Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? korkulara gülüp geçmek, şekillendirmek onları. Biri korktuğunda, diğeri cesurdu, böylece değişirdi roller gelecek sefer. Çok eskiden çıkmıştım o sandalyeye, korkularımı yenmek için ilk şansımdı, Yardımcı görünüyordu her şey güney gecelerine son vermemize. Ve şimdi orta yaş. Sen kuzeydesin. karanlığın erken indiği, göçmenlerin soğuktan morardığı yerde. Işığı açma sırası sende. evsizleri, annesizleri kirli ve ölüleri ön üçünde bir kız, omuzlarında yapılacak işler sırtında geçim derdi. Sökükleri Dikmek İçten, dıştan, arkadan, çaprazlama. Biçimsel hareketler daraltıyor giysileri. Dikiş atmak şiiridir bir cerrahın, bir Çin puludur, suskun oyunudur kumaşın. Yabanıl lekeler. Kan patikaları sonra, kalınlaşan kabuğu yaranın, makara deliği. Katılaşmış kronik bir pamuk bezi, Kızartıların, lezyonların renkli dokusu. Eski çağlardan kalma işini yapıyor kadın, Sayıyor, çiziyor, imliyor, dikiyor, Deliyor iğnesi deriyi, pens yaparken görünmez yamasına yüreklerin. Bedenin Bölümleri kanat gibi dönebilir rüzgârda bilekler yürüyebilir kesilmiş ayaklar yuvaya sağır kulaklar duyabilir çalgısını güneş kuşlarının görebilir erimiş gözler yıldızları karanlıkta tekleyen ciğerler devindirebilir rüzgâr değirmenlerini ekebilir sakat eller tohumları, taneleri yürekler akabilir gizli kaynaklara mısırı tanele, tanı damgalı sığırları kırılmış, oynak kemikler çözülebilir eklem yerlerinden uzanırken şimdi bir lades kemiği gibi bozkırda noktacı karıncaların delik deşik ettiği bize yeni kerterizler aç. Bellagio’da Kuşlar Başımızın üzerindeki zarif dallarda siyah, kurşuni renkleriyle küçümsenen üstenci kargalar hariç, Bellagio’daki, irili ufaklı, kuşlar kurşun yaralarından bekliyorlar ölümü güz ikindilerinde. Öyle ki bungun, derin yerlere doğru Tony çevirince dürbününü, bir avcıdan ürker gibi ürküyorlar, İtalyan kuşlarının toplu mezarlarını fark edilmeksizin koruyan sıra servilerde noktalanıyor kurşun yemiş şarkıları, önceleri yemek için vurulurdu, artık spor için savaşta ve barışta, onursuz geçen üç yüzyıldır Biri Olmak “Onlardan biri olmak, arkalarında bir isim bırakanlardan, duaları ulaşabileceklerden. Biri olmak, törensiz gidenlerden, ölü doğmuşlardan; sanki hiç doğmamışlardan, ve kendilerine benzeyen çocuklarından” Apocrypha Sadece hışırtısı sazların incecik pipo dumanı ürkek parafin bir lamba battaniyelere bürünmüş kadınlar ışığa karışmış yüzleri sonra kalanlar geriye: menteşesiz kapı yarım daire şeklinde taşlar balçığa gömülmüş plasentalar Unutulmuşlar doğabilirler mi yeniden yaşayanlar ülkesinde? Başpiskopos ilk oturuma başkanlık yapıyor Gerçek ve Uzlaşma Kurulu. Nisan 1996.East London, Güney Afrika. İlk günde tanıkların sözlerinden sonra başpiskopos ağladı. bıraktı başını üzgünce belgeler, tutanaklarla dolu uzun masanın üzerine, ağladı Ulusal ve uluslararası haberciler filme aldılar onun gözyaşlarını, buğulanmış gözlüklerini, hıçkırdıkça sarsılan omuzlarını, ara verilmesi gerekiyordu. Önemli değil ne düşündüğünüz onun hakkında önce ya da sonra, yerleşim yerleri, kurul hakkında, önemli değil kasıtsız suçları, pişmanlıkları es geçen insan bilimcilerin karşılıklı neler söyledikleri ya da kaç tane uzmanlık tezinin, kitabın, yönergenin örnek gösterildiği, hatta, bu şiirin basitleştirdiğini, abarttığını, duygusallaştırdığını, gizemleştirdiğini düşünüyor olmanız da önemli değil. Uzun bir görüşmeydi, kolalı, mor cüppeli başpiskopos, kurulun başkanı, tanıkların sözlerinden sonra, başını önüne eğdi, ağladı. Böyle başladı toplantı. Aile Reisi on üçünde bir kız yapılacak işleri çok. Yemek artıkları, tüy döken martılar, ıslak, yeni doğmuş yavrular taşır onları kollarının altında sırtında ya da bazıları yürüse de yanında kemikler, mamalar ağır gelir ama düzlüğe çıkmaz hiç hep hastalık içinde, sıkıntıda bekler durur kuyruklarında işporta tezgâhlarının. Ay, iliklerine dek üşümüş yıldızlar habercisi olur yolculukların cankurtaran yerine, cenaze arabası yerine, posta kamyonları getirip götürecek CUMHURİYET KİTAP SAYI 837 SAYFA 39