Katalog

? fur’da, Somali’de ve Irak’ta yaşananlara da ışık tutuyor. Defterler/ Kafka/ Çeviren: Osman Çakmakçı/ Salyangoz Yayınları/ 158 s. Bu kitapta, Franz Kafka’nın, Ekim 1917 ile Şubat 1920 arasında yazdığı ‘Günah, Istırap, Umut ve Doğru Yol Üzerine Aforizmalar’ ve ‘O: 1920 Günlüğünden Aforizmalar’ başlıklarıyla iki ayrı bölümde yayımlanan aforizmaları yer alıyor. O tarihlerde Kafka’nın iç dünyası büyük yıkımlarla karşı karşıyaydı: Vereme yakalandığını daha yeni öğrenmiş, uzatmalı nişanlısı Felice Bauer’den ayrılmış, 1908’den 1922’ye kadar çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Şirketi’nden hastalığından ötürü uzun süreli bir izin almış ve “tek oğullarının” ailesine ne evliliğini ne de ünlü bir yazar olarak kabul edildiğini görme mutluluğunu tattıramayacağını artık kabullenmişti. Üç Dergi Üç İnsan/ Serhat Hürkan/ Sinemis Yayınları/ 128 s. “Akis, Devrim, Yankı alelade yayın organları değillerdi. Yayıncıları Metin Toker, Doğan Avcıoğlu, Mehmet Ali Kışlalı gazetecidergici sıfatlarının yanı sıra yönetici sınıfın mensupları olarak, iktidar mücadelesinde etki ve güç sahibiydiler. Araştırma konusu olarak seçtiğimiz üç derginin hikâyeleri, fondaki bu dekor göz önünde bulundurularak okunursa; sadece basın tarihine ilişkin teknik metinler olmaktan sıyrılacaklar.” Bu kitapta Akis, Devrim, Yankı dergileri ve yayıncıları Metin Toker, Doğan Avcıoğlu, Mehmet Ali Kışlalı hakkında bir araştırma yer alıyor. Siyaset ve İktisat/ Yusuf Akçura/ Sinemis Yayınları/ 190 s. Yusuf Akçura’nın ‘Siyaset ve İktisat’ adlı yapıtı, 19191924 yılları arasında değişik gazete ve dergilerde yayımlanan makaleleri ile farklı yerlerde verdiği nutukları içeriyor. 17 yazıdan oluşan bu kitapta, Türk milletinin İstiklal Savaşı sırasında verdiği mücadeleler ve çektiği sıkıntılar ele alınıyor. Kitapta, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğuna, dünya siyaset ve ekonomisine, Türk tarihine ilişkin yazılar yer alıyor. Miami Blues/ Charles Willeford/ Çev.: Pınar Güncan/ Çitlembik Yay./264 s. Dedektif Hoke Moseley, dört kişinin hunharca öldürüldüğü bir cinayeti soruşturmakla geçen günün ardından, devamlı ikamet ettiği üçüncü sınıf El Dorado Oteli’ndeki odasında bir bardak içkiyle gevşemeye çalışır. Kapı vurulduğunda aklına kötü bir şey gelmez. Ertesi gün gözlerini hastanede, korkunç çürükler içerisinde ve kırılmış olan çenesi protezle tutturulmuş bir halde açacaktır. Moseley, on yıldır üstlendiği bütün dosyaları gözden geçirir ve bunu yapanın kim olduğunu bulmaya çalışır... Sinema: Modern Mitoloji/ Ömer Tercimer/ Plan B Yayınları/ 432 s. Sinemanın mitolojik kökenlerine inen bu kitapta, senaryolarda sık sık görülen inisiyasyon olgusu ve kahramanın yolculuğu şablonu inceleniyor; bu kavramların ışığında film çözümlemeleri yapılıyor. Sinema tarihinin önemli filmlerinin yanı sıra, bugünün postmodern filmleri de ele alınıyor: Matrix, Amelie, Gözleri Tamamen Kapalı, Umut, Dövüş Kulübü, Müfreze, Full Metal Jacket, Kıyamet, Ağrı Dağı Efsanesi, Mavi Kadife, Şeytan Çıkmazı, Siyah Örfe, Mavi, Gizli Yüz, Amadeus, Azınlık Raporu. Yol, Yolcu, Yolculuk Şiirleri Antolojisi/ Haz.: Gültekin Emre/ Kâmil Koç Otobüs. A. Ş. Yay./ 128 s. Karayolu taşımacılık şirketi Kâmil Koç, kuruluşunun 80’inci yıl dönümünde yol, yolcu ve yolculuk şiirlerini bir araya topladı. Gültekin Emre tarafından hazırlanan kitap, üniversitelerin ilgili bölümlerine ve bir takım etkinliklerde ücretsiz olarak dağıtılacak. Kitapta, aralarında Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Cevat Çapan, Birhan Keskin’in de bulunduğu birçok şairden 83 şiir yer alıyor. Attila/ William Napier/ Çev.: Enver Günsel/ Remzi Kitabevi/ 368 s. İS 400’lerde Roma İmparatorluğu’nu bir uçtan bir uca titreten Hunların gözüpek lideri Attila’nın öyküsü yer alıyor bu kitapta. Onun Roma saraylarındaki tutsaklığından, sayısız kaçma girişimlerine ve ıssız bir dağ köyünde tüm saflığıyla aşkı keşfedişine uzanan bir serüven... Tarihin yönünü değiştiren, yarım milyon süvarinin en önünde İskit ovalarını aşıp son çarpışmayı çocukluk arkadaşıyla yapacak olan bir fatihin kaderi... Krallar ve kraliçeler; köleler ve fahişeler; azizler ve büyücüler... Amerikalı/ Andrew Britton/ Çeviren: Sezer Soner/ Dharma Yayınları/ 454 s. ölüme gerçek anlamda çok yaklaştırır; hayatta kalmayı başarabilir ama hemen ardından, hem ordudaki hem de CIA’deki kariyerini arkasında bırakıp gider. Tam o sırada eski bir Amerikan askeri olan Jason March çıkar ortaya, onu durdurmak gerekmektedir. Peşine düşüp yakalamaksa onu eğiten, onunla birlikte dövüşen ve hatta onun ölmüş olduğuna inanan Ryan Kealey’e düşmektedir. Ne var ki March tek başına değildir, Ortadoğu’daki bir terör şebekesiyle işbirliği yapmaktadır... Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik VII. Cilt/ Doç. Dr. Noyan Dedebaba/ Ardıç Yayınları/ 776 s. “Bektaşilik ne geriliktir ve ne de gericiliktir. Tam aksine, sınırsız ilericilik ve özgürlüktür. Bektaşilik, Türk’ün Müslümanlığı yorumlama tarzı içinde şekillenmiş, bir toplumsal harekettir. Bu nedenle, onun mayasını ulusumuzun kültürü oluşturmuştur. Fakat o ırkçı değildir ve insanları; iyilik, dayanışma, karşılıklı sevgi ve saygı içinde yaşatmayı amaçlamış, hatta zaman zaman da bu anlayışı uygulamıştır.” Bu kitapta, kâmil insan evliya olabilmek için, uyulması gereken kurallar ve Bektâşîlik/ Alevîliği yaratan kişiler, kurumlar, düşünce akımlar ile örgütler anlatılıyor. Askeri Darbeden Sivil Darbeye/ Erol Manisalı/ Truva Yayınları/ 256 s. “Son yılların en ilginç kitaplarından biri şimdi yayında: Erol Manisalı’nın ‘Hayatım Avrupa’sı. Yalnız konu değil, sunuluş yöntemi açısından da ilginç: Ekonomik bütünleşme kuramları üzerinde çalışan bir akademisyenin nasıl olup da bunu bir ulusal dava saymaya başladığını ve neredeyse bütün yaşamını o konudaki büyük yanlışı düzeltmeye verdiğini gösteren bir kitap. Bir çeşit özgeçmiş öyküsü, ama ülkenin Avrupa Birliği serüveniyle sarmaş dolaş olarak. Olaylarıyla, kişileriyle, belgeleriyle, politika değişiklikleri ve tartışmalarıyla...” diyor Mümtaz Soysal. ‘Hayatım Avrupa’nın ikinci kitabı ‘Askeri Darbeden Sivil Darbeye’de Erol Manisalı, 19821995 arası dönemi irdeliyor. Şelale’nin Bez Bebeği/ Naşide Gökbudak/ PMP Basım Yayın/ 296 s. Ryan Kealey, aykırı karaktere sahip bir CIA ajanıdır. Mesleği gereği yüksek tempolu bir yaşam sürer ve her an ölümle yüz yüze gelir. Yaşadığı bir olay onu Şelale... Hariciyeci Fahrettin Bey’in biricik torunu, Kerim Bey ve Mualla Hanım’ın güzeller güzeli kızı, Fransız Dadı Sara’nın Nar Çiçeği... Adını asi babaannesinden ve Karadeniz’deki Güzeldere Şelalesi’nden alan bu eşsiz masumiyetin, köşklerde büyük ihtimamlarla büyütülen bu zarif çiçeğin başına neler gelecek? Bir yaşamın içine ne kadar büyük bir aşk ve kaç acı sığabilir? Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından, yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne, İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne, bir ailenin mutluluklar, aşklar, ayrılıklar ve hırslarla dolu hikâyesi... Küçük bir kız için bez bebeği ne kadar da önemlidir. Ya Şelale için... ? SAYFA 27 CUMHURİYET KİTAP SAYI 863