24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Slavoj Zizek’in ‘Paralaks’ı da dilimizde Zizek ve Paralaks mokrasinin tatlı dilli dindarlarına fazla tolerans göstermeyen yüksek sesli, yıpratıcı, korkutucu derecede nev’i şahsına munhasır bir savaşçıdır. Zizek‘e göre diğer şeylerin yanı sıra postsömürgecilik, birinin kendi toplumu ile zıtlaşmasını önlemenin bir yoludur. Yataktan kalkar kalkmaz Hegel tartışan bir çeşit entelektüel boksördür o. NeoStalinizm Yugoslavya’sı ve kanlı çöküşünün bir çocuğu olarak, bütün farklılık, başkalık, marjinallik, ötekilik, bozukluk, kapsayıcılık ve antiözcülük tarzlarını bu sebeple pozitif kabul eden ve sınıf savaşı tartışmalarından utanan bir çeşit evcilleştirilmiş solun aksine her ne kadar hoş olmasa bile en azından hakiki bir politik çatışma zevkine sahiptir. Aktif bir Lacancı olarak Zizek, gerçekliği devasa bir estetik cerrahiye dönüştüren yumuşak, plastik, sonsuz derecede uysal postmodernizm dünyası yerine, katı, korkunç Gerçek çekirdeğini ve ölüm dürtüsünün ebediliğini yeğler. Postmodern tikelciliğe karşı evrensellik fikrini savunur –fakat bu, mülayim bir çözüm olarak değil, antagonizmin bir alanı olarak evrenselliktir. Onun stratejisi postmodernizmin hor görüp attığı fikirleri ele geçirip, onları radikal bir şekilde büküp postmodernistlere karşı ve onları yenmek içik kullanmaktır. Ama bu, moda olan sol ortodoksçuluğun onu geçtiği anlamına gelmez, onları çoktan geçen zaten kendisiydi. Doğuştan yalan/yanlışbozucu biri olarak, meleğin değil, dürüstlükle şeytanın tarafında yer alan bu Sloven satirin ABD’de sık sık kamusal söylev olarak geçen resmi ahlakçı duygusallığa allerjisi vardır. MASUM BİR ENTELEKTÜEL Paralaks, gözlemcinin perspektifinin değiştiğinde ortaya çıkan, bir nesnenin konumunda hissedilen kaymayı, Zizek’in bu kitabın temel çatısı olarak aldığı fikri adlandırır. Aslında böylesi bir şey olmadığı ortaya çıkar, çünkü temel prensipleri Zizekçi hassasiyet için tiksindirici olduğu kadar Donald Rumsfeld için de aşağılayıcıdır. Kitap zaman zaman paralaks üzerine yazıldığını hatırlamakla beraber aniden tekrar unutur bunu. Tek kelimeyle kitap şöyle özetlenebilir: Her şey. Kitabın yazarı bir bakıma Avrupalı olmaktan çok Amerikalı olan, her türlü fikirle beslenen masum bir entelektüeldir. Paralaks, Kant’tan beyin bilimine, Derrida’dan Kore’de askerden arındırılmış bölgeye, Sade’tan Yıldız Savaşları’na uzanan bir sıra izler. Kötü üzerine mükemmel pasajlar vardır; Kierkegaard, Abu Garib, Marksizm, Charlie Chaplin, Henry James’in düzyazı tarzı, nöromühendislik, Tanrı, baştan çıkarıcılık, antisemitizm, kuantum fiziği, Mezun filminden Bayan Robinson ve çok daha fazlası. Fikirlerin pozitif bir orjisidir bu. Tıpkı testosteron fazlasına sahip bir adam gibi Zizek bir an bile kıpırdamadan duramaz ve kitapları, yerinde duramayan gençler gibi oradan oraya sıçrar. Eleştirmenin kâbusudur o. Dışında kalacağı hiçbir konu olmadığından aslında konunun dışına çıktığı söylenemez. Birinin diğerine yazar tarafından kurnazca gizlenerek bağlandığı muhtemelen sonsuz küçük hikâyeler serisi vardır. O, etraflıca düşünmeyi sıkıcı bir şekilde doğrusal görünür hale getiren bir düşünürdür. Bu boyutuyla Zizek postmodern bir yazardır, fakat postmodern bir düşünür değil ve bu ironiyi işte bu paradoks uzmanı belki de takdir edecektir. Eğer o revaçta olana patolojik bir nefret duyuyorsa kesinlikle kendisi de bir o kadar ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 956 Paralaks, esrarengiz bir hisle daha önce başka bir yerde okunduğu duygusu verse de orijinal bir çalışmadır. Gerçekten de daha önce okunmuş olduğu izlenimi verir, ama Zizek’in kendi kitaplarında. Onun düşüncesinin muazzam bir kendine özgülüğü olması, bütün kitaplarının birbirinin aynı gibi görünmesine sebep olur. Düzenli okurlar, satranç yorumcuları gibi, hamle tahminlerini bir süre sonra öğrenirler. Ë Terry EAGLETON anlış anlaşılmamış olmanın dehşetiyle yaşıyorum” diye şikâyet eder Oscar Wilde’ın karakterlerinden biri. Böylesi keskin bir nükte anlayışı kolonyal tarz acayip bir sapkınlığı yansıtır. Katı bir İrlanda cumhuriyetçisi olarak Wilde, geleneksel İngiliz bilgeliğinden bir parça alır, baş aşağı çevirir, içini dışına çıkarır ve orasına burasına koyduğu kelimelerle öylesine kötü tahrif eder ki bu klişe karşıtına dönüşür. Shakespeare’in köle edilmiş Caliban’ı gibi o da kraliyet efendilerinin dilini konuşmayı öğrenir, ama bu dili onlara sövgü ya da güçlü bir nükte tarzında geri yollar. Kolonyal olan şey metropolitan kültüre bağımlıdır; ama sapkın olan, kişide bulunan gizli bir intikama, Wilde’ın durumunda ise hem cinsel hem de entelektüel intikama. Kolonyal sanatçı metropoSAYFA 14 lün bayat bilgeliğini gülünçleştirerek ya da ters yüz ederek ondan üstün olmayı başarır. Wilde’ın şüphesiz ki çok iyi kurgulanmış İngiliz misafir odası komedileri itaatkâr taklitler ya da ustalıklı alaylar değil midir? O, hakiki olmaya layık mükemmel ötesi bir İngiliz değil midir? Taklitçi adam seni pohpohlamaz mı ya da seninle alay etmez mi? PSİKANALİZE HAYRANLIK... Eğer Wilde vatandaşı James Joyce’un bir yerde “Avrupa’nın sonradan akla gelen düşüncesi” olarak tarif ettiği bir ülkeden sesleniyorsa, Slavoj Zizek de garip bir şekilde Orta Avrupa ve Balkanlar olarak bilinen ötekiliğin kötü bir parçası arasında sıkışıp kalmış küçücük bir ülkeden seslenmektedir. Dolayısıyla onun psikanalize hayranlığına şaşmamak gerekir. Doğduğu yer Slovenya, küçücük İrlanda Cumhuriyeti’nin yarısı kadar nüfusa sahiptir ve bir hafta sonu ziyaretinde Slovenya’daki herkesle karşılaştığınızı ileri sürerek Zagreb’de ya da Belgrad’da basit bir şaka bile yapabilirsiniz. Bir efsane, soytarı, şakacı ve bir guru karışımı olan Zizek, sınır tanımayan bir küçükulus sapkınlık markası hazırlar. Aslında o, Wilde’ın bile ekstravagant bulacağı bir çeşit Hıristiyan ateisttir. (Zizek, Mel Gibson’un İsa’nın Çilesi filmini Hıristiyanlığın komik boyutunu dile getirmekteki eksikliğinin Hıristiyanlığa aykırı olduğu konusunda zekice bir yorumda bulunur.) Kabullenilmiş bir doğruyu tahrif etmeye dayanılmaz arzuyu hissetmek için sadece ona bakması yeter. Örneğin onun son kuramsal kışkırtması olan Paralaks’ta Stalinizm için iyi sözler kullanır, devrimci şiddetten yanadır, politik lider fikrini savunur ve ortodoks liberalliğe karşı ABD fundamentalizminin tarafını tutar (çünkü diğer sebeplerin ya “Y nısıra, ABD fundamentalizminin taraftarları mücadeleye inanırken ortodoks liberallik savunucuları sadece farklılığa inanırlar). Bar ve diskolarda pek de günün konusu olmayan diyalektik materyalizmi de över. Hatta, Henry Kissinger’ı Troçkist bir modelin ta kendisi olarak betimlediği bir kitabı bile ilgiyle bekleyebilirsiniz ondan. Komünist Yugoslavya’da MarksistLeninist bir ortodoks olarak yetiştirilen Zizek ilk kitabında (22 yaşında iken yayımlandı) Heidegger’i araştırdı ve iki kahramanı Hegel ve Lacan sayesinde postMarksizm türüne yöneldi. Fakat benzeri ve diğer her çeşit türlerin “post” olanlarının hepsini hiddetle karşılaması ve bu modayı takip etmemeye sapkın bir şekilde kendini adadıkça, eski katı inançlarının oldukça gelişkin versiyonuna doğru politikasını değiştirdi. Bütün esneklikler ortodokslaştıkça Zizek’i onları tuğlalarmış gibi fırlatırken bulabiliriz. Zizek’in canlı kalabilmesi için uyumsuzluk ve antagonizm itkisine ihtiyacı vardır. Eğer hemen şimdi onun kendi düşündüğüne büyük bir katılım olsaydı, o bunu hemen fırlatıp atıp diyalektik olarak anlaşılan bilimci dini felsefenin tek doğru materyalizm olduğunu savunurdu. Bu kitapta, bu doğrunun teoloji olduğunu iddia ederek sadece kendini memnun eder. Tipik bir sapkın tavırla Tanrıya inanış dışında neredeyse bütün Katolik doktrinleri imzalar, adeta lezzeti dışında CocaCola ile ilgili her şeyi sevmek gibi. Fakat antimodacılığı bir kenara, burada “demokrasigeliyoryapısökücüpostsekülerLevinasçıötekiliğesaygı şüpheciliğinin olağan çetesi” olarak kırıcı şekilde özetlediği şeye karşı Zizek’in polemikleri tam zamanında serinletici bır soğuk duş gibidir. Zizek çokkültürlülük ve liberal de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle