satranç Basit Hamleden Mata, Tudem Yayınları (7+ yaş) * 7’den 77’ye Satranç Öğreniyoruz, Türkçeleştiren Ercüment Akat, Güncel Yayıncılık * Gençler İçin Satranç, B.J. Withlus, H. Pfleger, İnkılap Yayınları * Orta Düzey Satranç Kitabı, Olgun Kulaç, İş Bankası Yayınları BİR SPORCU Avrupa Satranç Şampiyonu Kübra Öztürk atrancın atasının M.S. 600’de oynanan “Çaturanga” isimli bir oyun olduğu söyleniyor. Tarihçiler Çaturanga’nın din zulmünden kaçan Budist rahipler yoluyla Çin’e götürüldüğünü düşünürler… Satrançla ilgili ilk yazılı kaynaklar Hindistan’a dayanır. Satranç, daha sonra İran’a, Araplara, Endülüsler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır. Fil ve Vezir taşlarının 1400’lü yılların sonuna doğru icad edilmesiyle satranç oyunu hareketlenmiş. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra İspanyol Lucena’nın kitabı ile (1497) satrancın o zamanki kuralları açıklanmış... İlk resmi uluslararası satranç turnuvası 1851’de Londra’da düzenlenmiş... Araştırmalar, satrancın uzaysal kavrama / üç boyutlu kavrama ve sebep sonuç ilişkisini kurabilme becerilerini geliştirdiğini, yaratıcılık ve genel zeka üzerine olumlu etkiler yaptığını söylüyor. Satranç oynamaya erken yaşlarda başlamış olmanın bireyin algılama becerisine neler kattığını söylemeye gerek yok. İşte çocuklar ve gençler için hazırlanmış satranç kitaplarından bazıları: S SİHİRLİ HABERLER Minikler Satranç Şenliği (1822 Haziran) İş Bankası’nın desteğiyle bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Türkiye İş Bankası Minikler Satranç Şenliği’ne farklı illerden toplam 600 minik oyuncu katılacak. İş Bankası Çamlıca Spor Tesisleri’nde gerçekleşecek olan yarışmalar ve şenlik beş gün sürecek. Avrupa 8 Yaş Turnuvası (415 Haziran) Gürcistan’ın Batum şehrinde gerçekleşecek olan Avrupa 8 Yaş Altı Şampiyonasına katılacak minik oyuncularımıza iyi şanslar diliyoruz. 4. Dünya Okullararası Satranç Şampiyonası (2231 Temmuz) Singapur’da gerçekleşecek olan 4. Dünya Okullararası Satranç Şampiyonasına 6 sporcumuz katılıyor. İyi şanslar! Türkiye Satranç Fedarasyonu için Bkz: www.tsf.org.tr SAYFA 30 eçen yıl Türkiye’ye satrançta Avrupa birinciliği kazandıran 16 yaşındaki Kübra bu yıl da Avrupa satranç şampiyonu oldu. 42 ülkeden 758 sporcunun katılımıyla gerçekleşen Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası’ndaki derecesinin ardından, Kübra, Antalya’nın Kemer ilçesinde geçtiğimiz aylarda gerçekleşen 518 Yaş Dünya Yaş Grupları Satranç Şampiyonası’nda da dünya dördüncüsü oldu. Birinci olan sporcuyla eş puan alarak dünya dördüncüsü olan Kübra 8 yaşından beri satranç oynuyor. Ankara’nın Mamak ilçesindeki Kayaş İlköğretim Okulu’na giderken Rotary Kulübü’nün mahallede açtığı satranç merkezine gitmesi ile Kübra’nın yaşamı değişmiş. Mahallenin spor olarak görmediği ve kumar oynanıyor diye desteklemediği satranç merkezine devam etmekten yılmayan Kübra, merkeze gelmesinden sekiz ay sonra Dünya Şampiyonası’na katılmış ve 44. olmuş. O günden beri satranç turnuvalarının yıldızı! Bir taraftan ÖSS’ye hazırlanan milli takım oyuncusu Kübra’nın hedefi büyüklerle de yarışmak. Zor şartlarda yaşayan, fedarasyonun verdiği dizüstü bilgisayarda satranç çalışan ve fedarasyondan aldığı maaşla abisinin eğitimine destek olan sporcuya Teksas Ünivesitesi’nden teklif var. Kübra henüz kararını vermemiş... Özel hocalarla çalışma imkanı olmadığını, tek güvencesinin içindeki heyecan olduğunu ve ancak çalışarak bir yere varabileceğini düşünüyor. Kübra, ABD’ye gidip gitmeme konusunda kararsız... Ne yazık ki ülkemizde sporcular ve sanatçılar gerektiği gibi desteklenmiyor. Beyin göçünün yapısal nedenleri üzerine düşünülmü G yor. Küçük yaşlardan itibaren yeteneklerini değerlendiremeyen pek çok çocuk ve genç, eğitim sistemi içinde ayakta kalmaya çabalıyor. Kimileri sınavlar için ilgilendikleri uğraşlardan kopuyor, kimileri de uğraşlarını hobi olmanın ötesine geçirecek olanakları bulamıyor. Onca engeli aşıp başarılı olanlar da yeri geldikçe alkışlanıyor. Bilindik bir öykü. Hatta buna benzer öyküler artık şaşırtmıyor, kanıksanmış gerçekler gibi... Sadece özel günlerde anımsanan, mikrofonların ve makam masalarının yakınlarına bu günlerin sonrasında yaklaşamayan çocuklara ve gençlere yönelik bir politika yok. Çocuklar ve gençler yaşamın her alanında rekabeti hedef alan bir sistem içinde yaşamaya maruz bırakılıyor. Bunlar da kanıksanan gerçeklerden. Hatta öyle kanıksanmış ki okullar vizyon ve misyon cümlelerinde bile performans, kariyer, risk, tüketim gibi sözcükleri övünerek söyleyebiliyorlar. Ebeveynler çocuklarını yarının dünyasına hazırlayabildikleri için seviniyorlar. Sahip olunan farklılıklar rakibin önüne geçmek için sivriltiliyor, aradaki uçurumlar daha da büyüyor. Çocuklara yönelik çalışmaları olan bireyler ya da kurumlar da ne yazık ki sorunları kısa dönemli çözecek projelerle günü kurtarıyorlar. Erdemlerin değil bencil ilişkinin, toplumsal dayanışmanın değil bireysel kurtuluşun, üretimin değil tüketimin, gerçeklik değil imajın, kamu değil özel sektörün, yerelliğin değil küreselleşmenin, tarihin değil yaşanılan anın meşrulaştırıldığı bir dönemdeyiz. Bu şartlar altında, farklılıklara değil benzerliklere, rekabet içinde ayakta kalabilmeye değil toplumsal eşitsizlik ve adaletsizlik yaratan sisteme ve bu sistem içinde haksızlık yaratan araçların ortadan kaldırılmasına yönelik bir düşünce biçiminin yerleştirilmesi için yeni yapılanmalar oluşturulamaz mı? Elbette yapılabilir. Ancak öncelikle bu şartları “değişmez dünya gerçekleri” olarak algılamamak gerekir. Ve daha önce sorulmayan soruları sorabilmek, yapılmakta olan işlerin diğer yüzüne bakabilmek de... Sorulmamış ne çok soru var! ? Konuk Sihirli Değnek Ahmet Yılmaz (Eğitimci Onu Seviyorum, Fatih Erdoğan, Mavibulut Yayınları Ë Nilay Yılmaz: İstanbul Bilgi Üniversitesi Eski Silahtarağa Elektrik Santralı. Silahtarağa Mah. Kâzım Karabekir Cad. No:1 Eyüp / İstanbul Tel: 0212 236 78 42 / www.nilayyilmaz.com (sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) Çocukluk aşklarımız… Hangimiz içi acımadan anımsar bir kaçamak bakışı, göz kırpışı, masum bir dokunuşla öpücüğü? Kimi zaman okul gezisinde yan yana gelmenin, gördüğün bir yılanı abartıyla anlatıp kendini kahraman olarak göstermenin, birlikte ev ödevi hazırlamanın keyfi… Oturduğu evin önünden bisikletle geçip düş kırıklığıyla geri dönmeler, köpeklerden korkup elini uzatınca eve götürmeler, aşkını sır olarak söyleyip bir anda mahallenin diline düşmeler… “Beni eve götür’ diyor yerinden kalkarken,’çok korkuyorum’. Elimi tutuyor. Eli küçücük. Parmaklarımı parmaklarının arasına geçirip evine kadar geçiriyorum onu. Burnu hala akıyor, ama ben onu seviyorum.” Fatih Erdoğan, okuyucusunu sıkmadan, laf kalabalığına boğmadan, yalın fırça vuruşlarıyla kotarmış öykülerini. Söylememiş, sezdirmiş. Her öykünün sonunu ‘onu seviyorum’ tümcesiyle bağlayarak, okuyanda buruk bir tat bırakmayı amaçlamış. Yaş ayrımı yapmaksızın, sevginin değerini bilenlere ilk aşk öyküleri… ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 956