Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? vasıtası olan sinemanın çeşitli yapımlarla işlediği “tehdit” temel fikrinin sahneye konulduğunu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri operasyonlarını ve stratejik tercihlerini haklı göstermeyi hedefleyen bir araç olduğunu vurguluyor. Asit ya da İksir/ Onur Behramoğlu/ Yitik Ülke Yayınları/ 72 s. 1975 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okudu ve Yeditepe Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yaptı. Sekiz senelik bankacı. “Yeni Film” dergisinde sinema yazıları yazan şair, çeşitli dergi ve fanzinlerde şiir, yazı ve eleştirileriyle yer alıyor. Yitik Ülke Yayınları’nın ilk kitapları arasından çıkan ‘Asit ya da İksir’, Behramoğlu’nun da ilk şiir kitabı. Memleketin Halleri/ L. Doğan Tılıç/ Arkadaş Yayınevi/ 280 s. “İnsanın kendi yazılarına kıyması gerçekten zor oluyor. Bütün günlük yazıları öylece bir araya getirip kitap yapmayı da okura saygısızlık sayıyorum. Kimi yazıların yazıldıkları gün bir anlamı oluyor ancak. Bu yüzden, gazetede çıkan yazılardan kısa sürede eskimemiş olduğunu düşündüklerimi ve yıllar sonra bile okunsa dönemin Türkiyesi üzerine bilgilendirici değeri olanları seçmeye çalıştım.” Bu kitapta, L. Doğan Tılıç’ın Birgün gazetesinde yayımlanmış 126 yazısı 7 başlıkta altında yer alıyor. Bakan Olmak/ Mükerrem Taşçıoğlu/ Bilgi Yayınevi/ 396 s. “En haz ettiğim yaşantım, toplum adına yaşadığım yıllar: Talebe Birliği Başkanlığı, Gençlik Temsilcisi olarak uluslararası organizasyonlarda geçen yıllarım, siyasette ve Bakanlıkta bulunduğum süreç, hepsi bana ‘yaşanmış’ hakiki yıllar gibi gelir. Anılarımda ağırlıkla onları bulacaksınız. 1939’larda Beşiktaş’ta kurulan Cumartesi Pazarı’nda elma, armutun, etin, şekerin fiyatını bulacaksınız. 67 Eylül ve Varlık Vergisi utanç tablolarını, Teknik Üniversite, siyasi liderler, Galatasaray Lisesi’nde tahsil ve oradaki hocaları, acı veya tatlı olayları, 2. Harp yıllarını, Paris’teki yaşantıyı, darbeleri, ANAP’ı benim ağzımdan dinleyeceksiniz.” Bu kitapta Mükerrem Taşçıoğlu’nun anıları yer alıyor. Kuğu Dalışı/ Jeremiah Healy/ Çev.: Şen Süer Kaya/ Oğlak Yayınları/ 276 s. Her şey eski bir dosta iyilik yapmayı kabul etmekle başlar: Onu pervasızca aldatan kocasından ayrılmak isteyen bir kadınla küçük kızını şiddet kullanmaktan sakınmayan kocadan korumayı üstlenir John Cuddy. Ancak kısa zamanda kendini bir kumpasın içinde bulur. Kokain satıcısı koca bir otel odasının beşinci katından aşağı kuğu dalışı yapar, odada ise ölü bir fahişenin yanı başında John Cuddy’in silahı durmaktadır... River Clyde/ Erol Hizarcı/ PMP Basım Yayın/ 124 s. “Başımızı kaldırmıştık ki, alevlerin arasından, toz duman içinden birinin geldiğini gördük. Sırtında bir yaralı taşıyordu. El sallayarak, gelmesi için bağırdık. Sesimizi duyup bize koşmaya başladı. Yaklaştığında, bir Türk eri olduğunu fark ettik. Çavuş tüfeğini doğrultup nişan aldı, biz de öyle yaptık. Türk eri, bunu gördüğü halde koşa koşa geldi, sırtındaki subayı aramıza atıp, gerisin geri koşmaya başladı. Çavuş subayla ilgileniyor, biz ağzımız açık, Türk erini izliyorduk. Durup yer ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 873 SAYFA 35