Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 948 Murcia doğumlu. Murcia Üniversitesi’nde İspanyol Edebiyatı Profesörü. “Maneras de estar” solo başlıklı kitabıyla 1977 Adonis Şiir Ödülü’nü kazandı. 1981’de “Paginas de un diario”, 1984’ te ‘Elegias’ ve ‘Autoretratos’ başlıklı şiir kitapları yayımlandı. Şiirleri çeşitli antolojilerde yayımlanmaktadır. Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Eloy Sanchez Rosillo/ Şiirler/ Çeviren: Olcay Öztunalı MADRİGAL Kitabımı açtın, ilerliyorsun, okuyarak dikkatle, ağır ağır. Gözlerin bu sayfanın karşısında duruyor şimdi. Okumaya başlıyorsun ve hemen fark ediyorsun ki orada senden söz ediyorum. Bunu tahmin etmek için, benim gibi ihtiyacın yok adını basılı görmeye kâğıtta, çünkü fazlasıyla biliyorsun yalnızca sana şiir yazdığımı. Benim sesim sende özünü buluyor, sende tamamlanıyor onun varoluş nedeni sende: bense seni kutlayarak, sanslı uğraşımı sürdürüyorum, beni doğrulayan yazgıya sadık kalıyorum. De Autorretratos BİR AKŞAM NOTU Ötekiler silahlara ve kahramanlara söylüyor şarkılarını varoluşun derin uçurumuna ya da evrenin karmaşasına. Bırak sana tekrarı olmayan lütfundan söz edeyim bu nisan akşamının, geçici güzelliğin ışığın, benim arkadaşım olan ve sükunetle yazdığım kâğıdı okşayan. De Autorretratos MEHTAP Dolunay biliyorum gözlemliyorsun zamanın dışından benim yaşamımı zamanda: O zaman görmüştün öldüğünü çocuğun ki buradaydı Gamsız, tasasız, benim varlığımda; sonra, yeniyetme delikanlı senin gizemli ışığının büyüsüne kapılmıştı; bende gencin ölümünü de gördün senin olmak isteyen ve dizelerinde aşkla seni kutlayan. Şimdi sana bakan bu yorgun adamı görüyorsun her zamanki yoğun duygularıyla. Ama bir gün, döndüğün zaman, beni boşuna arayacaksın. De La vida BOŞ EV Kapıyı açar, ışık gelir. Geçtir artık çok geçtir, ve evinde kimsenin onu beklemediğini bilir. ‘Sesini yalnızlığına sakla’ Her şey durmaya devam eder yerinde ve sessizliğin ağırlığı çöker onu inkâr eden dilsiz eşyaların üzerine. Oradan oraya gider, koridordan geçer, boş odalardan, ne yapacağını bilemez, bu gece neden her şey bu kadar uzak. Bir kitap alır. Okuyarak geçer bir süre. Sonra, bir müziği dinler bıkkınlıkla. Bu arada, gece ilerler yavaşca. Belki bir gül şu vazodan, masanın üstünde duran, solgun yaprakçıklarını düşmeye bırakır. De Paginas de un diario BAŞLANGIÇ VE SON “Önümüzdeki yaz İtalya’ya dönmek istiyorum”, dersin, ya da “Bugün başlayan yeni yılı fırsat bilmeliyim; her şey yolunda giderse kitabımı bitireceğim”, bazen de endişelenirsin “ oğlum büyüyünce, onun güzelim çocukluğu olmadan ben ne yaparım?”. Ama gelecek yaz, gerçekte, artık geçti; şimdi üzerinde çalıştığın kitabı yıllar önce bitirdin; oğlun adam oldu ve kendi yolunda gidiyor, senden uzak. Gelecek günler zaten geldiler. Sonra gece çöktü. Işık ve külü aynı ayda soluyoruz çünkü başlangıç ve son her zaman birlikte yaşıyor aynı şimşek çakımında. La vida UZAKTA Bir kız çocuğu ne kadar uzak bana gülümsüyor. Ve, oradan, bana bakıyor. Annemin çocukluğu Eski fotoğraf. Elegios YAĞMURDAN SONRA Akşamüstü, yağmurdan sonra, güneş taşlarını okşardı eski kentin çok özel bir biçimde, derin, kederli, doğal bir aşkla. Biz ona farkında olmadan bakamazdık bunun eşsiz bir an olduğunun ve bu yoğun güzelliğin birazdan kaybolacağının. SESSİZLİK YOLU Ve şimdi sus. Tek bir kelimenin bile çıkmasına izin verme dudaklarından, bugün son söylediğin olsun. Sesini yalnızlığına sakla. Senin işin susmanın sessizliği, zevki ya da acısı olsun saatlerin sana söylediği, geçip gitmiş aydınlık günlerde öğrendiğin. ? SAYFA 32 CUMHURİYET KİTAP SAYI 977