22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 B 2 F 1 T 4 2 G 3 E 4 N 5 L 6 İLKER MUMCUOĞLU E 7 B 7 N 8 J 9 M 10 D 11 D 12 I 13 K 14 E 15 K 16 F 17 C 17 N 18 I 19 H 20 J 21 N 22 M 23 I 24 F 24 B 25 G 26 D 27 I 28 A 28 E 29 E 30 J 31 G 32 32 I 33 A 34 C 35 F 36 A 37 J 38 E 39 B 40 A Feyza HEPÇİLİNGİRLER 12 Şubat Pazar Türkçe Günlükleri düt etmeden yaptım bu değişiklikleri. Kadın yazarların bir araya geldiği pek sık rastlanan bir olay değildir çünkü. Kimler yoktu ki! Yalnızca Elif Şafak ve Birhan Keskin’le daha önce yüz yüze tanışmamıştım. Gülten Dayıoğlu bilinen yüce gönüllülüğüyle oradaydı. (Bu araya onu da sıkıştırmazsam çatlarım: Niye “alçakgönüllülük” diyoruz? “Yüce gönüllülük” daha güzel değil mi?) Pınar Kür’ü, Ayvalık bağlantısı nedeniyle çoktandır hemşerim sayarım. Nihal Yeğinobalı’yla birkaç kez karşılaşmışlığımız var. Şebnem İşigüzel’le de görüşmüşlüğümüz pek az. Oysa İnci Aral’la ‘80’lerin başından beri tanışırız. Yazmaya değilse de yayımlamaya başlamamız aynı yıllara rastlar. Feride Çiçekoğlu’yla ad akrabalığımız var. Adlarımızın F ile başlamasından ve soyadlarımızdaki ç ve i bolluğundan olmalı. Benim bir adımın da Feride olduğu bilinse daha çok karıştırılırız herhalde. Füruzan meydan okuyan güzelliğiyle, Sema Kaygusuz kendine güvenli duruşuyla oradaydı. Lale Müldür, masada konuşulan her sözün doğal muhatabı saydı kendisini ve herkese cevap yetiştirmekten yorgun düştü. Ayşe Sarısayın’a bakarken Behçet Necatigil’in kızı olarak sunulmanın, taşınması zaman zaman ağırlaşan bir yüke dönüşebileceğini düşündüm. Tıpkı Elif Şafak’ın azıcık kambur duruşunun, tepeden bakıyor görüntüsünü biraz azaltmak için olabileceğini ya da Aslı Erdoğan’ın soğuk ve uzak duruşunun, içedönüklükten olabileceği gibi, kibirden de olabileceğini düşünmem gibi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı “Türkiye Kitap Okuyor” kampanyasını konuşmak için toplanmışız. Ne derece verimli geçtiği, konuşulanlar yazıya döküldüğünde anlaşılacak. 41 A 41 C 42 F 43 A 44 N 45 L 46 I 47 K 48 C 49 A 50 D 51 L 51 E 52 D 53 E 54 N 55 A 56 E 57 J 58 K 59 J 60 F 60 L 61 C 61 H 62 A 63 N 64 E 65 I 66 B 66 E 67 D 68 G 69 M 70 L 71 I M. 72 I 72 C 73 J 74 H 75 N 76 M 78 C 77 I 78 C 79 J 80 N 81 I Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, bulmaca karelerimizde yer alan Endre Ady şiirinin çevirmeninin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, Endre Ady’nin dizeleri, şiirinin adı ve ulusunun adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Tutunamayanlar”ın yazarı. 36 43 40 14 55 49 33 62 H. “... Ayna” (Erhan Bener’in bir romanı). 74 1 19 I. Töretanımazlık. 39 24 C. Metal, cam ya da topraktan küçük kap. 34 61 72 48 78 D. ABD’de bir eyalet. 7 26 67 52 50 11 10 E. “Dilin Gücü”, “Güneşle” ve “Yaşama Felsefesi” adlı deneme kitapları da olan deneme yazarı ve felsefeci. 6 3 14 56 29 38 66 28 53 64 F. Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme. 35 16 42 60 G. Yunan mitolojisinde nifak tanrıçası. 25 68 31 2 8 73 30 57 79 20 37 59 K. Namzet. 47 15 13 58 L. “Nadir ...” (“Ben Atatürkçü Değilim” ve “Dostum Mozart” adlı deneme yapıtları da yaratan yazar). 51 45 70 5 M. Şua. 69 9 22 76 N. William Shakespeare’in bir oyunu. 17 21 75 54 44 63 80 4 27 77 46 18 81 71 12 65 23 32 J. “Alpay ...” (“Türkiye’de Yazarın Kazancı”, “Türkçenin Sesi Fazıl Hüsnü Dağlarca”, “Türk Kitap Tarihi”, “Tarihimizde Kürtler ve Ayaklanmaları” adlı kitapları da olan yazar). B. “Radar”ın kısa yazılışı. Oktay Gültekin’den çok güzel bir mektup almıştım. Özel olarak yanıtlamak istemedim; çünkü çok dertli olduğumuz bir konuyu içeriyordu. Aldığım yeni bir mektup o konuyu tartışmaya açmamı zorunlu kılıyor artık. Prof. Dr. Asuman Ü. Müftüoğlu, “Dil kurallarını Batı’dan aldığımız kelimelere de uygulamalı mıyız?” diye can alıcı bir soru soruyor: Sayın Müftüoğlu tıp terimlerindeki çelişik kullanımlardan örnek vermiş. Hekimlerin “gripal infeksiyon” dediği şeye son zamanlarda “gribal infeksiyon” denmesi yanlış sayılmalı mı, sayılmamalı mı? Türkçede sözcük sonundaki sert ünsüz, ünlüyle başlayan bir ek aldığında yumuşar. Bu yüzden “Gripe tutuldum” değil, “Gribe tutuldum”; “mikropik” değil, “mikrobik” diyoruz. Örneğin tıpta “gangren” olan sözcük yazım kılavuzlarımızda çoktan “kangren” oldu. İşte buradan başlayarak konu genişliyor ve genelleşiyor. Bu noktadan Sayın Gültekin’in Fransızca asıllarından farklı söylenen ve yazılan sözcüklere değinen mektubuna geçebiliriz. “Program” yerine “por’ram”, “paragraf” yerine “par’raf”, hatta “folklor” yerine “folklör” denmesi hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar yanlış; peki Fransızcası “virtüoz” olan sözcüğün dilimizde “virtüöz” biçimini almasına karşı çıkacak mıyız? Bu sözcükteki değişim, büyük ünlü uyumunun gereği çünkü. Hoş, bu uyumun dışında kalan bütün yabancı sözcüklerde uygulamıyoruz kuralı. “Doküman”ı doğru, “döküman”ı yanlış sayıyor yazım kılavuzlarımız. Fransızcaları “detektif, detektör, detantör” olan sözcükleri biz alıp “dedektif, dedektör, dedantör” yapmışız. Çünkü dilimizin temel kurallarından “sert ünsüz yumuşaması” işlemiş burada. Tartışılması gereken tam olarak bu. Türkçenin kurallarını dışarıdan (Doğu’dan ya da Batı’dan) alınan sözcüklerde hiçbir tereddüde kapılmadan uygulamalı mıyız? Uygulayabilir miyiz? Bu kadar kararlı davranıp “Bizim dilimizin kuralı budur. Kusura bakmayın. Sözcüğü sizden aldık; ama kendi dilimizin kurallarına uydurarak kullanacağız.” diyebilir miyiz? İngilizceden gelen yeni sözcükleri dilimize uydursak dünya dili saydığımız İngilizcenin dışına düşeceğiz, uydurmasak kendi dilimizin yabancılaşmasını, İngilizceleşmesini önleyemeyeceğiz. Eskiden Arapça ve Farsça bilmeden Osmanlıca yazamadığımız gibi, şimdi de kendimizi İngilizce bilmeden konuşamaz ve yazamaz konumuna getirdiğimizin farkında mıyız? 14 Şubat Salı rene binmeyeli yıllar, yıllar olmuş. En son Belçika’dan Hollanda’ya trenle geçmiştim. Dünya Öykü Günü için Başkent Ekspresi ile Eskişehir’e gidiyoruz. Çünkü 14 Şubat yalnız Sevgililer Günü değil; aynı zamanda Dünya Öykü Günü de. Geçen gidişimde bayıldığım Eskişehir’e bu kez kızımla birlikte gidiyorum. Beş buçuk yıl yurtdışında yaşadıktan sonra kendi ülkesindeki olumlu gelişmeleri ona göstermek ve yaşayabileceği kültür şokunu hafifletmek annelik görevlerimin arasında. Ayrıca öykü hakkında konuşacak olmak da sevindirici. Dilci olmaktan çok, edebiyatçıyım çünkü. Oysa son on yıldır hep Türkçe için koşturuyorum. T 13 Şubat Pazartesi ugün Milliyet’in “Kitap” eki için Çırağan Sarayı’nda bir toplantı vardı. Milliyet’in ekinden de öteki gazetelerin çoğunun kitap ekleri verdiğinden de haberim olmadı. Yalnızca Evrensel’inkini biliyordum. Onu bilmem de benden yazı istenmesi yüzünden. “Popüler olmak isteyen yazar adayına öneriler” diye başladım yazmaya; ama o kadar bereketli bir konuymuş ki yazdıkça arkası geldi. Dizi yazı haline bile dönüşebilir; alaycı ve şakacı bir dizi. Yazarken beni pek eğlendiriyor ya umarım genç yazar adayları ciddiye alıp uygulamaya kalkmaz. Bu arada… Gazetelerimize ne oldu ki hepsi birden kitap eki vermeye başladı? Neyse… Filiz Aygündüz arayınca heyecanlandım. Toplantıya katılabilmek için kendi programımda biriki küçük değişiklik yapmam gerekiyordu; hiç tered Yine 14 Şubat Salı debiyatçılar Derneği adına etkinliğin tüm sorumluluğunu taşıyan Zehra Çam’dan önce, daha önceki gelişlerimden kazandığım dostlar Mediha Hanım ve Yalçın Bey karşıladılar bizi. Eskişehir’in Kanal A’sı için çektiğimiz Türkçe söyleşisi 26 bölüm olmuş ve yeni yayın döneminde yayımlanacakmış. Benim için üç CD’de toplamışlar 26 bölümü. Kapağında da fotoğrafım olan CD’leri görünce yeni albüm çıkarmış pop sanatçısı gibi hissettim kendimi. Saat 19.00’da başlayacak etkinlik. O zamana kadar otelde biraz dinleneceğiz. Heyecanlı mıyım? Yok. Zehra Hanım kadar değil. ? B E 835. sayının çözümü A. Ciddilik, B. Li, C. Arterit, D. Uçuşan Ağaç, E. Dönüşüm, F. Eglog, G. Erfud, H. Sürçüyor, I. Teğet, J. Eğilimli, K. Bikini, L. Atçılık, M. Nd. Şiir: “küçücük olmuştu çarşafın altında sonra gittiğini, yeterli değildi bu, çiçekleri gördüm, deliği,” feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı Yıldız 80750 / İstanbul SAYFA 47 CUMHURİYET KİTAP SAYI 837
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle