19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ gibi” diye yazan Atatürk bugün yaşasaydı Ergenekon İddianamesi’nde adı geçerdi yani? Ona ne şüphe! Kimseyle ipleri koparmıyor Mustafa Kemal... Dost, düşman demeden mekik diplomasisi sürdürüyor yine de... Tabi eşzamanlı ve iç içe olarak özellikle padişah, İngilizler, İtalyanlar, eski politikacılar, gazeteciler, eski komutanlar, genç subaylarla ilişkisini canlı tutmuş hep. Bir yandan Vahdettin’le de ilişkiler daim. Saraya damat olma konuları gündeme çıkarken, öte yandan güzelliği ve kültür düzeyi kabul görmüş, saraya mensup, Vahdettin’in kız kardeşinin torunu Prenses Mevhibe Celalettin ile belki de çok ileri bir dostluk yaşadılar. Onu da zaman zaman bilgi toplamak için görevlendirmiştir. Casusluk değil mi? Evet Prenses resmen bilgi taşımıştır. Mustafa Kemal yaşamının bu 6 ayında en çok siyasetle uğraştı ve en çok bu 6 ayda siyasetin acımasız ve hain yüzüyle karşı karşıya geldi. Bu dönem bilinmeden, Anadolu’da üç yılı aşkın süren Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın altyapısı anlaşılamaz, özümsenemez. Bu pek fazla bilinmediğine dikkat çektiğiniz 6 aya, o noktaya Mustafa Kemal birdenbire gelmedi elbette… Mustafa Kemal’in hayatında en önemli devrelerden biri Çanakkale Savaşlarında çok büyük bir başarı kazanıp, çok genç yaşta general olmasıdır. Oradan 1. Dünya Savaşı’nın sonu yani Mondros Ateşkesi’ne kadar olan dönem var ki, orada da başarılı bir Osmanlı subayı. Mondros Ateşkesi’nden hemen sonra İstanbul’a geliyor ve 13 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar 6 aylık döneme geliyoruz. Mondros Ateşkesi’nden sonra Mustafa Kemal Osmanlı Yıldırım Orduları Komutanı oldu. Ama bu komutanlığı sadece 12 gün sürüyor. Nedeni İngilizleri durdurmak istemesi. İskenderun’a girmek isteyen İngiliz askerlerine silahla karşı çıkılması emrini veriyor. Onun için kendisini görevden alırlar. İstanbul’a 13 Kasım 1918 günü gelir ve talihin, kaderin çok acı bir cilvesi, geldiği gün Mondros Ateşkesi nedeniyle İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan gemileri İstanbul’a girmektedir. Hatta Haydarpaşa Garı’na çıktığı zaman bu gemilerin geçişi nedeniyle 3.5 saat karşıya geçemiyor. Tarifsiz bir acı bu… Öyle bir insan ki aynı gemileri Çanakkale’de durduran kumandan. Şimdi ise o gemiler önünden bir tümen disipliniyle geçiyor ve Dolmabahçe önünde demirliyor. Bu olayla başlıyor ve işte bu bilinmeyen olaylı 6 ayın üzerinde duruyoruz kitapta. bul’da yaşıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışını görüyor. Durumu düzeltmek istiyor ama tabi kendisini harbiye nazırlığına getirmiyorlar. Son yıllarda ‘İkinci Cumhuriyetçiler’, kendilerine liberal diyenler veya dinci kesimin işte o alternatif tarih yaratmak çabaları burada da karşımıza çıkıyor. Mustafa Kemal’in yaptıklarını küçümserken, Vahdettin’i ise yüceltmek istiyorlar. Mesela diyorlar ki, “Mustafa Kemal Samsun’a giderken geniş yetkilerle donatılmıştır. Ona bu yetkileri Vahdettin verdi çünkü Vahdettin Anadolu’da Milli Mücadele’yi yapmak istiyordu.” Başkaları da diyorlar ki, “Mademki Mustafa Kemal, 6 ay İstanbul’da kaldı, kimse ona dokunamadı, onu kimse tutuklamadı ve gayet kolaylıkla Samsun’a gitti, acaba İngilizlerin adamı mıydı?” Hainliğe bakın ki İngilizlerin casusu demeye getiriyorlar. Şimdi biz bu incelemeyi yaparken bütün bu sorulara da yanıt veriyoruz. Her iddiaya yanıt vardır, her yanıtın belgesi vardır. Kitapta 700’den fazla dipnot kullanılmıştır. KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN GERÇEK TARİHİ NE? Bu noktada kitapta adı geçen büyük bir tarihçinin tahlilini açmanızı rica ediyorum. Şimdi ‘Ulusal Bağımsızlık Savaşımız’ 19 Mayıs 1919 tarihiyle başlatılır, hepimiz de öyle biliriz. Ünlü tarihçi Prof. Dr. Stanford J. Shaw ise diyor ki, Türk Bağımsızlık Savaşının başlangıç tarihi Kasım 1918’dir. Neye dayanarak? Evet, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye adlı iki ciltlik ve daha sonra yayımlanan İngilizce From Empire to Republic adlı 5 ciltlik eserinde kaydediyor bunu Shaw. Şöyle, Mustafa Kemal’in Mondros Ateşkesi’nden hemen sonra İstanbul hükümeti ile tartışma açması; Mondros Ateşkesi’nin koşullarına karşı çıkması; İskenderun limanına çıkacak olan İngiliz güçlerine engel olmak için silahla karşılık verilmesini emretmesi ve Suriye’deki en yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım” cümlesiyle başlar ve 1927 yılına kadar ki dönemi kapsar. Atatürk, 19 Mayıs 1919’dan önceki döneme ait anılarını, Nutuk’tan yaklaşık bir buçuk yıl önce Hâkimiyeti Milliye ve Milliyet gazeteleri başyazarları Falih Rıfkı Atay ve Mahmut Soydan’a yazdırmıştır. Bu anılar her iki gazetede “Gazi Paşamızın Hatırat Sahifeleri” başlığıyla 12 Mart 1926 ve Cumhuriyet gazetesinde de 15 Mart 1926 günü yayımlanmaya başlamıştır. Bu yazı dizisi, “İnkılabın herkesçe meçhul köşelerini bu kıymetli hatırat tenvir edecektir (aydınlatacaktır)” başlığıyla sunuldu. Atatürk, Hâkimiyeti Milliye gazetesinde bu anılar için, “Benim anlattıklarım ve anlattıklarımı değerlendirmek için size verdiğim belgeler okunduktan sonra, bütün Türk milletini, özellikle Türk aydınlarını vicdan ve fikir hesaplaşmasına çağırmak isterim” (10 Nisan 1926) diyerek anlattıklarının önemini vurgulamıştır. Bu anılar, Nutuk’tan bir önceki dönemin aydınlatıcısı ve Nutuk’un tamamlayıcısı olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle temel kaynak olarak Atatürk’ün bu anlatımları kullanılmıştır. Kitapta ayrıca o devirde Atatürk’ün birlikte olduğu yakın arkadaşları; Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Ali Fethi Okyar, Kâzım Karabekir ve İsmet İnönü’nün anılarına dikkatle eğilinmiştir. VE İNGİLİZ DEVLET BELGELERİ… Ayrıca, o dönemde Padişah Vahdettin’in Başkâtibi Lütfi Simavi’nin Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim (Örgün Yayınları) ve Ali Fuat Türkgeldi’nin Görüp İşittiklerim (TTK) adlı kitapları ile Atatürk döneminde cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği yapan ve kitabını yazarken Atatürk’le konuşup birinci elden bilgi alan Yusuf Hikmet Bayur’un Atatürk: Hayatı ve Eseri (TTK), Sadi Borak’ın Atatürk’ün İstanbul’daki Çalışmaları (18991919), Sabahattin Selek, Prof. Sina Akşin, Prof. Şerafettin Turan, Baki Öz ve diğer bütün Türk yazarlarının yakın tarihimizle ilgili çalışmaları ve Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam adlı eseri geniş olarak kullanılmıştır. O döneme ait İngiliz Devlet Arşivi Belgeleri artık gün yüzüne çıktı. Bu belgeleri geniş olarak kullanan Alman bilim adamı Prof. Dr. Gothard Jaeschke, araştırmacı yazar Bilal Şimşir ve Prof. Dr. Salahi S. Sonyel’in kitapları da kaynak olarak ele alınmıştır. Ayrıca, Atatürk hakkında tüm yerli yazarlara ilave olarak önemli yabancı yazarların (Kinross, Mango, F. Ahmad, E. Juckher, Lewis, Villalta, Mikusch gibi) kitapları ile bu konuda yazılmış hemen bütün makaleler gözden geçirilmiş, kullanılmış ve dipnotlarda belgelendirilmiştir. Kitabımızda 700’den fazla dipnot kullanılmış, ayrıca konular, görsel malzeme, grafik ve resimlerle desteklenmiştir. Yineliyorum, bu kitap destansı Milli Mücadele’de bilinmeyen 6 ayı mercek altına almaktadır. ? [email protected] Samsun Öncesi Bilinmeyen 6 AYİşgal, Hüzün ve Hazırlık/ Alev Coşkun/ Cumhuriyet Kitapları/ 480 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 977 İŞGALİ, ATEŞİ, İHANETİ GÖREN KUMANDAN “Şişli’deki evimde yeni durumu düşünüyordum. İstanbul sokakları İtilaf devletlerinin süngülü askerleriyle dolmuştu. Boğaziçi, toplarını sağa sola çeviren düşman zırhlılarıyla, lacivert sularını göstermeyecek kadar örtülüydü. Herkes ancak pek zorunlu ihtiyaçları için evlerinden çıkabiliyor, sokaklarda akla ve hayale gelmeyen hakaretlere uğramamak için caddelerin duvar diplerinden büzülerek, eğilerek ve korkarak yürüyebiliyorlardı. İstanbul ufuklarından yükselen şeyler, yalnız düşman sesleri, düşman hareketleri, düşman bayrak ve süngüleriydi.” İşgali görmek... Görüyor bunu, 6 ayın en önemli tarafıdır, ateşi görüyor, ihaneti görüyor. İşgalin silahlı güçlerinin baskısı altında İstanSAYFA 6 son Osmanlı savaşından sonra, Alman General Liman von Sanders’ı dinlemeyerek ordudan geri kalan güçleri Anadolu’ya doğru göndermesi; orada Misakı Milli’nin sınırlarını Mehmetçiğin süngüleriyle çizmesi; Ali Fuat Paşa ile görüşüp, ileriye dönük direniş örgütü kuruluşunun ilk önlemlerini alması ‘Türk Bağımsızlık Savaşı’nın tohumlarının atıldığını gösteriyordu. Prof. Shaw, bu nedenle, “İşgalin ilk günlerinde, Mustafa Kemal henüz Kilikya’dayken direnişi başlatmıştı” diyor. Eşi Türk olan ve son yıllarını Türkiye’de geçiren, 2006’da da İstanbul’da vefat eden Prof. Stanford J. Shaw, “1915’te Ermeni soykırımı olmamıştır, tarihte böyle bir şey yoktur” dediği için ABD’de Ermeniler tarafından ölümle tehdit edilmiştir. KAYNAKLAR… Söyleşimize noktayı incelemenizde başvurduğunuz diğer kaynaklarınızı sorarak koyalım. Atatürk Nutuk’u, CHP’nin II. Kurultayı’nda 1520 Ekim 1927 tarihleri arasında 6 günde okudu. Nutuk, “1919 İstanbul’a 13 Kasım 1918 günü gelir ve talihin, kaderin çok acı bir cilvesi, geldiği gün Mondros Ateşkesi nedeniyle İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan gemileri İstanbul’a girmektedir. Yukarıda İngiliz zırhlısı ve İngiliz kuvvetleri İstanbul’da, aşağıda ise Padişah Vahdettin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle