Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hakan Günday sarsıcı romanı ile ilgili sorularımızı yanıtladı 'Malafa yerel bir romandır. İlk köy romanı kadar yereldir!' Hakan Cünday'ın yukarıdaki başlığı iddialı gelecektir size, ama Doğan Kitap tarafından yayımlanan yeni romanı Malafayı okuduktan sonra bu sözlerin anlamı asıl değer kazanacaktır! Kendisiyle yaptığımız söyleşi de buna vesile olamaya çalışacak! Tek kelimelik adları romanının başlığı yapmaya devam eden ve bu hareketi çok da yerinde bulduğum Günday ile yaptığımız söyleşiyle başbaşa bırakıyorum sizi sevgili okur. D ErdemöZTOP* cvgtlı Hakan Günday, ilk olarak şunu merak edtyorum, son ytllarda romanların nımlert bırer cümleden olusur oldu Sız bu polıtıkayı başından berı ezıyorsunuz, tek kehmelık ısımlerlc okuru selamlıyor\unuz, 'Zargana, 'Pıç .. Üsteltk hepsı de ıddtalı kitap adları hanıl Nıye bu mubalcfct> Muhaletetin varolması için tek bir iktidarın olması gerekir. Ancak hcr ya/.ar ayrı bir iktıdar olduğu için edebiyatta muhalefet yoktur. Sanatın politikadan farkı da budur. Bazı iktidarlar, kitabın içinden çok, kapağında cümle kurmayı tercıh edcr. Bense romanlarımın cstetiklcri ve içeriklerı açısından bir keliıneyı yeterli bulabilirim. Gelclım yenı romanınız, 'Malafa'ya1 Nedtr bunun anlamı, ilk defa karsuasıyorum? Malafa, yüzük ölçüsii almaya yarayan, dibi kalın, ııcu sivri çubuktur. Kuyumcııluk sektöründe kullanılır. Sonuna bir V harfı geldiğinde de sektbr değişir. İlk romanınız 'Kıtıyas ve Kayra dan bir alıntı yer altyor kitabın gırışinde Hcnüz okuma şerefıne erısemedım bu ilk kıtabtnızı, kusuruma bakmayınız, ama bu yenı romanınızla da ılıntılı bir altntı; dunyada aslında dolandırtlanlar ve tecavüz edılenler dıye ıkı ırk vardır; beyazlar dolandırılır, onun dışındakı renklennse ırzına geçılır, aynı beyazlar tarafından Bu düsüncemn ardından şöyle bir cümle yer alır "Ve dolayıstyla turızmı, Üçüncü DünSAYFA 4 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 822 ya ülkclerıne bırakmıştır medentyet." Aralar mısınız bıraz bu cümleyı '•> Tıınzm, fabrikası olrnayan ülkelerin bacasız sanayi olarak niteleyerek meşrulaştırdıkları bir oyuncaktır. Dünya ekonomisinden, özcllikJe üçüncü dünya ülkelerine düşürülmüş bir paydır. Sanayi üretiminin olmadığı ülkelerde cn kolay pazarlanabilecek ürün doğadır. Dolayısıyla güneş ve kum satma /orunluluğu, bir anlamda çaresizlikten kaynaklanır. Ancak turizm beldesi olmayı yöre halkı seçmez. Bir bölge ya da ülkenın turistik olup olmadığına tatile çıkan, geli^miij ülke vatandaşları karar vcrir. Onların insafına kalmış bir ekonomik harekcttır. Ycrelliğin önem kazandığı bu sektörde, turistik yörenin sosyal gelişimının durdurulması gerekir. Satılan, o bölgede durmuş olan zamandır. Satın alansa, bir uçakla zaman içinde yolculuk yapar. Ancak hiçbir şeyin mükemmcl olmadığı bu dünyada, Örta Afrika'da, üzerlcrinde Nike yazan tişörtleri çıkaranlar kabile dansı yapar. Kısacası, ya turist olursunuz ya da turistik. Bunu belirleyen de dünya ekonomisindeki yerinizdir. Şunu merak edtyorum, bu romana başlamanızda, hareket noktanız, kitabın son satırındakı, "Dünya bir tezgâhtır" \özü olabıltr mı(ydı)? linen kurallardan muaf bir hayat yaşayanların kaybettikleri ve kazandıklarıyla ilgilidir. Bütün bunlarda ilgimi çekense kendilerıne ait bir dünyaları, bir lisanları olmasıdır. Malafa yerel bir romandır. ilk köy romanı kadar yereldir! Ve sözkonusu yerellikten sözedcn romanların ilkidir. Romanda bazı kelımeler farklı ısımlere bürünerek karsımıza çtkmış; 'ahçık', 'dacık', 'mart' Bunun sebebı nedır, çekınme? Tıcarct dılı? Ticari sırrınız ne kadar fazlaysa, ticarette o kadar fazla kazanırsınız. Tezgahtarların ayrı bir dili olması gerekir. Çünkü yapılan iş satmaktır. Tezgah atılan kiBİRHAYATTARZI şinin yüziine bakarak arkasından konuşma zorıınluluğu buradan kaynaklanır. Kitabın 54 sayfaundan bir cümle alınttlamak ıstıyorum müsademzle "Her Hayattaki hcr türlü müzakere için bu ne kadar tezgâhtarın hast az konuşur, çok şarttır. Tezgah atan cephenin saklamak konuşturur dense de, tsvıçrelılcre atdacak istediği konular daima vardır. Bazen anlaşılmamak, bazen de anlamamak gerebir tezâhta kullanılacak kelıme sayıstyla kir. roman yazılır." Yılın bellt db'nemlerını Antalya 'da geçırıyorsunuz, kahramammz Gizli sözcükler eşliğinde şu cümleyı irKozan gıbı, stz de bırjetvellery Center'da deleyelım tstersemz; "Turizm, bir scrabı çalışarak, esinlenip bu romanı mı yazdınız tram karşıltg'ı izletmektır." yoksa? Btraz bu romanı yazma sebebinizi On bir ay çalıştıktan sonra, valizleriöğrenmek ıstıyorum. nizi toplayıp üç bin kilometre uzaklıktaki bir ülkeye boşuna gelmezsiniz. Sizi karşı Malafa, bir hayat tarzını anlatır. Türlaması gercken bir gösteri omalıdır. En kiyc'de yaşayan ancak Türkiye'yle hiçbir azından semtinizdeki turizm acentesinde ilgisi olmayan insanların günlerinden ve size vadedilmiş olan budur Eğer neyin gecelerinden sözeder. Dev kasalarda, bi Evet, dünya bir tezgâhtır. Hem üzerinde ya^ayana atılmış bir tezgah, hem de üzerinde yaşamak için tezgahtar olmayı gerektıren bir tezgah. Doğduğumıızdan itibaren bize satılan bir dünyadır bu. Oncc televizyon satılır, sonra eğitim sistemi. Daha sonra da ekonomik sistem. Ve bız hepsıni satın alırız. Karşılığını da bazen parayla, bazen kişiliğimizle öderiz. Dünyayı satın almamak mümkün değildir. Çünkü o kadar iyı tasarlanmış bir tezgâhtır kı, daha ne olduğunu anlamadan kendimizi mezar yeri satın alırken buluruz.