Katalog

? Hasan Hüseyin, "Kendimi Tanıtırım" başlıklı (Oğlak, Bilgi, yedinci basım,1998, 131) şiirinde, "Hasan Hüseyin derler adıma" dizesinin önüne yerleştirmiştir "İşte başım işte şiirlerim" dizesini… Enikonu bir meydan okumadır bu. Pir ‘GÖK MAVİSİ BİR TÜRKÜ’ Sultan’ın "Biz de bu yayladan şaha gideriz" deyişini anımsatır bir çalım. HekimoğHasan Hüseyin’in yaşamına dönük anlu türküsünü anımsamak da olası. Başınlara, kıyısından köşesinden olsun tanıklık ca şiirleri ya da şiirlerinin başınca değerli yapabilmek için Azime Korkmazgil’in Gök olduğunu vurgular şair böylece… Mavisi Bir Türkü (Ceylan, 1.Kitap, ikinci Behçet Necatigil, Hasan Hüseyin’le basım 2000; 2. Kitap, 2003) adlı yaşakendisi yaşarken yayımlanan Edebiyatımöyküsü romanını okumak zorunlu bana mızda İsimler Sözlüğü’nde (Varlık, dokugöre. zuncu basım, 1978) onun verimini, "kenBaşarılı bir yaşamöyküsü romanı andıdisini günümüzün en güçlü şairlerinden ğım iki ciltlik koca kitap. Bunun ilk kitabıbiri yapan şiirler" olarak niteliyor. nı, Türküleri Yakanlar (Prospero, 1995) "Güçlü şair"den neyi anlamak gerekir? adıyla okumuştum ya, üzerinden epeyi Bir şair, gücünü şiirinden alıyorsa eğer, zaman geçmişti. Yakınlarda yeniden okusırt dönülebilir mi ona? Soğukkanlı düşüdum, elimden bırakamadım kitapları. nüldüğünde böylesi bir sırt dönme hakDildeki incelikten kaynaklanıyor değil kından söz edilebilir mi? Öyle ya şair, herAzime Korkmazgil’in başarısı yalnızca, hangi düşünceye, inanca, örgüte şuna hayır Hasan Hüseyin’in yaşamına dönük buna dayanarak değil de şiirinin gücüyle getirilen verilerdeki bereketten de değil, kanıtlamıştır kendini. Necatigil’in bu debana sorarsanız Gök Mavisi Bir Türkü, ğerlendirmesi üzerinde neden kimsecikler kendi yaşamına dönük açılımı, bunu işlerdurmuyor dersiniz? ken yansıttığı soyutlayım, dönüştürüm Ahmet Yıldız’ın bir yazısını okumuştum: düzeyiyle dikkati çekmeli daha çok. "Hasan Hüseyin OkunuAma elbette Hasan yor mu?" (Kertenkeleler Hüseyin’in yaşamöyküve Edebiyat, Papirüs, süne özgülenmiş bir roDevrimci şiire duyuikinci basım, 2004, 116). man yine de yapıt. Kaldı lan isteksizlik, çaktıYıldız, andığım yazıyı ki ona sesleniyor zaten rılmamaya çalışılan şöyle tamamlıyordu: yazar. sırt dönüş devrimci "Hasan Hüseyin’in, buRomanı 3 Haziran gün, Türk Edebiyatı’nda 1963’le başlatıyor Azime şiirin zayıflığından adı sanı duyulmamaktaKorkmazgil. Uşak’ta öğdeğil çünkü, bu şiiri Dergilerde, tartışmaretmendir, Nâzım Hikalabildiğine kutsayıp dır. larda yoktur, ama elbette met’in ölüm haberini dinsonra da yücelttikleri bütün sanatçılar gibi varler radyo istasyonlarının yerde öylece bırakadır birilerinin dağarcığınbirinden, ama dinlemiş da." (118) midir, kulağında mı uğulkalmış devrimcilerin Bayındır 2’nin Ziya damıştır haber belli değilkofluğundan… Gökalp Caddesi’yle kesidir. Uşak’ta iki çocuğuyla Bunu şiir olarak deşen köşesinde ayaküzeri bungun bir geceyi sürğil, devrim önersöyleyiverdikleri Hasan dürmektedir o sıra. İlerlemeleri bağlamında Hüseyin’in… "Ölmekten yen sayfalarda Hasan korkmuyorum, ama keHüseyin’in de kendisi gialgılayan güruhun fenin bir kıyısından bakabi bungun bir gece yaşasığlığından… bilmeyi çok isterdim, kim dığını öğreniriz, bunu ne diyor ne yapıyor göredostlarından dinlemiştir o bilmek için." da, Hasan Hüseyin’in anlatımı olarak deBugün yok sayma, adını anmama bir ğil. siyasa bağlamında Nâzım Hikmet, Rıfat İki gün sonra, 5 Haziran’da Ankara’daIlgaz, Şükran Kurdakul, Enver Gökçe, Ahdır Azime Korkmazgil, şiirlerini okuyup med Arif vb. için de sürdürülmüyor mu? hayranlık duyduğu şairle tanışmak için. Yarın yukarıda andıklarım, anmadıklarımİşe bakın ki Hasan Hüseyin de Nâzım’ın dan daha gençlere de gelecek sıra, buölüm haberinden sonra çekip gitmiştir günün devrimci şiirini örüntüleyen şairler Ankara’dan… de küllendirilmeye çalışılacak! Çünkü ya"3 Haziran’dan hemen sonraymış gidipılmaya çalışılan sözümona saltık bir şiirşin, önceki gün yani! İlk gece evinde, den yanaymış gibi gözüküp, devrimci şaunutulmaz bir sarhoşluk yaşamışsın, radirlerin bu şiir estetiğine taban tabana ters yonu duvara çarpıp parçalamışsın. Çok gelecek verimleyişler sunduğunu söylesonra bir gün Abdullah Nefes de anlatayerek yıkmak devrimci şiiri! caktı ki; sabahında uyumadan gelmişsin Nasılsa at gözlüğü takmış bir sürü var Akis’e, çalışmayıp volta atmışsın odalarortalıkta, bundan ötürü değil mi kolaycılıda. Ağlamışsın, duvarları, masaları, havağın zaferi? ları yumruklamışsın…" (2000, 31) Devrimci şiire duyulan isteksizlik, çaktıGüzelim denemelerinden birinde "Şarılmamaya çalışılan sırt dönüş devrimci irin Yaşamı" üzerine şu satırları kaleme alşiirin zayıflığından değil çünkü, bu şiiri mıştı Melih Cevdet Anday: alabildiğine kutsayıp sonra da yücelttikle"…Modern sanat yapıtlarını yaratıcılari yerde öylece bırakakalmış devrimcilerin rından ayrı düşünemiyoruz. Yaratıcısı belli kofluğundan… Bunu şiir olarak değil, sanat yapıtı, modern bir olaydır. Zanaat devrim önermeleri bağlamında algılayan ile sanat arasındaki ayrım böyle ortaya güruhun sığlığından… çıktı. Bir ayakkabı alsam, yapıcısını hiç Evet, önce Kemalciler, Marksçılar, devmerak etmiyorum. Ama bir sanat yapıtı rimciler bozuldu… Sonra her şey… ? karışısında isem, ‘Bu kimin’ sorusunu CUMHURİYET KİTAP SAYI 891 SAYFA 19 sunmaya karar vermiştim sahnede, söylemiştim de kendisine. Ne ki ölüm girdi araya, uzanamadım, elim gitmedi bir türlü andığım yapıta. Sonra o uğursuz 11 Temmuz 1978 günü… Bedrettin Cömert’in öldürülüşü… Haberi duyar duymaz bir iki arkadaş Hasan Hüseyin’in evine çıkmıştık hemen. Nasıl perişandı, nasıl yürek paralayıcı bir çaresizlik içindeydi, sözcüklere dökmek zor bunu. Bir yandan ağlıyor, bu arada durmadan "Bir şeyler yapmalıyım" diyordu döne döne, bir ara Meclis’in önündeki direğe zincirle bağlanmaktan falan da söz etti hatta. Yanılmıyorsam eğer, Bedrettin Cömert’in öldürülmesi, sonun başlangıcı oldu onda. Hasan Hüseyin, elde fener "adam" arayan biriydi çünkü hep! Oysa önce devrimciler bozuldu ama, değil mi?… sormaktan kendimi alamıyorum./ Çünkü sanatın tanrısal bir iş olduğu inancı çok gerilerde kalmıştır; şimdiki merakımız, yaratıcılığın nasıl oluştuğuna yöneliktir./ …Yaşamla sanat arasında çok yakın ilişkiler bulunduğuna inanan meraklı (…) daha da çoğunu arar, bekler…" "…Üzülmeye gerek yok; biz büyük yaratıcılar için, nasıl olsa, kafamızda belli yaşamöyküleri kurmuyor muyuz!" (Cumhuriyet, 22.11.1996) Hasan Hüseyin de şiirinden değil hep yaşamından vurulmamış mıdır? Ah, ne yazık, devrimciler bozuldu önce… ‘İŞTE BAŞIM İŞTE ŞİİRLERİM’