Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KISA KISA... KISA KISA... KISA KISA... KISA KISA... duygu, duşunce ve yaşantılarını tum gcr çeklığı, başarılı kurgusu, dılı ve tarıhscl arka planıyla anlatan Eroğlu ben/er an latım başarısını bu romanıyla da surdu ruyor Fiyortlar n SennurSEZER S on yıllaıda 'toplıım dtşı' dıye ad landırılabılccek evsı/lerın sayısı ne kadar arttı farkında mısınızı> Yavaş yavaş dukkânlann onune eskı kolıkrı serıp yatanları paık kancpc sınde geceleyenlerı, yoncd kavşak altla rınddkı yeşıllıklere uzananları kanıksa dık Kar yağmaya başladığında bu çare sı/ ınsanların bazıları toplanıp bır spor salonunda barındırılıyor, bu drada yıka nıp arıtılıyor Saçları kesılıyor, karınları doyuruluyor, hava açınca bu "mutlu ve sıcak gunler" sona erıyor Ne arayan var onları ne soran Darulaceze sankı başka bır amaçla kurulmuş Sokdk ço cukları ıçın ne yapılacağınıysa bu ışın so lumlııları bıle tam planlamış değıl Bu konunun Brczılya'dakı gıbı 'ıtlaf 'la ço zumlenmedığıne şukredılıyor Bu yersız yurtsuzlann bır toplumsal problem olduğu gerçek Ama onların ne duşundukleıı neden sokaklarda oldıık ları konusuna pek eğılınmcdığı de bu gerçek Bu 'dışlanmışlar'a aykırılıkları yuzunden ydlniz kalanlaı/dışlananlar da eklencbılır Ruhan Mavrıık, Yılmaz Ye şıldağ ıle bıthktc yıllar once bu turden ınsanlarla konuşarak t,vrensel'e bır ya/ı dızısı ha/ırlamiştı Dızının ddı Fıyort lar dı Bu şııısel yazıların hangısı Ru han ındı hangısı Yılmaz'ın bılmıyorduk Ruhan bu ya/ı dızısının arşıvde gazete sayfalarında kalmasına razı gelmcmış, kendı yazdığı "dışlanmış' ları ayırnıış, onlann ruh durumlarına uygun şıırler, onların seruvenlerının devamını eklemış Ve bır yenı fıyort tıpı oları "Nıhan "la kı tabın seruvenını de ozctlemış Boylece "ınsan atmak serbest çop atmak yasak alt başlığıyla ozetlenebılecek bır seruven dızısı çıkmış ortaya Ruhan Mavruk anlattığı ınsanları ne den fıyort dıye adlandırdığını şoyle açık lıyor kıtabının onsozunde "Kuzcyde nızlerınde dalgalar çok acımasız vurur kıyılara, tuzludur Bır yandan yıpratıp aşındırırken bır yandan dantel dantel oyar, acının en guzel bıçımını verır onla ra Bund fıyort' denır üykulerımdekı ınsanlara bu adı verdım Yaşam cn sert dalgalarını vurup bıçınılendıtmış onlaıı Yorulmuşlar yorulmasina ama dcnızın tadı tuzu guzcllığı smmış ustlerıne So kulgan ve mağrur hcm uzağınızda hern ydkınınuda Once ıç dunyalaıını çal mak ıstedığını/ı sanır, ofkeyle kaçırırlar gozlerını Bır kcv guvendıler mı her şey lerını paylaşırlar smnle Ne anlatırsanız dınlerlcr ama bıı şey sorma/lar Bır du ruştan, bıı bakıştan yakanızı boğa7inı/a dek kaldırmanızdan tum oykunuzu oku yabılırler çunku Derınlemesıne yaşamış îardır acıyı, sıyah beyaz değıl tum tonla nyla " Yaşlı bir dansözden, bir yetiştirme yurdu çocuğuna.. Ruhan Mdvruk , Hyortlar'da yaşlı bır dansozu de yaşı 18'ı bulduğu ıçın sokak ta kalan bır yetiştirme yurdu çocuğunu d<ı anlatıyor Ama en çarpıcı anlatımlar dan bırı "çop atmak ydsaktır ' yazılı bır levha asılı çop konteynırında barındnın oykıısu "Akşamın ılk ışıkları solgun pı rıltılarld duşmeyc başlamıştı çoplerın bı rakılmadığı kuçuk sokağın buzlu taşları na Kumpıı kutusunun kapağını açıp yas tıklarını ve battanıyesını çıkardı, sılkele dı Sonra ozenle yenıden yerleştırdı Ay Îardır ustunde çop atmak yasaktır yazan bu kutunun ıçındc dırenıyordu soğuğa, ruzgâra Semt sakınlerı onunla bır ger çekustu fılm kartsınde tanışmış sankı "Bır sabah sokak oıtasında kırmı/ı koltuklar ve sehpalarla karşılaşınca hepı mız şaşırmıştık Sehpanın uzerındekı va zoda çıçekler vardı Bır de supurge, ko şeye dayanmış Sokağı tertemı/ tutuyor, esnafın ufak tefek ışlerını goruyordu Sonra kedılerı ve kopeklerı de oldu Şeh rın ortasında gorkemlı bır Robenson'du artık " Sonrasını "ılk yağmurlarla koltuk ları ve vazosu gıttı once"dıye anlatıyor Mavruk Sonrasında o sahıpsız bır olu dur Soğuktan donmuş bır "evsız" Ben bu satırları yazarken bır televız yon programcısı, kımsesız ya da korun maya muhtaç çocukların kaldığı bır yu vadakı dayak olaylarını anlatıyor Anlata nın sesı kıtabın yetiştirme yurtlarının on sekızınden sonra gençlerı dışarıdakı ya şama bırakmasını anlatan satırlarının us tune duşuyor "Bak, her şey senın; hava, yağmur, top rak kokusu , açlık ve yalnızlık bedava Koş kucakla dunyanı' " Ruhan Mavruk, dış dunyaya ayak uyduramayan bır ornekten tum yurt çocuk larını anlatıyor Dışanyı tanımadan doğru durust bır meslek edınemeden kendılerını kapının dışında bulanların yaşadık ları sarsıntı, yoksulluk ve genç olumlerı "guluyorsam çığdemler ıncınmesın dı yedır ne zaman bır soz değse yaraya ıçıme akıyor tuzlu denızler" dunyasının kapılarına da dayandılar bır gun Yoksulluğu arttıkça 'onurlu yalnızlı ğı' cksıldı Ruhan Mavruk (1956), lırık bır şaırdır 1da Dağı Çoz Benı (1994), Leyladan Ben (1998) adlı şıır kıtapları Derınlığın Se rınlığı (1998) adlı bır deneme kıtabı var 'Fiyortlar "da yer alan şıırlerıyse kımı 7A man anlattığı oykuler kadar sarsıyor oku ru Değer yargılarının değışmesını, genel yo/laşmayı acı bır guluşle şoyle anlatıyor "b/ıt pa/arı ndd ( ) topdl muteahhıtle kaçtı dıyorlar Aslı Kerem de )igolo olmuş yaşlı bır dulun kapısında kadrolu yapacaklarmış yakında reklam metnı yazıyormuş Baba Zeus eh1 Ekmek parası dıyormuş hanı şoyle boş zamanlarda odul sdlonunu basıp başkanın kafasında paralamış plaketlerı Neyzen selamı var ıçerde daha rahatmış Yunııs u 'jırnak'a surduler Pır Sultan'ın başına da odul kondu yakalarlarsa bır daha asacaklarmış Ruhan Mavruk un "fıyort'larından yalnızca bırı, bır genç kadın kurtarmış butunuyle kendını Elbet kddınlığın us lanmaz dırencı dıyeccksınız ya da genç kadın gerçek bır fıyort değıldı Oysa htrkesm ıçındc bır fıyort var () yuzden fiyortlar yan yana gelse ve dıren se (jtmıler fırtınalara karşı ne çok sığınak bulurlardı *Fiyortlar/ Ruhan Mavruk/ Daıma Yayınulık/ 10H s KUZEY İLE SAMİ Eroğlu'nun oncekı romanlarında daha çok bır başka ınsana yaıdım ctmek ya da onu ortadan kaldırmak zorunda kalan bı reylerın trajedısıne tanık olurken, bu ke/ aşkın bunyede bıraktığı trajık yanın, ku racak duşlen, enerjılerı kalmaydn, kışısel ve toplumsal tarıhlerıyle ılışkılerı sorunlu olan ınsanların hıkâyelerının kaleme alın dığını goruyoruz Duş Kırgınları'nda,' 1 80'nın uzerınde bır boy, hıç kalınlaşmamış, omuzları ha fîfçe dışarı çıkmış bır beden, kumral saç lar, ırı ama coşkusuz, ız bırakmayan ba kışların dokulduğu renksız gozler ve ya şını ele vermeyen bır yuz" yanı, "hayatını huznunun şıırıne donuşturen "(s 3) Ku zey ıle otuz ıkı yıldır bırbırlerınden ayrıl mayan, ve 'aslında butun yetışkın omur lerı neredeyse' beraber geçen Samı'nın hıkâyesıne tanık oluyoruz Turkıye'de mılıtanlar arasında sıvrılen, polısın kurduğu tuzaklardan başarıyla kurtulan Kuzey, 12 Mart darbesı olunca once Fılıstın'e, oradan Almanya'ya geçe rek burada partı' kanalıyla kadım dostu olacak Samı'yle tanıştıktan sonra bırlıkte Amsterdam'a gıdeıck, 'son tahlıldc her eylemcı bır seruvencıdıı ' duşuncesıyle açık denızlere sefer yapan bır şdebe taytd olarak yazılıp, on bır ay okyanuslarda do laşıyorlar Bu arada 'partı den atılan 'yol daşlar', 1974 genel amndan yararlanarak Turkıye'ye donuyorlar, ama yenı donem onlar ıçın adeta duş kırgınlıklarının da başlangıu olmaya başlıyor Zıra, 1979'da faşıstlerın kurduğu tuzakta Samı'nın ba caklarını kaybetmesı, ardmdan gelen 12 Eylul darbesıyle Kuzey'ın tekrar tutukla nıp, on uç ay ıçerıde kalması ve 'hayatını ozetleyıp, sırtına asmasına' yol açan bır takım ışkencelerden geçmesı savrulmala rına, yenı arayışlar ıçerısıne gırmelerıne yol açıyor Bu sureçte Samı'nın sakat kal masından dolayı sıyası baskılar ve ışken celere pek maruz kalmadığını, uzun sur meyen bır evlılık yaptığını oğrenıyoruz Yer altına geçmeden, yanı darbeden on ce, edebıyat fakultesınde okuyan Ku zey'ın hıkâyesını ıse, uzun olacak ama, Samı'den dınleyelım "Blr ıkı kez yazma yı denedı, ama bıtırdığı bır tek oykuyu bıle hatırlamıyorum, ya da ben gorme dım Bana sorarsanız, dergı çıkarma me rakı da bu kısırlığının bır sonucu Edebı yata bır bıçımde yakın olma ısteğı Guya 'Duş KırgınlarT adını verdığı bır ro man yazacaktı Onca yıl tstanbul'da yaşa dıktan sonra Karaburun gıbı gozden uzak bır yere yerleşme kararının ardında da bır turlu başlayamadığı bu roman var dı Hoş, ona sorarsanız, 'buraya bır kadı nın peşınden geldım der ya' Cîerçekten de uçuncu dergıyı de batırınca, o sırada bırlıkte olduğu kadınla geldı Karabu run'a 1995'de Gelır gelme? Karayel Otelı'nı devraldılar Ama kadın bır yıl bı Ie geçmeden bızımkını borçlarla bıraka rak, çekıp gıttı "(s62) Bundan sonra ıse, Kuzey'ın ıçkıye yoneldığını, ağabeyı Salım'ın ısrarlarıyla tedavı olup ıçkıyı bı raktığını, ancak bunun u?un surmedığı nı, gerçekte Afrıka'ya gıtmek ısteyen ve bunun ıçın Kızılhaç'a başvuru yapan, 1998'de ıse fok balıklarının olumu hak kında bır araştırma yapmak ıçın Karabu run'a gelcn Boşnak kokenlı îjafak'ın, Ku zey ın hayatında yenı ve fırtınalı bır sayfa açtığını goruyoru/ Oyle kı Samı'nın de belırttığı gıbı, ^a fak bır 'mılat' oluyor onlar ıçın "Çıkma/ bır sokağı andıran, guneşın Tanrı'nın ya rasından dıışen bır kan damlası gıbı bat tığı" Karaburun'da, Kuzey ıle Şafak ara sında yaşanan yaralayıcı, yıpratıcı aşk sa dece kendılerını değıl çevrelerını dc sar sıyor Şafak'ın, Alrıka'ya gıtme teklıfını kabul etmemesı uzerıne Kuzey'ı terk et mesı, Kuzey'm ıse "sevmek bazcn de bı rakmaktır çunku kavurucu bır kavuş K İ T A P Kırgınları Savrulanlar Ruhan Mavruk dışlananları/fiyortları anlatırken ıçınde yaşadığımız duzenı de anlatıyor întelıklerı, kırılganlıkları yu zunden dışlansalar da dunyayı dışlama van, tutunacak dalları olmasa da tutun maya çalışanların savruluş nedenlerı arasında duzenın bızı etkıleyışının de payı var Bızı etkıleyen, neden yapayalnız olanları etkılemesın kı "Ne yazık savruldu Mayro da Bıreyın tek başına durustluk, paylaşım, sevgı gıbı evrensel değerler uğruna dıdınmesı kapı talıst çarkın ıçındekı ınsanlık ıçın olumlu bıı donuşum sağlayamazdı Lİbet Ege menleı kendı değer yargılarını da dayatı yorlardı çunku Onıın hırstan, çıkarcılık tan, duyarsızlıktan anndırmaya çalıştığı D A. Ozan COŞKUN oman yazımında buyuk bır pat lamanın yaşandığı, her geçen gun yenı bır romanın kıtapçı raflarındakı yerını aldığı, ıyı bır kıtabın/romanın krıterının, neredeyse, "çok satan kıtaplar" lıstesıne gırmckle eşdeğcr tutulduğu bır donemdc, adeta kendı okur kıtlesını yaratan ve her geçen gun de bıı kıtleyı kalabalıklaştırmayı ba şaran Mehmet Lroğlu'nun son romanı "Du!; Kırgınlaıı' yayımlandı Mıllıyet Roman Odulu nu ve Orhan Kemal Ro man Armağanı'nı aldığı ılk romanı olan "Issı/lığın Ortası"vla tanıdığım ve genel olaı ak bıı anlamda kcndısının de ıçınde bulunduğu 68 kuşağı devnmcılerının R Ruhan Mavruk Fiyortlar da yaslı blr dansözu de ya$ı 181 bulduğu için sokakta kalan bir yetiştlrme yurdu çocuğunu da anlatıyor SAYFA 18 C U M H U R İ Y E T SA YI 822