03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 A 2 M 3 C 4 G 5 B 6 İLKER MUMCUOĞLU M 7 I 8 M 9 G 10 L 11 I 12 K 13 I 14 D 15 J 16 C 17 J 18 G 19 I 20 D 21 I 22 A 23 I 24 I 25 G 26 L 27 M 28 E 29 L 30 M 31 N 32 L 33 J 34 F 35 E 36 B 37 M 38 M 39 F 40 M 41 C Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri 17 Ağustos Perşembe 42 L 43 H 44 M 45 E 46 D 47 K 48 J 49 D 50 J 51 E 52 D 15 Ağustos Salı 53 M 54 I 55 M 56 E 57 D 58 H 59 B 60 A 61 K 62 M 63 M H 64 N 65 M 66 D 67 N 68 I 69 D 70 D 71 F 72 J 73 G 74 I 75 L 76 N 77 D 78 K 79 M 80 C 81 B 82 M Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerideyse aynı yayınevinden çıkan, Doğan Ergül’ün Aşkın ve Suların Öğleni adlı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. ‘‘Vücudu... kesmişti, elleri titriyordu, alnında ter taneleri belirmişti.’’ (Peyami Safa) 1 60 22 B. Stefan Zweig’in bir romanı. 81 36 5 59 C. Zodyak üzerinde yer alan on iki takım yıldıza verilen ortak ad. 41 16 3 80 D. ‘‘... Bir Yahudi Ailesi’’ (Brigitte Peskine’nin romanı) 66 70 46 77 14 49 57 52 20 69 E. Kar ayaklığı. 28 35 51 45 56 F. Tavlada bir sayı. 71 39 34 G. ‘‘Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu ... kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır.’’ (Anayasa) 18 4 73 25 9 H. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana adlı romanı da yaratan yazarı simgeleyen harfler. 75 10 42 32 26 29 M. Duino Elejileri adlı şiir kitabını da yaratan şair. 38 62 37 40 27 63 65 79 30 2 8 6 55 44 82 53 N. ‘‘... Murdoch’’ (Kesik Bir Baş ve Ağ adlı romanları da yaratan yazar). 64 76 31 67 58 43 I. ‘‘... esen seher yelleri / Esip esip yare değmeli değil.’’ (Karacaoğlan). 11 74 24 21 54 13 19 7 23 68 J. Rus kaderciliğinin simgesi sayılan, ‘‘boşver’’ anlamındaki sözcük. 48 33 15 50 17 72 K. İletişim dizgesi birliği. 61 47 12 78 L. Farsça. ani kimi insanlar vardır, koşullar elverse çok yakın dost olacağınızı bilirsiniz; ama yollarınız pek kesişmemiştir. Arife Kalender’le oturup doyasıya sohbet etmişliğimiz bile yok; topu topu birkaç karşılaşma; ama her seferinde ondan bana geçen bir sıcaklık... Şimdikilerin, “Pozitif elektrik aldım.”; eskilerin, “Yıldızımız barıştı.” dediği türden, kurulabilse sağlam olacak bir dostluğun işareti. Birbirimize son teğet geçişimiz mayıs başında Antalya’daydı. Ayaküstü imzaladığı “Deli Bal” adlı şiir kitabına, “Portakal kokulu bir akşamdan” diye yazmış. Ben o akşamdan portakal kokusu anımsamıyorum; ama şairler böyledir; bizim duymadığımız kokuları dayar; sesleri, renkleri algılar. “Göçler” şiirinin başında, “göçüyordu içinde yaşadığım şehirler /ben de göçtüm onlarla” dedikten sonra, yalnızca kadınların gösterebileceği bir açık yüreklilikle şöyle sürdürüyor şiirini: “bir kadının eskimesi daha korkunçtur / bir kentin eskimesinden / ruj rengini bayat kılar, rimeller kuru / döpiyeste çiçek solmuş, atmış dikişler / saray ve naftalin kokulu düşlerden sonra / çoktan ölmüş bahriyeli bir gencin / öpüşleri duruyor boynumun kıyısında”. Kitaba adını veren şiirin, “bir leylaydım, bin ademden / nice mecnun yarattım” dizeleri de şairinin şiirsel zekâsının kanıtı olarak gösterilebilir bence. Devamı da şöyle: “ecel bendim, iksir bendim, huri ben / merak arkadaşım, ateş ruhuma bela / göze candım, köre mana / gizlendiğim tenhalarım buldular / asi hayvanlarım evcil odalarda / tufanlarımdan habersiz uyudular.” Şiirseverler, Arife Kalender’in şiirinin değerini anlamış görünüyor. Türkiye’de pek az şiir kitabı aynı yıl içinde ikinci baskıya girer. Arife Kalender’in yedinci şiir kitabı “Deli Bal”, 2005 Orhon Murat Arıburnu ödülünü almış; aynı yıl ilki Telos’tan, ikincisi Phoenix’ten iki de baskı yapmış. Yine Phoenix’ten çıkmış bir başka kitabı da “Şiir Irmakları” adını taşıyor. Kendi şiiriyle örtüşen ya da aykırı düşen şairler hakkında yazdığı incelemelere, şairlerin yaşamöyküleri, fotoğrafları ve şiirlerinden birkaç örnek konunca antolojiden daha doyurucu bir kitap çıkmış ortaya. Çağdaş şiirimizin on dört ustasını incelediği kitabın arkasına düşülen notta dendiği gibi: “Bu ırmakların derinliği, yatağı, yönü, sesi ve ışıltısı farklı farklı. Ama tümü Türkçeden doğup hayata dökülüyorlar.” S 861. sayının çözümü: A. Tebliğ, B. Ulama, C. Tümel, D. Umut, E. Nabi, F. Ağa, G. Miho, H. Abad, I. Yüzyıllık Yalnızlık, J. Aşug, K. Nohudi, L. Limbo, M. Agnes Grey, N. Rasih. Şiir: “Selim gibi günlük tutmaya başlayalım bakalım; sonumuz hayırlı değil herhalde onun gibi. Oğuz Atay." S ma ne kadar güzel bir sürpriz oldu. Mektuptan önce telgrafı gördüm. “Babamın yüzüncü doğum yıldönümünü kutlayan telinizi sevinç ve iftiharla aldım. Size ve sevgili Kepsutlulara sonsuz şükranlarımla sevgilerimi arz ederim.” Tarih: 15. 3. 1947. Ayvalık Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin düzenlediği imza günümdeydim. Karagöz Sanatevi’nin yanında, derneğe gelir sağlamak için ikinci el, bağış kitapların çok uygun fiyatlarla satıldığı, hoş bir mekân... Yalnız hoş değil işlevsel de olabilmesi için destek olunmalı, yaşatılmalı böyle yerler. Boş bir zamanı kollayıp kitapları karıştırmasam olmazdı. Okunmuş, okunanın izi düşmüş kitaplara ayrı bir düşkünlüğüm var çünkü. Bir kitabın arasında bir mektup ve bir telgraf bulunca, öyküsüyle gelen bir kitapla karşı karşıya olduğumu anladım. Jane Austen’ın, Vecahat Güray tarafından “Sağduyu ve Duyarlık” adıyla çevrilmiş, 1948 basım tarihli Sens and Sensibility’sini, Nurullah Ataç ile Sabri Esat Siyavuşgil çevirisi Madame Bovary’yi, aynı romanın Alkım Yayınevi tarafından bu yıl basılan Celal Öner çevirisini, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara’sının ciltli üçüncü baskısını zaten ayırıp bir kıyıya koymuştum. Son kitabı, Ercüment Ekrem Talu’nun “Meşhedi ile Devriâlem”ini de koydum ayırdığım kitapların üstüne. Kitabın eski sahibi, bağışlarken orada unutmuş olmalıydı telgrafla mektubu. Öyleydi gerçekten. Telgraf da mektup da kitabın eski sahibi Kepsutlu Öğretmen İbrahim Özer’e gönderilmişti. Ama kim tarafından? İşte burası önemli! Ercüment Ekrem Talu tarafından. Bu durumda yüzüncü doğum yıldönümü kutlanan baba Recaizade Mahmut Ekrem oluyor. İnci gibi bir yazıyla, “16 / VI / 946” tarihinde yazılmış mektup, “Muhterem Meslektaşım” diye başlıyor. “Atalarımın bucağından gelen sesinize tez cevap veremedim. Kusurumu bağışlayınız. Ben de öğretmen olduğum için, bütün bir ay orta ve lise bitirme imihanlarında ayırtmanlık ettim. Sabahın erken saatinden, gün kavuşuncaya kadar 50 60 mevcutlu sınıfların imtihanlarını yapmak hele benim yaşımda çok yoruyor.” Eski sözcükler de var; ama “ayırtman” da var. Pırıl pırıl bir sözcük ve ne yazık ki artık kullanılmıyor. Bu mektubu yazdığında 57 yaşında E. Ekrem Talu ve Galatasaray Lisesi’nde edebiyat öğretmeni. On yıl sonra, babasıyla aynı yaşta, 67 yaşındayken ölecek. Bildiğimiz, Recaizade Ekrem’in ve onun babası Recai Efendi’nin İstanbullu olduğu. Ancak, Kepsut 16 Ağustos Çarşamba için, “Atalarımın bucağı” dendiğine göre, aiık sık seslenildiği için duyuyorum; ufak lenin bir biçimde Kepsut’la bir ilişkisi var. lığın adı Atahan. Bu adı koyan büyükle Anlaşılan, Kepsut’un tarihçesini yazmak için yardım istenmiş Talu’dan. Çünkü, “Dört rin atalarla bir bağ kurmak istedikleri ortabeş yaşımda iken bir tek defa gördüğüm Kepda; ama gelin görün ki yalnız Atahan değil, onun babası da “Mama” diye sesleniyor an sut’un iştiyakı gönlümdedir. Gözlerim kapannesine. Yazın en sıcak günlerini geçirdiğimiz madan önce bir daha sıla etmek isterim. Kepsut’un tarihçesini yazmak hususunda size bir Sarımsaklı’daki evde, Almanya’dan Türkiyardımım olabileceğini sanmıyorum. Zira fazye’deki yazlıklarına, tatil yapmaya gelmiş la bir bildiğim yoktur. Soysopumun hal tercükomşularımızın kendi aralarındaki konuşmesi hakkında dileyeceğiniz malumatı ancak malarının tümü Almanca. Arada, “Yapma verebilirim.” diyor Talu; ama bir başka teklifi yahu!” ya da “Allah Allah!” sesleri duyulma geri çevirmiyor: “Istanbulda yüksek tahsil yasa, bir de adlarıyla seslenmeseler birbirileri pan hemşerilerimle tanışmak benim için haz ne Türk oldukları belli değil. Tasası seni mi olacaktır. Yeni ders yılı iptidasında benim ontuttu, denebilir. Yanıtım: Evet! larla temasımı temin ederseniz sevinirim.” Yazımını olduğu gibi koruduğum mektup, Yine 16 Ağustos Çarşamba “Gönül dolusu sevgi ve saygılarımın kabulünü dilerim, Efendim.” diye bitiyor. Tam altmış yıl önce yazılmış bu mektup, günümüze oğanın kardeşi olan bitkinin doğru adı sarmısak ise de Ayvalık’ın ünlü deniz kı görgü dersi verir gibi. ? [email protected] yısının adı, resmi kayıtlardaki yazılışı doğru kabul etmek zorunda olduğumuza göre, ar Yıldız Teknik Üniv. Türk Dili Bölümü Çukursaray Bitık Sarımsaklı sayılmak durumunda. nası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul SAYFA 31 A CUMHURİYET KİTAP SAYI 863
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle