19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA dağılıp yer yer işgal edilirken Mustafa Kemal nasıl oldu da Samsun’a gitti? Samsun’a ayak basar basmaz hemen bir ay sonra nasıl oldu da ünlü Amasya ihtilal bildirisini yayımladı, daha sonraki birkaç ay içinde Erzurum ve Sıvas kongrelerini gerçekleştirebildi? Nasıl oldu da Kuvayı Milliye’yi canlandırdı? Nasıl oldu da Anadolu’daki çoban ateşlerini bir araya getirebildi? Genç yaşında Yıldırım Orduları Komutanlığı rütbesine kadar yükselen Mustafa Kemal, Osmanlı devletinin ateşkesi kabul ettiği ve 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Antlaşması’ndan 14 gün sonra 13 Ekim 1918’de İstanbul’a geldi, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan ayrıldı. Arada geçen 6 ayda neler gördü, neler yaptı? Alev Coşkun’un yeni kitabı Samsun Öncesi Bilinmeyen 6 AYİşgal, Hüzün ve Hazırlık’ta Kurtuluş Savaşı ve Atatürk hakkında bilmediklerimizi açıklıyor. Coşkun’la kitabını konuştuk. “Yol Desenleri’ Sali Turan imzalı bir kitap. Kitabı inceleyince, Kaya Özsezgin’in “Sali Turan’ın desenlerinde birleştirici unsur, kalemin beyaz kâğıt üzerindeki gezinişinin yarattığı sürekliliktir” derken ne kadar da haklı olduğunu görüyorsunuz. Evet dur durak bilmeyen desenler, ısıran desenler “Yol Desenleri”… Sali Turan’ın gözleri… 10 bini aşkın desenden arındırılmış ve bunu yaparken tekrara düşmemek üzere farklı zamanlarda, farklı temalarda, farklı konularda, farklı duygularda, farklı tekniklerdeki çalışmalardan yan yana getirilmiş bir çalışma “Yol Desenleri”. Sali’nin de dediği gibi farklı seslerin orkestrası… Bol kitaplı günler… O smanlı İmparatorluğu ENİS BATUR Pervasız Pertavsız Kitabın Gurbet Halleri iorgio Agamben’in Dostluk başlıklı kitabını yeniden okudum. Dolgun, süssüz ama yoğun bir deneme yazısı geliştirmiş Agamben, biriki kitabını daha okumuştum geçen yıllarda, bir ölçüde tanıyorum bu cins düşünüryazarı. Kitap diyorum, bir bakıma haksız sayılmam, Dostluk küçük boy 56 sayfadan oluşan, 5 euro’ya satılan (iki kahve ya da sinemada “yarı film” (!) karşılığı) bir yayın. Sayfaların yarısını yayınevi broşürü gibi kullanmış (bence biraz ayıp kapsamına giriyor bu kadarı). Agamben’in metni, peki, hangi uzunlukta? A4 boyutunda 10 sayfayı güç belâ buluyor. Pek çok okurun öfke duymasına yol açabilir şu durum. Bende yol açmadı. İki kez okudum, bir üçüncüsü gelecek, farkındayım. 50 sayfalık havai fişek bir metin yerine 10 sayfalık sıkı bir metni yeğlerim her vakit. Öfke değil, başka bir duyguya sürükledi beni bu örnek: Agamben’in aynı diziden yayımlanan dokuzuncu küçük kitabı Dostluk, hem yayıncının ısrarını, hem de okurun ilgisini belgeliyor. Avrupa’da, “deneme” dalında, bir yapıtın bütününe göndermeyle verilen önemli bir ödülü Agamben’e 2007’de getiren aynı gerekçe olsa gerek. Öfke değil, az haset, ondan çok imrenme besbelli. Agambeni şişirilmiş bir yazar olarak göremeyiz. Şanslı bir yanı olabilir, kimi ilişkiler bu sonuca katkıda bulunmuş olabilir. Her İtalyan yazarı, neredeyse günü gününe, yabancı bir dilde, üstelik yaygınlık sağlayan bir dilde yazdıklarını okur önüne çıkarma olanağını bulamaz kaldı ki, tecimsel ürünler sayılamaz bunlar. Bazı yayıncılar bazı yazarları gölge gibi izliyor artık. Sloeterdijk’in, Handke’nin, Manguel’in çevirmenleri de öyle. Kitabın özgün dilde yazarın elinden çıkmasıyla yabancı dilde okura varması arasına birkaç ay ancak sığıyor.. Bleu Autour yayınları, peşpeşe iki Sait Faik yayımladı, üçüncüsü yıl sonu çıkacak, Semaver. Actes Sud’deki son komşum Tanpınar, peşpeşe iki kitabıyla: Bir Yaz Gecesi Yağmuru + Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Tuhaf ama sırt çevrilemeyecek soru: Bu yazarlara, kitaplara nasıl, ne kadar yönlendirilebilecek Fransız okuru? (On yıl öne Beş Şehir’in çevirisiyle ilgili yazmış olduklarımı anımsatmak isterim). Sait Faik için ikinci tur bu. İlkinden daha kalıcı bir sonuç alınabileceğine inanmıyorum. Tanpınar, üzerinde Agamben ayarı yorumcular kafa patlatmadıkça, okunup geçilir, okunmadan geçilir. Edebiyat “people”ları yaratılma G TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] (Y. Kemal, O. Pamuk, N. Gürsel) ve tek kitapla Nâzım’ın temsil ettiğine değinmiştim. Son yıllarda bir açılım olduğu doğru: İ. O. Anar’dan Necati Cumalı’ya, Tahsin Yücel’den Aslı Erdoğan’a, bir çeşitlilik yaşanıyor. Raf ömrü kısa hâlâ, çoğu kitap bir yıl dayanabiliyor en iyi niyetle. Gerisi gelmedikçe, bir yazar orta vadeli kalıcılık konumuna oturtulmadıkça, çevrilen yapıtlar kaybolmaya adaylar. Bugün Anayurt Oteli’ni ve Gece’yi bir tek Ulusal Kitaplık’ta bulabiliriz. Çeyrek yüzyıl yayıncılık yapmış biri olarak, iyikötü tabloyu görüyorum, iş kendi kitaplarıma geldiğinde neye yarıyor bu? Hiçbir yayıncım, bana sıralama konusunda danışmadı bugüne dek, ilgilendikleri kitapları seçip çevirttiler, yayımladılar. İyi bir yayınevi şu ya da bu kitabınızın yayın hakkını almaya karar verdiğinde ona itiraz edecek lüksünüz olmuyor sonuçta, sizden üretilen tuhaf bir sıralamaya boyun eğiSait Faik Nedim Gürsel yorsunuz. Yazar anadilinde, malzemedir bugün. Derin okur, ülkesinde direnebildiğince direnmelidir bana onca değerli yapıt arasından kalırsa: Doğru sıralama, yayıncı seçme, kuralneden Tanpınar’ı çekip alsın? larını dayatma bağlamında. Yabancı dillere Buna değeceğini ona anlatmak, çevrilirken gücün gücüdür bu, sıralamayı daiyi anlatmak gerekir. Nerede ve yatayım derken zamanlama etmenini ıskalayıne kadar? İkiüç büyük gazeteverirsiniz. nin kitap eklerinde tam sayfaya Kaldı ki, tecimsel boyutu var mı yazdıklarıAhmet Hamdi yakın doğru destekle: Yapıt kamızın, bunu hesaba katmalısınız tavır alırTanpınar dar çerçevesi, bir o kadar da ken.Yazdıklarımın, yayınsal gerekçeler dışında şahsın mitologyası üzerinde duyayıncılar tarafından yeğlenmelerini gerektirerularak. Yarım saatlık bir Arte belgeseli işin cek bir yanı görülebilir mi? Agamben, Sloetersosu olur. dijk, ne bileyim Gamoneda, Zanzotto türü örBütün bunlar olmayacak. Sıralama değişik neklerde talih de devreye girmiştir, Calvino olmalıydı bir kere: Mahur Beste daha yerinde bunu pek güzel anlatır talih avına çıkacak bir seçim bana kalırsa, Bir Yaz Yağmuru’nun değiliz ya! Bütün bu yaygara nereden çıkıyor? Birini karşısında. Beş Şehir’i eski kartpostal ve fookurken kendi yazdıklarınızın yazgısını düşüntoğraflarla destekleyerek yeniden ısıtmak dümeniz tetikliyor şu çerçeve denemesini. Unuşünülmeliydi. Bence, Tanpınar’ı göremeyetun gitsin: Yazdığınıza bakın, bir gözünüz cekler; Sait Faik’i de. Dünya’nın üstünde olmasın şaşıbakış masaYaşayan yazarın yazgısı farklı mı? Frannın belâsı. ? sa’da Türk Edebiyatını kitapçılarda üç yazarın çabası içindeki bir sistemde olacak iş midir, olmayacaktır. Yarım yüzyıl öncesinin Tanpınar’ının derin, tedirgin edici yapıtlarının yerine bugünün Shafak’ını istiyorlar, Türkiye’yi o temsil ediyor çünkü kim Leylâ Erbil’le, sözgelimi Cüce’yle boğuşacak? Sırasında, vaktinde ulaşmak tek yol mu demeye getiriyorum? Birinin evet’iyle öbürüsünün hayır’ını tokuşturmakla çözülecek düğümlerden biri değil karşımızdaki. Bir yapıtın doğru sıralamayla, zamanında başka dillere çevrilmesi pek çok etmene bağlı. Hem Sait Faik, hem Tanpınar ciddi bir zamansal kaymayla okur önünde. Yabancı dillerde kalıcı konuma gelmiş her yazar sıcağı sıcağına, akıllı seçimlerle yayımlanmıştır diyemeyiz. Gecikme ve yanlış sıralama sık rastlanan olgular. Buna karşılık, orta vadeli kalıcılık için bile güçlü kuşatmanın önemi büyük görünüyor. Dörtbeş yıl oldu, bir Dağlarca seçmesi yayımlandı Fransa’da, Ahmet Soysal çevirisiyle. Düzgün, belki biraz kenarda duran ama tutarlı çizgi çeken bir yayıneviydi Cheyne: Görülmedi Dağlarca, kısa sürede kayboldu kitap şiir raflarından. Deneyimli Bruno Roy, yüz kadar nüshanın sıkı okura ulaşabildiğini aktarmıştı! Kitabın çıkması yetmiyor: Dağlarca’yı olanca cüssesiyle yabancı bir okurun iştahını kabartacak biçimde kuşatmadıkça, bir kelebek ömrü sağlanabiliyor kitapçılarda. Tanpınar, ‘düz roman okuru’ için eski bir Yaşar Kemal İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 977 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle