Katalog

¥ Ah Vre Sevda!/ Osman Necmi Gürmen/ Kanat Kitap/ 186 s. Osman Necmi Gürmen, Osmanlı’nın çöküşünü ele aldığı “Râna” ve, Barbaros’ların, Turgut Reis’lerin Akdeniz’ini anlattığı “Mühtedi”den sonra, bu kez “Ah Vre Sevda!” ile yakın tarihe uzanıyor. 1976’da, Ege’nin her iki yakasında da milliyetçiliğin zirveye çıkmış olduğu, Kıbrıs nedeniyle iki ülkenin savaşın eşiğine geldiği sırada, halkların, tek tek insanların dostluklarını, aşklarını anlatan, tehlikenin başka bir yerde olduğunu sezdiren bir roman çıkar: Kılıç, Uykuda Vurulur! (L’espadon). “Ah Vre Sevda!”, 1976 tarihli bu romanın, yeni baştan ele alınıp yazılmasıyla ortaya çıkmış bir metin. Cüce/ Leyla Erbil/ Kanat Kitap/ 90 s. “[K]arıncalar mutfağında, yerde, şekerliğinde her yerde vardılar gerçekten. Ama ekmek, yemek kırıntılarına gelirdi onlar; temizlik yoktu ki bu evde! Belki de karıncalardan söz ederken başka şeylerdi konu ettiği. Şöyle bir şey söylemişti bir gün: ‘Uyurken üzerimde dolaşmadıklarını nasıl bilebilirim!’ Bütün bu karmaşaya karşın ev tertemiz kokardı. Azıcık tarçınlı, zencefilli, bergamut karışımlı çok hoş bir rayiha yayılıydı bu evde.” “Kendiyle öteki, tiksintiyle kibir, soy sop saplantısıyla ‘aitsizlik’; aynanın çağrıları, hiçlik ve bulantı üzerine yazılmış en lirik, en şiirsel; en sert, en öfkeli; aynı zamanda en buruk, en kederli yapıtlardan biri Cüce” diyor Nurdan Gürbilek, Leyla Erbil’in bu kitabı için. Sevgi İklimi/ Hasibe Ayten/ Ekin Sanat Dergisi Yayınları/ 72 s. “derin uykularımın uyanık düşleri/ camsız barakaların odalarında/ nice dirimler nice ölümler gördüm/ bir gelgit yaşatır beni buralarda yitiren aşk/ yeminler ederim seni unutmak adına/ daha da alevlenir yüreğin ezgileri/ bacası dumanlı bir evdir bedenim.” Hasibe Ayten, yeni şiirleriyle okurla buluşuyor. Dantel/ Shirley Conran/ Çeviren: Oya Alpar/ İnkılâp Kitabevi/ 646 s. Kırklı yaşlarda dört kadın. Hepsi de başarılı. Birbirlerinden habersiz olarak, New York Pierre Oteli’nde ünlü film yıldızı Lili ile buluşacaklar. Ancak bu dört kadın, güzelliği ve kaprisleriyle dillere destan olarak efsaneleşen Lili’den nefret ederler. Arkadaşlıkları daha okul sıralarında başlayan kadınlar, otel odasında birbirlerini görünce şaşırırlar ve Lili’nin, “Hanginiz benim annemsiniz” sorusuyla altüst olurlar... Kehribar Dürbün/ Philip Pullman/ Çeviren: Niran Elçi/ İthaki Yayınları/ 672 s. Will, keskin bıçağın taşıyıcısı. Şimdiki görevi, ölen babasının son isteğini yerine getirmek, yani bıçağı Lord Asriel’e ulaştırmak. Ancak Lyra ortadan kaybolmuşken, Lord Asriel’i aramaya nasıl gidecek? Etrafını SAYFA 36 kuşatmış sayısız entrikanın iç yüzünü yalnızca Lyra’nın yardımıyla görebilir. Bu arada pek çok dünyanın içinde yer aldığı iki büyük güç, şimdiye kadarki en korkunç savaş için saf oluşturuyor. Will Lyra’yı bulmaya mecbur, çünkü böylelikle ölüler dünyasından bile birlikte geçecekleri kaçınılmaz bir yolculuğa çıkacak ve kendi savaşlarını verecekler... “Kehribar Dürbün” Karanlık Cevher dizisinin son kitabı. Geçmişi Derlemek Geleceği Kurgulamak/ Bülend Tuna/ Mimarlar Odası Yay./ 464 s. Bu kitap, 2006–2008 döneminde Mimarlar Odası genel başkanı olarak görev yapan Bülend Tuna’nın, yakın zaman oda gündemi ve mimarlıkla ilgili konulardaki görüşlerini aktardığı yazılarının bir derlemesi. Ağırlıklı olarak mimarlık mesleğinin yeniden yapılandırılması ve mimarlık eğitiminin sorunları konularına değinen ve kronolojik olarak düzenlenen yazıların yer aldığı kitap, Mimarlar Odası’nın aktif olarak çalıştığı konular üzerine bir belge oluşturmanın yanı sıra yakın dönem mimarlık gündeminde tartışılan konuların toplandığı bir arşiv niteliği taşıyor. Çağına ve Halkına Sorumlu Server Tanilli/ Hazırlayan: Alpay Kabacalı/ Gürer Yayınları/ 266 s. Alpay Kabacalı’nın hazırladığı bu kitapta Server Tanilli, çocukluğunu, Köy Enstitülerini, lise ve üniversite yıllarını anlatıyor. ‘Anayasa Hukuku’ derslerini nasıl verdiğini, dünya ve yurt sorunlarıyla ilgili görüşlerini belirten Tanilli; ‘Uygarlık Tarihi’ dersini verirken, TCK’nin 142. maddesi uyarınca komünizm propagandası suçundan nasıl yargılandığına ve hakkında verilen beraat kararına değiniyor. Gazetelerdeki köşe yazılarının da bulunduğu kitap, Tanilli’nin farklı zamanlara ait fotoğraflarını da içeriyor. Gürer Yayınları ‘Portreler’ dizisinin diğer bir kitabı “Kültürün Nabzını Tutan Doğan Hızlan”ı da Alpay Kabacalı’nın çalışması ile okurla buluşturdu. Vatandaşlığın Dönüşümü/ Hazırlayan: Ayşe Kadıoğlu/ Metis Yayınları/ 268 s. “Vatandaşlığın Dönüşümü”nün temel ekseninde, vatandaşlığın bir haklar dizisi olarak görülmesi fikri var. Çalışma, Siyaset Bilimi literatüründe “Vatandaşlık Çalışmaları” diye bilinen ve son yirmi yıllık dönemde giderek önem kazanan alanın, bazı temel metinlerini bir araya getiriyor. Kitapta, tarihsel ve karşılaştırmalı bir perspektifle vatandaşlık kavramının farklı ulusal bağlamlarda kazandığı anlamlar, farklı milliyetçiliklerin vatandaşlıkla ilişkisi, kavramın son dönemde geçirdiği dönüşüm ve bugün için taşıdığı imkânlar inceleniyor. Tek Kurşun/ Dinçer Sezgin/ Papirüs Yayınevi/ 136 s. “Yaşam, doğumla ölüm arasına sınırlanmış bir zaman dilimi değildir. İş çıkışı eve gidiş yolundaki o bildik sinemasal görüntülerin ustaca yansıtıldığı; sevgiyi, aşkı, hüznü, acıyı içinde barındıran geçip gidişleri kim yaşamamıştır ki! Tüm bir yaşam sürecinin hesabının verildiği, hesabının sorulduğu o şehirlerarası yolculuklar! İstasyonlar. Mola yerleri...” Dinçer Sezgin, “Tek Kurşun” adlı kitabında, insanın kendi başına kaldığında düşündüklerini öykülüyor. Rubailer Dörtlükler/ Ümit Yaşar Oğuzcan/ Everest Yayınları/ 286 s. “Dörtlük ve özellikle rubai türünün çağdaş üstatlarından biri, Ümit Yaşar Oğuzcan... Belirli vezinler ve kesin kafiye/rediflerle dört satıra derin bir düşünceyi ya da sürükleyici bir duyguyu sığdırmak hiç de zor değilmiş gibi, Oğuzcan bize özlü sevgi, felsefe, toplumsal eleştiri veriyor. (...) Oğuzcan’ın rubai ustalığı hem klasik rubai, hem yenilikçi rubai alanında üstün başarı sağlamasıyla gerçekleşmiştir” diyor Talat S. Halman. Düzenleyiciler/ Stephen King/ İnkılap Yayınevi/ 368 s. “Düzenleyiciler’’, Stephen King tarafından, ilk kez 1996 yılında Richard Bachman mahlasıyla yayımlandı. King bu kitapta; bir yaratığın, otistik bir çocuğun zihnini ele geçirerek, sıcak bir yaz gününde, Amerika’nın bir kasabasındaki sıradan insanların sakin yaşamını kâbusa çevirmesini anlatıyor. Hem de doğaüstü güçleri, popüler oyuncakları, pek çok kişi tarafından bilinen televizyon dizilerinin kahramanlarını kullanarak... Akasya Telaşı/ Derya Önder/ Şiirden Yay./ 76 s. “o yüzden anlıyorum cama düşen akasyanın telaşını/ burkmuyor içimi artık yıkık duvar, savruk nehir/ kalmanın da gitmeye eş olduğunu bilenler için/ sarıdan çoktan geçmiş evlerin uykusuz sabahları için/ artık hatırlanmaktan yorulmuş anıların cânı için/ kâr etmez sabır, efsunsuz aşk,/ Armağan edilen baykuşun hakkı için” Derya Önder’in yeni şiirleri yer alıyor bu kitapta. Şiir ve../ Soner Demirbaş/ Şiirden Yayıncılık/ 64 s. “Türk şiir tarihine bakıldığında tüm sıkı şairlerin denemeyi şiire akraba çıkardıkları görülür. Bu sıkı şairlere akraba çıkmak isteyen yeni, hevesli şairlerin de şiirlerinin yanına bir akraba bulmalarını beklemek, istemek yanlış olmayacaktır.” Soner Demirbaş, Türk edebiyatında şiir alanındaki sorunlara değiniyor. Günlükler 19461949/ Max Frisch/ Çeviren: Dilman Muradoğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 362 s. “Önemli olan, sözcüklerin arasındaki ifade edilemeyen beyaz alandır. (...) Bizim çabamız söylenebilen her şeyi dile getirmek olmalı; dil, giz olmayan her şeyi yontup atan bir keski gibi ve her şeyin söylenmesi bir uzaklaşma anlamına geliyor. Bu nedenle dile getirilen her şeyin bir zaman sonra belli bir boşluğa gömülmesi ürkütmemeli bizi. (...) Dil, keski kullanan heykeltıraş gibidir: boşluğu, söyleneni, gize karşı, canlı olana karşı öne çıkarır. Gizi parçalama tehlikesi her zaman mevcut; diğer bir tehlike de, gizi, henüz bitmemiş şekilsiz bir kütle olarak bırakmak, ortaya çıkarmamak, ele geçirmemek, dile getirilmesi mümkün olandan kurtarmamak, yani son yüzeyine nüfuz etmemek.” İsviçre edebiyatı yazarlarından Max Frisch, gün ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 954