04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 J 2 E 3 F 3 K 4 H 5 M 6 İLKER MUMCUOĞLU J 7 A 8 I 8 D 9 A 10 G 11 F 12 E 13 E 14 E 15 G 16 K 17 G 18 G 19 B 18 K 20 G 21 B 22 G 23 E 24 I 25 L 24 G 26 E 27 F 28 I 29 B 30 E 31 E 32 E 33 E 34 I 35 C 36 M 37 C 38 C 36 B 39 G 40 L 41 L Feyza HEPÇİLİNGİRLER 24 Şubat Cumartesi Türkçe Günlükleri Fransızca bir sözcüktür. 6. Volt adı Türkçe olmadığı gibi, bir araca ilk kez Türkçe ad konuyor da değildir. Arabalara Anadol, Şahin, Kartal, Serçe adları verilen bir ülkede Volt’un bir araca konan ilk Türkçe ad olduğunu söylemek bilgisizlikten öte bir şeydir. 7. "LT"yi "elti" diye okutmak komik bulunduğu ve bu adı taşıyan arabalar bu yüzden tercih edilmediğine göre, bu harfleri "lete" diye okutmak kimsenin aklına gelmemiş midir? 8. "LT"nin "elti" diye okunmasının komik bulunduğunu fark etmek 30 yıl mı sürmüştür? 9. "Konulan" sözcüğünde fazladan bir edilgenlik eki vardır. "Konan" denmesi yeterlidir. 10. Bu adın "sessiz sedasız" konduğunu söylemekle kast edilen nedir? Bir arabaya ad koymak özel bir töreni mi gerektirmektedir; yoksa birilerinden çekinildiği mi hissettirilmeye çalışılmıştır? 42 C 40 E 43 E 44 A 45 D 46 B 47 D 48 E 49 B 50 I 49 K 51 A 52 E 53 L 54 M 53 G 55 M 56 D 57 G 58 G 59 B 60 I 61 E 62 D 61 F 63 D 64 J 65 B 66 E 67 A 68 H 69 D 70 A 71 E 70 G B 72 L 73 K 74 E 75 E 76 K 77 A 78 E 79 I Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Hera Şiir Kitaplığı’nca yayımlanan Tamer Öncül’ün şiir kitabının adını oluşturacak, bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "Willam.. " ("Sineklerin Tanrısı" adlı romanı da yaratan İngiliz yazar). 51 70 67 7 44 77 9 B. Sylvia Plath’ın bir kitabı. 21 46 65 29 49 59 19 C. "... nişanı kalmamak"(yok olup unutulmamak). 38 37 35 42 D. Hızla, öfke ile ya da korkutmak için yaklaştırma, uzatma. 63 47 69 56 45 62 E. Halk ağzında yaşayan ermişler topluluğu. 66 61 31 13 74 75 52 26 2 12 23 33 43 78 14 30 48 32 71 F. Optik kaydırma. 11 27 3 G. İsviçre’de, Beznau nükleer santralının bulunduğu komün. 17 10 58 57 15 22 20 18 39 H. "... Kızkardeş" (Anton Çehov’un bir oyunu). 68 4 I. Tarkan’ın söylediği bir şarkı. 24 34 60 50 28 8 79 J. Bir tür erkek deve. 6 64 1 K. Bağırsaklar. 73 16 76 L. "Hüseyin ... Gürpınar" (yazar). 41 40 72 53 25 M. Yaratma, yoktan var etme. 54 55 36 5 ayrak direkleri uzadıkça uzuyor, bayraklar büyüdükçe büyüyor. Her yere kocaman Türk bayrakları dikme yarışı başladı. Ne oluyor? Buranın Türkiye olduğunu kanıtlamaya mı çalışıyoruz? Niye? Çünkü Türkiye gibi görünmüyor. Çünkü adını okuyamadığımız dükkânlarla, isterken yanlışlık yapıp gülünç duruma düşmekten korktuğumuz markalarla, nasıl yazacağımızı bilemediğimiz adreslerle, yabancı dille eğitim alıp anasına babasına bile yabancılaşan çocuklarımızla o kadar uzaklaştık ki biz olmaktan, yeniden bir kimlik savaşına girdik. AB kapısında şamar oğlanına dönmüşken, ABD’nin karşısında emir kulu konumundayken, tütün ülkesinde herkes Amerikan sigarası içiyor, rakısını yudumlarken bile Teksaslılara para kazandırıyorken bayrakları büyüterek, direkleri uzatarak ne elde edilebilir? Kocaman bir "HİÇ". Son bir buçuk yılın günlüklerini yayıma hazırlarken gördüm. 2005’in 4 Temmuzunda, "Korkuyorum," diye yazmışım. "Bu yabancılaşmadan korkuyorum. Biz olmaktan çıktığımızı, garip bir yaratığa döndüğümüzü fark ettiğimizde abartılı bir milliyetçiliğe savrulmaktan, bu milliyetçiliğin aşırı ve ölçüsüz olabilme olasılığından korkuyorum." Almanya’ya ilk giden Türklerin varlıklarını koruma ve kabul ettirme çabasına benzer bir çaba içine girdik. Yabancı bir ülkede kendileri olarak kalma çabası onları, burada olmadıkları kadar dindar ve milliyetçi yapmıştı. Aynı durumu kendi yurdumuzda yaşıyoruz şimdi: Türkiye’deki Türkler, Türk olduklarını var güçleriyle haykırma yarışındalar. 2 Mart Cuma Y 26 Şubat Pazartesi “A 891. sayının çözümü: A. SIDDIK B. EZOP C. RESNELİ NİYAZİ D. DÜYUNU E. AMMA F. RŞYM G. KADININ ADI YOK H. OM I. ÇİZİKTIRMAK J. ABOV K. KÜRŞAT BAŞAR Şiir: "bir kadının peşine düştüm/ kırmızı saçlı soba vardı /ayakta roman yazıyordum/ kuşkonmaz yedik" lmanlar’ın ‘elti’sini beğenmedi Türkçe Volt ismiyle rekor kırdı" (Vatan, 26. 2. 2007; s. 8) Başlık bu! Peki, olay ne? Efendim, Volkswagen’in "LT" adını taşıyan bir modeli varmış. Doğuş Otomotiv bu adı değiştirmiş. En iyisi gazeteden olduğu gibi aktarmak: Doğuş, 30 yıllık Volkswagen LT’nin İngilizce okunuşuyla elti anlamına geldiği için komik bulunması ve bu yüzden tercih edilmemesi üzerine aracın ismini Volt olarak değiştirdi. Sessiz sedasız ilk kez bir araca konulan Türkçe isimle, Antalya dünyada en fazla Volt satılan şehir oldu. 1. Almanların "eltisi" ne demek? Almanlar LT harflerini elti diye İngilizceye göre okumazlar; Almancaya göre elte diye okurlar. 2. Bu harflerin İngilizce okunuşu elti olabilir; ama bu, yalnızca okunuştur. Bu harflerin "elti anlamına geldiği" anlamına gelmez. 3. LT harflerini elti diye okuyanlar Alman Volkswagen firması olamayacağına göre, Türk Doğuş firması olmalıdır. Niye bu harfler Almancaya göre değil, Türkçeye göre de değil, İngilizceye göre okunmaktadır? 4. "Almanlar’ın" biçimindeki yazılış yanlış. Çoğul ekinden önce ya da sonra kesme işareti konmaz. 5. Volt sözcüğünün Türkçeyle uzak yakın bir ilişkisi olamaz. Volt, İtalyan fizikçi Alessandro Volta’nın adından türetilmiş eliz Düşkün, "Son derece rahatsız oldum," diyerek şunları söylüyor. "Pendik'te geçen cuma nüfus sayımı görevlileri evlere birer form bıraktılar, doldurulup ertesi gün aynı görevlilere teslim edilmek üzere. Formda tüm "nüfus" sözcükleri (8 tane) "nüfuz" şeklinde yazılmıştı." Hadi bakalım! "Nüfus"la "nüfuz"u da mı karıştırıyoruz artık? "Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür." diyen Sakallı Celal’i bir kez daha haklı çıkarmaya mı çalışıyoruz? Bu "form"ları hazırlayanlar her şeyi bildiklerine inandıkları için okumazlar; ama olsun, biz yine de yazalım (Ayverdi Sözlüğü’nden): Nüfus: 1. Kişi. 2. Belli bir bölge, şehir veya memlekette yaşayanların tamamı. 3. Ruhlar, canlar. Nüfuz: 1. (İçine) geçme, (içe) işleme. 2. Sözü geçme, sözünü geçirme gücü. 6 Mart Salı E vrensel Basın Yayın, Cevdet Kudret’in kitaplarını yayımlıyor. Adnan Özyalçıner’in hazırladığı "anı biyografi" kitabına verdiği adla "Edebiyatın Ağır İşçisi"dir Cevdet Kudret. Eşi İhsan Kudret’in yanı sıra edebiyatçı dostlarının, öğrencilerinin yazdıkları, onun yazdığı ve ona yazılan mektuplar, fotoğraflarla koskoca bir yaşamı kapsayan bu kitaptan başka, üç tane de Cevdet Kudret romanı: Sınıf Arkadaşları, Havada Bulut Yok, Karıncayı Tanırsınız. Bu üç roman, dileyelim ki araştırmaları, incelemeleriyle edebiyat tarihçiliğiyle anılan ve tanınan Cevdet Kudret’in, bu çok önemli çalışmalarının bir anlamda gölgesinde kalmış olan romancı kişiliğini yeniden gündeme getirsin. Everest Yayınları da büyük bir heyecanla Orhan Kemal’in kitaplarını yayımlamaya başladı. Şubat ayında Müfettişler Müfettişi, Gurbet Kuşları ve ilk kez yayımlanan Önemli Not‘la başlayan Orhan Kemal dizisi, bundan sonra da her ay iki kitapla sürecekmiş. Orhan Kemal’i genç kuşaklarla buluşturmak gerçekten heyecan verici. ? [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. SAYFA 39 CUMHURİYET KİTAP SAYI 891
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle